Bence haritada bir spoiler yok abi.
Şimdi 38. bölümü (The Final Solution) tekrar okudum, çünkü ileride bu bölüme bir gönderme var.
38’i okurken bölümün sonunu tam anlamamışım, şimdi ikinci okumamda çaktım. Senin de belirttiğin Whitbread’in motiesinin delikanlılığından (sol koluyla WB’nin ölmekte olan bedenini ezmiş) bahsediyorum. Of, çok acıklı bir bölümdü, bizim middie’lere çok üzüldüm. Staley, Potter, Whithead, adam gibi adamdınız, huzur içinde uyuyun. 
Her şeyi keşfedip de ölmeleri yazık oldu. 
Kaptanla konuşmadığını tahmin etmesi de güzeldi Staley reyizin.
Bu noktadan sonra büyük sürprizlerle karşılaşmayı beklemiyorum. İnsanlar bir şekilde motieler hakkındaki gerçekleri -en azından birazını- öğrenecektir. Kitap boyunca motieler hakkında dikkatimi çeken bir kaç detay daha var.
Ebeveynin ruhunun çocuklarına bölündüğü, onlarınkilerin de kendi çocuklarına bölündüğü din ilginç gelmişti. Dünyada benzeri var mıdır acaba?
Savaşçıların popülasyonunu kontrol altında tutmak için birbirleriyle savaştırmaları fikri hoştu.
Motielerin yayıldığı senaryoyu konuşurlerken kendi aralarındaki savaşlarda standart uygulamanın muhtemelen o gezegenin güneşine bir asteroit çarptırıp güneş püskürtüsü -solar flare ne güzel Türkçeleşmiş. 
- vasıtasıyla gezegeni arındırıp yeniden yerleşmek olacağını öngörmesi ilgimi çekti. İnsanlardan farklı olarak savaşırlarken herhangi bir etik ya da vicdani sınıra sahip değiller fikrini edindim.
İnceleme için ellerine sağlık, buraya da ekler misin?
Ben başladım, birinci bölüm bitti. Başlamak bitirmenin yarısı demişler. 
Bu hafta bitirmeyi planlıyorum. Spoiler yerlerin çoğunu açmadım, geriden gele gele okurum artık (her zamanki gibi 
).
Yani.
Senin de yorumunu merak ediyorum, bakalım hoşuna gidecek mi?
Bölüm ≥ 50:
Motie’lerin deliler gibi üremeleri, tek bir yıldız sisteminde kısılı kalmaları ve popülasyon baskısından her birkaç yüzyılda bir kendilerini taş devrine bombalamaları fikri benim de hoşuma gitti. Bir yandan bu durumlarına üzülüyorum, bir yandan sosyal politikalarına bakınca hak ettiğinizi buldmuşsunuz diyorum.
Asteroiti düşmanların güneşine çarptırıp coronal mass ejection’a sebep olmak gerçekten hoş bir konsept ama fiziksel olarak mümkün mü acaba? Okuduğum kadarıyla genel kanı devasa asteroitlerin solar flare veya CME’ye sebep olabileceği, hatta bunların astronomlar tarafından gözlemlenebileceği, ancak çarpışmanın düşük enerjili olacağı ve sistemdeki gezegenleri etkilemeyeceği yönünde.
Gerçekten de 2011’de bir kuyrukluyıldızın Güneş’e çarptığı gözlemlenmiş ve o sırada bir CME gerçekleşmiş, ancak sonradan CME’nin aslında çarpışmadan önce püskürmeye başladığı ve olayın tesadüf olduğu anlaşılmış. Şimdilik asteroitlerle CME’ler arasında bir bağlantı kurulamıyor.
CMEs and other solar storms are magnetically driven, erupting after magnetic field lines on the sun twist, break and reconnect.
Scientists don’t know how a comet could spur such a process, wrote Battams, who does computer processing for SOHO and runs the sun observatory’s comet-sighting website for the Naval Research Lab.
2013’te güneşte çapı dünyanın çapının 6 katı olan bir sunspot oluşmuş ve X sınıfı (uydu ve yer iletişimini çökertebilecek minimum güçteki solar flare) bir tane olma olasılığı %15’miş. Ne boyutta bir asteroid ile benzer bir etki edilebilir ki? Gezegen atsalar bile zor geldi gözüme.
İlgili ama gereksiz bilgi: 1859’da kaydedilmiş en büyük geomanyetik fırtına yaşanmış, kutup ışıkları dünyanın her yerinde görülmüş. Hatta telgraf operatörleri elektrik şokları hissetmiş. 1989’da da Quebec’te 9 saatliğine elektrik kesintisi ve bir kaç uydunun dünyayla bağlantısının kopmasına ve Rusya’da kısa dalga radyo kesintilerine yol açan bir tane yaşanmış.
Ben bu kısmı hiç algılayamadım, fizikle de aram yoktur. Ama yine de eğlendiriyor kitap kendini okutuyor.
Ben evrenin bir haritası olmasını istedim Kömür Çuvalı, Yeni Kaledonya, Yeni İskoçya kafamı karıştırdı biraz yerleri.
Bilimsel kısımları anlamakta zaten zorluk çekiyorum, daha çok olaylara yoğunlaştım…
Birinci mesaja haritaları ekledim, kitapta sosyal yapıya dair tespitler oldukça önemli bir yer kaplıyor hocam, bilimsel kısmı pek önemli değil açıkçası.
Kusura bakmayın hiç dikkat etmemişim, teşekkür ediyorum.
Estağfurullah. Mote haritasını bugün eklemiştim ama diğerlerini siz belirtince ekledim zaten, rica ederim. 
Kitap 28.bölümden sonra öyle bir patlıyor ki neye uğradığımı şaşırdım. Çok ama çok heyecanlı şeyler oluyor. Eğer bu bölüme kadar sıkıldıysanız biraz daha sabredin derim. Bölüm sonu canavarıyla karşılaşıyorsunuz. 
Zerreciklerin tuhaf bir toplum olduğunu anlamıştım ama üremeyle ilgili sıkıntılarının bu kadar büyük bir sorunu doğurabileceğini hiç düşünmemiştim. Ağzım açık okuyorum hâlâ. 38. Bölüme geldim henüz. Doğum kontrol hapının olması ne kadar güzelmiş meğer, doğum kontrol sorununun önüne geçememeleri ve nüfus patlaması gibi problemlerin ortaya çıkması kitabı gözümde hem sıradan hem de olağanüstü kıldı. Kimin aklına gelir ki böyle bir kurgu, bayıldım
Sizin Sally hakkındaki görüşlerinizi de merak ediyorum.
İlerleyen bölümlerde bu konu biraz daha açıklığa kavuşacak, başka bir şey demiyorum. 
Gezegenin büyüklüğüne bağlı ama yine de pek fark etmez herhalde. Jüpiter büyüklüğündeki bir gaz devini bizim güneşimize fırlatsak belki katastrofik sonuçlar doğurabilir ancak CME/solar flare tarzında olacağını sanmıyorum.
Zaten gezegenleri savuracak teknolojileri olsa Kutuzov Başkan bile önlerinde ceketini ilikleyip saygı duruşuna geçerdi Motie’lerin.
Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin Güneş’e kıyasla 1:1 büyüklükleri. Dünya en aşağıda en solda.
38.bölüm
İnanmıyorum! Staley, Potter ve Whitbread öldü! 
Nasıl olur ya? Hiç ölmeyeceklerine emindim, şoktayım şu an. Üzdü…
Sally Fowler kitabın tek kadın karakteri olduğu için oldukça değer kazanıyor gözümde. Bir bilim kadını olmasına rağmen üstelik soylu bir ailenin de üyesi… Bağımsız kadın rolüne tutunmaya ve bunu çevresine hissettirmeye çalışıyor. 3017 yılında bile bir kadın bağımsızlığını ve özgürlüğünü kanıtlamaya mecbur bırakılıyor. İnsanlık almış başını gitmiş, gezegenler arası dev bir galaktik imparatorluk kurmuşuz, uzay teknolojisinde ultra ileri seviyedeyiz ama kadın olmak hala zor Cinsellik ise tabu olmaktan çıkamamış bir kara delik gibi kadınların toplum etrafında maruz kaldığı tuhaflıklar silsilesinde zirvede oynamaya devam ediyor. Yazarın bu konuyu Sally üzerinden anlamlı bir şekilde işlediğini düşünüyorum, hoşuma gitti ve tabii ki de üzdü. Umarım gelecekte böyle sorunlar artık sorun olmaktan çıkar da farklı problemleri, kadın-erkek ya da başka bir şey diye ayrıştırmadan sadece ‘‘insan’’ olarak çözüm bulabiliriz.
Neler olacak acaba, bugün daha çok ilerlemeyi düşünüyorum zaten. Merak edici unsurlarla dolu bir eser
Sally hakkındaki görüşlerimi
belki incelememde okumuşsunuzdur. Kitabın başlarında en sevdiğim karakterlerden biriydi; kadın olduğundan değil, olayları sağlam bir şekilde analiz edebilen bir antropolog / bilim insanı olduğu için. Üstelik soylu ve zengin bir ailden gelmesi, bir yandan tüm bunları önemsiz bulup kendini bilime adaması gibi özelliklerini sevmiştim.
Ne yazık ki yazarlar daha sonraki bölümlerde Sally’i benim gözümde alaşağı ettiler, çünkü Sally’i kendi kafalarındaki 1960’ların 1970’lerin klişe kadın imajının bir figüranı haline getirdiler.
Sally’nin çöküşü kendi Fyunch(click)'ine insanların doğum kontrolünü anlatması ve namuslu kadınların bunları kullanmalarına gerek kalmadığını açıkladığı sahneyle başladı. Bu gene bir derece ancak kitabın daha da ilerleyen bölümlerinde kişiliği iyice silikleşti. Siz kitabı bitirince kastettiğim konuyu eminim fark edeceksiniz, bakalım sizi de rahatsız edecek mi.
Sally’le ilgili, 47. bölümden önce açmayın. Unutmayayım diye not alıyorum:
Bu bölüm itibariyle Sally bilim kadını rolünden tamamen sıyrılıp kaptan Rod’un kadını ve müstakbel eşi haline geldi. Zorlama bir romans, bilim insanı kimliğiyle parlamaya başlamış bir karaktere yapılmış gereksiz bir rötuş. Kitabın sonralarındaki duygusal davranışlarını da konuşuruz.
Okumamıştım hayır, kitabı bitirince bakıyorum genelde incelemelere. Mutlaka bakacağım
Dediğiniz gibi namusla ilgili açıklamalarından sonra ben de çok şaşırdım ama belki de bilim insanı bile olsa sonuçta kadınların bu tür kaygılardan ve muhabbetlerden kurtulamamasının özetini göstermek istemişlerdir, olabilir mi? Bilimle içli dışlı ilgilendiğinden dolayı böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemiyordum, hatta ileride çoğu kadın bu profilde takılacak diye sevinç sarmıştı içimi. Tabii uzun sürmedi bu durum.
Teşekkür ederim yorumunuz için, o bölümlere geldiğimde fark etmeyi umuyorum. Uyarınız için de ayrıca teşekkürler Az kalsın açıyordum
İkinci kitabın giriş kısmındaki karakterleri kısaca tanıtan bölüme şöyle bir baktım da evet Hüseyin’in varolma sebebi ticaret imiş. Medine ticaret diye bir organizasyonu yürütüyor ikinci kitapta. Müslüman karikatürü olmaktan daha fazla amaca hizmet edecek gibi görünüyor. Tabi bu karakterin 1. kitapta güldürü unsuru olarak bulunmasına engel değil. Kitabın girişi de Hüseyin’in rüyasıyla başlıyor ve bölüm isimlerine bakınca kitap Hüseyin’in memleketinde geçiyor gibi görünüyor şimdilik. Bunu neden yazdım. Eco stilinde yazayım. Hüseyinlerden kurtulabileceğinizi sanmayın😀. Sadece dikkatimi çekti ondan yazdım. İthakinin devam kitabını basacağı yok bari günlük 10 sayfa şeklinde okuyayım.
Bu arada Doctor Who’nun Forest of the Dead bölümüne belki de ilham olmuş kısmı hatırlayan çıkar mı acaba kitabı okuduktan sonra?
Kitap bitti.
Ablukaya karar vermeleri ilginç geldi açıkçası. Sebeplerini anlayabilsem de kabullenemedim pek. Yürek yemişler resmen geleceklerini ablukanın geçilemez olduğuna dayandırarak. Bir de günümüzde misal yok etmeyi tercih edeceklerini düşünüyorum çoğunluğun. Onun dışında son kısımlardaki çözümlemeleri (sonunda!) okumak keyifliydi. Adım adım yaklaşıp buldular. Sally -ve Rod- gözümden düştüler biraz, çok basite indirgendi hem dinamikleri hem kişilikleri. Fowler reyiz boşuna başbakan yapılmamış. Kutuzov’un da gerçekten hakkını yemişiz.
Kafamda bazı sorular kaldı tabi.
Motieler Langston alanını sonraki döngüye taşıyabilecek mi?
Abluka dayanabilecek mi?
Enstitü bir çözüm bulabilecek mi? Velev ki buldu kabul ettirebilecek mi?
Ortak yaşamı başarabilecekler mi?
Genel olarak çok beğendiğim bir kitap oldu. Detaylı bir inceleme yazmaya çalışırdım ama @Abraxas harika yazmış, @sultiderler de muhtemelen gayet güzel bir inceleme yazacaktır o yüzden pas geçiyorum. (Tembellik hakkı önemli!)
Katılan tüm arkadaşlara teşekkürler, birlikte çok daha keyifli oluyor. @nefarrias_bredd hocam oruca geri mi döndün? @Gelu @periyodiknesriyat @Urahara sizler ne alemdesiniz?
@isos81 @Abraxas Hominids ve Diaspora’yı unutmadım, dilediğinizde haber verin. 
Ay ben mi güzel inceleme yazacağım, BKK konusunda yazmam çok zor sanırım. Hiç yetkin bir bilimkurgu okuru değilim çünkü Fakat böyle bir söylemde bulunmanız nedense motive etti beni, belli olmaz yazabilirim de 
Teşekkür ederim.
