Aşağıdaki şiir, ilk kitabın ilk bölümünün başında yer alıyor.
The Emperor is dead!
So too his right hand – now cold, now severed!
But mark these dying shadows,
twinned and flowing bloody and beaten,
down and away from mortal sight…
From sceptre’s rule dismissed,
from gild candelabra the light now fled,
from a hearth ringed in hard jewels,
seven years this warmth has bled …
The Emperor is dead.
So too his master’d companion, the rope cut clean.
But mark this burgeoning return –
faltering dark, the tattered shroud –
embracing children in Empire’s dying light.
Hear now the dirge faint reprised,
before the sun’s fall, this day spills red
on buckled earth, and in obsidian eyes
vengeance chimes seven times …
Call to Shadow (I.i. 1-18)
Felisin(b.ll46)
Eğer fark etmediyseniz
İmparatör öldü diyor ilk satırda (hatta ikinci paragrafta Dancer için de diyor aynısını) ama artık biliyoruz ki ikisi de ölmedi. Şiirin adı da “Gölgeye Çağrı”. İmparator nerenin Tanrısı oldu? Gölgenin.
Kısacası, daha ilk kitabın ilk bölümünün ilk cümlelerinden, çoook sonrası için foreshadowing yapmış Erikson. Gerçi Erikson ilk iki kitaptaki bazı olayları 5-6 kitap sonra da açıklayabiliyor. O yüzden çok da şaşırmamak gerek.
Sıcak Ankara günlerinde ben hiç kitap okuyamıyorum. Şu an önümde açık bir şekilde duruyor 400 sayfa kadar okuyup 1.5 hafta ara verince öncesini de unuttum. Başa mı sarsam acaba.
Osmanlı gibi iki ileri bir geri gidiyorum son günlerde.
Spoiler olabilecek her şeyi blurlamayı unutmayın. İlk mesajınız olduğu için ben düzenledim fakat bundan sonraki mesajlarınız için blurlamayı kullanmayı unutmayın ki okuyucuların ve kitabı okumak isteyenlerin tadını kaçırmayalım.
Legana kılıcını neden verdi ve bunun için neden Bulutlu’yu seçti? Tor’dan da okudum ama bu sahneyi genel olarak pek anlamadım. Daha sonra açıklanacak derin bir altmetin mi var yoksa ben mi bir şeyler kaçırdım?