Okuma Etkinliği - Dr. Moreau'nun Adası (Spoiler İçerir)

İlk bitirene adminlik veriyoruz. :slight_smile:

1 Beğeni

Sanırım ben bir-iki gün sonra başlayabileceğim. Çünkü okuduğum başka bir kitabın son 90 sayfası kaldı :slight_smile:

Ben de birkaç gün sonra başlayacağım.

Şuan ki kitap bitince başlayabilirim. Daha önce etkinliklere katılmamıştım. 1 Şubat gibi burada yorumlarımızı mı paylaşacağız?

İsteyen parça parça yazıyor, isteyen bitirince, tamamen size kalmış. Okudukça da yazabilirsiniz, 1 Şubatı beklemenize gerek yok.

2 Beğeni

Ben kitabı bitirdim. :partying_face:

6 Beğeni

Ben de şu an başka bir kitap okuyorum, muhtemelen bir haftaya falan başlarım.

1 Beğeni

Harika, görüşlerinizi yazdıktan sonra site yönetimine adminlik talebinde bulunun. :slight_smile:

Ben de i̇lk yüzde 20’lik kısmı bitirdim ve aslına bakarsanız bu bölümde pek bir şey olmadı. Hikayeyi anlatan Bay Prendick bir gemi kazası sonucu ve çok da önemli olmayan birkaç olayın ardından kendini meşhur adamızda buldu. Olaylar bundan sonra başlayacak, merakla bekliyoruz.

Aslında filmlerini izlediğim için ne olup biteceğini önceden biliyorum. Bu sebepten ötürü de kitabın gerilim unsuru benim açımdan sıfır. Sadece bilim kurgu gözüyle okumak durumundayım. Benle benzer durumda olan var mı?

Bu arada dikkatimi çeken bir şey de gemi yolculuğu sırasında kullanılan gemicilik terimleri (örneğin sancak, pruva gibi) oldu. Hikayeyi gemici olmayan birisi anlatıyor, adamın gemicilik geçmişi olduğuna dair en ufak bir bilgi de yok ama adam sanki kırk yıllık denizci gibi tüm terimleri biliyor. Bana pek mantıklı gelmedi. Ama sanırım bunlar bir tek bana garip geliyordur. :slight_smile:

6 Beğeni

Nasıl bulunabilirim? :grin:

1 Beğeni

Arkadaslar benim de baska meşguliyetlerim vardı ve hala var ama okumaya başlayayım dedim. 32 sayfa okudum ve şimdiye kadarki hislerim ve özetim aşağıda;

Öncelikle acaip akıcı bir uslup. Çok heyecan verici bir konu. Vaktim olsa hemen bitirebilirdim. Vaktiniz varsa kesinlikle okuyun. Klasik denizci hikayelerinden biraz farklı. Ama yine de benzer yanları yok değil. Öncelikle geminin batması ve kahramanımızın diğer iki kişiyle beraber bir sandala çıkmasıyla karşılaşıyoruz. Daha sonra kahramanımızı başka gemiden bir tıp öğrencisi rastgele kurtarıyor. Kahramanımız yaklaşık beş gün bu yeni gemi de kalıyor ve orada kalmaya devam edeceğinden eminken, kaptan onu istemediğini ve gemiden derhal inmesi gerektiğini söylüyor.

Bakalım neler olacak :wink:

Düzenleme 2: kitabı dün akşam bitirdim.

Harikaydı. Bir solukta okudum. Bu kitap bilim-kurgudan çok daha fazlası. Bize böyle bir kitap okuma şansı tanıdığınız için çok teşekkür ederim. Öncelikle bilim-kurgu kısmı hayvan-insanlardan oluşan yaratıklarla kahramanımızın serüvenine odaklanmış. Moreau ve yanındaki tıp öğrencisinin insanları kurban edip, bu tür yaratıklar oluşturduklarına ikna ediliyoruz. Ama 100. sayfalara doğru bunun gerçek olmadığını öğreniyoruz. Gerçekten bu kısma kadar çok heyecan verici, bilim-kurgu sahneleri ve kahramanımızın yaşam çabası işleniyor. Fakat daha sonra kitap felsefi ve hatta teolojik bir hal almaya başlıyor. Moreau “aklı başında her insan gibi ben de dindar biriyim” diyor. Ve Tanrı’ya atıflarda bulunan içerikler görüyoruz (en azından hissediyoruz). Felsefi kısmı kısaca hepimizin evrimsel süreçte hayvan olduğumuz ama tanrı olarak seçilmiş kişinin komutası altında insana dönüşme sürecimizi anlatmaya çalışmış. Evet dahası için sizi kitabı okumaya davet ediyorum

3 Beğeni

Çok güzel yorumlamışsınız, tebrik ederim. :slight_smile: Bu arada bu konu içerisinde spoiler etiketi kullanmanıza gerek yok. Zaten yeteri kadar uyarı yaptık.

Biraz önce ben de bitirdim. Görece kısa bir kitap ve okuması rahat. O yüzden etkinliklerden ilk buna başlamak istedim.

Yukarıda yazdığım yorumdaki gibi başladı ve bitti. Hiçbir yerinde sıkılmadım ama Moreau’nun kendini açıkladığı sahne haricinde heyecanlandığım bir yer de olmadı. Sırf bu yüzden filmini/dizisini izlediğim kitapları okumuyorum, o kitapları okudum sayıyorum. :slight_smile:

Kitabı okurken aklımda sürekli olarak gerçek hayatta hayvanlara işkence yapanlar vardı, bu yüzden içim sürekli olarak buruktu.

Moreau’nun kayıtsızlığı ilginçti gerçekten. Bilimsel bakış ile etik ve ahlaki değerlerin karşılaşmasında saf bir bilimsel bakış gördük. İnançlardan arındırılmış, etik ve ahlaki değerlerden yoksun biz dehanın, bilimi nerelere taşıyabileceğini gösteriyordu belki de. Bu da bana 2. Dünya Savaşındaki (ismini hatırlayamadığım) Nazi doktorunu hatırlattı. İğrenç işler yapmıştı ama tıbbın ilerlemesine ciddi katkıda bulunmuştu. Burada kendimize belki de sormamız gereken soru şu: Bilim ve etik ahlakı nerede kesişiyor? Nerede durmalıyız?

Kitaba notum 7.5/10. Ben gibi filmlerini izlememiş kişilerin benden çok daha fazla zevk alacağına eminim. O yüzden türün meraklılarına tavsiye ediyorum.

3 Beğeni

Gerçek hayatta böyle deneyler var mı? Varsa da nasıl yapıyorlar? :pensive:

Birebir aynı olmasa da maalesef var. İsmini hatırlayamadığım doktor şu:

Ben deney kısmını tamamen bir metafor olarak ele aldım. Hepimizin bir öndere ihtiyacı olduğu ve bizim içimizdeki hayvani iç güdüleri bastırmak için bizi eğitmesi ve bize gerektiğinde acı çektirmesi lazım diye okudum.

Bu açıdan bakıldığında Moreau’ya bu yetkiyi kimin verdiğini bilmiyorduk ama o bunu ne kadar suistimal etti onu da bilemiyoruz. Orada bende emin olamadım.

Sonuç olarak hayvan-insanlar başıboş kaldıklarında ya da gücü ele geçirdiklerinde önderlerini katletti. Ve bu aslında hiç de iyi olmadı. Bu açıdan bakıldığında insanlığın gelişmesi için acı çekmek, bir hayvan olarak yaşamaktan çok daha tatminkar görünüyor. Moreau’yu tam olarak anladığımı hissettim.

1 Beğeni

İnsan okudukça kötü oluyor. :pensive:

Ben bunları hiç beceremiyorum ya. Kafka’nın Dönüşüm kitabını bile normal böcek gibi okumuştum. :sweat_smile: Bu çıkarımları yapabilen için çok hoş, benim gibiler için ise ekstra efor demek.

Ama çok güzel yorumlamışsınız gerçekten, sizin yorumları okuyunca kitabın kıymeti daha da artıyor, saf bilim kurgudan çıkıp, felsefik bir düşünce deneyine dönüşüyor, tekrar teşekkür ederim. :slight_smile:

1 Beğeni

Kitaba halen başlamadığım için yorumları okumadım ama Mengele’ye kayıtsız kalamadım. Kendisinin lakabı Ölüm Meleği’dir. Yahudiler üzerinde inanılmaz deneyler yapmıştır.

Ben de az önce kitabı bitirdim. Elime almam ve bitirmem arasında ancak birkaç saat var. Su gibi aktı diyebilirim.

Sizler gibi ben de direkt Dr. Mengele’yi düşündüm Dr. Moreau’nun kendini açıkladığı bölümde. Onun ikiz çocukları kesip birleştirmesi gibi Dr. Moreau da farklı türlerden hayvanları çarpık bir anlayışla bir araya getiriyordu.

Kişinin idealleri uğruna adeta bir robota dönüşüp çevresindekilerin yaşadıklarına duyarsızlaşması Dr. Moreau üzerinden çok güzel bir şekilde anlatılmış. Burada Dr. Moreau hayvanların yaşadığı fiziksel acılara ve kendi doğalarına yabancılaştıkları için yaşadıkları bir nevi içsel karmaşaya duyarsız kalıyor. Bizler de bazen kendimizle ve isteklerimizle öyle meşgul oluyoruz ki bu isteklere ulaşmamızı sağlayan koşullara kör ve sağır oluyoruz. Hatta bazı durumlarda “hedefe giden her yol mübahtır” düsturuyla bunu bile isteye gerçekleştirebiliyoruz.
Örneğin ünlü makyaj malzemesi şirketlerinin çoğu hayvanlar üzerinde deney yapıyor ve bunu saklamıyorlar da. Çok ufak bir araştırmayla bu firmaları öğrenip alışveriş yapmayı bırakmak yerine bu araştırmayı asla yapmayarak “ama ben bilmiyordum” bahanesinin arkasına sığınmayı tercih ediyoruz.

Kitaba dönersek pumanın kaçışından sonra gelişen olayları okumak ayrıca heyecanlıydı. Prendick’in gerginliğini, korkusunu, çaresizliğini yazarın çok güzel yansıttığını düşünüyorum. Adada yalnız kaldıktan sonra kendini korumak için yaptıkları yetersiz geldi ama nedense. Yani yapacak pek bir şeyi de yoktu ama ben aynı durumda kalsaydım büyük ihtimalle uykusuzluktan ölmüş olurdum çünkü bir saniye bile gözümü kapatabileceğimi sanmıyorum.

Prendick’in şehre döndükten sonra artık insanlarla olmaya katlanamamasına da hak veriyorum. Hele bizim zamanımızda; bu kadar sahte, yapmacık ve ilgi budalası insanlar arasında kalsaydı bu sefer adaya dönmek için bir sal yapmaya başlardı fikrimce.

5 Beğeni

Bunu çok güzel ifade etmişsin gerçekten. Dr. Moreau kendi ideallerinden o kadar emin ki, kurbanlarına zarar verdiğini kabul dahi etmiyor.

1 Beğeni

Bunun sebebini de sadece tutku olarak açıklıyor. Karşımdakini bir canlı olarak değil sadece bir problem olarak görüyorum diyor. Prendick bütün bunların koskoca bir gereksizlik yığını olduğunu, altında yatan elle tutulur hiçbir nedeni olmadığını anlatmıştı kitapta. O kısmı okurken insanın bencilliğinin ulaşabileceği boyutların ne kadar korkunç olabileceğini görmüş oldum.