Tür: Bilimkurgu, Drama
Serinin Yaratıcısı: Aaron Guzikowski
Senaryo: Aaron Guzikowski
Yapımcı: Heather Bellson, Jon Kuyper, David W. Zucker, Karen Campbell, Jordan Sheehan, Ridley Scott
Yönetmenler: Ridley Scott, Luke Scott,
James Hawes, Sergio Mimica-Gezzan, Alex Gabassi
Müzik: Marc Streitenfeld, Ben Frost
Başroller: Amanda Collin, Abubakar Salim, Travis Fimmel, Niamh Algar, Winta McGrath, Felix Jamieson, Jordan Loughran, Ethan Hazzard, Aasiya Shah, Ivy Wong
IMDB Sayfası: Link
Konu:
Alternatif gelecekte insanoğlu tanrı Sol’a inanan Mitraitliler ile ateistler olarak iki kutba ayrılmıştır. Taraflar arasındaki gerilim global çapta bir savaşa dönüşmüş, iki taraf da büyüden farksız teknolojiler kullanarak birbirine üstün gelmeye çalışmıştır.
Savaş uzayıp şiddetlendikçe aynı gezegeni paylaşamamın bedelini iki taraf da öder; Dünya insanlığın yükünü çekemeyecek hale gelmiştir.
Devamı...
Bu durum ve umutsuzluk, iki tarafın da gözlerini uzak yıldızlara dikmesine sebep olur. Savaş sürerken, birbirlerinden habersizce uzak yıldızlara koloni kurma projesi başlatırlar.
Mitraitliler seçkin ve sağlıklı kişilerden oluşan bin kişilik bir kafile toparlar. Onları, şuurları ortak sanal alemde açık olacak biçimde dondurur ve yıldızlararası seyahat edebilen gemiye bindirerek Dünya’dan gönderirler.
Ateistler yapay rahimde büyütülmeleri için dondurulan 12 embriyo ve onlara bakıcılık edecek iki android hazırlarlar. Bu küçük kafileyi yıldızlararası seyahat edebilen kapsül gemisine yerleştirip dış uzaya gönderirler.
Nitelik ve nicelik bakımından oldukça farklı bu iki geminin hedefi aynıdır; Kepler-22b. Dünya’ya en yakın gezegenler arasında insan hayatına en elverişlisi odur.
Ateistlerin gemisi Mithralıların gemisinden daha hızlıdır ve gezegene ilk önce o varır. Androidler vakit kaybetmeden gezegeni kolonize etmeye başlarlar. İlk önce 12 embriyodan 6’sı Anne androide bağlanır. 9 ay sonra saksımsı rahimlerde doğan doğumlar gerçekleşir. Son bebeğin nefes almaması, aynı amacı güden iki android arasındaki fikir ayrılığının ilk kıvılcımı olur. Baba, görevi sürdürmek ve diğer çocukları yaşatmak adına pragmatik davranır; ölü bebeğin bedenini diğerlerini beslemek için yok etmeyi önerir. Anne görevini layıkıyla yerine getiremediği ve bebeği koruyamadığı için duygusallığı andıran bir karmaşa içine girer; durumu kavrayabilmek için bebeği bir süreliğine kucağında tutmak ister. Baba, programı gereği, Anne’nin isteğini yerine getirir. Cansız bebeği kucağına alan Anne, yazılımındaki ritüalistik verilere dayanarak bir tür ağıdımsı melodi tutturur. Anne’nin bu ritüalist kabullenme töreni esnasında bebek nefes almaya başlar. Bu gelişmeden oldukça memnun kalan iki android, efendilerinin onlara bahşettiği kültürel kodlar uyarınca bebeğin adını Campion koyar.
Campion ve beş kardeşi, android ebeveynlerinin gözetiminde bir süreliğine mutlu yaşar. Ancak beklenmedik olaylar hem Campion’ı hem de andorid ebeveynlerini daha büyük ikilemlere sürükleyecektir. İyi bir şüpheci olarak yetiştirilen Campion, ebeveynlerinden ve anlattıklarından şüphe duymaya başlar. Android ebeyenlerse çocukları hem efendilerinin arzuladığı biçimde yetiştirmek hem de hayatta tutabilmek için bir hayli zorlanmaktadır. Android ebeveynler ortak amaçları gereği, Baba yaşatmaya, Anne korumaya odaklanmıştır; bu da aralarındaki gerilimi arttırır.
Bu sıralarda Mitraitlerin koloni gemisi yörüngeye girer ve asıl hikâye başlar…
Dizi Hakkında Kısa Yorum:
İtikat kavramının kökeninden başlayarak, farklı boyutlarını, olumlu ve olumsuz yönlerini ve sonuçlarını karşılaştırarak, insan tabiatını ve insan ürünü değerlerin/imgelerin/sistemlerin/eylemlerin doğası gözler önüne seriliyor.
Devamı...
Analoji kurmadaki başarı ve metafor kavramını -“Gönderme var!” ucuzluğuna düşmeden- hikâyenin meta unsuruna dönüştürmesiyse ayrıca takdir edilesi.
Bu başarısının arkasında, düalite, indirgeme, temsil, simge/imge, kıyaslama, paralellik, zıtlık, tezatlık, arketip, stereotip ve masal/mit tarzı hikâyecilik bulunuyor.
Dizide ister insan isterse android karakter olsun, ister aynı isterse karşı taraf olsun, fark etmiyor, eylemlerin arkasında aynı teoriklik var; hayatta kal, seni sen yapanı, varoluşuna anlam katanı, gücünü, otoriteni koruyup sürdür.
Bu doğrultuda karakterlerin eylemleri pragmatik ve sezgisel olmak üzere ikiye ayrılıyor. Bu da aynı amaca giden farklı yollara ve yöntemlere kapı aralamış. Hem karakterlerin hem de karşıt tarafların iç ve dış çatışmaları veya uzlaşıları, birbirleri arasındaki olumlu veya olumsuz tüm etkileşimler, bu dinamiğe göre işlenmiş.
Dizide, fıkrasından öfkeyle sarf edilen sözüne, kendisine uzatılan tabağa uzanma hızından en kritik anda verilen karara kadar hemen hemen her şey o dinamiğe göre vuku buluyor.