Rus edebiyatı: Mazlum Beyhan, Nihal Yalaza Taluy, Tansu Akgün.
İngilizce: Taciser Ulaş Belge, Rasih Güran, Levent Cinemre, Nihal Yeğinobalı.
Fransız edebiyatı: Roza Hakmen, Tahsin Yücel, Tomris Uyar, Nurullah Ataç, Vivet Kanetti.
Levent Cinemre’nin İngiliz edebiyatından çevirisi mi var,denk gelmedim hiç.
Amerikan edebiyatı demek doğru olacaktır tabi, İngilizce olarak düzelttim.
Forumda en popüler eleştiri noktalarından biri çevirenler galiba. Hamdi Koç ve Nihal Yeğinobalı gibi çok iyi edebiyatçıların çevirmenlikleri dahi yerden yere vurulabiliyor. Bu yazarların çevirmenlikleri de edebiyatçılıklarına yakındır, en azından içlerine sinmeyen bir işe imza atmazlar diye düşünüyorum. Çeviriyi beğenip beğenmeme elbette öznel bir yargı. Çeviride bir gaf var ise, cümle kuruluşları kopuk ise vb durumlarda eleştiri koyan arkadaşlar eleştirilerini somut olarak bildirirlerse tüm okurlar bundan yararlanır. Yoksa soyut iyi kötü yargıları maalesef heves kırıcı oluyor yalnızca. Çevirmenlerle ilgili o kadar keskin yargılar var ki inanın bir ağır ceza yargıcı gerekçeli kararını daha yumuşak vurgularla yazar. Yargılamak kişiyi yorar. Eksik veya yalnış var ise tespit yapıp paylaşmak iyidir.
Ben türlü isimleri mukayese edecek kadar bu işlerden anlamıyorum fakat bu başlık vesilesiyle Çiğdem Erkal İpek’in Yüzüklerin Efendisi tercümesine şükranlarımı sunmak istiyorum. Kuyutorman ismini Divan-ı Lügat-it Türk’ten bulduğunu ve bir hafta sürdüğünü söylemişti. Ancak ben çok daha temel bir noktada teşekkür etmek istiyorum. Kitabı ‘Yüzüklerin Lordu’ diye değil de ‘Yüzüklerin Efendisi’ diye Türkçeye kazandırdığı için minnettarım.
Somut örnekleri tartıştığımız böyle bir konu var zaten:
https://forum.kayiprihtim.com/t/kitaplardaki-ceviri-sorunlari/1868?page=5
Oldukça önemli eserleri çevirmiş Ferit Burak Aydar hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim? Tanımadığım için ekşisözlük’te araştırdım. Çok farklı yorumlar vardı. Bir de size sorayım dedim.
Dost Körpe tartışılan bir çevirmen. Ben, Claudius çevirisini önerir misiniz?
Şu tüm külliyat mevzuusu onun eline bırakılabilirdi mesela.
Hocam sizin yüzünüzden yine alışveriş yaptım
. Decameron’un Oğlak baskısı Amazon’da yoktu. Siz diyince baktım şimdi %50 ile 2 tane girmiş stoğa. Ben birini kaptım diğerini de isteyen olursa bırakayım. Amazon.com.tr
Zamanında İlahi Komedya’yı Oğlak Yayınlarından almamın tek sebebiydi. Decameron için de uygun bir fiyat bulduğum anda Rekin Bey’in çevirisini edineceğim. Çeviriye bu kadar önem veren insanların olduğu bu forumda hep Alfa Yayınlarının tercih edildiğini görüyor ve şaşırıyorum. Belki Alfa’nın çeviri kalitesi de iyidir tabii bilemem ama direkt İtalyanlardan ödül alan çeviriler Rekin TEKSOY çevirileri.
Diğerini de ben alayım dedim ama sepete ekleye tıkladığımda amazon sepetiniz boş yazan bir sayfaya yönlendiriyor. Stokta 2 adet görünüyor oysa. Geç kaldım heralde
Ne yalan söyleyeyim kapak resminden dolayı tercih etmediğim nadir kitaplardan. Bi ihtimal Heimlich manevrası yapıyor diyeceğim boğaza kaçan fıstıktan dolayı da neyse . Tabiki çok başarılı bir çeviri olduğunu biliyorum. Zamanında İzmir kitap fuarından alıp daha sonra yine aynı yayınevinden ilahi komedya ile değiştirmiştim.
Tercih meselesi tabii. Gayet güzel kapak bence.
+1
Ne yalan söyleyeyim kapak resminden dolayı tercih etmediğim nadir kitaplardan.
Tabii sizin tercihiniz ama kitabın kendisi de zaten müstehcen ögeleri içeriyor diye biliyorum oldukça. Kapaktan rahatsız olduysanız kitaptan daha da rahatsız olabilme ihtimaliniz yüksek.
Bu kapaktan dolayı değil ama tasarım olarak Alfa’nın ciltli oluşu vs. dolayı aklımda Alfa baskısı vardı ama Rekin Teksoy bu alanda kendini ispat etmiş bir çevirmen olduğundan Oğlak Yayınları’nı tercih etmek istedim.
Ya benim için sorun değil cidden Alfa’nın da olması elimde. Bir ara Oğlağın da alırım, ikisini karşılaştırırım orijinalinden.Ama Alfa’nın ilahi Komedya çevirisindeki olaylardan dolayı almak istemiyorum şahsen ki geçen Oğlak Yayınlarından edindim.
İnanın pişman olmayacaksınız. Rönesans’ın getirdiği 'yeni düşünce ve özgürlük iklimi’ni belki de en iyi Decameron kitabı anlatır. Decameron; dinden kurtuluşu; kilise, devlet otoritesi ve soyluluk kurumlarının, erotizm ve hiciv kullanılarak halk tarafından sorgulanması, bir nevi eleştirisidir. Decameron’da anlatılan günlük yaşam ve halk hikayeleri aracılığıyla, Rönesans’ın neden ilk İtalya ve çevresinde çıktığını açıkça anlarız. Kapak görseli ile kitabın içeriği birbiriyle doğrudan uyuşuyor. Kitapta soylular ve din adamlarının gizli gizli ne tür ahlaksızlar yaptıklarını; buna rağmen ise 'halka dini öğütler vererek ahlak sattıklarını" anlatır. Decameron; dine ve devleti yönetenlere güvenin sarsılması; insan özgürlüğüne ket vuran her türlü vesayetin reddedilmesi ve aklın devreye alınarak; bilime, sanata ve hümanizmaya doğru yönelişin ilk kıvılcımlardır. İyi okumalar dilerim