Okuduğunuz En İyi Fantastik Kitap-Seri Hangisi?

Aa, bu tartışmayı kaçırmışım hocam ben. Güzel noktalara değinmişsiniz esasında, sizin pozisyonunuzu da anladığımı düşünüyorum ama ben zaman zaman burnunun sürtülmesinin pek bir şeyi etkilediğini düşünmüyorum. Zaman zaman o an için boyundan büyük olan işlere kalkışıp burnu sürtülse de elini attığı her şeyde bir kaç ayda dünyanın en iyisi olan bir karakter bu en nihayetinde.

Diğer taraftan Kvothe ifratsa Fitz tefrit gibi, o da beni rahatsız etmişti şahsen.

Bir de bu mevzuyu düşünürken aklıma Dante geldi, Devil May Cry’dan. Aslında düşününce Dante’ye de uyuz olmam lazım dedim ama sanırım Devil May Cry’ın yapıp diğerlerinin yapmadığı şey bu masal kahramanı olma durumunu embrace etmek biraz da. Devil May Cry bu konsepti embrace etmekten de öte, kaçırıp kumara sigaraya başlatmış gibi ama olsun.

Edit: Ayrıca allah affetsin nerdeyse 30 yaşıma geldim, Kvothe ve Fela’yı twilight’çı ergen gibi shipliyorum. Denna’nın abv.

2 Beğeni

Aksiyonlu- maceralı fantastik protagonistlerinin büyük çoğunluğunu tarif ettiniz hocam :smiley: .

Kvothe’yi o kadar ekstreme koymasam da Fitz için doğru dediniz. Fantastikte daha çok acı çekmiş bir karakter aklıma gelmiyor doğrusu :smiley: . Son üçlemeye elimin gitmediği de gerçektir.

O yaşa daha gelmedim hocam o nedenle ship kotamı doldumuş değilim. Denna hariç çoğu yaşıtıyla yakıştırıyorum ben Kvothe’yi. Aralarında erimeyen bir buz var, Pat de bunu amaçlamıştır muhtemelen.

Fantastik dünyasında Denna, Pormqual ve Mallick Rel (FMR) ile birlikte en nefret ettiğim 3 karakterden biridir.

1 Beğeni

Doğru, bu olay içimde bir yara zaten. “Seçilmiş kişi” edebiyatı bir noktadan sonra sıkıyor :confused: Ama onlarda redeeming quality genelde sadece bir-iki konuda fazla iyi olmaları. Beni aşırı rahatsız eden bir başka şey de tecrübenin değerinin sürekli küçümsenmesi. Rand mesela, okey seçilmiş kişi olablirsin ama köyünden yeni çıkıp blademaster öldürmek nedir, o adam senin düşünebileceğin herşeyin 300 katını görmüş ve sağ çıkmıştır zaten. Ama orda en azından ta’veren etkisi deyip yemiş gibi yapabiliyoruz.

Doğru, Kvotheden daha kötü örnekleri de var bu durumun. Acı konusundaysa (Second Apocalypse) Achamian diyebilirim belki, ya da -bilmeyenin olmadığını varsaydığım- Turin. Gerçi (Dust of Dreams)Hetan’ın çilesi de felaket. Aslında bütün (Malazan)Tlan Imass baya dertli orda haha. Yalnız fantastik kurguda trajedi baya var he.

Erimesin zaten o buz. Genleşsin hatta.

FMR hocam. Denna benim de ilk kaçımda bilmiyorum ama ilklerimde net.

1 Beğeni

Normalde çok kolay nefret ederim karakterlerden de, buralarda Denna’ya nötr olan hatta seven tek benim herhalde. :sweat_smile:

Cidden neden nefret ediyorsunuz merak ettim. Kaçırdığım bir nokta falan mı var?

Aslında benim bahsettiğim diğer iki kişinin yanında melek kalıyor Denna, ayrıca Kvothe harici pek bir zarar verdiği kimse de görmedim. Nefret belki ağır oldu, onun yerine aşırı itici desek daha doğru olurdu.

@HamdemitAbi Hocam hatamı fark edip değiştirdim yorumumu. Ama en rahatsız edici karakter kimdir diye düşünüyorum, başkası gelmiyor aklıma. Aslında geliyor da, hepsi Malazan dünyasından olsun istemedim. :slight_smile:

2 Beğeni

Denna benim için saydığınız diğerleri gibi '‘İsmi zikredilidği an ölümünü dilediklerim’'den ziyade ‘‘dırdırını çekemeyeceğim şimdi’’ ayarında. Muhtemelen Ademler denen lanet kısımdaki tüm karakterlere tercih ederim Denna’yı :smiley: Ademler benim için '‘Nasıl Dünya yaratılmaz’'ın klinik yansımasıdır.
@nefarrias_bredd Kvothe’den değil Fitz’den bahsediyordum hocam :slight_smile: .

2 Beğeni

Kvothe’un sürünmesini okumaktan hoşlanıyordum ben şahsen. O yüzden rahatsız etmemiştir belki. :grinning_face_with_smiling_eyes:

1 Beğeni

Toxic bir birey, toxic bir ilişki. Konunun uzmanı değilim ama muhtemelen borderline falan olabilir, teknolojileri tıpları azcık ileride olsa tedavi görmesi lazımdı bence.

Kvothe’nin sebepsiz peşinde dolanması, Denna’nın genel olarak güvenilmez biri olması. Kvothe bu kadar düşkün olmasa o kadar nefret etmezdik muhtemelen, ama resmen harcıyor adamı. Kvothe de biraz simplik yapmıyor değil şimdi orda. Neyse.

Kvothe’nin sürünmesi bence de güzel, ama not like this :sweat_smile:

Evet evet anladım, ama cümle arasında kimden bahsettiğimi değiştirdiğim için anlam karışıklığına sebep olmuşum pardon.

Ben de sürünmesini istiyorum sonuna kadar ama Denna başka bir boyut. :sweat_smile:

Direkt bu geldi hocam aklıma. :slight_smile:

2 Beğeni

Kişiliği hakkında ben de öyle düşünüyorum. Sorunlu bir tip ve muhtemelen yanımda olmasından hoşlanmazdım.

Kvothe da peşinden koşmaktan vazgeçmediği için müstehak ona diyip geçiyorum. :d

Haha, yep buna göndermeydi.

Words of wisdom.

1 Beğeni

Fitz gibi çok dayak yemiş karakter denilince düşündüm de Amber Yıllıkları’ndan Corwin’i de çektiği zorluklara ürettiği çözümler yüzünden sevmiştim. Bununla birlikte Locke Lamora’nın da sürekli pisiliğe batıp bir şekilde kurtulması da hoşuma gitmişti.

Denna da bana en manasız gelen karakterlerdendi. Seriye sadece gizem ögesini çeşitlendirmek için katılmış bir karakter, hiçbir şeye de etki ettiği yok, geliyor Kvothe’yi ayartıyor sonra gidiyor.

Denna’nın haksızlığa uğradığını düşünüyorum. Denna’nın şüpheci ve gizemli hareketleri yüzünden insanın kanı ısınmayabilir; ama açıkçası Auri, Fela, Devi gibi kadınlar sırf Kvothe’yle iyi geçiniyor diye shipleyemiyorum. Denna ve Kvothe’nin arasında hastalıklı, onlarla birlikte olgunlaşan, ne olduğunu bilmedikleri ama adını bildikleri aşkın engellenemez arzusu var. Denna ne yaparsa yapsın Kvothe vazgeçemiyor, Kvothe yaptığında da durum aynı. İkisi de fazla gururlu, egoist ve en kötüsü de birbirlerine güven duyabilecekleri sırlarını paylaşmıyorlar, bu da durumu daha karmaşık hale getiriyor. Sırlarını sadece Denna saklıyormuş gibi bir algı var, ilişki de sadece Kvothe, Denna için uğraşıyormuş gibi. Genele baktığımızda Denna’nın Kvothe için neler yaptığını kimse düşünüyor mu? Hikaye Kvothe’den anlatıldığı için tek masum Kvothe, Denna ise ruhsuz, Kvothe’yle oynayan birisi, öyle mi? Sanmıyorum. Denna’nın Kvothe’ye aldığı hediye, Denna’nın aşık olduğu adam için neleri düşündüğünü, ne kadar uğraştığını gözler önüne seriyor, biz hep Kvothe’nin jestlerini gördüğümüz için kimse Denna perspektifinden bakmıyor. Hikayenin sonunda amacı ne çıkarsa çıksın Denna’nın da Kvothe’ye aynı sevgiyi beslediğini, onun kadar çabaladığını düşünüyorum.

2 Beğeni

Hocam savunma/korkaklık/yorulmak, bunlar ağır kelimeler. Şurda bir avuç fantastik kurgu sever aynı dili konuşabildiğimiz insanların arasında neyin neden hoşumuza gittiğini/gitmediğini konuşup favorilerimizi övme ve sevdiğimiz/sevmediğimiz eserler üzerine farklı perspektifler görme şansı buluyoruz. (bir de benim optimizasyon kodlarının çalışması bazen uzun sürüyor, iterasyonlar arasında yapıcak bişey lazım oluyor ahah)

Keyif almıyorsanız tabi ki tartışmayın ama -sorulmadığının da farkındayım ama- nacizane görüşüm kendinizi bu kadar yormamanız yönünde olurdu hocam.

Valla böyle çıkarsa işin sonunda, yazara aşırı saygı duyarım. Ama bana şu daha muhtemel gibi geliyor şuan için:

2 Beğeni

Katılmıyorum. Redditte dönen muhabbetlerden ve seriyi okurken yazarın yerleştirdiği gizli kliklerin karşısında mest olmamak elde değil, Denna’nın ana hikayeyi etkileyeceği çok açık. Sırf aldığı iyi kötü ilgi yüzünden 3. kitabı 10 yıldan fazladır çıkaramadı, saplantılı şekilde mükemmelliyetçilik sorunu var. İki kitaptır bize Denna’yı detaylıca anlatıp içi boş çıkarsa yemediği küfür kalmaz. Asıl hikaye kadar Denna’nın akıbeti de önemli. Adama, ‘‘Neden her hikayenin altından hep Denna çıkıyor? Absürt denecek derecede birbirleriyle olan ‘tesadüfi’ karşılaşmaları sırf ergen romantizmciliği katmak için mi yaptın?’’ diye sorarlar.

2 Beğeni

Ben de Kvothe’u Denna’dan başkasıyla düşünemiyorum. Nispeten toksik, ikisinin de çok anlamadığı bir ilişkilerinin olmasını seviyorum. Pıtırcık bir aşk hikayesi okusak böyle ilgi çekici olmazdı zaten.

Katılıyorum. Rothfuss zahmet eder de son kitabı çıkarabilirse Denna’yı sonunda anlayabileceğimize inanıyorum.

1 Beğeni

çok okunan kitapların aşağı yukarı hepsini okumuşumdur.
ilk okuduğum iki serinin yeri bende ayrı.
1-Ejderha mızrağı
2-Ölüm kapısı

1 Beğeni

Nicki Haplo yapıp Ölüm Kapısı’nı ikinci sıraya koymak olmamış. :smiley:

En iyiyi seçmek benim için her zaman zor olmuştur. En iyi denildiğinde “en sevilen” anlıyorum. En iyi ile en sevilen, en beğenilen arasında ayrım yapılabilir mi veya nasıl yapılır bilemiyorum.

Fantastik edebiyatı değerlendirirken eserin çeşitli yönlerini ele alıyorum, “edebiyat açısından verdiği keyif”, “karakterlerin, şehirlerin, ülkelerin isimlerinin akılda kalıcı ve sembolik olması”, “coğrafyanın hikaye içerisindeki kullanımı” vs. şeklinde devam ettirmek mümkün.

Onun için “en iyi” seçimi yapmak benim için zor. Belki de Oscar Ödülleri’nde olduğu gibi çeşitli alt kategoriler belirlemek gerekir.

Bir çok açıdan Zaman Çarkı, bir çok açıdan Buz ve Ateşin Şarkısı, bir çok açıdan Orta Dünya Evreni (Yüzüklerin Efendisi, Silmarillion). Benim için bu serileri birbirinden ayırmak ve birisini üstün kılmak çok zor. 3 serinin de farklı yönlerini çok seviyorum ve çok başarılı buluyorum. 3 serinin de en başarılı olduğunu düşündüğüm yönler mevcut.

Belki de Malazan serisi de bu 3 serinin yanına katılacak, olası görüyorum. Fırtınaışığı Arşivlerini okumak için 5. kitabın çıkmasını bekliyorum, belki o da en iyiler arasına girecek. Onun için tek bir en iyi seçip diğer çok sevdiğim eserleri dışlamak istemiyorum.

Bu tek bir tane en iyi seçmeyi bir çok açıdan doğru bulmuyorum. Bu serileri rekabet ettirip birbiriyle yarıştırmak, birini seçip diğerlerini dışlamak benim isteyerek yapabileceğim, yapmaktan mutlu olacağım bir şey değil.

3 Beğeni