Rıhtım İtiraf Köşesi

İtiraf ediyorum: Bir dönem, "bikini"nin bahsi bile geçse dehşete kapılır, canım sıkılır ve gözümde şu türden sahne canlanmaya başlardı:

Sebebi şuydu: Bir gün, artık hatırlamadığım bir sebeple, atom bombası üzerine araştırmaya başladım. Tesiri, denemeler, radyasyonun etkileri, vs. üzerine daldan dala atlıyordum; konu konuyu açıyor hesabı.

Araştırdıkça tedirginliğim artıyordu. Soğuk Savaş dönemi nükleer silahlanma yarışı, Dünya’nın birkaç kez nükleer savaşın eşiğinden dönmesi, Hiroshima ve Nagazaki’den saldırı sonrası manzaralar.

Öyle öyle tedirginliğim yavaş yavaş yerini dehşete bırakıyordu. Buna rağmen kendimi araştırmaktan alıkoyamıyordum. O sırada nükleer denemelerden bahseden kısımda bir isim dikkatimi çekti. 2. Dünya Savaşı sonrasında Amerikalıların Bikini Adaları’nda nükleer bomba testi yaptığı yazıyordu. Ben de, ne gelirse meraktan gelir, durumunun merakı gereği, bildiğimiz bikiniyle bağını merak ettim. Anında bikini ve tarihçesine dair bir sayfaya sıçradım. Ve, ta da, bağlantı varmış. Bikini Adaları’ndaki ilk deneme Fransız modacıyı etkilemiş. Atomların ayrışmasıyla başlayan yeni çağın bir benzerini moda dünyasında, klasik mayoyu iki parçaya bölen tasarımıyla yapacağına inanmış. O sebeple tasarımını nükleer denemelerin yapıldığı Bikini Adaları’ndan ilhamla, bikini koymuş. Ve, evet, moda eleştirmenleri de bikiniyi moda dünyasının atom bombası olarak yorumlamış.

Şimdi. O noktaya kadar geçmiş trajedileri ve nükleer kıyamet senaryolarıyla yüklene yüklene kendi kendimi germiş, korkutmayı başarmış bir ben var. Ve o ben, bikini ile atom bombası arasındaki bu tuhaf bağdan dehşet duygusuyla harlandığım bir noktada haberdar olmuşum. O noktada benim için bikini, nükleer bomba korkusu yüklenmiş bir imgeye dönüştü.

Bitmedi. Daha kötüsü var. Kendime dehşet edindiğim zaman yaz aylarıydı. Ekranlarda, gazetelerde, klasik yaz haberleri geçiyordu. Bol bol tatil, yazlık vs. ilişkili haber dönüyor. “Bikini seçerken…” türü haberler, bikinili modeller, zorla yerleştirilen bikinili kadınlar vs. vs. “bikini” içeren her cümle ve görüntü, gözümün önüne nükleer patlama görüntüleri getiriyordu. İlk başlarda bunu umursamayarak üstesinden gelmeye çalıştım. Ancak aynı durum yaşana yaşana, aklıma gelen nükleer felaket görüntüleri daha da berraklaştı, yarattığı korku ve rahatsızlık daha da yoğunlaştı. Umursamama taktiğim, derdimi dindirmek yerine daha da arttırınca ben de tam tersi yöntem uyguladım. Potansiyel “bikini” içeriklerini fark eder etmez uzaklaştım. Odadan çıkmak, gazetenin magazin ekine bakmamak, vs. Öyle öyle normale dönebildim.

Bu da böyle bir anımdır.

16 Beğeni

Edgar Allan Poe’nun hikayeleri gibi. Sanki anı değil de biri yazmış. Cidden şaşırtıcıydı.:sweat_smile:

2 Beğeni

Evet, yazarı var. Hatta yazarlar demeli. Bana bu hikâyeyi uygun görüp, yersiz sıkıntılar bahşetmiş pek sevgili bilinçaltıma ve şartlanma güdüme pek bi’ teşekkür ederim(!) :sweat: :man_shrugging:

2 Beğeni

Aklıma Hitler dönemindeki tıpın gelişmesi geldi. İyi ki onu araştırmadın diye düşündüm. :sweat_smile:

1 Beğeni

Araştırmıştım. Ama etkilemedi. “Berbat zamanlar, insanlıkdışı uygulamar; ne yazık ki yaşanmış, yaşanmasaymış…” diye iç geçirebildim sadece.

Sanırım burada korkunun kaynağı etkin oldu. Nükleer silah ve yarattığı korku zamansız. Silah sonuçta. Ve belli başlı ülkelerin envanterinde mevcut. Kuzey Kore’nin nükleer silah denemeleri sebebiyle, şakayla karışık, aman bi’ kaza çıkmasa bari lafları dönüyor.

Bomba olmazsa belki kaza olur, ki oluyor da. Özetle, söz konusu nükleer enerji olunca, yarattığı korku hep baki.

1 Beğeni

Yazılarınızı okurken bazen ekşi sözlükteki Saruman’ın siz olduğunuzu düşünüyorum sonra Bobin’in canlı yayında isminizi görduğümü hatırlayarak kendi tezimi çürütüyorum. :grinning: Ya da o siz siz o musunuz kafamda sorular ( Bi kıyas için yazmadım sizin yazılarınızı ve onun videolarını seviyorum :grinning:)

2 Beğeni

Bobin Kafa’nın tarzını, bakış açısını takdir ediyorum. Belki o bağlamda, kendi tarzımı onunkine yakın bir ankayışla sürdürüyorumdur. Oradan tarzsal bir benzeşme kurmuş olabilirsiniz.

Hmm, Bobin’in sesiyle kendi yazılarımı okurken düşündüm… İlginç olurdu :smiley:

2 Beğeni

Bir yerden aynı frekansı alıyorum ama nerden bilemiyorum :grinning:

1 Beğeni

Belki Blade Runner ve Alien sevgisidir. :thinking: :man_shrugging: Tabii, Bobin’in sevgisi basit değil; ıncığını cıncığını bilerek, bağra basan bir sevgi. :blush:

1 Beğeni

Filmlerle alakalı olabilir ya da köpek balıklarıyla da alakalı olabilir. Var mı sizde de onunki kadar bir sevgi :smiley:

2 Beğeni

Köpekbalıklarından saygıyı elden bırakmayacak biçimde korkarım. :sweat_smile: O hususta kendisiden ayrılıyoruz. Bobin Kafa’nın köpekbalığı sevgisi ayrı bir kulvar.

1 Beğeni

O zaman kanımızın kokusunu almadan biz uzaklaşalım. Işınla bizi scotty :vulcan_salute:t3:

2 Beğeni

Enerji aktarılıyor :vulcan_salute:

tenor

3 Beğeni

İtiraf edeyim, çocuklarımın beni affetme hızı, benim kendimi affetme hızımdan çok daha yüksek…

5 Beğeni

Çocukken çabuk kızar, çabuk barışır, alıngan olamazdık. Büyüdükçe alınganlık seviyem artmaya başladı. Bir de sanırım fazla kafaya takan bir insanım, tartışma olduysa bir iki gün kendime gelemiyorum. Keşke tekrar o günlere dönebilseydik.

Eşimi ve çocukları kayınpederlerin evine bırakıp geldim. 10 gün evde tekim. Harika olur, kafamı dinlerim, deli gibi spor yapar, kitap okurum diyordum. Daha otobüse bindiğimde özlemeye başladım. Eve geldim, her yer çok sessiz. Moralim bozuk. Bakalım bu 10 gün nasıl geçecek.

11 Beğeni

Kafamın içinde şarkı çalarken "İzmir’ın dağlarında çiçekler açaaar…"ritim benzerliği yüzünden “…basma da fistan giyemem aman.” diye bitiyor.

5 Beğeni

IBM’ in International Business Machines olduğunu küçükken bilmiyordum. Hep Istanbul Bilgisayar Merkezi olduğunu düşünüyordum. :smiley:

4 Beğeni

“Felan” diye bir garabet var ki tiksiniyorum. Konuşurken bile kullanılmayan bunu neden millet yazıp duruyor. Falan de falan filan de filan de yahu fanila de bunu deme güzel kardeşim.

Eskiden tiki diye bir şey vardı ağızlarını yaya yaya konuşuyorlardı. Şimdi “felancılar” var. Tiki ile bunu arasında bir fark yok. İkisi de itici olarak kendini göstermeye çalışıyor…

4 Beğeni

Felan, falan, falan filan… İlginç kelimeler. Kullanmamaya özen gösteriyorum, kullanıyorsam kendi kendimi uyarıyorum. Ne kendi başına, ne herhangi bir bağlamda anlamı olan bir kelimeyi kullanıyoruz. Kökeni nedir, merak etmiyor değilim.