Okuyup kefil olduklarım:
İngilizceden:
M. İhsan Tatari: Kitaplığımın en güzel köşelerinde hem telif eserleri hem çevirileri var ama bizim tanışıklığımız gizemli bir şekilde başladı:
Kendisi şurada ne güzel yazmış bu tanışıklığı:
Bitti mi? Hayır. Gizem devam ediyor. Bir de kimsenin bilmediği başka bir çevirisiyle beni mutlu etti İhsan Bey. O sevmez o kitabı ama ben iyi ki onun yetkin çevirisiyle okumuşum. Teşekkür ederim. Elleri dert bulmasın.
Aylin Ülçer: Benim için Köpekbalığı Metinleri adlı muhteşem kitabın çevirmeni, diline hayranım, ne çevirse okurum. Elleri dert bulmasın.
Funda Uncu: Palahniuk çevirmeni desek yeridir. Zaten o yüzden başına gelmeyen kalmadı. Çevirmenlerin eser sahibi sayılmasıyla ilgili saçma sapan yasa yüzünden:
Palahniuk onsuz çok yavan. Umarım yeniden çevirmeye başlar. Elleri dert bulmasın.
Seda Çıngay Mellor: Canım Petekgözlü Adam’la tanıdım kendisini, harika bir çevirmen, adını sık sık görüyorsunuzdur zaten. Elleri dert bulmasın.
Gökhan Sarı: Batır Gitsin Derin Sulara adlı harika çevirisini okudum. Ama kendisini “Yapraklar Evi’nin çevirmeni” olarak anmak onun yeteneğini ve cesaretini gösterecektir. Elleri dert bulmasın.
Emre Aygün: Çok küfürcü bir çevirmen. Şaka şaka. Marslı’yı çevirdikten sonra kendisine yöneltilen bir suçlama bu. Sanki Andy Weir kitabı küfürsüz yazmış da çevirirken Emre Aygün eklemiş gibi saçma sapan bir okur yaklaşımı. Her neyse, ben kendisini Marslı ile tanıdım ve hayran oldum, Artemis onun tarafından çevrilmeseydi okur muydum bilmiyorum. Elleri dert bulmasın.
Almancadan:
Tevfik Turan: Koku’nun çevirmeni, daha ne olsun, ne çevirirse çevirsin okurum. Elleri dert bulmasın.
İtalyancadan:
Leyla Tonguç Basmacı: Bir hayli Eco çevirmişliği var ama ben onu Köpekbalıklarının Dengesi adlı muazzam kitapla tanıdım ve hayran kaldım. Elleri dert bulmasın.
İspanyolcadan:
Zeynep Heyzen Ateş: Kendisi İngilizceden de çeviri yapıyor ama o devasa 2666’yı çevirdiği için elleri öpülür. Bolano’ya yeni bir ses getirdi. Elleri dert bulmasın.
Fransızcadan:
Vivet Kanetti: Telif eserleri veya Pıtırcık çevirileriyle gören bilen vardır belki ama benim için Onca Yoksulluk Varken’in çevirmeni. Özgün ismi “La Vie Devant Soi” (Önümüzdeki Hayat) olan bu güzel romana bu adı vermesi bile yeter Vivet Kanetti’nin ne kadar harika bir çevirmen olduğunu söylemeye. Elleri dert bulmasın.
Hangi Dilden Bilmiyorum:
Nihal Önol: A. Tabucchi, H. Murakami, P. Highsmith, Wilbur Smith ve daha bir çok isim çevirmiş yetkin bir çevirmen. Biyografisini bulamadım ama Altın Çocuk kitaplarından bir kaçını çevirdiğine göre (1980’li yıllar) uzun zaman önce başlamış bu sanata ve tahmin ediyorum İngilizce ve Fransızcadan çeviriyor. Bense onu Buzzati’nin Tatar Çölü ile tanıdım ve hayran kaldım. Elleri dert bulmasın.
Bu liste uzar gider daha. Çevirmenler başımın tacı. Onları isimlerini anmak, hatırlatmak, övmek boynumuzun borcu. Bir çok yayınevi bir biyografiyi bile çok görüyor çevirmenlerimize. Kapakta isimleri yok çoğu kez. O yüzden onları görünür kılmak gerekiyor, bizzat bulup teşekkür etmek gerekiyor.