Ödünç Kitap Verme Sorunsalı

Ben de kitaplarımı ödünç veremiyorum. Geçmişte yaşadığım tecrübe vermemem gerektiğini gösterdi çünkü. Hiç unutmam 10 sene önce arkadaşıma Harry Potter ve Melez Prens kitabımı ödünç vermiştim.( O zamanlar bu kitap hazine değerinde falandı benim için, aldığım anı da hiç unutmam) Okuyanlar bilir, eski basımlarda sayfalar kopuyordu genelde. Yaklaşık 3-4 ay sonra kitabımı geri istedim. Çeşitli bahaneler sundu ve ben en son o kitap bana lazım oldu diyerek evine kadar gittim. Kitap beni tamamen parçalanmış şekilde karşıladı. İşte o zaman neden bahaneler sunduğunu öğrenmiş oldum. Ben “bu kitabın hali ne böyle” diyemeden o “çok pardon ya kardeşim oynarken bozmuş” gibi bir şey söyledi. Tabii ki kibarlığımı bozmamak adına “neyse önemli değil ne yapalım” diyip geçiştirdim. Eve geri döndüğümde ise ağlıyordum :smiley: İnsanlık hali, kitaba zarar gelmiş olabilir evet. Ama o durumda ben olsam o kitabın yenisini alıp verirdim sahibine, katiyen o haliyle veremezdim. Ama ne yazık ki çoğu insan böyle düşünemiyor.

2 Beğeni

Kısa ve öz konuşmak gerek. Ne veririm ne alırım. :slight_smile:

2 Beğeni

Eğer nadir bulunan bir şey değilse veririm. Nolacak yani yırtılırsa veya kaybederse, yenisini alırım olur biter. Sonuçta kitaplığımızda durması bir anlam ifade etmiyor başka birisinin okuyup bir anlam kazanması kadar.

3 Beğeni

Ehehehe ben bu konuda inanılmaz kötüyüm. Sadece kitap değil, birinin klavye mouse’a dokunmasına bile dayanamıyorum. İnsanlar çoğu zaman ellerini yıkamıyor. Özellikle yağlı yemekler yedikten sonra. Ya da yeteri kadar yıkamıyor. Eh bir de yere düşme olaylarını, çamura yuvarlanma olaylarını sayarsak ödünç vermek çok daha kötü bir ihtimal. Sadece çok iyi tanıdığım birkaç insana herhangi bir şey ödünç veririm sanırım. Bu biraz hastalık olabilir farkındayım, ama benim hoşuma gitmiyor.
Mesela çitos yerken o ellerle gamepad’e dokunan insanlar var. Çok rahat bir kitaba da dokunulabilir. (Yargılamak için söylemiyorum, küçümsemek için de değil mesela benim öyle hoşuma gidiyor olsa ben de yaparım. ) Bu beni çok huylandırıyor.

2 Beğeni

Ben de böyle düşünüyorum. Kitaplar kutsal kitap değil, birer ders kitabıdır ve altını çize çize, notlar ala ala okurum. Kıvırırım, bükerim, çizerim ama ben yaparım hepsini.

Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi ve Percy Jackson serisinin ilk kitabı hala arkadaşlarımda(!) içime derttir senelerdir. Beyaz Gemi’yi tekrar aldım ancak ilk okuduğum Percy’nin başka birinde olması üzücü, en hızlı okuduğum kitaptı.
Yüzsüz müzsüz umrumda değil artık kitap verirsem (ki çok nadir olur) kısa bir süre sonra geri alıyorum. Bir de “AA ben bunu okuyayım güzele benziyor.” diyip bir köşeye koyup okumayıp buruşturduklarıyla kalıyorlar kitapları. Bir de sayfaları katlamıyorlar mı…

2 Beğeni

Kitapları çizemeyenlerdenim ben de. Ama çok önemli gördüğümden değil. Temiz olmayan şeyleri sevmiyorum. Mesela test kitabı çözdüm bitirdim bir daha elime alıp bakmam kötü oldu diye.
Ödünç veririm ama gelmese de sorun etmiyorum. Çünkü hiçbir kitap vazgeçilmez değil benim için. Sadece tekrar okumak isteyeceğim birkaç kitaba daha özen gösteriyorum.

2 Beğeni

Kitap ödünç vermek bana borç para vermekten çok daha zor gelir. Nitekim diğer insanların altına, paraya verdiği değeri ben okuduğum kitaplarıma vermekteyim. Çünkü okuyarak yıprattığım her sayfasında notlarım altı çizili cümlelerim bir nevi anılarım vardır. Eğer benden kitap ödünç isteyen olursa kendisine ödünç vermek değil aynı kitabın yenisini vermeyi teklif ediyorum. Kendi okuduğum kitabın bende manevi değeri çok büyüktür.

1 Beğeni

Evlilik ve akabinde gelen hanıma ait 400 kitapla artık aşmak zorunda olduğum durum. Ödünç veremiyorum ama bazı kitapları seçip kütüphaneye göndermeyi başardım. Hafifliyoruz yahuuu… Sanki bir Guru gelip altınlarımı attırdı…

1 Beğeni

Benim kitaplığım evde değil,iş yerinde.Herkesin kolayca ulaşabileceği bir yerde,okumak isteyene hep aynı sözü söylerim “İstediğinizi okuyun,tek şart aldığınız gibi bırakmanız.” Yaklaşık 1 yıldır en fazla 2 kitap geri dönmedi,o kitapların da e -kitap formatında yedeği olduğu için sorun yok benim açımdan.Bu konuda biraz şanslıyım sanki başlıkta yazılanları okuyunca.

1 Beğeni

‘‘Kitap ödünç verme’’ kalıbında bence önemli olan kavram kitap değil ödünç verme’ dir. Ödünç verme bir çeşit emanet etme’ dir ve eğer aksi belirtilmemişse size verilen emaneti aldığınız şekliyle geri vermelisiniz.

4 Beğeni

Evet, sadece kitap ödünç verme değil, herhangi bir şeyi ödünç vermede bu sorunu yaşıyoruz. Fakat ödünç verilenlerin içinde daha çok iki şeyin konusu çok geçiyor. Çünkü insanlar bu ikisini önemsiyorlar.

Birincisi bu başlıkta konuştuğumuz kitap ödünç verme konusu. Okumayan, okumaya niyeti olmayan insanlar ya da okusa bile kitabın da canına okuyan insanlar kitap isteyip bizi pişman ediyorlar. Sonra kızdığımızda biz kötü oluyoruz.

İkincisi ise para ödünç vermek. Bir başka deyişle borç vermek. Sıkıştıklarında borç para istiyorlar ama durumları düzeldiğinde borcu ödemek yerine gezmeye tozmaya gidip Instagram’a resim atıyorlar. Paramızı geri istediğimizde yine biz kötü oluyoruz.

Aslında hiçbir konuda hiç kimseye hiçbir şey ödünç vermemek lazım. Verip de kötü olacağınıza vermeyip de kötü olun. Böylece en azından elinizdekinden olmamış olursunuz.

5 Beğeni

Lisede ödünç verdiğim kitaplarımdan birinin kapağı kitaptan sonra geri verildiğinden beri ödünç kitap kavramını sözlüğümden çıkardım -.-

5 Beğeni

Çok umursamıyorum ben sanırım kitapları. Yani düşünüyorum, kitap yalnızca kütüphanemde durup kurtlara yem olacağına birisinin elinde okunmak uğruna hırpalansa da olur. Altı üstü bilmem ki tane baskısı olan ve tek kıymeti sahafın vereceği para olan para olan şeyler bunlar. Ha tabii karşımdaki adam kitabın canına okuyup pişkin pişkin kitabı hiç üzülmeden veriyorsa o kişiye biraz zor kitap veririm tabii.

1 Beğeni

Bağış, hediye; bunlar içerisinde zaten ilgili nesneden vazgeçmeyi barındıran kavramlar. Ancak ödünç vermek akabinde geri almak kavramını içeriyor. Bu da ister istemez kitap ile alakalı bir beklentiye girmenize sebep oluyor. Bu bağlamda ödünç ve bağış epey farklı kavramlar kanımca.

1 Beğeni

Gelişme gösteriyor gibiyim. Harry Potter okumak isteyen arkadaşıma Felsefe Taşı’nı verdim ve kusursuz getirdi :scream: Şu an Sırlar Odası’ndayız, bakalım neler olacak. :smile:

1 Beğeni

Önceden herkes okusun, eğlensin, bilgilensin diye hep verirdim ama neredeyse hiçbiri dönmedi ya da hasarlı geldi o yüzden ödünç vermeyi kesmiştim, ta ki değer vereceğini bildiğim bir arkadaşla karşılaşana kadar :slightly_smiling_face: İnsanın, kitabı seveceğini ve değer vereceğini bildiği birileriyle bilgi paylaşımı yapması çok güzel.

1 Beğeni

Ben kitaplarımı yarı fiyatına satıyorum ve içine bir şey yazmadığım çizmediğim ve hasarı olmayanları satıyorum özellikle. Düzenli bir gelirim olduğunda hediye etmeye de başlayabilirim, şu an okuyorum :grin:

1 Beğeni

Önceden hiç vermiyordum. Ama insan olgunlaşır(!) Artık bu evreye geçebilirim, yani, galiba, belki… :innocent:

12 Beğeni

Maalesef ben de kitaplarını ödünc verecekken canını verecek gibi hisseden o huysuz güruhtanım:) altını çizip notlar aldıgım, ne bileyim belki yediğim tostun kırıntısının sayfalarının arasında oldugu(:face_with_hand_over_mouth:) o her şeyiyle kendime ait hissettiğim kitaplarımı nasıl vereyim ki. Büromda kütüphanemdeki kitapların insanları cezbetmesi sonucunda işyerine Kindle ile okuma yöntemine basvurup kitaplarımı eve getirdim. Evde de mümkün oldukça önüne gecmeye calısıyorum ama yine de kırmayıp paylaştığım dostlarım var elbette.

4 Beğeni

Okuduğum kitaplar evde durunca rahatsız olurum. Okunacağını bilirsem hemen veriririm. Daha dün 4 tane kitap verdim. :smile:

2 Beğeni