Ben Cb’nin karakter gelişimini çok sallapati buluyorum ama pek gıcık değilim açıkçası. Çok iyi yazılabilecekken harcanmış. Bir de tabii Diyarlar ne zaman büyük bir event geçirse serinin temellerinden şöyle bir sarsılması gerektiğiı ve belki de en gözden çıkarılabilir iki karakterden biri olması da bir etken bu durumda bence. Başına gelenler pişmiş tavuğu aratmıyor. Vardığı nokta tabii biraz daha tartışmaya açık ama oralara geldiğinizde konuşuruz bunu.(Companions Codex sonrası diyelim)
İlk okuduğum zaman gerçekten seviyordum ama şimdi tavırları çok ukala geliyor bana gereksiz bir özgüven içinde. Her şeyin fazla içinde. Bilmiyorum, Drizzt için daha kaliteli bir partner ile bir aşk hikayesi gelişebilirdi belki. Olan olmuş ne yapalım
Baldur’s Gate 3’te Karanlıkaltı’nın ışıksız dehlizlerinde gezerken tüm kemikleri kırılmış bir drow cesedine denk geldim. Üzerini aradığımda günlüğünü buldum.
Menzoberranzan’danmış rahmetli ve Drizzt’in annesini de tanırmış.
Senin de BG3 oynadığını bilmiyordum, nasıl buldun?
Hayatta kaçırmazdım.
Oldukça güzel, combat biraz dengesiz geliyordu ama sistem böyle zaten, alışıyor insan. Oyunun dövüşlerde verdiği özgürlüğü kötüye kullanabilmek iyi mi kötü mü karar veremedim ama henüz. Diyaloglarda daha önce görmediğim kadar özgürlük sunmuşlar. Masaüstü oynama tadına olabildiğince yakın olmuş. Yükleme süreleri (düzenli olarak save/load yapmak zorunda kalıyorum) gereksiz uzun. Grafikler muazzam.
Ve benim açımdan en önemlisi lore çooooook güzel yansıtılmış, karakterler de eğlenceli. Parti üyeleri arasındaki dinamikler de güzel. Bir de böyle ufak tefek göndermeler görüp musmutlu oluyorum.
Harika. Peki early access’ten beri mi oynuyorsun, yoksa doğrudan birkaç gün önceki sürümden mi başladın? Early access sırasında karşılaştığımız olumsuz eleştiriler acaba hala geçerli mi?
Bir haftadır oynuyorum ben, early access sırasındaki eleştiriler hakkında bilgim yok maalesef. Biraz reddite baktım da, dert yanılan şeyler çoğunlukla düzeltilmiş (idareten olmuş bir kısmı tabii). Ben alabildiği kadar yama alsın da öyle başlarım diyordum ama dayanamadım. Acelen yoksa biraz daha bekleyebilirsin ama böyle de gayet oynanıyor.
Karakteri ne yaptın? Hazır seçmemişsindir diye düşünüyorum.
Drizzt yapıyım diyordum ama cheesy geldi ilk tur için. Dragonborn fighter şimdilik, en aşina olduğum sınıf. Sonrasında githyanki vs olarak diğer sınıfları da denerim. Beni uzuun bir süre oyalayacak. Sen ne açtın?
Daha başlayamadım, sıcaklardan dolayı PC kasasını salona taşıyıp TV ye bağladım, klavye mouse kullanamıyorum burda. Hem bu bahaneyle güncelleme alır daha sağlam girerim.
Ama açacak olursam illa ilk seferde fighter olur. Ama onun da çok çeşidi var karar veremedim.
Bunu gördüm aklımı çeldi ama kılıç kalkan olayı da benim ilk tercihim oluyor.
Aslında tvde çok daha güzel olur, sinematikler falan derken hatta bir daha düşündüm de muazzam olur.
Twohanded ftw!
3 subclass var fighter için. Ben Eldritch Knight sub la oynuyorum, yakın dövüşçü tek kalırsa destek vermek kapalı alanda zor geliyor bana. Level 3te seçeceğin için hangi yola girmek istediğine dair fikrin oluyor zaten. Multiclass’a da izin veriyor oyun ama ilk oyunda seçip zorlamaya gerek yok bence. Monk açıp Kane yapmak da iyi fikir aslında.
Hey gidi, gençlik günlerim geldi aklıma. Partimde iki kişi vardı, birisi monk birisi de wizard (ya da sorcerer, büyücü tayfadan biri). Monk’ta hayvan gibi defans vardı. Monkla ortada dolanıp milleti topluyorduk (defansı sayesinde dmg almıyordu), büyücü ile de ortaya prism orb mu ne, level 20 büyü atıyorduk filan. Şimdi düşünüyorum da çok tırtmış ama o zaman aşırı keyifli idi.
Arkadaşlar alıp hemen başladılar da ben vakit bulamıyorum pek. Yine de geçmişin hatırına belki ileride alırım. Bugün 3-5 video izlerim, belki gaza gelip bugün alırım, söz veremiyorum.
Ben o bölgeye bu gece giriş yapacağım. Birkaç gün önce şans eseri giriş yaptım fakat çok etken gitmişim. Ayrıca birden fazla yöntemi varmış her şeyin. İnanılmaz iyi bir oyun olmuş. Bu sene benim oynadığım en iyi oyunlardan birisi oldu. Bu arada oyun çok ram tüketiyor ve iyi bir işlemci + ssd istiyor tavsiyem m2 ssd.
Kalem bütçenden bulursun. Fırsatın olunca mutlaka şans ver derim, alacağın keyif lore’a hakim olmayan birinin alacağı keyiften kat be kat fazla olacak. Dilersen yukarıdaki anını tekrar canlandırabilirsin mesela. Seni gaza da getiriyim mi? Yapıyım mı? Peki, benden günah gitti.
@Artorias En az level 4 lazım bence. O yolları keşfetmek zaten load/save döngüsünü oluşturan ana unsur. Oynadığım pc fazlasıyla yeterli de optimizasyonu daha iyi yapmaları gerekiyor. Hala bellek taşması yaşıyorum arada, 32GB ile olmamalı. Divinity 2’den beri oynadığım en iyi crpg benim de. En azından şimdilik daha iyi roleplay sadece tabletopta.
Benim asıl problemim zaman. Parasını hallederim bir şekilde oynayacağımı bilsem. İşler yoluna girsin bir de, muhtemelen alırım.
Bu arada ilk oynadığımda ben de sanırım Drizzt benzeri bir char yaratmıştım. Bir de oyunlardan birinde (Ice Wind Dale ya da BG) Drizzt ile karşılaşıyorsun. Kesip kılıçlarını almıştım ama hayal kırıklığı olmuştu. Load edip tekrar hayata döndürmüştüm kara elf’imi.
Icewind Dale 2’de olması lazım. Aynı şeyi yapmıştım ve kendimi kirlenmiş hissetmiştim bir süre, açgözlülüğüme yenilip Drizzt’ime nasıl kıydım diye. Senin ufaklıkları Drizzt ile tanıştırana kadar zaman zor gibi.
PS: Malazan başlığında çocuklar için kitap tavsiye muhabbeti dönmüştü. İlkokul çağındaki çocuklar için ben de tavsiye vermek istiyorum, Paul-Jacques Bonzon ve Enid Blyton benim başlangıç noktalarımdandı. Baskan Yayınları’nın ideal kitaplık diye bir serisi vardı, hepsi tavsiye aslında ama çoğu bulunmuyor yeni basım olarak.
Drizzt’i BG 2’de vampirli bölümde öldürüp soyabiliyorduk. Icewind Dale 2’de Drizzt var mıydı hatırlamıyorum.
BG 1 ve 2’de varmış Drizzt, Icewind Dale’de yokmuş. Çok zaman geçti oynayalı, bir kaç ay önce baştan başlayayım seriye demiştim ama salonda büyük ekran hayalim hanıma takılınca olmadı.
Ben birkaç sene önce gaza gelip iki BG’yi de Beamdog’un enhanced versiyonlarıyla baştan oyanmıştım. Şimdi Icewind Dale ve Planescape Torment’e de el attıklarını gördüm. Yok, artık ne zamanım ne hevesim var, nostaljide kalsın bazı şeyler.
Ah şu hanımlar. Bütün hayallerimizin önündeki en büyük engeller onlar. Hayır, onlarla da olmuyor onlarsız da.
(Sabah ciğer yedim evet).
Bence de. Bir de bazen heves ediyorsun ama hayal kırıklığı oluyor. Bu sefer nostaljideki o tat da bozuluyor.