Tavsiyeleriniz için teşekkürler, seriye devam edeceğim.
Yönlendirme için teşekkür ederim. Korkutucu gözüktü biraz.
Peki kitabı bitiren arkadaşlar bi sıralamaları var mı? İyiden en zayıfa doğru.
Benim de 3-6>7>2>5>8>9-10>4>1
Şahşen seriyi ilk defa okuyan birine yayınlanma sırası dışında bir sırayı tavsiye etmem. Konuya sadece kronolojik bakılmamalı bence. Konsept olarak da her bir kitap öncekinin üstüne koyarak ilerliyor. Alternatif sıralar seriyi ikinci defa okuyanlar için daha uygun bence.
@cantona07 Benim sıralamam 3-5-6-2-7-8-10-4-1-9 şeklinde.
Paragraflarca cümlede anlatılacak bir şeyin tek cümlede anlatılması. Enfesti. Benim de en çok sevdiğim yer orası.
- Ben Adaephon Delat, do you pity me?
- Yes
En kötü kitap birinci diyorsanız, diğer kitapları merak ediyorum. Bitirdiğimde uzun bir yorum bırakacağım ama şu anlık enfes ilerliyor. Karmaşa konusunda katılıyorum, karışık. Hal böyle olunca çözmeye çalışmak yerine olaylara kendimi bırakarak okuyorum. Zira epey soru işaretini öylece bırakıyor kitap ve bunlarla yorulmak yerine akışına ilerliyorum.
Yazmayı unutmuşum, kitabı bitirdikten sonra fikrim değişmedi Ay Bahçeleri’nde en sevdiğim karakter Kruppe oldu. Paran’a sempati duysam da fazla power up aldığı için çok sevmedim.
Spoiler içeriyor.
Haha arkadaş ne hafıza varmış sizde ya. Açtım bir daha okudum o diyalogu, güzelmiş. Zavallı iblis kardeş, senin emekçi hakkın ödenmez…
Kruppe’nin bu kadar sevilmesi şaşırtıcı. Kendinden 3. tekilde söz etmesi, daima salağa yatması, cinliği, sürekli aba altından sopa gösterecekmiş gibi hissetirmesi çok hoştu, kabul.
Ancak bana iki tane adam gibi adam seç deseler: Baruk reyizi politik zekâsı, kendine güveni ve Rake’le olan sohbetleri; Rallick Nom reyiziyse ağırbaşlı, no-nonsense mizacı yüzünden seçerdim.
Paran sanırım kitabın young adult kitleye hitap eden kahramanı. Bende pek bir tat bırakmadı.
Hocam her cümlenize ayrı yorum yapmak isterdim ama spoiler olur diye sessiz kalmak zorunda kaldım, heyhat.
Ama Paran’a ben de sonraki kitaplarda ısındım şahsen. Çoğu karakteri end-game’lerinde izliyoruz; ama Paran gözümüzün önünde büyüyor o açıdan hoşuma giden birisi.
İyi yaptın hocam, spoiler yemek istemem. Kruppe’den büyük işler bekliyorum. Hangi kitapta olur bilmem ama tanrı mertebesine falan erişecek diye bekliyorum. Hatta şimdiden öyle bile olabilir. Gizemi tam ayarında bırakılmış bir karakter ilk kitap için.
Paran konusunda dediklerinden şüphem yok, büyüyüp adam olacak, büyük işler başaracak o.
Çok taktığımdan değil ama kitapta en son okuduğum yer Paran ile ilgili malum bir bölümdü ve şu yazılan son 3 mesaj sürprizbozan oldu benim için .
Bu başlıkta spoiler vermiyoruz arkadaşlar. Spoiler konusunda oldukça hassasım, aşağıya spoiler’lı konuşabileceğiniz başlığı ekliyorum.
Bugün başlıyorum hayırlısı ile :)) çevirmen kalitesine kaç verirsiniz ?
Çevirinin kalitesine karar vermek için Türkçesini aslıyla ciddi bir şekilde karşılaştırmamız lazım. Bu işe girişmeye kimsenin yelteneceğini sanmıyorum. Yine de bugün birkaç paragrafı karşılaştırdık ve bu izlenimlerimize dayanarak diyebilirim ki yer yer hatalı, yer yer yazarın ifadelerini yanlış aktaran, üstünkörü bir iş çıkarmış gibi gözüküyor.
Cihan Karamancı gayet kaliteli, yetkin bir çevirmen ama yılda 10 kitap çevirince böyle olabiliyor…
100-150 sayfa kadar okudum, ilk büyülü kitabımdı, yani okumasam da olur kıvamında gidiyor, sanırım bana hitap etmeyecek, takas ederim belki
Aşağı yukarı kitabı yarıladım. Yazarın tarzını da hiç sevmedim. O kadar güzel konu bulunmuş, tanımaya fırsat bulsak karakterlerde iyi düşünülmüş gibi tanıyamadım henüz, neden kitap sahne sahne akmaya çabalıyor ? Sahneler kısa, o sahnedeki olay örgüsü ilgimi çekmeye başlamışken başka bir sahneye atlıyoruz. Başka bir sahnede tam karaktere ısınıp empati falan kuracağız az biraz hop! sahne gene değişti. Zaten kitaba başlar başlamaz karakter, kavram , mekan ve zaman ne varsa yazar üzerimize boşalttı.
Tecrübeli arkadaşlar yazarın bu üslubu ileride düzeliyor mu yoksa ben kitabı okumaya devam ettiğim müddetçe sayıp sövmeye devam mı edeceğim ? Bilgilendirirseniz sevinirim.
Ayrıca bu ilk kitabın basılması bana göre mucize sayılır. Hangi yayınevi ilk defa cesaret edip basmış tebrik ediyorum. Bizim yayınevlerimizin çevirip basmamasını da anlayışla karşılıyorum. Kurgu romanlara gönül vermişlerden başka kim sabredip okur ki bu ilk kitabı.
Serinin ilk kitabı fanlar tarafından en zayıf olarak görülüyor. Yazarın üslubunun da ikinci kitapla rayına oturduğunu söyleyebilirim. Ancak kitaplar devasa kalmaya devam edecek. Karakterleri kullanım şekli de pek değişmeyecek. Her fantastik severin seriyi okumasını istesem de Malazan pek sizlik değil gibi.
Fantastik kurguya gönül vermiş birisi olarak, öznel zevklerim dahilinde, özgün ve düzgün ne yazılmışsa okurum. Dolayısıyla bu kitabın teknik yazım ve hikaye kurgusunun niteliği bakımından zayıf olduğunu kabul etmekle beraber evren yaratımı ve okuyucuyu fantastikliğin içine dahil etme konusunda başarılı bir iş yaptığını düşünüyorum.
@HamdemitAbi Devam kitapları ne kadar iyileşiyor? Okuyucuya ilk kitaptan sonra “oh be gözüm gönlüm açıldı.” dedirtiyor mu?
İyileştiği kısım neresi?