Yirmi dördüncü bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır).
Özet
SAHNE 1
Sha’ik’in ordusu Hortum kovanından geçerek Aren düzlüklerine gelir. Heboric ve üç büyücü ölümü öyle büyük bir ölçekte hisseder ki hepsi irkilir. Heboric, Sha’ik’e (Felisin) tercihlerinden dolayı pişman olup olmadığını sorar. Felisin, ebeveynlerinin ölümü ile suçladığı ablası Tavore ile olan kavgasını düşünür ama Heboric’e artık bir kızım var der. Kızının kelimelere karşı bir yeteneği olduğunu, tıpkı işler farkı olsaydı kendisinin de olabileceği gibi kızının da şair olabileceğini söyler. Heboric, bu yeteneğin Genç Felisin için bir lanet olabileceğini, hayranlık uyandıran kişilerin (özellikle kendi içlerinde) çok yalnız kalabileceğini söyler. Sha’ik, onun böyle olmayacağı konusunda garanti verir. Ona Felisin adını mı verdiğini sorunca Sha’ik evet der: “çok şey vaat eden bir isim. Anne babaların çocuklarında gördükleri taze bir masumiyet”. Heboric dinlerken ağlar ve Sha’ik “Heboric, üzülmene değmez” deyince bu Heboric’i daha da yaralar. Leoman, Rel, Reloe ve Dom gelir. Sha’ik Dom’un yaptığını görür. Gözcü raporlarına göre binlerce kişi çarmıha gerilmiştir ve kilometrelerce yol boyunca ölümler devam etmektedir. Dom, Aren’i alamadığını, Tavore’un filosunun geldiğini söyler. Pormqual’ın emriyle ordunun silah bırakmasına şaşırmıştır ve bunu İmparatorluk’un zaafı (büyük komutan eksiliği olarak) olarak görmektedir. Dom, Coltaine’in son büyük komutan olduğunu, Tavore’un henüz test edilmediğini, asilzade olduğunu ve sayıca geride olduğunu söyler, ayrıca danışmanları da yoktur. Sha’ik düzlükteki cesetlerin gömülmesini (çarmıha gerilenler değil) emreder ve Raraku’ya dönerek Tavore’un ordusunu kendi belirlediği koşullarda karşılayacağını beyan eder. Heboric, çarmıha gerilmiş hangi kişinin önünde durduğunu sorar. Rel ise “Yaşlı bir adam, bir asker. Daha fazlası değil” der. Heboric, bir Tanrı’nın kahkasını duyan olup olmadığını sorar.
SAHNE 2
Son ayrılan kişi olan Heboric hala cesede bakmakta ve kahkahayı zihninde duymaktadır. Neden kör olduğunu merak etmektedir: Zalim bir şaka mıdır yoksa Fener ve Yeşim güçten gelen bir merhamet midir? Fener’e “eve geri dönmek” istediğini söyler.
SAHNE 3
Blistig Tavore’u karşılamak için beklemektedir. Keneb gelir ve Stormy, Gesler ve Squint’i bulamadığını, Yedinci Ordunun inceleme için hazır olduğunu söyler. Blistig, Squint’in intihar edeceğinden endişelidir. Keneb, Zincir’in hayatta kalanlarının “kırık” olduğunu söyleyince Blistig aynı fikirde olur ve kendi gücünün de “kırılgan” olduğunu düşünür.
SAHNE 4
Mappo, hala baygın olan Icarium’u yere bırakır dinlenmek için. O ve Icarium Aren Yolu’na gönderilmiştir ve Mappo da ölüm olmayan bir yeri boşuna aramaktadır. 3 kişinin olduğu bir yük arabasının çarmıha gerilmiş her askeri incelemek için durup, sonra devam etmelerini izler. Mappo onlarla tanışmak için yanlarına gider (arabadakiler Gesler, Stormy ve Truth’tur). Bandaj ihtiyacından bahsettikleri zaman Mappo şifade biraz yeteneği olduğunu söyler. Tedaviye ihtiyacı olanların insan değil, Coltaine’in Düşüşü’nde buldukları iki köpek olduğunu söylerler. Mappo, ölenler arasında birini mi aradıklarını sorunca Gesler evet der. Mappo kaç kişi olduğunu sorunca Gesler on bin kişi der. Hepsini kontrol etmişlerdir ve Aren Kapısı’ndakiler de son birkaç tanesidir. Mappo köpeklere bakmak ister ve onların durumunu görünce hala nasıl hayatta olabildiklerine şaşırır. Truth, tamamen perişan durumdadır. Mappo, Icarium uyandığı zaman Mappo’da devam edecek olan keder sebebiyle endişeye kapılacağını düşünür. Mappo, Icarium’un sadece korku ve dehşete dair anılarını kaybetmesi sebebiyle değil, aynı zamanda “özgür iradeyle verilen hediyelerin” anısını kaybetmesi sebebiyle de üzgündür. Icarium’un bu kadar ölüm karşısında vereceği tepkiyi merak etmektedir. Cesetleri kontrol eden Stormy, Gesler’e yanına gelmesini söyler. Arabaya döndükleri zaman Truth onu bulup bulmadıklarını sorar ancak hayır derler, o değildir. Truth, aradıkları kişinin hala yaşıyor olabilmesi ihtimaliyle rahatlamıştır. Gesler’e bakan Mappo, Gesler’in doğruyu söylemediğini anlar. Mappo ona edilen arabada yolculuk teklifini kabul etmez. Bir süre gittikten sonra peşlerinden gider ve onlara iyileştirici iksirlerinden verir.
SAHNE 5
Tapınağına doğru giden Pust, örümcekler birden ortaya çıkınca kıyafetlerini yırtmaya başlar. Örümcek D’ivers insan formuna döner ve ortaya bir Dal Hon kadın çıkar - Mogora. Mogora Pust’a onu aylardır takip ettiğini, yanlış izler bıraktığını gördüğünü söyler. Pust ona gerçek Eller Yolu’nu asla bulamayacağını söylediği zaman, Mogora bulmak istemediğini, Dal Hon’dan aptallardan kurtulmak için kaçtığını, Ermiş olup aptalları yönetmek gibi bir niyeti olmadığını söyler. Birlikte yürürler.
SAHNE 6
Önlerinde bir ejderha belirir ve bir kovana girerek gözden kaybolur.
SAHNE 7
Pust, ejderhanın gerçek kapıyı korumak için orada olduğunu, onun bir T’lan Imass Kemikabakar’ı olduğunu söyler. O ve Mogora birlikte tapınağa girerler.
SAHNE 8
Büyük bir yük arabası Aren Kapısı’nda durur ve bhok’arala gibi görünen iki yaratık arabadan inerek bir ağaca doğru gider. Baruk’un göndermiş olduğu ve adları Irp ve Rudd olan bu bhok’arala, ağaca çivilenmiş olan cesede tırmanır ve gömleğinin altını arar. Üzerinde “Sa’yless Lorthal” yazan bir kumaş parçası bulur ve sonra küçük bir şişeyi çıkartır. Rudd, şişenin kırıldığını söyler. Daha sonra cesedi Darujhistan’a götürmek üzere ağaçtan alırlar.
SAHNE 9
Icarium uyanır ve yaralanmış olduğunu görür. Mappo, son iki iyileştirme iksirini iki köpeği iyileştirmek için verdiğini söyler. Icarium, onların “buna değer yaratıklar” olması gerektiğini ve hikayeyi dinlemek için can attığını söyler. Hatırladığı son şey Apt’i görüşüdür (büyük ihtimalle taa kitabın başında ilk gördüğü an). Mappo, bir kovandan dışarı atıldıklarını, Icarium’un başını kayaya çarptığını ve bir gün geçtiğini söyler. Icarium ve Mappo Jhag Odhan düzlüklerine doğru yol alırken Icarium, Mappo olmasaydı ne yapacağını söyler.
Sonsöz özeti (Tor’dan alıntıdır).