Öyle imiş, İsmet Hocam RAFO demişti. Yollar’a benzetiyorum ZÇ’de ki ama heralde çok daha kapsamlı ve önemlisi…
Severiz QB’yi. Ama Ammanas ile kapışabilir mi emin değilim. Her ikisi de süper zeki ve kurnaz. Harika bir karşılaşma olurdu.
Erikson genelde bir şeyi dibine kadar detaylı anlatmıyor. Yeterli gördüğü kadar anlatıp, gerisini okurun hayal gücüne bırakıyor. Kovanlar ile ilgili de elbette ileride bir açıklama gelecek ama seni tatmin eder mi bilmiyorum.
Her birinin kendine has etkileri, güçleri ve başka kovanlara tepkileri var. Aralarında atalardan kalma, kadim güç barındıranlar da var anladığım kadarıyla. Bakalım neler çıkacak karşımıza.
Sayfa 184’te şimdiye kadar ki en büyük sürprizlerden birisi ile karşılaştık. Tahmin eden var mıydı? Benim aklıma gelmemişti. Kemancının dediği gibi Gölge Hanesinin sonradan ortaya çıkması ve ortaya çıkış tarihini biliyor olsak sanırım tahmin ederdik. Bahsi geçmiş miydi acaba bunun ilk kitapta?
İkinci bölüm özeti (Tor’dan alıntıdır)
Özet
SAHNE 1
Tarih ve Yer: Yedi Şehir’in güneydoğu kıyısındaki Hissar
Duiker, Hissar sokaklarında dolaşırken, duvarlardaki isyan simgeleyen resimli yazılara fark eder ancak Malazan üst komutanlığının bu işaretlere pek de önem vermemektedir. Yedi Şehir’in yerlisi ve Malazanlara karşıtı gibi davranarak bir tüccarın çadırına girer. Orada bir kasırganın (isyan) çıkacağına dair bir kehanete tanık olur:
“Two fountains of raging blood! Face to face. The blood is the same, the two are the same and salty waves shall wash the shores of Raraku. the Holy Desert remembers its past."
Ayrılırken Duikers, Seven Cities’in ne kadar eski bir toprak/uygarlık olduğu üzerine düşünür. Şehirler şehirler altında yatmaktadır ve belki de bu asla yenemeyeceğimiz bir düşmandır. Belki de zafer düşmanı alt ederek değil, ona katılarak onla bir olarak elde edilebilir.
Duiker İmparatorluk Kalesi’ne girer ve Coltaine, onun teğmeni Bult, heyet büyücüsü Kulp ve Mallick Rel ile olan konsey toplantısına katılır. Coltaine Duiker’ı hatırlar. Savaşta Bult onu tam öldürecekken mızrağını kaldırmıştır (çünkü Duiker silahsızdır). Ancak Bult Dujek tarafından yaralanır, Dujek de kolunu kaybeder (bu yüzden adı Dujek Tekkol olmuştur). Duiker eskiden olayları kaydetmek için savaşları yakından takip ettiğini, artık uzaktan ve korumalarla not aldığını belirtir.
Coltaine, warlock’ını (büyücü) beklediğini söylediğinde herkes şaşırır çünkü Laseen tim Wickan büyücülerini topluca katletmiştir. Coltaine onlara Wickan yöntemlerini bilmediklerini söyleri. Kuzgunlar gelip ölen büyücülerin ruhlarını almış ve reenkarne olmak üzere Wickan halkına taşımıştır. Sormo E’nath ise bu büyücülerin en güçlüsüdür. Ruhu için 11 kuzgun gerekmiş ve ölümü 11 gün sürmüştür. Coltaine, Sormo olarak 10 yaşlarında bir çocuğu konseye tanıtır. Duiker, Rhivi halkının da benzer inançları olduğunu hatırlar. Sormo da Duiker’ın gördüğü işaretleri görmüştür ve ikisi de yakında bir isyan çıkacağı konusunda hemfikirdir. Rel, Coltaine’e bu tür uyarılara dikkatli ve şüpheci olarak yaklaşmasını söyler. Sormo ise Rel’i gizli hedefleri olduğunu konusunda suçlar. Rel daha sonra Yüksek Yumruk Pormqual’ın emirlerini Coltaine’e iletir ancak Coltaine bunu reddederek Pormqual’ın emirlerini yeniden değerlendirmesini ister. Şok olan Rel toplantıdan ayrılır. Duiker, Pormqual’ın maşa olduğunu, asıl yöneten kişinin Rel olduğunu söyler ve Rel’in yoluna çıkan kişilerin genelde ortadan kaybolduğu konusunda Coltaine’i uyarır. Bult, onların belki de ölmediğini, kendilerinin kayıplara karıştığını düşünür. Coltaine Duiker’dan Rel için casusluk yapmasını ister ama sonra Duiker’ın hayatından endişe duyarak fikir değiştirir ve onu kendi ekibine katar. Toplantı sonrası Duiler ve Kulp yalnız konuşurlar ve Kulp, genç Wickan çocuğun gerçekten de Sormo olduğunu düşündüğünü söyler. Duiker da Kulp’tan, Otataral Adası’nda esir ola Heboric’i kurtarmasını ister.
SAHNE 2
Tarih ve Yer: Yedi Şehir’in kuzeydoğusu kıyısında yer alan Kutsal Şehir Ehrlitan
Bir Gral kabile üyesi şeklinde kamufle olan Fiddler, Kızıl Kılıçlar (Red Swords) tarafından gerçekleştirilmiş olan bir katliama tanık olur. Kızıl Kılıçlar Yedi Şehir’den olmalarına rağmen İmparatoriçe Laseen’e sonuna kadar bağlı olan birliktir. Bu katliamda Dryjhana yani Apocalypse’e inanları kadın, çocuk demeden katletmişlerdir. Bakıcıları öldürülen 2 küçük kızı bir kadın satıcısından kurtarır ve evlerine ulaştırır. Kızların dedeleri en büyük Tano Spiritwalker (ruhyürüyen?) olan Kimloc’tur. Spiritwalker’ların yüksek büyü gücü vardır ve büyüleri için şarkıları kullanırlar. Kimloc, geçmek istedikleri çölün çok tehlikeli olduğu konusunda Fiddler’ı uyarır. Sebebi de Path of Hands yani yakında açılacak olan bir kapı/kovandır. Bu geçitin, peşindeki birçok D’ivers veya Soletaken’dan birisine ermişlik verme imkanı vardır. Bu yüzden de D’ivers ve Soletaken’lar bu geçiti bulup ermişliğe kavuşmak için akın akın çöle gitmektedir. Kimloc ayrıca Köprüyakan’ların geçmişini ve onların Falah’d büyücülerinin peşlerinden giderken Kutsal Çöl Raraku’da nasıl bilendiğini bildiğini söyler. Fiddler’ın tüm geçmişini öğrenerek o hikayeyi şarkılaştırmak için izin ister (bu hikaye Köprüyakanları ermişliğe kavuşturma şansına sahiptir) ancak Fiddler bunun çok tehlikeli olacağını düşünerek kabul etmez. Bunun yerine Kimloc Fiddler’a bir kabuk verir ve bu kabuğun onları çölde korumasını dilediğini söyler. Oradan ayrılırken Kimloc’un yüzbaşısı ile Fiddler, Kimloc’un Malazan ordularını yok edecek gücü olmasına rağmen Karakarang şehrini savaşmadan İmparatorluk’a vermesini tartışır. Yüzbaşı, İmparatorluk’un insan hayatını harcama konusunda sınırı olmadığından ötürür Kimloc’un savaşmadan şehri bıraktığını belirtir. Fiddler ona Kimloc’un bile T’lan Imass’ı durduramayacağını (Imass Aren şehrini kılıçtan geçirmiştir) söylediğinde yüzbaşı ona İmparatorluk’un deliliğinin bir kanıtı olduğunu söyler. Fiddler ise bunun bir hata olduğunu, Logros T’lan Imass’a kimsenin böyle bir emir vermediğini söyler.
SAHNE 3
Fiddler ekibe döner ve convergence (kavuşma) hakkında Kalam’ı bilgilendirir. Kalam da buna katılır ve isyanı simgeleyen işaretlerde bunu okuduğunu belirtir. Fiddler, Kimloc ile karşılaştığını Kalam’dan saklar çünkü Kalam’ın Kimloc’tan haberi olursa onu ve tüm ailesini öldüreceğini bilmektedir.
SAHNE 4
Kalam Ehrlitan’ın hemen yanındaki eski şehre doğru gitmektedir. Orada Mebra ile buluşur ve çölden rahat geçmesi için gereken gizli kodları vermesi için Mebra’yı zorlar. Mebra güya kazara Dryjhana’nın Kutsal Kitabı’nı düşürür. Bu kitabın Whirlwind’ı (kasırga) başlatabilmesi için Kahin’e ulaştırılması gerekmektedir. Kalam, geçidinin güvencesi olarak kitabı kahine götüreceğini söyler. Kalam ayrıldıktan sonra anlaşılır ki aslında bu, Red Swords’un kahini çölde bulabilmek için tertip ettiği bir düzmecedir. Kalam’ın İmparatoriçe’yi öldürmek için Malaz şehrine doğru gittiğini tahmin eden Mebra, Red Swords’u Kalam’ı öldürmemeleri konusunda ikna eder.
SAHNE 5
Tarih ve Yer: Kutsal Çöl ve Pan’poysun Odhan arasındaki sınır
Icarium ve Mappo bir leopar D’ivers ile savaşmıştır. Icarium hiddetinden neredeyse kendini kaybetmiş, Mappo ise yaralanmıştır. Bir kulenin dibinde dururlar ancak kuleye herhangi bir giriş göremezler. Beklerlerken bir Soletaken ayı görürler ancak Mappo onu tanır. Messremb insan formuna dönüşür ve her ikisiyle de hoş bir şekilde sohbet eder ve Mappo’ya, ona eşlik eden ilginç kokuyu merak ettiğini söyler. Merağını giderdiği için artık o da Path of Hands’in peşine geri döneceğini belirtir. Mappo onu Ryllandaras’la karşılaştığı konusunda uyarır. Messremb ayrıldıktan sonra Gölge Üst Rahibi olan Iskaral Pust bir katır üstünde gelir. Görünürde kendi kendine konuşmaktadır ve sürekli olarak “alınan bir yaşam için verilen bir yaşam” demektedir. Kuleyi Rüyalar Kraliçesi’nin rahibeleri terk ettikten sonra ele geçirdiğini ve onları içeri alacağını söyler. Katırını mağaraya gönderir ve sonrasında Pust’un hizmetkarı gelir (daha sonra Mappo ve Icarium mağarada bir kovanın açıldığını konuşurlar). Kuleden, Pust’un bhok’aral hizmetkarları ip sarkıtılar ve Pust’un hizmetkarının arkasından 3’ü de kuleye çekilirler. Icarium son savaşlarını hatırlamamaktadır ve Mappo ona tek bir leoparla dövüştüğünü bu yüzden sadece Icarium’un kılıcında kan olduğu şeklinde yalan söyler.
Ruhgezer olarak çevrilmiş kitapta. Bahsi geçmişken bunların D’ivers ve Tektutanlardan farkı ne oluyor tam olarak? Şekil değiştirmiyorlar sanırım.
Hocam bu “şaman” gibi bir lakap aslında. Aslında bir çeşit… kült? Şarkıları efsunlama etrafında dönen bir kültürleri var. Doğal elementlerden ziyade şarkılara müziğe odaklanan bir şaman geleneği diyelim.
Bence gene de tahmin edemezdik :)) çok çok iyi bir kurgu ve gizem bekliyorum bu durumun arkasından… O kısımdan sonra bayağı heyecanlandım, bakalım ne olacak…
Ben unuttum olayı iyice yaşlı dedelere döndük… Eve geçince tekrardan bir bakınayım ben.
Nefarrias reyizin dediği gibi Spiritwalker aslında bir lakap, tıpkı Bonecaster gibi. Tanno halkının büyücülerine deniyor. Büyülerini şarkı formunda yapıyorlar.
Fandom’dan görece spoiler-free tanım:
Spiritwalkers were the priests or elders of the Tanno people. They were distinguished by their bright orange robes.
Spiritwalkers were mages of a form, but their sorcery was sung. They were devoted to peace, but the power of their songs was said to be immense. The Spiritwalker Kimloc claimed the power to destroy Malazan armies and to potentially raise an individual to Ascendancy. A Spiritwalker only had to touch someone to know their story or history. They could also store some of their power in an inanimate object so that it could be retrieved later even by a non-initiate. Tanno sorcery was elliptical, so a Tanno song was like a serpent eating its own tail. They were also said to possess the power to “quest through a hidden world - not a true warren, but a realm where souls are freed of flesh and bone.”
Geriye dönüp tekrar bakınca veya tekrar okurken çok bariz izler var ama ilk okumada fark etmek çok mümkün değildi bence de.
Anladım şimdi, teşekkürler açıklamalarınız için. İsim olarak birbirine benzeyince benzer bir tür olduğunu sanmıştım.
Okudukça daha fazla seviyorum kitabı ama bir yandan da korkuyorum, bu mükemmel seri yarım kalmaz değil mi? Tutup da 3 kitap sonra devamı gelmezse çok üzülürüm. Mecburen İngilizce okumaya çalışırız o zaman.
Ben sana diğer tüm kitapların bölüm bölüm özetlerini çıkartırım, yeter ki sen üzülme.
Yarım kalmaz ama 6-7 sene sürebilir ve alım gücüyle doğru orantılı olarak saçma yerlere gelebilir fiyatlar. En azından 3 kitabı okumuş olur ve @Artorias ’ın 72 senedir beklediği Kralkatili gibi beklemeye devam edersin :))
Benimkini yazar yazamıyor çok ilginç bir cümle oldu. Malazan’ın yarım kalma ihtimali yok.
Yazılmış dimi en azından :)) en kötü ismet hocam çevirir ve piyasaya sunar…
YouTube’a da tim kitapları okuduğu videoları paylaşır ya da storytell gibi platformlara elmalar bilemem ama bir şeyler yapar kesinlikle.
Kkg 2024’e kadar çıkacak.
Bence seneyeden itibaren tarih bile vermeyecek. Sonra yayınlarına kimse katılmamaya başlayacak vb…
Adamın ruh halini çok merak ediyorum. Durumu hiç iyi değil. Umarım bir an evvel kendini toparlar. Neyse Stev’in kitaplarını konuşalım.
Şimdi amarika’dan yan kitapları getirtiyorum, dursunlar en azından tamamlanmışlar… (: