Ben hepsini severek izledim. Sanırım her körün bir topal alıcısı oluyor. 
Başlayın, sıktığı yere kendiniz karar verirsiniz. Beklentiniz zaten düşük olacağı için (bozacağı ön yargısı ile başlayacağınız için), bence sonuna kadar gitme ihtimaliniz var.
1 Beğeni
Sunumda Musk “Future will be weird” diyince farkediyorsunuz olayın nerelere gidebileceğini. Bizim neslimiz görmez muhtemelen ama 2020 sonrası doğanlar teknoloji de büyük atılımlar görecekler.
1 Beğeni
Bizim neslimiz de görüyor emin olun yazılım, donanım ve teknoloji dünyasında her gün büyük atılımlar oluyor. Elon Musk’da sunum da kurucu ekipten sadece 2 kişi kaldı ve yeni mühendislere ihtiyacımız var dedi. Onlardan birisi olmak için çabalamalıyız biz de.
Yayınevlerine yapılan eleştiri ve övgüler aşırı abartılı bir hal mi almaya başladı yoksa bana mı öyle geliyor?
Bence pek abartılacak bir şey yok ortada. Bu tür eleştirilerin ağırlığı da kişiden kişiye değişiyor. Eğer uygunsuz bir gönderiyse gönderiyi işaretleyerek rapor edebilirsiniz.
1 Beğeni
Son günlerde düşündüğüm ama cevabıyla bir türlü yüzleşmek istemediğim bir durum var.
İndirim kovalayacağım derken galiba istifçi oldum. 
İndirimli kitap görünce dayanamıyorum resmen evde balya balya okunmamış kitap var, bazılarını neden aldığımı bile bilmiyorum. Sonu gelsin diye beklettiğim seriler neyse de hiç kapağını açmayacağım kitapları bile almışım. Pandemi süreci odaklanma problemi yarattığı için doğru düzgün okuyamıyorum ama her ay onlarca kitap almaya devam ediyorum. Buna nasıl dur diyebilirim?
4 Beğeni
TTNet patlamış gene. Forumdaki görseller bile yüklenmiyor 
“X kadar kitabı okumadam kesinlikle almayacağım” diye kendinize telkinde bulunabilirsiniz. Ben öyle yaptım, yapıp yapmamak size kalmış tabii ki. Önemli olan çabuk pes etmemek ve o dürtüyle savaşmak, şahsen.
Denemediğim bir yöntem var ancak istenmeyen alışkanlıkları bırakmada kullanılıyormuş. Şöyle ki: İstemediğiniz bir alışkanlığınıza bir “avatar” (persona da denebilir belki) atıyorsunuz. Örneğin istiflediği kitapları sırtında taşıdıkça bu yükten ezilen ve sırtındaki dağın içinden istediği kitaba ulaşamayıp üzülen bir ihtiyar hayal edebilirsiniz. Sadece örnek veriyorum. Aklınıza bu görüntü geldikçe o istemediğiniz alışkanlığınızdan uzaklaşmak daha kolay oluyormuş. Dediğim gibi ikinci yöntemi denemedim, tecrübe aktarımında bulunamayacağım.
Bundan “Fazla kitap almak kötüdür” fikrinde olduğum çıkmasın. Aksine, kitap seçerken ve alırken girilen o ferahlatıcı ruh halini severim. Kişinin kendi keyfidir sonuçta. Hoşlanmadığınız bir durumu betimlediğinizden ötürü bu satırları yazdım.
3 Beğeni
Severek okuyacağım, takip ettiğim serilere ait kitaplar ya da en sevdiğim türe ait kitaplara dair pişmanlığım yok. Hatta yine olsa yine alırım ama vicdan azabı hissettiren neredeyse hiç ilgimi çekmeyen kitapları sırf ucuz bulduğum için almış olmak.
İlk önerinizi Can Yayınları’nın klasikleşen yaz indirimi için iki senedir uyguluyorum. Elimdekiler bitmeden almayacağım dedim ve sözümü tuttum. Sanırım genel alışveriş için ikinci yöntemi deneyeceğim. Teşekkür ederim öneri için. 
Konunun uzmanları, bu gibu durumları gayri resmi olarak “Batman Etkisi” diye tanımlıyormuş.
Tabii sizin tarif ettiğiniz şekline “Anti-Batman Etkisi” denebilir.
Etkinin temel prensibi kabaca şöyle: Zorluk karşısındaki kişinin, ihtiyaç duyduğu meziyetleri bünyesinde barındıran bir persona düşleyerek olayları dışarıdan gözlemlemesine dayanıyor. Kişi bu sayede stres düzeyi düşük tutuluyor ve gerekli rasyonel eylemlerde bulunmasına imkân tanıyacak bilişsel yetilere alan açılıyor.
Portal için bu etkiye dair dosya hazırlıyordum. Eh, farklı yoldan olsa da bu etkiden faydalanan birilerinin olduğunu öğrenmek iyi oldu.
4 Beğeni
Biraz bunu gördüğüm için öneride bulunmuştum ancak bu kadar üzerinde durmaya gerek yok bence. Bir süre sonra benim düştüğüm duruma düşebilirsiniz: Vaktimi hep boşa değerlendiriyor ve hep elimdeki kitaptan daha önemli bir şeyler okumam gerektiğine inanıyordum. Bundan kurtulmam epey bir zaman aldı, arada nüksettiği de oluyor.
Açıp bir iki sayfa da olsa okumanızı öneririm, belki iĺginizi çeker ama tercihlerinize saygı duyuyorum, siz bilirsiniz.
Rica ederim, keyifli okumalar.
Örneğin toplum karşısında konuşmakta zorlanan bir siyasetçinin (gerçekçi değil ama örnek veriyorum), güçlü bir hatip personası oluşturması gibi mi? Ya da bazı zor kararlar vermek zorunda olan bir kişinin “Marcus Aurelius yerimde olsa ne yapardı, Atatürk yerimde olsa ne yapardı?” gibi düşünmesi gibi mi? Merak ettim de.
Benim için de ilginç bir tesadüf oldu 
. Henüz denemedim ancak mantıklı gelmedi değil. Bu arada, kolay gelsin. Yayınlandığı zaman bir yere kaydedip okuyacağım.
2 Beğeni
Aynen öyle. Yaşamış veya kurgusal, fark etmez. Hatta kendi tasarımınız bile olabilir. Beyonce ve Adele’nin sahne korkularını yenmek için uydurdukları hayali kişiler varmış.
Yazıya gelirsem. Yani, zaten bildiğiniz ve uyguladığınız bir şey. İçerik namına yeni bir şey yok. Deneyler, sonuçlar ve yorumları olacak.
Öyle işte.
2 Beğeni
Anladım. Netleştirdiğiniz için teşekkürler. Tekrar kolay gelsin, diyorum.
1 Beğeni
Ya ne Lost’u 4 sezonluk Mr. Robot varken açın izleyin Allah aşkına! Hem siz onu bırakamazsınız o sizi tadında bırakır.
Nasıl mesela? 20 karakter 
Dedim ya işte sırf meraktan :d. Mr. Robot’u da zamanında 3 bölüm falan izlemiştim ama sarmamıştı. Sizin önerinizle tekrar bir bakarım belki değişir fikrim.
@narpal @isos81 teşekkürler. En azından birkaç bölüm izlemeye karar verdim. 
1 Beğeni
Benim sevdiğim şeyleri başkaları sevmeyince çok üzülüyorum yahu ): Diktatör müyüm neyim.
2 Beğeni
Ben de üzülürüm niye diktatörlük olsun ):
Dizi hackerlık meseleleriyle başlıyordu ve hiç ilgimi çekmemişti o zamanlar. Devamında işler değişiyorsa izlerim ama.
1 Beğeni
Ya hackerlık mekırlık değil mesele, dizi tarihinin en iyi karakter gelişimi, psikolojik gerilim dizisi ya nasıl anlatsam bilemedim.
Sam Esmail’e selam olsun, Kor Adana’ya da.
1 Beğeni
İlk sezon karakterin iç dünyası bazı izleyicileri yormuştu. Beni de uzun süre 2. sezona başlamama engel olan o yanındı ama yeni sezonlarda işler biraz daha heyecanlanıyor. Özellikle 3. sezon en hoşuma giden bölümlerdi.
1 Beğeni