Rıhtım Kamarası

Bilecik de hissedildi. Geçmiş olsun herkese.

4 Beğeni

Bu kişilerin kitabı paylaştığından haberim yoktu. Şimdi neden bu kadar hızlı satıldığı anlaşıldı. Birde DR mağazalarında kampanyası vardı, iki olay birleşip satışları artırmış

1 Beğeni

Çok geçmiş olsun arkadaşlar. Kötü durumlarla karşılaşmayız umarım

3 Beğeni

Geçmiş olsun Rıhtım.

3 Beğeni

Silivri’ ye yakınız, bayağı hissettik. Önlem olsun diye vestiyere birkaç gerekli eşyayı astım, kuşları da küçük kafeste ve kapıya yakın tutacağız. Sonuçta daha büyük bir depremin ne zaman olacağı belli değil.

2 Beğeni

Silivri’den bildiriyorum fena sallandık bu sefer ve Türktelekom hattı hala açılmadı.

2 Beğeni

Ben izmitteyim benimde halen açılmadı.

1 Beğeni

Ankara’da olmama rağmen kapandı ve açılmadı (Vodafone), geçmiş olsun.
Güncelleme: Kullanılabilir durumda.

1 Beğeni

Telekomdan internete girebiliyorum ancak telefon edemiyorum. 6 büyüklüğünde depremden sonra bunlar oluyorsa. Beklenen büyük istanbul depreminde neler olacak tahmin etmek bile istemiyorum.

Çok sağlam bir altyapımız var, düşman çatlatıyor resmen.

Umarım yarına kadar hat gelir yoksa işe gitmek sıkıntılı olacak. Zaten çocuğun bakıcısı Arnavutköy’e kaçmış, pazartesi geleceğim diye mesaj atıyor.

Öncelikle herkese geçmiş olsun. Hat konusuna da değinmek isterim kendimce. Bu tip durumlarda sms her daim daha faydalıdır. Diğer açıdan kablolar genelde yer altından geçtiği için depremlerde kısmi çökmeler olur. Teknolojik çağa geçtiğimiz için herkes cep telefonlarına saldırıyor ama eski tip ev telefonları daha çok işe yarar. Bu tarz depremlerde hatlar her zaman kapanır, elektirik kesintileri olur veya bilinçli kapatılır, sular kesilir. Bu yüzden eski kablolu elektiriğe ihtiyaç duymayan telefonlar daha kullanışlıdır. Dikkat edilirse eğer cep telefonu hatları çökmesine rağmen ev internetleri kesilmedi. Ben bunun bilinçli bir seçim olduğunu düşünmekteyim. Yine de modemler de elektiriğe muhtaç. Bu sebeple eğer daha kötü bir tabloda iletişim kurulmak isteniyorsa eski tip telefonlar her zaman işe yarar. Sevdiklerinize ve kendi evinize bundan bir adet alıp koymanızda sorun olmaz. Bizim evde portatif bir tane vardır mesela ve gerektiğinde kullanırız.

Baz istasyonları zararlı zaten. Istanbul’da da 20 milyon insan var desek turistiyle filan. Çocukları çıktığımızı düşünelim. 15 milyon kalsın. Bu 15 milyonun her birinin akrabası, arkadaşı aramaya kalksa her eve istasyon koysalar taşımaz. Üstelik “Ay, çok korktum. Tam çay yapıyordum. Ekmek almaya çıkmıştım.” gibi gereksiz konuşma için bile arayanlar ve bu konuşmaları saatlerce uzatanlar çıktıkça böyle olur.

İçimi dökme yeri değil ama onu da yapayım. 99 depremini Gölcük’te yaşadığımdan beri evimde deprem çantam vardır. Depremin ne zaman olacağını asla bilemezsiniz. Deprem bir afettir ama çok fantastik evi acilen boşaltmanıza neden olacak başka şeyler de yaşanabilir. Acil durum çantası olarak bakılmalıdır. Bugüne dek etrafimdaki herkes bunu hep abartı görmüştür. Onları şimdi sessizlikle izliyorum çanta yaparken. Çantamın içinde evde yaşayanların adının, soyadının, kan grubunun ve hastalıklarının belirtildiği bir kağıt vardır. Evdeki güvenli alanımız bellidir. Eğer kurtulursak gidilecek yer bellidir. Bunlar birer önlemdir. Hangi şehirde yaşanılırsa yaşansın bu önemlidir. Şehir dışında arayacağımız kişi bellidir. Bunları aile içinde belirleyip zaman zaman üstünden geçmenizde fayda vardır.

Bir not: Depremden kaçmak için sahildeki yeşil alanlara gidilmez. Oralar dolgudur. Deniz doldurularak elde edilmiş alanlardır. Olası bir su yükselmesinde ve daha sert bir depremde facia yaşanır.

14 Beğeni

2011 Van depreminde bile 700 bin nüfuslu şehrin tüm hatları kesilmiş 13 saat gelmemişti. Megakentte böyle bir şeyin yaşanması olasıydı zaten @Agape ablanın dediği gibi 15 milyon nüfus desek bir o kadar da il dışında akrabaları yaşıyor. Örneğin dün amcamları annem ayrı arıyor, babam ayrı, küçük amcam ve yengem ayrı arıyor ve hepsi bir anda arıyor. Bir türlü sakinleşmediler. Neyseki amcama ulaştıklarında amcam “biz iyiyiz, herkes iyi diğerlerini de arayıp yoğunluk yapmayın” diye kısa kesti konusmayı. Bilinçli olmak ayrı bi’ şey

6 Beğeni

Her baskıda 3000 adet basılmış. :+1:

2 Beğeni

Zaman Çarkı yeni karton kapakları çıktıkça almaya başladığım için, ciltli baskıları koruma altına alacağım.

@Ufuk ne yapıyorduk, önce buzdolabı poşetine sarıyor, Alimünyum folyo ile kitapları kaplıyor, en son streç folyo ile işlemi tamamlayıp derin dondurucuya mı kaldırıyorduk :slight_smile:

Şaka bir yana kitapları uzun süreli saklarken streç folyo mu kullanmıştın sen.

8 Beğeni

Streç filmden sonra mikrodalgaya atıp 30 saniye pişirmen lazım ki iyice sarsın. :thinking:

5 Beğeni

Onu unutmuşum… :slight_smile: pişince soğumasını bekleyip öyle derin dondurucuya koyuyorum o zaman.

Öyle sıradan bir dondurucu olmaz. Hızlı şoklama özelliği olmazsa taze kalmıyor. Ben bir de emin olmak için hamurla sarıyorum her yanını. :slight_smile:

Ekleme: @alper Şaka bir yana streç filmlerin berbat bir kokusu var. Neye sarsanız siniyor ve benim midemi kaldıran nadir şeylerden biridir. Uzun süreli saklamada kitapların da bu rezil kokuyu benimseyeceğini düşünüyorum. Tabii herkesin burnu benim kadar hassas olmayabilir. Mesela eşime göre hiç koku yok ama ben streç filme sarılmış ne alırsa yiyemiyorum. Streç filmle sarılmış kitaplar da geldiği oluyor ve bence berbat kokuyor. Özellikle biraz sıcak ortamda durdu mu felaket. Bu konuda ne düşünürsün bilemiyorum. Yapışkanlı poşetler bana daha makul geliyor.

2 Beğeni

Benim bir kaç toz vb den dolayı sakladığım kitap var, onları havalı poşetlerin içinde saklıyorum.

Ama ZÇ adet olarak çok olduğu için bu yöntemle fazla yer kaplar.

Yapışkanlı poşet bana da mantıklı geldi, nem vb olmadığı için o tarz sıkıntılar olmuyor kitaplarımda. Tozlanmasını engellersem o yeterli olur benim için.

1 Beğeni

Geçenlerde kültür ve turizm bakanlığının bi kütüphanesine gitmiştim. Kütüphanedeki her bir kitap makineden çıkmış gibi ciltliydi. Kitaplara tek bir zarar gelmemişti. Dayanamayıp sordum. Nasıl korudunuz bu kitapları. Neyle yapladınız diye. Tek tek elle ciltlemişler. Cildide bakanlık göndermiş sanırım. Bende evdeki kitaplarımı böyle saklamak istiyorum dedim. Bi kaç tane o ciltten verdi numune olarak. Eve geçince atıyım fotoğrafını.

2 Beğeni

Benim bir tanıdığım çeşitli kamu kurumları için ciltleme işi yapıyor. Çok eski hasarlı bir kaç kitabımı da yapacağız ama bir türlü müsait zaman ayarlayamadık.

Benim çok sayıda kitabım olduğu için kitaplığım yetersiz kalıyor ve bu nedenle “yığıntı” yapıyorum. Bu kitaplar için kısa aralıklarla kontrol, temizlik yapamıyorum. Kitaplar çok çabuk toz üreten ve toz toplayan bir nesne olması nedeniyle uzun zaman da bu biraz sıkıntı oluyor.

Örnek ciltleri merak ettim, fotoğrafları yüklemenizi bekleyeceğim ama esas olarak amacım ZÇ ciltli baskıları uzun süreli ortadan kaldıracağım için tozlanmasının önüne geçmek.