Herkese selam, uzun zamandır kafamı kurcalayan bir mesele var: Malazan Yitikleri serisine başlamak. Adını sık sık duyuyorum, herkes efsane diyor ama bir yandan da cidden gözümü korkutuyor. Kitaplar kalın, karakterler saymakla bitmiyor, olaylar karmakarışık…
Başlayanlar veya okuyanlar, yarıda bırakanlar: Siz ne düşünüyorsunuz? Malazan’ın sırrı nedir? Bu seriye dalmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Benim için asıl soru şu: Malazan’a başlamak cesaret ister mi, yoksa doğru yaklaşımla, sakin adımlarla okumak mümkün mü? Sizce bu seri kimlere hitap ediyor? Efsane olmasının sırrı ne?
Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum, çünkü ben karar veremedim; bu koca dağ mı, yoksa keşfedilecek gizli cennet mi?
Gözünü korkutmak istemem ama kendi adıma şunu söyleyebilirim ki okurken beni en çok zorlayan seri oldu Malazan. Yazar sanki dünyayı biliyormuşsun gibi seriye başlıyor ve çoğu kitapta olan büyü sisteminin açıklanması ve bulunulan evrenin nasıl bir yer olduğu gibi konular çok çok sonra anlatılıyor. Hatta tam olarak anlatılmıyor bile.
Ben bunların farkında olmadan başladım seriye. İlk kitapta yer alan olayları anlıyorum galiba derken kitap bitti. İkinci kitapta anlarım galiba diyordum ama ikinci kitap ilk kitaptan alakasız karakterleri ve olayları anlattı. Üçüncü kitap ilk kitabın sonuna dönüş gibiydi ama ikinci kitaptan pek bahsedilmedi. Bu durum beni acayip yormuştu ve 4. kitapta bırakırım seriyi böyle beni sağa sola savurmaya devam ederse diye düşündüm. Dördüncü kitapta da yazar “al sana yeni karakter ve yeni bir mekan” diyerek benim isyanımı görmesine rağmen eli yükseltti. Bırakmayı düşündüm ama 4. kitapta tanıştırdığı karakteri o kadar beğendim ki bırakamadım. 4. kitap zaten 1-2-3’te yaşanan şeyleri de toparlamaya başladı bi yandan. 4. kitabı bitirince tekrar okuma yaptım 1-2-3’ü ve dünyayı çok daha iyi anladım. Dedim “tamam, Malazan bende artık” ama ben bunları söylüyorken yazar kahkaha atıyormuş muhtemelen çünkü 5. kitap ilk 4 kitapla alakasız bir kıtada, alakasız olayları içeren, ilk 4 kitapla neredeyse 0 bağı bulunan bir kitaptı. Söve söve başladım kitaba ama bu kitap benim çıkan 6 kitap arasındaki favori kitabım oldu. Hem olay örgüsü, hem karakterler muazzamdı. En son çıkan 6. kitap da çok iyiydi ve zaten artık olaylar birbirine bağlanmaya başladı iyice.
Ben böyle dedim ama 7. kitapta yazar yine başka bir kıtada sıfırdan bir olay anlatabilir ama zaten tavladı beni artık. Okurum her türlü.
Kitapta yer alan karakterlerin kim olduğu ve ne yaptığı konusunda not tutmadığım için pişmanım. Kitaba başlayacaksan her bir karakterin hangi olay ve kiminle etkileşime geçerek kitaba giriş yaptığını not almanı öneririm.
Okuduğum hiçbir seriye benzemiyor. Malazan’a başlamak kesinlikle cesaret ve heves ister. Benim için "söve söve okuduğum bir seri"den "çıkmasını merakla beklediğim bir seri"ye dönüştü.
Cevabın için çok teşekkür ederim, kelimenin tam anlamıyla hem gözümü daha da korkuttun hem de içimde tuhaf bir şekilde “yahu acaba?” dedirten bir merak tohumu ektin. Böyle yarı isyan, yarı hayranlık dolu anlatımlar beni hep etkiler zaten. Çünkü gerçek bir şey var orada. Okurla kitap arasındaki o tuhaf, karmaşık bağ.
Malazan’a dair hep şöyle bir hissim vardı: Sanki bir kitap serisi değil de, girince seni yutacak koca bir dünya. İçinde kaybolmakla büyülenmek arasındaki o ince çizgide gidip gelen bir okuma deneyimi gibi. Senin anlattığın da tam bu. Baştan “ben neyim, kimim, kim burada ne yapıyor?” diye diye savrulmak… ama sonra bir yerden sonra bırakıp kendini akışa, o da seni çekip içine alıyor galiba.
Bu “söve söve sevme” hâli çok tanıdık geldi. Bazı hikâyeler seni yorar, hatta sinirlendirir, ama bir türlü de bırakamazsın. Çünkü bir yerlerde seni içine alan o büyük şeyin parçası olmuşsundur artık. Malazan da biraz öyle gibi duruyor. Kolay değil ama kıymetli galiba.
Not tutma meselesini de ciddi ciddi düşüneceğim. Zaten kafam kalabalık, kitap bir de üstüne zihin jimnastiği gibi olursa kısa devre yapmam an meselesi
Ama özetle… Sanırım biraz cesaret, biraz sabır, bolca da içsel şamata ile başlanabilir. Belki de zamanı gelmiştir.
Tekrar teşekkür ederim yorumun için. Gerçekten yol gösterici oldu.
Aklımdan geçen yorumlarin aynısını paylaşmissin. Yazar acı çektire çektire seriyi sevdiriyor. Çok üst düzey bir seri. Fakat haddinden fazla okuması zor ve yazarın bunu bilerek yapmasi insanı çıldırtıyor. Tekrar okumalar yapılmadan anlaşılması imkansız bir seri.
Ben kitaplarını okumuyorum bu başlığı sadece merak ettiğim için takip ediyorum. Binlerce sayfalık bir seriyi bu kadar okuyup sevilen ne var acaba diye. Anladığım kadarıyla dark souls gibi bir kitap serisi ama aldığım bazı populer fantastik seriler var onları okuyup öyle bu seriye öyle başlamayı düşünüyorum.
Henüz Dark Souls serisinide okumadım maalesef yani aslında çok fazla fantastik okumadım. Amber Yıllıkları ve Kara Kule serisini okudum (sayılıyorsa…) Bu seri çok fazla dikkatimi çekiyor. Yayınevinde çalışıyorum diğer yayınevlerinin dağıtımını yapıyoruz kendi kitaplarımızla birlikte sürekli gözüme gözüme giriyor seri
Fantastik öğeleri, etkileyici ve kendi içinde tutarlı bir evrenin içinde, cana yakın şekilde okuyucuya sunması.
Her kitap doğru yaklaşımla, sakin adımlarla okunmalı. Malazan, diğer bir çok fantastik esere kıyasla, daha fazla dikkatle okunması gereken bir seri ancak özel hazırlık da gerektirmiyor.
Serinin atmosferi, karakterleri ve olayları birbirleriyle mükemmel bir uyum içinde yazılmış. Yazarın; özgün fikirleri, üst düzey edebi anlatımı ve tutarlığığının bşr araya gelmesi Malazan’ı “efsane” statüsüne çıkartıyor.
Kesinlikle al ve başla. Diğer arkadaşların da dediği gibi kendine sövdürtüyor ama söverken bir yandan da sırıtıyorsun. Huşu ile okuyorsun kitabı. En arka sayfalarda sözlük tarzı bir şey var ve ben bunu 100. sayfada keşfetmiştim. Okurken arada bak, pek açıklayıcı değil ama olsun. Zamanla kafana oturur her şey okurken, dert etme. Okuyacağın en iyi kitaplardan diyebilirim. Fantastiğin zirvesinde bir şaheser.
Sadece 7 olsa iyi, 9. Kitap tamamen değişik bir bölgede geçiyor, hatta 10. Kitapta bile yeni bölgeler, karakterler geliyor Sadece 8.kitap Darujhistan’da geçiyor, gerisi sürekli sürpriz.
Çok teşekkür ederim bu dengeli ve açıklayıcı yorum için. Malazan’la ilgili hep kafamda şöyle bir şey vardı zaten: Zor ama değerli bir okuma. Senin söylediklerini okuyunca bu düşüncem iyice netleşti.
“Dikkat istiyor ama özel hazırlık gerektirmiyor” demen çok içimi rahatlattı açıkçası. Çünkü bazen insan böyle serilerde “acaba yeterince hazır mıyım” diye kendini baskı altında hissediyor. Ama belki de mesele sabırlı olmak ve acele etmeden okumak.
Senin “atmosferi, karakterleri, olayları birbiriyle uyum içinde” dediğin noktaya da ayrıca dikkat edeceğim. Çünkü bazen başta anlamasak bile, bir süre sonra o bağları fark etmek büyük keyif veriyor.
Yani… sanırım yavaş yavaş cesaret gelmeye başladı. Bu yorumu okumak iyi geldi. Teşekkür ederim tekrar.
Ahah aynen! “Sövdürtüyor ama sırıtıyorsun” çok tanıdık bir his. Bazı kitaplar vardır, okurken delirirsin ama bırakamazsın. Galiba Malazan da tam o tarz.
Arka sayfalarda sözlük olduğunu şimdi öğrenmem çok iyi oldu. Çünkü büyük ihtimalle ben de yüz sayfa boyunca “bu neydi ya?” diye diye kafa patlatırdım. En azından biraz nefes alacak yer olur. Çok açıklayıcı değil diyorsun ama olsun, moral verir.
“Fantastiğin zirvesinde şaheser” demen de bayağı etkiledi beni. Çünkü ben de böyle dünyası dolu kitapları seviyorum ama biraz gözü yemeyince korkuyorsun haliyle. Sanırım Malazan’a başlamak biraz cesaret, biraz da sabretme meselesi.
Chatgpt ile haşır neşir olanlar anlıyor hocam. Belli kalıplar var oradan yakalayabilirsiniz. Yapay zeka öyle bir hale geldi ki insanlar hiç bilmedikleri konularda yorum yapmaya başladı. Karşısındaki kişi anlamazsa ne âlâ, muhabbete devam
Ve ne yazık ki bahsedilen arkadaşın forumdaki tüm yazıları ChatGPT’den kopyala yapıştır yapılmış. Özellikle “forum” gibi ortak beğenilerin ve ilgi alanlarının gerçek insanlarla kesiştiği ve bu sayede onlarla anlamlı etkileşimlere geçebildiğin bir mecrada bu tarz insanlıktan uzak robotumsu bir iletişimde bulunmak son derece anlamsız ve bir o kadar da diğer kişilere saygısızlıktır kanımca.
Bir insan yazım ve imlâ hataları yapmaktan, devrik cümle kurmaktan, göze ve kulağa hitap etmeyecek, yeterince sofistike gözükmeyecek yazılar yazmaktan ve bu minvalde türlü sebeplerden dolayı çekindiği için bu yola başvuruyor olabilir ancak emin olsun ki doğru yol bu değil. Karşımdaki kişinin sahte ve botumsu bir kimlikle 30 senelik köşe yazarı edasıyla veya usta bir film/tiyatro eleştirmeniymişçesine cevap vermesindense her ne kadar basit ve hatalı olursa olsun gerçek bir insan gibi, kendi gibi cevap vermesini yeğlerim.
Yalnız baya güldüm. Sorusuna cevap verdiğim arkadaşın diğer arkadaşlara da cevap verdiğini görünce kendi kendime “lan ben bu muhabbetleri bi yerden tanıyorum” dedim. Meğer eleman chatgpt’nin bizi yalandan gazlamasından sufle alıp gazlıyormuş. Hâlâ gülüyorum.
Tebrikler @ziggystardust. Bu kadar saygısızca olarak görebileceğim bir şey anca bu kadar hoşuma gidebilirdi.
Yeni dünya düzenine ayak uyduramıyorum. Dikkatli okuyunca bende fark ettim ama sizler demeseniz hayatta anlamazdım. Aklıma Nokia 6600 telefon geldi bak şimdi. Hey gidi günler. Şimdi elde yapay zeka ile istediğin kılığa bürünebiliyorsun.
Bende fark ettim gibi oldum ilk soru geldiğinde, o nedenle hiç cevap veresim gelmemişti. Mesajlara devam edilince iyice belli olmuş, valla akıl sır erdiremiyorum ben artık
Şurada bir avuç insan 3-5 kitap okuyup iki kelam muhabbet çevireceğiz alt tarafı, yapay zekadan cevap alıp atan var yapay zekayla konuşup önemli bir insanla röportaj yapmış gibi paylaşan da var İnsanlık anlamadığım bir yere giderken iyice insanlığını kaybediyor Bu tünelin sonu iyi değil .
Ya da biz iyice dede kaldık artık bilemiyorum YZ eleştirince teknoloji düşmanı oluyoruz her yerde
YZ yi çok seven arkadaşlar bi zahmet sadece onla vakit geçirsinler, nasıl olsa her sorunun cevabını da veriyor. Her derdin devası da oluyor. Biz size göre analog kalan dünyamızda devam edelim.
Evet AI kullandım. Kullanıyorum da. Ben yazıyorum chatgpt düzeltiyor. Fikir benim. Kelimeler benim. Linçliyorsanız linçleyin umrumda değil. Açıkçası sizin onayınıza ihtiyacım yok. Siz ne derseniz deyin ben burdayım. Yazmaya da devam edeceğim.
ama aldığım bazı populer fantastik seriler var onları okuyup öyle bu seriye öyle başlamayı düşünüyorum.
Aklıma Nokia 6600 telefon geldi bak şimdi. Hey gidi günler. Şimdi elde yapay zeka ile istediğin kılığa bürünebiliyorsun.
İnsanlık anlamadığım bir yere giderken iyice insanlığını kaybediyor