Malazan Book of the Fallen

Hocam, @nefarrias_bredd’in dediği gibi bazı detayları atlamışsın.

Çok zaman oldu, bazı şeyleri yanlış hatırlıyor olabilirim.

Kapıda öldürülen adam hiç sevilmeyen, bayağı kötü birisiydi yanlış hatırlamıyorsam. Hatta öldüğüne mutlu bile olmuştu kadınlar. Bir de o han da öyle sıradan bir han değil, suikastçıların sürekli takıldığı, ölümün sıradan olduğu bir han. Belki biraz cheesy gelmiş olabilir, belki daha iyi işlenebilirdi kabul ediyorum ama kendi kabullerin üzerinden değil, oradaki dinamiklere göre yorumlamakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Dujek’e yarım akıllı demek de biraz ayıp oluyor. :slight_smile: Hatırlarsan Laseen, Kellanved’e sadık herkesi temizlemek istiyor ancak Dujek İmparatorluk’un sahip olduğu en iyi komutan olduğu için ona karışmıyor. İleride onun dehasına daha fazla tanık olacağız. Böyle usta bir komutanın bazı şeyleri de düşünmüş olmasını beklemek lazım.

Moon’s Spawn’un altına gelme olayını da açıklamış arkadaşlar. Orada da şöyle bir durum var: Laseen Pençe suikastçılarını yollatıp Pale’in büyücülerini temizlettikten sonra büyü ile saldırıyor. Ama işler istedikleri gibi gitmiyor.

2 Beğeni

@isos81 , Kovan ingilizce ne olarak geçiyor acaba? Büyücülerin yolculuk ettiği, güç çağırdığı sistemin ismi. H, Türkçe bile kovan ne demek anlamadım. :joy::joy:

Warren. Kovan mı demişler ona? Aslında fena değil gibi ama bilemedim. Daha hakim olanlar nasıl yorumlarlar acaba? Çok merak ediyordum tamamen aklımdan çıkmış. Hiç inceleyemedim tabii kitabı. Çok uzak kaldım her şeyden. :no_mouth:

1 Beğeni

Hahah, Warren’ın nasıl çevrileceği burda bayağı ciddi bir merak konusuydu. Warren İngilizce’de tavşan yuvası demek; mecazi olarak da labirent gibi karmaşık, karanlık ve izbe yerleri tarif etmek için kullanıldığını falan gördüm.

Kovan bence fena çeviri değil diye düşünüyorum şahsen; kovanların tam olarak ne oldukları ve nasıl işlediklerini anladıkça sizlerin de görüşleri ne olacak çok merak ediyorum :roll_eyes:

2 Beğeni

Teşekkür ederim. Aynen, Kovan diye çevrilmiş.

Nasıl olduğunu tam beynimde canlandıramadığım için internette resimlere bakayım dedim. Çok garip ve karışık geliyor şimdilik. Seri bittikten sonra baştan sona bir daha okurum muhakkak.

@Huseyin_Oz Arkadaşlar yanıt vermiş zaten, Warren normalde.

Kovan’ı ben de beğendim. Doğrudan aynı anlamı taşımıyor da olsa tınısı güzel geldi. Bir de böyle arıların kovana girip çıkması gibi Warren’a girip çıkılması da sanırım seçilmesinde etkili olmuştur.

2 Beğeni

Henüz 120 sf okudum ama sevdim diyebilirim. Daha önce çok fazla epik fantezi okumadım. Sissoylu’yu okumuştum ama bunun yanında çocuk kitabı gibi kalır :slight_smile: GoT (izledim) gibi karanlık ama daha fazla fantastik öğeler içeriyor. Kitabın ilk kısmı için biraz dayanmak gerekiyor deniliyordu ama ben epey keyifle okudum (gerçi daha %15 bitti).

Normalde kurgu eserlerde not tutmam ama bu seri 10 kitaptan oluştuğu ve 3-4 yıl içinde tamamlanacağı için gerekli gördüm. Bu nedenle çok yavaş ilerliyor şimdilik.

5 Beğeni

Normalde ilk kez fantastik okuyacak kişilere önerilmiyor bu seri ama ilginçtir, forumda birkaç kişi fantastiğe bu seri ile giriş yapıyor yanlış bilmiyorsam. Umarım keyif alırsınız. :slight_smile:

Ben kitabı okurken bazı noktaları anlamadığımda kitap karmaşık diye ben mi anlamadım yoksa yazar henüz açıklamadı mı ikilemine çokça düşmüştüm. Bu noktada reread hayat kurtarmıştı. Birkaç kez tekrarladım bunu ama eğer anlaşılmaz gelirse Tor reread’i okuyun mutlaka.

@Artorias Sizin arkadaşlarda durum nedir? Isınabildiler mi yoksa bıraktılar mı seriyi?

2 Beğeni

Evet bir entrikalar bir şeyler dönüyor diyebileceğim 100’lü sayfalara geldim. Bundan sonra biraz daha akıcı gidecek gibi duruyor.

Maalesef bırakanlar oldu. Okuyup okuyup bir şey anlamama durumuyla barışık değiller sanırım. :slight_smile:

Bırakanların dışında birkaç arkadaşım biz etkinliğe balayınca okumaya başlayacak.

Not: Seriyi bıraktığını söyleyen arkadaşlarım kitabın önsöz kısmını dahi okumamışlar. Şimdi ben söyleyince okudular ve yazarın ruh hastası olduğunu düşünüyorlar. :joy:

3 Beğeni

Bunu bir savaşa benzetecek olursak, illa ki zaiyat verecektik, öyle de oldu. :slight_smile: Belki ikinci kitapla bir şans daha verebilirler. O kitap hem daha derli toplu, hem daha heyecanlı. Serideki en iyi kitaplardan ve birinci ile bağlantılı da değil (direkt 2 ile başlanabilir yani).

Ben dün önsözü okudum, adama saygım bir kat daha arttı. Adama saygı duymamak elde değil diye düşünürken arkadaşlarının “ruh hastası” demesi. :slight_smile:

2 Beğeni

Normalde LOTR hariç pek bir Fantastik okuyan birisi değilimdir ama Malazan’ı ilk sayfalarından çok sevdim. Yazarın detaylı anlatımı ve konuşmalardaki ustalığına hayran kaldım. Müthiş bir evrene adım attığım için pişman değilim. :joy:

8 Beğeni

Önce adamcağız neler çekmiş dediler, sonrada gömmeye başladılar. :slight_smile:

Şimdiye kadar böyle bir eserle hiç tanışmadıkları için tepkilerinin normal olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki kitapla hikaye devam eder oradan bir şeyler kaparız diyorlardı. Ben de bunun mümkün olmadığını ancak 3. kitapla ile devam ettiğini söylediğimde epey kızdılar. Neyse ki ilk 3 kitap bu yıl çıkıyor, belki dönmeleri için ikna edebilirim.

@SJack Yazar kadar kitabın çevirmenine de övgüler dizmemiz lazım. Bence Türkiye’deki en iyi çevirmenlerden birisi. Çevirmenin dilini beğendiysen Kral Katili Güncesi adlı şahesere de bir bak derim.

3 Beğeni

Aslında onun da açıklaması var. İkinci kitabı yazarken diski bozuluyor. Sanırım bi 200 sayfa kadar kayboluyor. Öyle olunca da artık kızıyor mu fikir mi değiştiriyor bilmiyorum, ikinci kitapla üçü yer değiştiriyor.

Böylesi daha iyi olmuş bana kalırsa. 1 2 3 4 diye gitse, 5 de tamamen farklı olduğu için, 1 2’ye tekrar dönmek için çok uzun beklemek gerekirdi.

Bu arada kitapların akış çizelgesini @nefarrias_bredd hazırlamıştı. Timeline’ı merak eden bakabilir.

Sonunda bitirdim. Kitapta aradığım her şeyi bulmama rağmen hikayeye duygularımla bağlanamadım. Bir çok karakterin yapboz parçaları misali tamamladığı 700 sayfalık bir hikaye okudum ancak şu anda bile kendimi “Karakterlerin bir şey yapma nedenleri ve amaçları ne?” sorusunu sormaktan alıkoyamıyorum. Bu bakımdan kitabın en önemli eksisi olarak okuyucunun karakterlere bağlanamamasını gösterebilirim.

Kitabın en sevdiğim özelliği ise fantastiklik dozuydu ve niteliğiydi. Irklar olsun tutumları olsun büyünün günlük hayatta kullanımı olsun, benim gibi bir high fantasy severi tatmin etti. Buna rağmen müthiş bir özgünlükten bahsedemeyeceğim zira bilinen fantastik isimler dışında Ay tohumu Ejderha Mızrağı’ndaki uçan hisarları; Tiste Andii’ler ise kısmen de olsa elfleri(drow) anımsattı. Ayrıca büyü sistemi de Sanderson kitaplarına nazaran çok da özgün değildi. Bununla birlikte hikayenin geçmişindeki ırkları ve tanrıları/ermişleri hikayenin içerisinde daha fazla görmek isterdim.

Eksik gördüğüm diğer bir konu ise karakterler arasındaki güç çekişmlerinin temellendirilmemiş olması. İmparatoriçe ve eski imparator arasındaki veya büyücülerin kendi aralarındaki çekişmenin bir iki cümleden daha fazlasıyla açıklanmasını isterdim.

Kitapta beklentilerimi karşılamayan kısım ise karakter ölümleriydi. Yanlış hatırlamıyorsan bu başlıkta yazarın yarattığı karakterleri kolayca öldürdüğünden söz edilmişti. Başta Paran’ın ölmüş gibi yapmasıyla heveslenmiştim ama serinin geri kalanında görüğüm ölümler beni üzecek veya şok edecek etkiye sahip değillerdi.

Özetle beğendiğim bir kitap oldu tek başına değerlendirirsem bana hissettirdiği hisler açısından 7/10’luk bir kitap. Ancak bana devasa bir fantastik evren konusunda merak uyandırdığı için devam kitaplarında fikrimin pozitif yönde değişeceğini umuyorum.

4 Beğeni

Benim bu kitaptaki en beğendiğim unsur diyaloglar. Siz ne düşünüyorsunuz bunun hakkında? Herhangi bir karaktere karşı merak uyandı mı? Tez Ben, Limeyelken, Kruppe, Caladan Brood, Urgan, Krull en merak ettiklerim mesela. Yani demek istediğim ilk kitabın çoğu şeyi anlatmadığı ve hatta karakterlerle okuyucu arasında köprü oluşturma konusunda yetersiz olduğu fikrinizde bence haklısınız ama en iyi yaptığı şeylerden birisi, en azından benim için, neredeyse her karakter ve evrenin tarihi ile ilgili acayip merak uyandırması oldu.

@isos81 sormuştu sanırım veya başlığını mı açmıştı acaba emin olamadım, ‘‘Kitaplarda gördüğünüz ve beğendiğiniz ilişkiler hangileriydi?’’ şeklinde bir soru vardı. Onu görünce direkt aklıma kısa sürse de Paran ile Limeyelken arasındaki ilişki geldi. Çok güzel bir yazım. Öz. Ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?

Çok dikkatimi çekmemişti, siz söyleyince fark ettim. Diyaloglardan ziyade karakterlerin kendileryle veya başkalarıyla konuşmaları o karakterin kişiliğini çok iyi yansıtıyor. Rake konuşmasındaki uğraşsız “güçlüyüm” hissi, doğal beyefendilik, Kruppe’nin konuşmasındaki alaycı öğreticilik. Bu kısımları güzel buldum.

Normalde iyi bir kitabı okuyunca devamını ararım, “Ana karakter acaba şimdi ne yapacak?” diye sorarım. Malazan da bu olmadı, karakterlere tam olarak alışamadığımdan kaynaklandığını düşünüyorum. Şu anda okımdığım karakterlerin hikayelerini daha çok merak ediyorum.

Kitaptaki ilişkileri yetersiz buldum Haliyle Paran Yırtıkyelken’in ölüsünü görünce hiç empati yapıp hiddetlenemedim. Crokus Challice ilişkisine de aynı şekilde pek anlamlandıramadım.

Normalde bitirince çok seveceğim serilerle aramdaki ilişki ilk görüşte aşk şeklinde başlar. Malazan’da böyle olmadı, potansiyeli büyük ama ekaikleri fazla olan bir kitap gibi hissettirdi.

2 Beğeni

Bence gayet yerinde eleştirilerde bulunmuşsunuz. Ben de kitabı ilk bitirdiğimde size benzer düşünüyordum. Hatta puanım sizinkinden de düşüktü (6/10). Hatta kitapta en beğendiğim sahne tüm epik olaylardan ziyade Quick Ben’le (Hiçbir güç Ben’e tez detirtemez bana. Kusura bakmayın :smiley:.) çağırdığı iblis arasındaki son konuşma oldu. Umarım seriye devam edersiniz. İkinci kitabı çok olumlu karşılayacağınızı düşünüyorum. Son bir tavsiye: Biraz zor olur ama Malazan’la ilgili yabancı forumlardan, wiki’lerden seriyi bitirene kadar biraz uzak durmakta fayda var.

3 Beğeni

Benim gibi okuduğunu hızlıca unutanlar için 1-3, 2-4 önerilen bir okuma sırası mıdır? Bir de olaylar 5. kitapta birbirine bağlanmış olarak mı ilerliyor?