Bende Türkçeye çevrilmiş olan tüm seri var. Ama Son Eşikten sonrası yok malum. 38 kitap varken hala burada kalmak çok üzücü. Gerisi elinde olan var mı pdf ya da word olarak translate ya da İngilizce olarak. Bana ulaşabilirse çok sevinirim
Hoş buldum çok teşekkürler, seriyi 15 yaşında okumuştum değişimlere kadar gelmiştim Laika zamanında son serinin çevirisi yoktu falan derken kalmıştı şimdi uzuun yıllar sonra son seriyi de alınca en baştan başladım tekrar ama yazar o yıllar zarfında bir sürü yeni seri çıkartmış onları hiç bilmiyordum çevirisi umarım yapılır ama forumda okuduğuma göre çok umut yok gibi
İleri düzey bir İngilizcem yok ama translate yardımı ile artık. Ama keşke çevrilse ithaki ya da başka bir yayınevi sonrasını çevirse ayda bir yeni kitap gelse Laika gibi nasıl güzel olurdu
Aslında çok güzel girmişlerdi. Bir yandan baştan başlarken bir yandan da Laika’nın kaldığı yerden ilerliyordu. Sonra bıçak gibi kesildi… Belki dizisi gelirse Evet orijinalini deneyeceğim artık okumayı.
Çok zor devam etmesi. Satışları çok kötü diye biliyorum. Dizisi filmi falan gelirse dediğiniz gibi hemen basılır o gazla duyan duymayan herkes satın alıyor.
Bence de filmi gelmez ama dizisi gelebilir fakat yakın gelecekte geleceğini düşünmüyorum. Yanlış biliyor olabilirim ama benim bildiğim kadarıyla eskisine nazaran çok büyük bir hayran kitlesi yok. Popüler top serilere yoğunlaşmış vaziyetteler. Stormlight Archive’ın dizisi gelir bunun gelmez diye düşünüyorum. Gelirse de sadece HBO’ya emanet etsinler.
Dizisi ya da filmi çok başarılı bile olsa İthaki seride yeni kitap çıkarmak yerine ilk 10 kitabı tekrar tekrar satmayı tercih eder. Serinin devamı için en iyi seçecek İngilizce okumak sanırım.
İngilizce okuma konusunda çekincesi olan arkadaşlara sesleniyorum, serinin dili ağır ya da karmaşık değil. Bilakis kolay anlaşılır, akıcı ve sade bir dili var. Kullanılan kelimelere alıştıkça zaten giderek kolaylaşıyor.
Anayurt kitabı: Birinci Bölüm
Chapter 1
Menzoberranzan
To a surface dweller, he might have passed undetected only a foot away. The padded footfalls of his lizard mount were too light to be heard, and the pliable and perfectly crafted mesh armor that both rider and mount wore bent and creased with their movements as well as if the suits had grown over their skin.
Dinin’s lizard trotted along in an easy but swift gait, floating over the broken floor, up the walls, and even across the long tunnel’s ceiling. Subterranean lizards, with their sticky and soft three-toed feet, were preferred mounts for just this ability to scale stone as easily as a spider. Crossing hard ground left no damning tracks in the lighted surface world, but nearly all of the creatures of the Underdark possessed infravision, the ability to see in the infrared spectrum. Foot-falls left heat residue that could easily be tracked if they followed a predictable course along a corridor’s floor.
Dinin clamped tight to his saddle as the lizard plodded along a stretch of the ceiling, then sprang out in a twisting descent to a point farther along the wall. Dinin did not want to be tracked.
He had no light to guide him, but he needed none. He was a dark elf, a drow, an ebon-skinned cousin of those sylvan folk who danced under the stars on the world’s surface. To Dinin’s superior eyes, which translated subtle variations of heat into vivid and colorful images, the Underdark was far from a lightless place. Colors all across the spectrum swirled before him in the stone of the walls and the floor, heated by some distant fissure or hot stream. The heat of living things was the most distinctive, letting the dark elf view his enemies in details as intricate as any surface dweller would find in brilliant daylight.