Hüseyin niye böyle bir karikatür ya? Sürekli Allah, bismillah başka bir halta yaradığı da yok. Sene olmuş 3019, ışık hızı olayını çözmüş uzay gemileri var, uzaylılar falan var. Bir de Hüseyin var.
Müslüman her tarihte müslümandır mı demek istiyor? Niven’a çok kırgınım…
Asıl aksiyon birkaç bölüm sonra başlayacak, ilk iki sorunun cevabina az kaldi. Bury’nin asteroidlere bakması olayını hatırlamadım, neyi kastediyorsun?
Ufak motielere bir sey demiyorum, bekle ver gör.
bölüm civari:
Benim kafama takılan bir şey var: MacArthur’daki Brown/Engineer mürettebatın cep bilgisayarlarını söküp onarıp iyileştirip falan geri takıyor. Bu konu üzerine bir tartışma vardı, böyle bir şeyin mümkün olmaması gerektiğinden, çünkü bilgisayarın silisyum çiplerinden oluşan bir devre kart olduğundan bahsedildi. Yani mantıken bence de bir Brown ne kadar becerekli olursa olsun bir bilgisayarı öyle tamir falan edemez. Şimdiye kadar konusu iki kere geçti ama bir açıklık getirilmedi, ya da ben kaçırdım.
Burada bişey fark etti ama ne? Korktuğuna göre silah olarak kullanıma dair falan diye düşündüm ama çözemedim.
bölüm:
Bir açıklama yok henüz o cep bilgisayarı konusunda, bence de mantıklı değil. Bilgisayar kullanmıyorlar ama belki geçmişte bi robot/ai uprisingi falan yaşamış olabilirler mi? Mutiny bizde olamaz falan diyordu Motieler. Sen bitirdin sanırım kitabı?
Beklenen müslüman tipi bu olduğu içindir umarım, Larry abinin görüşünü yansıtıyorsa yazık. Himmistleri de yobaz olarak betimledi ama Hüseyin ayrı bi noktada. Hay Peygamberin sakalı!
Hmm, anladım şimdi. Okuduğum sırada dikkat etmemiştim, ama şimdi geriye bakınca neden korktuğunu tahmin edebiliyorum. Spoilersiz sadece şunu demek istiyorum, oradaki “how much energy do you think it would take…” sorusuna “a good deal. In fact…” cevabından ve onca asteroidi bir yerden bir yere taşımış oldukları için Hüseyin Motie’lerin aslında oldukça gelişmiş bir medeniyetleri olduğunu çıkarsıyor galiba.
bölüm:
Bilgisayarları var diye hatırlıyorum. Sonucta füzyon enerjisi kullanan bir medeniyet. Olay ama o değil, bir elektronik mühendisinin bile bir bilgisayarı mikroişlemcileri veya diğer entegre devreleri yenisiyle değiştirmeden, lehimleyip yeniden programlamadan tamir etmesi mümkün değil.
Bölüm 17’den:
Renner’s voice was thick with sleep. “Am I crazy, or did we watch the Motie take that thing apart and put it back together again?”
“Certainly. She did the same with your gun.”
“But a pocket computer?” Renner stared. “You know that’s impossible, don’t you?”
She thought it was a joke. “No, I didn’t.”
“Well, it is. Ask Dr. Horvath.” Renner hung up and went back to sleep.
Sally caught up with Dr. Horvath as he was turning into his cabin. She told him about the computer.
“But those things are one big integrated circuit. We don’t even try to repair them…” Horvath muttered other things to himself.
While Renner slept, Horvath and Sally woke the physical sciences staff. None of them got much sleep that night.
Bölüm 24’den:
“Not deliberate ones,” Renner said. “But, Captain, do you know about the incident with the pocket computer?”
“No.”
“The big Motie took Miss Fowler’s pocket computer apart. And put it back together again. It works.”
Robot/AI ayaklanmasi gibi bir şey yok galiba, bakalım açıklığa kavuşur belki. Ben henüz % 65’deyim.
Bunun için değil de sanki şunun için Hüseyin var. Ticaret. Malum ticaret araplardan sorulur. Hüseyin de işi çözmüş kahve ticaretinde kilit bir role sahip galakside. Işık hızı olsun olmasın kahve her dönemde önemli bir maldır demek istiyor bence Liven. Ama Zerre’ye giden gemide bulunması için gereken tesadüfler biraz fazla evet. Ben kitabı okurken Hüseyin’in olduğu kısımlara bilim adamlarının yoğun bilimsel muhabbetleri sonrası biraz kafa dağıtmalık aralar gözüyle bakıp eğlenmiştim.
Her iki lafından birinde Allah, bismillah, Allah büyüktür diyen, şarap içmeyen, içeni de anlamayan; kahve Motie’lere zehir etkisi yaptığı için kahve ticareti becerileri de hiçbir işe yaramayan karikatür Hüseyin…
Ticareti bilen bir Arap karakter yaratacaksa, bunu aşırı bir Müslüman sterotipi yazmadan da başarabilirdi. Ben şu haliyle sadece gülüyorum.
sayfadayım, 5. bölüme kadar geldim. BKK konusunda pek iyi değilimdir ama sıkılmadan okuttu kendini şimdilik. Merak ettirmeye başladı bile.
Etkinlik olmuş iyi ki, ben de okumazdım galiba. Öyle beklerdi canım kitap
Ben hala bilgisayar kullanımı görmedim diye hatırlıyorum, çıkar ortaya elbet. Her türlü imkansız tamir etmesi o konuda katılıyorum elbette. 65 iyi, yavaş yavaş oku da yetişelim.
yazmıştım ama %58’e geldim, olaylar olaylar. Kitap durağanlaştığı için sıkılan arkadaşlar varsa (benim okuma hızım düşmüştü açıkçası ) 29. bölüme kadar sıkın dişinizi, acısını çıkarıyor.
“Star Trek’teki Tribble’ları anımsatmadı değil çoğalmalarıyla” Malum olmuş inceden. Bury’ninkiler kaçıp çoğalır diyodum ama daha resourceful çıktı ufaklıklar. Hâlâ bilgisayar kullanımı göremedim ama ve minnaklar gemideki herşeyi değiştirebilmişler. Nasıl bir becerikliliktir bu anlamadım. Toplum yapıları biraz daha ortaya çıktı ama boşluk çok. Whitbread’ler de aldı başını gidiyor ama du bakalım.
@Lorien_archers Müslüman karikatürü o herif direkt. Diğerleri din üzerinde bu kadar durmazken onun takılıp kalmasını taşlama ya da horgörü olarak kullanmış bence yazarlar. Belki de İngilizce okuduğumuz için gözümüze daha çok batıyor olabilir, metinler şöyle;
Hahaha, 25 kere Allah demiş, zaten 30 cümlesi falan var toplamda. Güldürdün, sağ ol.
Ben % 72’deyim, az kaldı yetiştin. Star Trek’i hiç bilmediğim için Tribble ne bilmiyorum. Ben de Hüseyin’in motieleri kacip cogalacaklar zannediyordum ama serefsizler baska yerden vurdular Kesik basla insan kiliginda takilmalarina ne diyorsun?
İşte emir alınca o işi yapıyorlar ancak emir almadan başıboş bırakılınca öyle şartlandırıldıkları için deli gibi tamire girişiyorlar değişik bir tür olmuş bunlar
Tamir işi tamam ama bir anda psikopat katillere dönüşmelerine şaşırdım açıkçası. Halen de çözebilmiş değilim bu davranışlarını. Bir art niyet mi var, bir yerden emir mi almışlar (ki sanmıyorum, sonuçta bunlar MacArthur’a ilk gelen büyük Brown/Engineer’ın rastgele seçtiği iki afacandan türediler, Motie Prime’la bir iletişim kurmadılar.) Yani kısacası “doğaları” gereği sanırım böyle saykolar.
Tribble tüylü minnak bi hayvan, yumruk kadar bir şey. Dişleri yok, gözü falan yok, sadece ağzı var, hep aç, hamile doğuyor ve nohut tanesinden fazla beslersen eşeysiz ürüyor,1 günde falan sanırım doğuruyor, tam hatırlamıyorum süreyi. Atılgan’a alıyordu bir mürettebat, bir hafta on günde bütün gemiyi kaplıyorlardı (Kaptanın kahve kupasına bile girecek kadar)
Çok hoşuma gitti o detay, işin ciddiyetini güzelce vurguladı. Hüseyin’in motieleri fırlatması da güzel oldu. Minnak motieler tamirde falan muazzam olsalar da birer hayvan, içgüdüleri bir yerden sonra hayatta kalmak için herşeyi göze almaya itiyor onları bence. Birbirleriyle bile savaşmaları falan mantıklı geldi bana. Gidip devam ediyim ben.
Bölüm 12’yi okuduğum sırada iki konuda saçma sapan tahminlerde bulunmuşum.
bölüm’den geriye yönelik bir bakış:
Affet beni Kutuzov reyiz, hakkında ağır konuşmuşum, atıp tutmuşum. Adamın dibiymişsin, kitap boyunca Horvath gibi dallamalara direnip durdun. Diğer kişiler senin yarın kadar sağduyulu olsalardı olaylar başka türlü gelişirdi. En sevdiğim karaktersin.
Oldukça benzer bir senaryoymuş. Larry Niven, Star Trek: The Animated Series’in bir bölümünün yazarıymış zaten. Hatta o bölümde Star Trek evreniyle Larry Niven’in Known Space evreni ufaktan birbirine bağlanıyormuş.
Whitbread’lere çok üzüldüm, Fyunch(click)'i de delikanlı çıkarak şaşırttı. Motielerin büyük sırrını da öğrenmiş oldum böylece. Basit, mantıklı ve gerçekçi bir fikir. Genetik mühendislerinin sadece yetersiz bir çözüm bulabilmesi ilginç geldi sadece.
Kutuzov’u köşeye sıkıştırıyorlar. Hadi Horvath saf, be Blaine bre gafil! Gemini yediler, yok bunlar barışçıl yok bunlar iyi niyetli demek de nedir! Akılsız evcil hayvanı bile bunu yapabiliyorsa akıllısı neler yapmaz diye niye düşünmezsin. Güvendiğim dağlara kar yağdı. Gemiye alınmasını istedikleri elçiler savaşçı çıkacak gibi bir his var içimde, bir bit yeniği olduğu kesin de bakalım görücez.
Dayanamayıp spoilerı açtım, alacaklar galiba gemiye ve hiç iyi sonuçlanmayacak gibi
Ben güvenilmez bunlara dediydim.
Niven’ın Halka Dünya’sını okumadıysan tavsiye etmiş olayım onu da.
Hoş olmuştur yakalayabilene, seviyorum böyle bağlantıları.
Sürekli Allah, bismillah başka bir halta yaradığı da yok. Sene olmuş 3019, ışık hızı olayını çözmüş uzay gemileri var, uzaylılar falan var. Bir de Hüseyin var.
Sonucta füzyon enerjisi kullanan bir medeniyet. Olay ama o değil, bir elektronik mühendisinin bile bir bilgisayarı mikroişlemcileri veya diğer entegre devreleri yenisiyle değiştirmeden, lehimleyip yeniden programlamadan tamir etmesi mümkün değil.
Kitap durağanlaştığı için sıkılan arkadaşlar varsa (benim okuma hızım düşmüştü açıkçası 
