Bilerek yapmadığınızı biliyorum. Dikkat edin diye uyarıyorum. Bir süredir yapıyorsunuz ve düzelir diye bekledim ama düzelmedi…
Konuya da kendi fikrimi yazayım. Her şey iyi, hoş ama şu an bile eleyerek alıyorum. Seçici oluyorum ve eğer bir kitabı normalde yüzde 50 indirimle bulamazsam ve bulmuşsam alırım çünkü diğer başlıkta da dediğim gibi 10 bin kişi fosur fosur alırken 200 kişi alsa ne olur, almasa ne olur?
Diğer yandan şimdi protesto yaparak ite kaka alabileceğim kitabı sonra hiç alma imkanım olmayabilir. Bunun bana zerre faydası yok. Zamanında alırım dediğim hiçbir kitaba şimdi sahip değilim ve pişmanım. Keşke başka saçma ihtiyaçlarımı alacağıma onları alsaymışım. Keşke diyeceğim şeyleri artık yapmıyorum ve bu konuda daha önce keşke dedim. Bir daha demeye niyetim yok. Üstelik ertelediğim her kitabı almaya kalkana kadar tekrar zam yiyebilir, tükenebilir ve 3 ay sonra yüklü bir miktara ulaşabilir. Simdi bütçem sarsılırken o zaman hiç alamam.
Üzücü ve acı bir gerçek de işin arka planını tam olarak bilmiyor oluşumuz. Hiçbirimizin yayinevi yok. Neye mal oluyor, aylık giderler nedir filan haberimiz yok. Yani kısacası fiyatlar inişe geçmeyecek. Şu an bıraksak bile indirim olmayacağı çok net. Bu gerçekle yüzleşmeliyiz ve daha dikkatli kitap seçmeliyiz.
Son altı aydır daha çok ikinci el tercih ediyorum ama üzgünüm sahaf dolaşmak da bedavaya olmuyor. Evimden çıkıp en yakın sahaf bölgesine gitmem 2.5+4+2.5 =9 tl. Bunun bir de dönüşü var. Eh, o kadar süre bir şey didikleyeceğim ve karnım acıkacak, susayacağım. Hadi optimist olalım ve 10 lira yediğimi düşünelim. 28 lira bir sahafa gidip gelmem. Haftada üç kez gitsem 3 kitap parasını buna veririm. Kaldı ki yolda kaybettiğim vakit de cabası. Kadiköy gibi yerlere gitsem daha da çok para gider. En az 50 tl gider. Üstelik 3 saatimi de yolda harcarım. Dolmuşlarda, metrobüste, marmarayda çektiğim koku, itiş kakış, kalabalık da beni deli edecek. Üstelik aldıklarımı da taşıyacağım ve insan gibi sahaf bulana kadar yine delireceğim.
Param varsa yettiği kadar alırım. Yolum düştüğünde ikinci el tercih ederim. Param yoksa zaten alamıyorum. Çok da fazla takılmam. Sonuçta param yok. Olunca düşünürüm.
Ben de katılabilirim. Şu anda İthaki(çizgi roman hariç) ve Akılçelen’i boykot ediyorum. Sandman ve Vaiz’i tamamlarım. Sonrasında Kralkatili 3 Winds of Winter gibi bir şey çıkmadığı sürece yeni kitap almam. Zaten seneye 12. Sınıfa geçeceğim bu kadar okumaya vaktim olmayacak.
Geçen günlerde gözlüğümü kırınca yeni gözlük almaya gittim. 4 sene önce aldığım aynı yerde 3 katı para ödedim benzer bir gözlüğe. Keza teknolojik ürünlere bakarsanız zaten net bir şekilde kur şokundan dolayı fiyatların uçup gittiğini görürsünüz. 10bin küsüre telefon çıkıyor arkadaşlar artık. Az buz satılmıyor. Kitap sektörü de kur şokunu yaşayan sektörlerden. Dolar olmuş 6₺. Kâğıt dolar ile, telif dolar ile vs… Bir kitaba 50₺ vermek gerçekten üzüyor insanı ama şu an hayatımızın her alanında fiyatlar uçtu gitti. Onun için ben indirimleri bekliyorum. Pegasus ve İthaki sık sık %50 yapıyorlar. En kötü %40-45 bandında bulunabiliyor. Enpara kampanyasını kullanıyorum. Boykotla olacak iş olsa ayfoncular boykot yapardı. Keşke kitap almayarak doları düşürebilsek.
Önerim: Cimri bir pislik olup (benim gibi) %45-50 indirime girmeden kitap almayın. Bir de okuma hızınıza göre kitap alın. Ayda 4-5 kitap okuyan birisi gidip 20 kitap almasın örneğin. Bazı aylar hiç kitap almayıp kitaplıktan eritin. Çoğumuzun evi kütüphane gibi zaten.
Ben fırsat buldukça satın alıyorum, fiyatlar yüksek farkındayım ancak her geçen gün daha da artıyor fiyatları. Bugün %50 indirim ile 30-40 birime aldığım ürün yaklaşık altı ay sonra ortalama 50 birime çıkmış oluyor. İmkanım varsa önce kitabın kalitesine bakıyorum sonra da en uygun ve güvenilir yeri bulup alışverişimi tamamlıyorum. Çünkü biliyorum ki eğer şimdi bu fiyatlardan satın almaz isem, daha sonra çok daha fazla verip almaya çalışacağım…
Yayınevi bazında uzun süredir yapıyorum, kendilerine çeki düzen vermeleri on yıl sürse dahi yapmaya devam edeceğim ancak @BiblofilYouTube 'ın dediğine katılıyorum,komple bir boykotun doğru olduğunu düşünmüyorum.
Bence fiyatların bu denli şişkin olmasında sadece ekonomik giderler olduğunu sanmıyorum. Son zamanlarda sürümden kazanma mantığı yerine, İnternetin son zamanlarda büyük kitlelere kullanılması sebebiyle de olsa gerek fiyatlar çok şişti. Sen almazsan 80 milyondan birileri alır mantığı. Çok basıp ameleliğini yapacağıma az basıp voliyi vururum düşüncesi. Benim şu an çalıştığım özel sektörde de aynı mantık gidiyor. Benim gözlemi böyle. Katılırmısınız bilmiyorum?
Aylardan beri sigarayı bırakmaya çalışıyorum. Sigarayı bırakıp eskisi gibi spora başlayayım, sağlıklı bir yaşam süreyim, saçma alışkanlıklardan kurtulayım diyorum ama nedendir bilmiyorum bir şekilde kendime verdiğim sözleri tutamıyorum.
Sürekli kitap alma listeleri yapıyorum. Fiyat belirliyorum, bu ay bu kadar alacağım diyorum. Hatta kitaplıktaki ufak tefek boşluklara bakıp ‘‘Bu boşluğu doldurmak için hangi kalınlıkta bir kitabı alsam’’ diye bakınıyorum. O kalınlıkta bir kitap buluyorum ancak okumaktan zevk almayacağım bir kitap oluyor ben de satın almaktan vazgeçiyorum. Satın almak isteyeceğim, boşluğu tam doldurabilecek, uygun fiyatlı, takip ettiğim serilerden kitap bakayım derken bir bakıyorum öyle bir kitap yok. Çünkü kriterlerim çok fazla. İki kitaplığım da dolu artık almak istemiyorum ama şunu da okusam bunu da takip etsem, seriyi tamamlasam derken yine kitap alıyorum.
Almak istediğim 5-10 kitap kaldı. Ancak ondan sonra kendime söz veriyorum ki başka kitap almayacağım. Elimdekilerin hepsini okusam ve sıkılsam bile kütüphaneden kitap okuyacağımı düşünüyorum.
Hiçbirimizin maaşı 3 katına çıkmadı ama firmaların giderleri yaklaşık 3 katına çıktı. İthal malzemeyle iş yapılıyor, yabancı kitapların telifleri o oranda artıyor. Boykot elbette tüketicinin elindeki bir güç ama kitabını satmak isteyen yayınevi koyabileceği en makul etiket fiyatını koyuyor olmalı mantık olarak.
Sanki pahalanan tek şey kitapmış gibi yazıyor bazı arkadaşlar. Marketteki hemen hemen her şey 1-2 yılda en az %50-%100 arası zamlanmış durumda. Bunun çözümü yayınevi boykotu olamaz bana göre. Ülkenin gidişatı çok kötü ve her şey pahalanırken bizim alım gücümüz gitgide düşüyor.
Arkadaşlar birbirinizi boş yere kırmayın. Ben dâhil, herkes burada aynı cephede .
“Doların artması bizim problemimiz değil,” cümlesi gerçekten ciddiye alınabilecek bir cümle değil. Doların artması hepimizin problemi. “Ben ucuza kitap okumak istiyorum, gitsin Yayıncılar Birliği hükümetle konuşsun, halletsin. Beni ilgilendirmez.” Bu kadar kolay olsaydı her şey, şimdi insan medeniyeti olarak Kardaşev ölçeğinde 3. tipe çıkmıştık. Kitap fiyatlarının pahalı olmasından haklı olarak yakınıyorsunuz ama “banane”, “beni ilgilendirmez”, “benim problemim değil” dediğiniz zaman haklıyken şımarık konumuna düşüyorsunuz.
Kitap almamak, sadece belirli kitapları almak, çok daha seçici olmak, kitap alma bütçenizi azaltmak, tüm bunlar koyabileceğiniz haklı tepkiler. Kimse size bunu yapmayın demiyor. Bu tepkiler kitap fiyatlarının düşmesine ne kadar sebep olur, bilemem. Orasını gelecek gösterir. Ancak şöyle de bir durum var: Zararına kimse hiçbir şeyi satmaz, satamaz. Satıyorsa batmıştır, dükkânı kapatıyordur. Batmış dükkânın zararına sattığı herhangi bir şey uzun vadede tüketici için de kârlı değildir çünkü sürdürülebilir bir ilişki yoktur orada. Bugün zararına satılan kitabı ucuza alırsınız ama 1 yıl sonra kitap piyasası (yayınevleri batıp kapandığı için) daraldığı ve rekabet azaldığı için aynı kitabı çok daha pahalıya almak zorunda kalabilirsiniz.
Bunları söylerken de kimseye kesinlikle, “Susun, oturun oturduğunuz yerde!” demiyorum. Kütüphaneleri daha çok kullanın, daha seçici olun, teknoloji talep edin, daha ucuza daha kaliteli kitap basan/yayımlayan yerleri takip etmeye çalışın. “Banane, ben hiçbir şey yapmam, onlar halletsin,” derseniz, o iş olmaz.
Peki yayınevleri bu olumsuz durum için bakanlığa yada yetkili merciye sıkıntılarını aktarıyormudur acaba? Sanmıyorum. Neden mesela yetkili merciler kağıt fabrikaları yada gerekli her şey için sıkıştırılmıyor. Neden uğraşsınlar ki?
Yayınevi ile matbaa iki ayrı işletme. Siz bunları bir görüyor gibisiniz. Yayınevi kitap dosyasını hazırlar ve uygun gördüğü bir matbaaya basılması için gönderir. Yayınevinin işi değil kâğıt fabrikası kurulsun diye çabalamak. Sıkıntılarını aktarıyorlar mıdır bilemem. Sıkıntılarını dinleyecek ve önemseyecek bir yetkili bulabileceklerinden de şüpheliyim.
Anlatamadığım anlamışsınız teşekkürler. Bilmiyoruz ki gerçekten maliyetlerden sebep mi acaba? Tamam mutlaka maliyetler artmıştır, tersini söyleyen yok zaten. Ama maliyet yüzde 25 arttıysa adamlar kitaplara yüzde 50 yapıştırıyorlar. Ben kendi çalıştığım iş yerinden biliyorum. Benim işyerinde bir ürünün maliyetine yüzde 15 zam gelmişse adamlar yüzde 40 yapıştırıyorlar. Ya kardeşim yüzde 15 geldiyse sende hadi yüzde 20 yap. Bu ne doyumsuzluktur.
Pegasus bu konuda üzücü bir yayınevi değil mi? Verdiğiniz örnekteki kitaplar %40 indirimli ve bu indirimli fiyatları bile diğer yayınevleri ile karşılaştırıldığında uçuk kalıyor. Hani cidden çok kaliteli bir baskı olsa anlayacağım ama o da değil açıkçası. Bu yüzden bir Pegasus kitabını sıfır olarak almıyorum maalesef yıllardır. Kurdan sadece Pegasus değil tüm yayınevleri etkilendi ancak sıradan baskılara uçuk fiyatlar yazıp sonra indirim ile diğer yayınevlerinin normal ve indirimsiz fiyatlarına çeken bir yayınevi Pegasus. Bu konuda en son laf söyleyebilecek yayınevi sanırım.
Bu arada ikinci el de patlamış. Kitabın sıfırı 30 lira mesela ama adam 25 liraya satıyor ikinci elini. Bu da saçma. Kitap fiyatlarına tepkide bulunan arkadaşlar için bir çözüm de ikinci el ancak onda da kimse fiyatlardan taviz vermiyor. Herkesin malı kıymetli.
Yorum yapmadan şunu söylemek istiyorum. Kitapların fiyatını değerlendirirken bence internetteki indirimli fiyatı değil üzerindeki etiket satış fiyatından değerlendirme yaparak tartışılsın. Sonuçta o indirimde baz alınan faktör de etiket fiyatı, biz internetten değil mağazadan alırken de cebimizden çıkan miktar etiket fiyatı.
Bu konu nasıl buraya gelmiş tam anlayamadım, iş yoğunluğu nedeniyle de bütün yazışmaları okuyamadım. Konumuz kitaplar, derdimiz edebiyat. Ben Kemal bey’in de burada bizlere yardımcı olmak ve fikir vermek için bulunduğuna inanıyorum. Birbirimizi çok yıpratmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Pegasus’un pahalı olduğunu düşünüyorum Zaten Kemal bey bu konuda hatırladığım kadarı ile başka başlıklarda muhtelif zamanlarda üzgün olduğunu kendisi de desteklemişti. Tek derdimiz edebiyat olsun, gereksiz kırılmayalım. Herkese iyi forumlar.
İkinci el kitap piyasası @Marius’un dediği gibi rezil bu arada. Örneğin X kitabının etiket fiyatı 40 lira, idefix’te aynı kitap indirimle 25 liraya geliyor. Akıllım ikinci el kitabını satan bunu 35 liradan satıyor. İşin kötüsü piyasanın çok büyük bölümü bu akıl tutulmasını yaşayanlarla dolu. Üstüne kargo ücreti olması da cabası. Aklını sevdiğim, ben niye tanımadığım, yabancı birisinden, ikinci el bir kitabı senden tercih edeyim? Profesyonel bir işletmede daha ucuz fiyata birinci eli varken? Afedersiniz böyle aptallık üzerine kurulu bir piyasa yok.
Pegasus konusunaysa iki yönlü bakıyorum. İlki bu yayınevinin fiyat politikasını yukarıda söz edilen yayınevleriyle kıyaslamanın pek doğru olduğunu düşünmüyorum. Her şeyden önce banka yayınevlerini bir kenara koyalım, onlarla fiyat konusunda kapışmasını beklemek doğru olmaz. Diğer yandan atıyorum İthaki, Eksik Parça, Çınar vesaire bunun gibi diğer altkültür (büyük ihtimalle forum daha çok bunlarla karşılaştırıyor diye aldım) eserleri basanlarla genel itibarıyla fark var. Baskı kalitesi bir yana, çeviri ve editörlük konusunda genel olarak bakınca benim gördüğüm daha özenli ve iyi. Telif ücretine girmiyorum, herkesin malumu artık o. Örnek verdiğim yayınevlerinin bazı eserlerinde bazen editörlüğün hiç yapılmadığını yahut özensizliğin dibine vurulduğunu düşünüyorum. Çeviri bazen Google Translate gibi oluyor. İyi işlere haksızlık etmeyelim, onları kenara ayırıyorum. Son okuma vesaire girmiyorum bile, oraya pek ücret bile ayrılmıyor çoğunda. Bir de kitap seçimleri / ücret konusu var ama neyse uzatmayayım.
Diğer yönüyse tabii ki Pegasus’un fiyat politikası. Bunu sadece kâr olarak bakmak eksik kalır. Bence biraz geleceğin muamma olduğu çalkantılı ekonomiyi göz önüne alarak alınmış bir karar. Bir kitap çıktığında onun kâr durumu aslında atıyorum 2 ay sonra basılacak (bilinmeyen ekonomik durum) kitabın gideri de hesaplanarak yapılıyor. Çünkü geliri, gelecekteki giderin harcaması olacak. Yayınevlerinin göz önüne alması gereken devamlılık politikası bu. Pegasus tahminimce daha güvenceli oynuyor ve ücreti yukarıdan belirliyor. Yani evet, günün sonunda kapı yine ülkenin rezalet ekonomik durumuna çıkıyor.
Son olarak yakınmaları anlamamak elde değil. Doğal olarak insanlar kitap okumak istiyor ve alamayınca üzülüyor. Pegasus kitaplarını almak çok zor. Aşırı pahalılar ve herkesin ekonomik durumu bunları alabilmeye el vermiyor. Örneğin her yönüyle Witcher Dünyası’nın mevcut ücretini hak ettiğine inanıyorum. Çevirisi ve editörlüğünün çok özenli olduğu, kapağının ve baskısının çok değerli olduğu aşikâr. İçim gidiyor ama hak etmesi bunu milletin alabileceği anlamına da gelmiyor. Ben şu an 100 lira civarı veremiyorum bir kitaba. Bu sebeple alamayacağım. Başka eserleri için de geçerli. Üzücü ama ne yazık ki durum bu. Bunun için yayınevini suçlamayacağım, ama “Fakir olan kitap alamayan sorunu kendinde arasın,” düşüncesi de gülünç. Piyasayı bu hâle getirenler utansın, yayınevleri ve okurlar değil.
Konuyu kişiselleştirmeyin arkadaşlar. Fikrinizi belirtin, sizinle aynı fikirde olmayanlara da saygı gösterin lütfen. İşi kişisel hakarete ve üstü kapalı alaylara vardırmak sağlıklı bir tartışmanın önünü kapatır.
Sonuçta hepimiz kitap okumaya çalışan insanlarız. Birbirimizin kalbini kırmaya gerek yok. 2020 çok üzücü geçiyor zaten; kitaplardan bahsedip stres atmamız gereken bir forumda gerginlik çıkarmayalım lütfen.
Konunun farklı yerlere gitmesi ve kavgalara sebebiyet vermesi halinde başlığı kilitlemek zorunda kalacağız, bilginize.
Keşke kitap almayarak doları düşürebilsek.
.