Hocam Deste hakkında biraz daha bilgi sahibi olacağız ilerledikçe. Ama size kısa bir özet geçeyim isterseniz okursunuz (ya da başka arkadaşlar isterlerse okur).
Ejderhalar destesi aslında pantheonla bir senkronizasyon içerisinde olan bir grup kart diyebiliriz.
Her kart farklı bir oyuncuyu (bu oyuncular Tanrı, Ascendant -bunu yükselmiş diye mi çevirmişlerdi? -, ya da bazı nadir durumlarda ölümlü olabilir) temsil ediyor.
Bizim kart desteleriyle bazı benzerlikleri de var, mesela Evleri renkler gibi düşünebilirsiniz. Kupa, karo gibi ejderhalar destesinde de Ölüm, Yaşam, Karanlık gibi evler var.
Taş işçisi, asker, haberci, kraliçeyi de papaz,kız, as, 7, gibi düşünenilirsiniz.
Yani mesela ölüm evinin kralı kartı aslında maça papazı gibi bir şey, hahah.
Anahtar nokta her kartın bir oyuncuyu temsil etmesi ve destenin pantheonla bir çeşit senkronizasyon içerisinde olması.
Bu yüzden ne yaptığını bilen insanlar desteyi kullanarak hangi oyuncu ne işler peşinde, pantheon ne halde bunlar hakkında bilgi edinebiliyor.
Bu gri kılıçlar ilginç bir topluluğa benziyor. Umarım fos çıkmazlar. Kitap şu ana kadar su gibi gitti. Ama bazı yerlerde sürekli kopuyorum, sanırım kendimi vererek okuyamıyorum bu ara. Bu zincirli tanrı yeni bir hane yarattığını söyledi ama destede şimdi bir hane daha mı çıkmış olacak yani? Birde yanlış hatırlamıyorsam 3. Kitapta yaba domuzu tanrının dünyada sıkışıp kaldığından bahsedilmişti, burda da ilk düşecek olan tanrının Fener olduğunu söylüyorlar, bu fener tanrısı hangi haneye bağlı, yada bağımsız bir tanrı falan mı Oppon gibi?
Normal şartlarda üçüncü olarak okuduğumuz kitabı Erikson aslında ikinci kitap olarak yazmaya başlıyor. Ancak bilgisayarındaki bir hata sebebiyle yazdığı yüzlerce sayfa kayboluyor. Böyle olunca da sıralamayı değiştirip, normalde üçüncü olarak planladığı Ölühane Kapıları’nı ikinci kitaba çekiyor. Buzun Anıları ise ikiden üçe geriliyor.
Bu bilgiler ışığında:
Fener aslında Boar of War yani savaş tanrısı. İkinci kitapta Heboric’in heykele dokunması sonrasında ölümlü aleme düşüyor. Üçüncü kitabı okurken bunu sanki daha sonra olacak bir olay gibi düşünmüşsün ama bu olay ikinci kitapta gerçekleşti. Yani bu iki kitabın timeline’ları aslında paralel ilerliyor.
Peki bu tanrı ile kaplan olan arasında ne gibi bir fark var? Yani bu savaş tanrılarının emirlerinde olduğu herhangi bir büyük tanrı var mı mesela. Ayrıca zincirler hanesi ortaya çıktı ve sakat tanrı ilk hamlesini yaptığını söyledi. Diğer tanrılar bir ittifak oluşturacak sanırım aralarında haksız mıyım?
Kim kime dum duma ilerliyoruz valla. Biz hazır karakterlere daha alışamamışken, tanrıları hazmedememişken şimdi birde Ata tanrılar tekrar meydana çıkıyor bu kadar kişi bir tane zincirli tanrıyı durdurmak için korkuyorlarsa bu arkadaşın nasıl bir şey olduğunu çok merak ettim açıkcası. Bir zincirleme ayininden bahsedildi o da ayrı bir muamma mesela şu an
Hocam diğer sorularınızı @isos81 hocam cevapşamış, ama şurada devreye gireyim:
Farkları yok, emirlerinde oldukları ortak bir tanrı ya da paylaştıkları ideal de yok ve bu beyhude değil. Bir noktada bir karakter bu durumun farkına varıp bir kaç paragraf yorum yapıyor konu üzerine. Hangi kitaptı çıkaramadım ama 3 olabilir .
Burda olay mutlak güçten ziyade hassas dengelere potansiyel olarak bir çomak sokuluyor olması hocam. Bu konu ve zincirlenme mevzusunu ziyaret edeceğiz sonradan da. Eninde sonunda. Bir noktada.