Parlayan Sözler - Fırtınaışığı Arşivi 2. Kitap Okuma Etkinliği

Wit kim Wit kim diye düşündüm bi, isim gibi tam :smile: Sonra çevirdim Akıl’ a :joy: .

İlk tanıştıkları an anlaşılmıyor ya, Alethkar da rastladıklarındaki o tanıdık dialog bana da garip gelmişti. Sonra bakıp buldum ben de;

Shallan’ın geçmişini anlatan chapter lardan birinde abisi Helaran’dan haber getiren biri vardı. O Akıl’mış :smile: İlk tanışıklıkları oradan .

2 Beğeni

Nasılız dostlar :smile: Bekliyor muyuz 3. kitabın etkinliğini? Yoksa yorulduk mu :joy:

  • Kitabı bitirdim, 3. kitap için 15 Temmuz’u bekliyorum
  • Kitabı bitirdim, ama yoruldum. 3. Kitap etkinliğini biraz ertelesek de olur
  • Okumaya devam ediyorum
  • Seriyi bıraktım, benden pas
0 oylayan

Durumumuzu görelim de 3. kitaba hazırlanalım diye bir sorayım dedim anketle.

@isos81 reis geriden geliyor ama yakalıyor gibi :smile: .

3 Beğeni

Bitirmek üzereyim, çok az kaldı (87. bölümdeyim). Sonra konuyu baştan sonra okuyacağım. :slight_smile:

Devam da edebiliriz ara da verebiliriz. Ara verirsek Mahşer’e başlayacağım ki o da tuğla gibi kitap, eksikliğini hissettirmez. :slight_smile:

2 Beğeni

Ben elimdeki kitaba odaklanıp 1 haftaya bitiririm diye düşünüyorum. Doğrudan Oathbringer’a geçeceğim.

1 Beğeni

Evet, sonunda bitirdim kitabı. 1 puan Shallan’dan kıracaktım ama sonra toparladı, 0.5 puan kırıyorum. 0.5 puanı da gereksiz uzunluktan, birçok şeyin oldu bitti olmasından, Renarin’in gücünü kimsenin merak etmemesinden ve benzer 3-5 basit şeyden kırıyorum. Toplamda kitaba puanım 9/10.

Kitapta en az sevdiğim bölüm son bölüm oldu. Sanderbot’un son bölümleri çok iyi yazmasından mütevellit çok beklentim vardı ama nedense o etkiyi hissedemedim. Bazı olaylar da istediğim şekilde ilerlemedi.

Kaladin’in Dalinar’ı, Neo’nun Trinity’yi kurtardığı gibi kurtarması gülümsetti. Ayrıca sonunda sorularına yanıt buldu ve kafa karışıklığı gitti. Tıpkı Rand’ın dağın tepesindeki yaşadıkları gibi. Özer’in de dediği gibi, Honor’dan saptıkça güçlerini kaybetmesi çok iyi bir nüanstı. Fırtınababa onu öldüreceksin dediğinde sanırım tüm insanların onurdan sapmasını baz almıştı ki haksız da sayılmazdı.

Sadeas’ın ölmesini yadırgadım. Hikayeye çok şey katıyordu. Bence gereksiz ve erken bir ölümdü

Shallan’ın geçmiş kısımlarını genel olarak beğendim. Kardeşine babam annemi öldürmedi dediği zamandan beri bekliyorduk katili. Bütün kitap boyunca annesi iyi babası rezilmiş gibi gösterip sonunda aslında tersi olduğunu öğrendik. Annesini de Pattern öldürmüş demek ki. Yalnız burada kafama takılan bir şey var. Eğer Shallan’ın kılıcı Pattern ise, anında elinde manifest olması gerekir. Ama Shallan uzun süre 10 kalp atışı referansı verdi. Burada Sanderbot ipucu vermemek için çakallık yapmış gibi geldi bana ya da bir şey kaçırıyorum.

Jasnah’nın ölmediğini tahmin etmiştim. Benim için “hah, sonunda geri geldi” modunda bir his oldu. İyi de oldu, Jasnah şu anda en sevdiğim kadın karakter. Wit’le olan son sohbetleri de keyifliydi.

Eshonai’nin uçuruma düşmesi ucuzdu biraz ama Bridge 4 elemanlarıyla Adolin’in bağının güçlenmesi güzeldi. Umarım söz verdiği gibi maaşlarına zam yapmıştır.

Moash ve Ghostbloods işi beklendiği gibi ilerdi, sürpriz bir şey çıkmadı. Bakalım bu Ghostbloods gerçekte neyi amaçlıyor. Moash’un Kaladin’e saldırması yakışmadı. Şerefsiz Moash.

Elhokar’ın Kaladin’den yardım istemesi vs. güzeldi. İleride Elhokar’da çok güzel gelişmeler görebiliriz.

Szeth’in tüm sahneleri çok iyiydi hatta kitabın en iyi kısımlarıydı. Sonraki kitaplardan birinin Sezth merkezli olduğunu okumuştum bir yerde, o yüzden dirilmesi sürpriz olmadı zira sürprizi bozulmuştu önceden. :slight_smile:

Düşünsem muhtemelen üzerinde konuşulacak daha çok şey bulunur. Mesela Shardblade’lerin neden 10 saniyede manifest olduğu bilgisi güzeldi. Ya da işte Lopen’in kendi kolunu iyileştirmesi gibi.

Bu arada Fırtınaışığı emebilen herkes Parlayan Şövalye mi oluyor (Lopen gibi mesela)? Bir de Honorblade elde edenler de Heralds (ya da işte Heralds reborn gibi bir şey) mı oluyor? Kaladin’de hem Syl var hem de Honorblade. İkisini de kullanabilecek mi nasıl olacak?.

Son olarak aklıma gelmişken, başka kitaplardan spoiler okudum yukarıda. Spoiler tag’ine alsanız da üstüne şu kitaptan spoiler yazmadığınız için ve ben de bu kitabı bitirdiğimdem artık spoiler olmaz diyerek hepsini okuduğum için birkaç spoiler yedim. Normalde etkinliklerde başka kitaplardan spoiler vermek yasak. Bu konuda biraz daha dikkatli olunmasını rica ediyorum. İlla yazmanız gerekiyorsa da üstüne şu kitaptan spoiler yazarsanız iyi olur.

9 Beğeni

Fırtınaışığı emen ama parlayan olmayan kişiler silahtar (ya da başka bir şey deniliyordu, tam hatırlamıyorum) oluyor. Bunların bir parlayandan çok farkı yok sanırım, tam ben de hatırlamıyorum.

Şeref kılıcı alan kişiler parlayan yetenekleri kazanıyor, artık kimin kılıcını aldılarsa. Ama fırtınaışığı tüketme hızları/oranları normal bir parlayana göre daha fazla.

Sanırım ben ileriki kitaptan spoiler vermiştim ama belirtmek aklıma gelmemişti. Özür dilerim.

3 Beğeni

Güzel bir nokta yakaladın. Ama cevap spoiler olur. RAFO.

Fırtına ışığı çekebilen herkes Parlayan Şövalye değil. Parlayan şövalye olması için yeminlerinde ilerleyip bir spren ile nahel bağı kurması gerekiyor. Sprenler ile bağ kuranlar da bağ kurdukları sprenlere göre 2 çeşit dalga kullanımına erişiyorlar. Örneğin Kaladin rüzgarspreni Syl ile bağkuruyor ve Rüzgarkoşucu tarikatı üyesi bir Parlayan Şövalye oluyor. Bundan sonrası spoiler olabilir.

Özet

Parlayan şövalyeler sprenlerini parekılıcı olarak çağırabiliyor ve hatta Kaladin’de gördüğünüz gibi mızrak olarak ya da ileride okuyacağınız gibi farklı cisimlerde de çağırabiliyorlar. Bu bağın doğası gereği 10 kalp atışı bekleme yok. Anında meydana geliyor.

Honorblade kulanan herkes ilgili honorblade aracılığıyla bir spren bağı olmadan ilgili Dalgalara erişip kullanabiliyor ama bir Herald seviyesinde değil. Çünkü Herald’lar Honor tarafından seçilmiş kişiler. Daha fazlası için yine RAFO.

Ayrıca;

Özet

10 kalp atışı beklenen her pare kılıcı aslında eski şövalyelerden kalma olduğu için yapay bir bağ var gibi düşünebilirsiniz.

coppermind.net sitesinde zaman makinesi özelliğini kullanarak okuduğunuz kitaba kadar seçip spoiler yemeden wiki’yi kullanabilirsiniz bu arada.

4 Beğeni

Shallan söz konusu olduğunda işler hep çetrefilli, o yüzden bir şeyler kaçırmış olabilme olasılığın var :slightly_smiling_face: . Ama Kozmer büyülerinin algı boyutu da var.

sürprizbozan

Yani Shallan pare kılıcının 10 kalp atımına ihtiyaç duyduğunu düşündüğü için 10 kalp atımı sayıyor. Bu algı kavramı en iyi iyileşmede görülüyor. Kaladin alnındaki yaraları artık kendi benligi addettiğinden Fırtınaışığı ile alın yaraları iyileşmiyor. Ama Lopen’in kolu üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen iyileşiyor.

Heraldlar Şeref tarafından seçilmiş 10 kişi,5 erkek 5 kadın. Şeref Şerefkılıçlarını onlara verdi. Sprenler de onları taklit ederek Nahel bağı ile ile insanlarla bağ kurarak Parlayan Şövalyeleri oluşturdular. Ama Heraldlık tamamen farklı bir durum, Şeref kılıcı ile vs ile geçecek bir şey değil.

5 Beğeni

Bölüm 88 epigraf diagram kodu

1118251011127124915121010111410215117112101112171344831110715142541434109161491493412122541010125127101519101112341255115251215755111234101112915121061534

Hold the secret that broke the Knights Radiant. You may need it to destroy the new orders when they return.

https://www.17thshard.com/forums/topic/6398-wor-chapter-84-code/

2 Beğeni

“Bu ne lan, bir de bunu çözmeye mi uğraşıcam” diye düşünmüş, direkt sayfa çevirmiştim. Neyse ki başkaları uğraşıp çözmüşler. :slight_smile:

Büyünün algısı konusundaki bilgiler için teşekkürler. Şimdi daha iyi oturdu kafamda.

@Elend Sana da teşekkürler, çok faydalı oldu bilgiler.

Bu 17th shard sitesi uzun zamandır gözüme çarpıyor. İsminin 3. devre gibi bir gönderme olduğunu düşünerek toplamda 16 shard olduğunu varsayıyorum.

2 Beğeni

Edgedancer / Hudutaşar kitabını az önce bitirdim. Kitabın Prologue kısmını zaten ikinci kitapta okuduğumuz için sayfa sayısı otomatik olarak %20 azalıyor. :slight_smile:

Kitabın sonunda Sanderbot’un bir açıklaması var. Words of Radianca’tan Oathbringer’a geçişte bir karakterde bir değişim oluyor, bu değişim havada kalıyormuş. Ayrıca Lift’i de çok seviyormuş ve bu sebeple bu novella’yı yazmış. Kitap hem Lift’i okuyucuyla tekrar buluşturmuş hem de az önce bahsettiğim açıklığı kapatmış. Gerçi 18 bin kelime olarak hedeflediği kitap 40 bin kelime sürmüş, onun için de olur bazen diyor. :slight_smile:

Hudutaşar spoiler’ı içeriyor aşağısı. Okumayan açmasın. Kitaba da 4/5 paun veriyor ve vakti olan herkese tavsiye ediyorum

Spoiler

Lift sözleri söylemedi ama Wyndle değişti. Sonrasında gerçi sözleri söyledi sanırım ya da sıralaması yanlış kalmış aklımda. Daha önce kalbimden söylemiştim de dedi Lift, acaba onu mu geçerli saydı Wyndle?

Lift’in yediği şeyleri Stormlight’a çevirebilmesi ona özel bir güç mü? Başka kimsede görmedik şu ana kadar.

Aklıma gelmişken, her Radiant’ın iki Surge’e erişimi var. Kaladin Windrunner ise diğeri ne? Öğrendik mi ileride mi öğreneceğiz?

Bu Sleepless konusunu da çok muhtemel ileride göreceğiz ama ilgi çekici bir karakter olduğu kesin. Amatör de olsa iki Radiant kestiğine göre aşırı güçlü bir karakter.

İlk kitabın başında 10 elçi vardı, birini bırakıp kılıçları gömüp gidiyorlardı. Heralde of Justice gitmemiş mi ya da o mu kalmış? O Elçiler nereye gitti, kim kaldı vs. bunlar biraz muğlak bende. Dönüp oralara tekrar bakacağım da, biri buraları açıklayabilir mi?

Okurken birkaç şey daha takılmıştı aklıma ama not almadım diye unuttum. Daha sonra aklıma gelirse sorarım. :slight_smile:

1 Beğeni

Oathbringer etkinlik aktif :smile: Alarmları 15 Temmuz’a kurduk :smile: Buyurun dostlar.

1 Beğeni

Lift’ in yediği şeyleri fırtınaışığına çevirmesi ona özel bir güç. Bunu nasıl kazandığı ise RAFO.

Windrunner Kaladin’ in Parlayan Şövalye tarikatı. Bunun gibi toplamda 10 tarikat var. Her tarikat 2 surge’e sahip. İkisinden biri de bir sonraki tarikatla ortak. Mesela windrunnerlar bağ ve yerçekimi surgelerine sahip. Skybreakerlar yerçekimi ve çözünme gibi. Zamanla tüm tarikatlar ve güçleri belli olacak.

Herald of Justice değil terkedilen. Başka bir Herald. Onlarla ilgili detaylar da gelecek şimdilik onlar için kafa yormaya gerek yok. Ama ileride seriyi ikinci kez okuyacak olursanız onlarla ilgili ipuçlarını da farkedersiniz.

3 Beğeni

Doğru, aslında Pare sayısı sürprizbozanlık bir bilgi de değil.
Ayrıca 17th Shard ilk kitapta da geçen bir kavramdı, epigrafta geçtiği için belki kaçmış olabilir.
Kralların Yolu bölüm 12-28 epigrafları Hoid’un(Akıl/Wit) birine yazdığı bir mektubu oluşturuyor… Mektup yazılan kişinin ismi Frost(soru cevaptan). Mektubu orijinalinden kopyala yapıştır yapacağım. (Copperminddan kopyaladığım için bazı kelimeler tıklayınca linklere yönlendiriyor olabilir, değerli okuyucular o linklere girmenizi asla tavsiye etmiyorum, hele zaman makinesi özelliğini kullanmadan asla.)

Kralların Yolu-İlk Mektup

Old friend, I hope this missive finds you well. Though, as you are now essentially immortal, I would guess that wellness on your part is something of a given. I realize that you are probably still angry. That is pleasant to know. Much as your perpetual health, I have come to rely upon your dissatisfaction with me. It is one of the cosmere’s great constants, I should think.

Let me first assure you that the element is quite safe. I have found a good home for it. I protect its safety like I protect my own skin, you might say. You do not agree with my quest. I understand that, so much as it is possible to understand someone with whom I disagree so completely. Might I be quite frank? Before, you asked why I was so concerned. It is for the following reason: Ati was once a kind and generous man, and you saw what became of him. Rayse, on the other hand, was among the most loathsome, crafty, and dangerous individuals I had ever met. He holds the most frightening and terrible of all the Shards. Ponder on that for a time, you old reptile, and tell me if your insistence on nonintervention holds firm. Because I assure you, Rayse will not be similarly inhibited. One need only look at the aftermath of his brief visit to Sel to see proof of what I say. In case you have turned a blind eye to that disaster, know that Aona and Skai are both dead, and that which they held has been Splintered. Presumably to prevent anyone from rising up to challenge Rayse.

You have accused me of arrogance in my quest. You have accused me of perpetuating my grudge against Rayse and Bavadin. Both accusations are true. Neither point makes the things I have written to you untrue. I am being chased. Your friends of the Seventeenth Shard, I suspect. I believe they’re still lost, following a false trail I left for them. They’ll be happier that way. I doubt they have any inkling what to do with me should they actually catch me. If anything I have said makes a glimmer of sense to you, I trust that you’ll call them off. Or maybe you could astound me and ask them to do something productive for once. For I have never been dedicated to a more important purpose, and the very pillars of the sky will shake with the results of our war here. I ask again. Support me. Do not stand aside and let disaster consume more lives. I’ve never begged you for something before, old friend.

I do so now.

Bu kitapta da bölüm 59-75 epigrafları aynı kişiden bir karşı mektubu oluşturuyor. Gene mektubun orijinalini buraya kopyalayacağım.

Parlayan Sözler- 2. Mektup

I’ll address this letter to my “old friend,” as I have no idea what name you’re using currently. Have you given up on the gemstone, now that it is dead? And do you no longer hide behind the name of your old master? I am told that in your current incarnation you’ve taken a name that references what you presume to be one of your virtues. This is, I suspect, a little like a skunk naming itself for its stench.

Now, look what you’ve made me say. You’ve always been able to bring out the most extreme in me, old friend. And I do still name you a friend, for all that you weary me. Yes, I’m disappointed. Perpetually, as you put it. Is not the destruction we have wrought enough? The worlds you now tread bear the touch and design of Adonalsium. Our interference so far has brought nothing but pain. My path has been chosen very deliberately. Yes, I agree with everything you have said about Rayse, including the severe danger he presents. However, it seems to me that all things have been set up for a purpose, and if we—as infants—stumble through the workshop, we risk exacerbating, not preventing, a problem.

Rayse is captive. He cannot leave the system he now inhabits. His destructive potential is, therefore, inhibited. Whether this was Tanavast’s design or not, millennia have passed without Rayse taking the life of another of the sixteen. While I mourn for the great suffering Rayse has caused, I do not believe we could hope for a better outcome than this. He bears the weight of God’s own divine hatred, separated from the virtues that gave it context. He is what we made him to be, old friend. And that is what he, unfortunately, wished to become. I suspect that he is more a force than an individual now, despite your insistence to the contrary. That force is contained, and an equilibrium reached.

You, however, have never been a force for equilibrium. You tow chaos behind you like a corpse dragged by one leg through the snow. Please, hearken to my plea. Leave that place and join me in my oath of nonintervention. The cosmere itself may depend upon our restraint.

  1. Pare(17th Shard) Kozmer genelinde etki gösteren grup. Mektuptan da anlaşılacağı üzere grup müdahil olmama, başka gezegenlerin politikalarına, yaşamlarına karışmama ve karıştırmama gibi bir felsefeleri var. Akılı arama sebepleri de bu zaten. İlk kitapta 3 kişi görmüştük hatırlarsanız ara bölümlerde. İlk mektupta bahsedilen kişiler de onlar.

Bu iki mektupta Pare (Shard) sayısını da öğreniyoruz, Pare taşıyıcılarının bazılarının isimlerini de. Ayrıca Pareler hakkında bazı geçmiş kırıntılarını da öğrenmiş oluyoruz.

Seri önsözünden anlaşılacağı üzere Elçiler öldüklerinde otomatik olarak veya Issızlıklar bittiğinde kendi iradeleriyle dine Asude Saraylar (Tranquline Halls) olarak geçmiş bir yere dönüyorlar. Son seferde sadece Taln ölüyor ve sadece o geri dönüyor, diğerleri de Yemin Sözleşmesinin bitmesine karar verip Taln’ı tek başlarına bırakıp o yere geri dönmeyi reddediyorlar. Jezrien birbirimizle irtibatı keseceğiz, herkes kendi yoluna gidecek diyor. Bütün önsözden Elçilerin bir nevi bir ölümsüzlüğü olduğu çıkarımı zaten yapılıyor olması lazım. Yani herkes dağılıp gidiyor ama halen daha Roshardalar.

  1. kitabın sonuna 10 Dalga(surges) konulmuş Ars Arcanumda. Hatta orada çivilemeleri anlatırken hangi çivilemenin hangi dalgayı kullandığı da yazılmış.

Temel çivileme => yerçekimi dalgası, nesnelerin yerçekimini değiştirme.
Tam çivileme => adezyon dalgası, nesnelerin birbirine yapışması
Ters çivileme => yerçekimi dalgası, nesnelere yerçekimsel kuvvet verme.

Shallan bir Işıkören(Lightweaver) Onun da iki dalgaya erişimi var.
Işıkörme (Lightweaving) => Aydınlatma(İllumination) dalgası
Ruhdöküm => Dönüşüm (Transformation) dalgası.

5 Beğeni

Hudutaşar’ı Pazartesi okuyabildim ben de, Oathbringer a geçmeden son günün son dk sına anca sıkıştırabildim :joy:

Spoilerlı olarak;

Bu Adalet Elçisi Nale acaba ne zamandır Parlayanları doğrayıp ortadan kaldırıyordu? Reis kendine bunu misyon edinip bir yandan da üşütmüş ama, sonunda başarısız olduğunu kabul etmiş hali ile ileride hikayeye katkısı olacaktır. Bunu görünce belki de yüzlerce yıl önce ufak ufak Parlayanlar çıkıp daha önce çoğalacaklardı ama doğrandılar diye düşündüm :joy: .

Uyumaz Arclo da çok değişik bir karakter olarak fırladı, bu Uyumaz’ları daha fazla göreceğiz kesin.

Szeth’in Gecekanı’nı Lift’e karşı kınından çıkarıp tekrar geri soktuğu an bi gerildim :smile: Kılıç Lift’i sevmiş :joy: Lift Azir’e geri dönerken bakalım yolu Urithiru’ya da falan da düşecek mi :smile:

1 Beğeni