Zoom kendini özetlemiş.
Şölenden şöyle bir tweet beklesek olur herhalde.
Sormayı atladım arkadaşınız Erkek mi Kadın mı? Kıyafet konusunda İzmir’den sonra yine sıkıntıya girebilir çünkü kadınsa Para biriktirip başka şehre geçme dışında mantıklı bir sebep göremiyorum ben, yıllardır sanırım buraya kısılıp kalmanın acısıyla.
Erkek olduğu için ben daha ılımlı yaklaşıyorum, Sakarya’da okudun, İzmir’den geldiğinde burada da zorlandın dedim, bana saçmalama ben Sakarya’yı çok özlüyorum diyor:)) Kafası şu an gerçekten karışık, umuyorum ki mülakatlardan sonra netleşecek, yoksa işi gerçekten çok zor.
Benim de Kayseri’den Sakarya’ya taşınan bir arkadaşım Kayseri’den sonra Sakarya bana çok küçük geldi demişti. Tabii ki kişisel bir fikir ama Sakarya’yı sevdiyse Kayseri’yi de sevebilir. Aşağı yukarı benzer şehirler olduklarını düşünüyorum. Her şeyden önemlisi zaten beraber vakit geçirdiği insanlar. İyi anlaştığı insanlar bulursa arkadaşınız Kayseri’de de zorlanmaz diye düşünüyorum.
Herkesin beklentisi çok farklı oluyor bu konuda sanırım. Benim aşırı sıkıldığım bir ilçede arkadaşım yıllarca severek kaldı. İzmir benim çok hoşuma giderken başkası her fırsatta Ankara’ya kaçıyordu. İstanbul hariç başka yerde yaşayamam diye düşünen arkadaşlarımın yanında ilk fırsatta Muğla’ya yerleşen de oldu.
Tabii ki dediğiniz gibi öznel bir durum olduğuna ben de katılıyorum. Ama mesela ben Antalya’da okudum ve Sakarya’da yaşıyorum. Asla ortak bir paydada buluşturamadığım iki şehir. İnsanları, toplum yapısı, yaşayış biçimleri, giyim kuşam tamamen farklı. Ama Kayseri de anladığım kadarıyla Sakarya gibi nispeten muhafazar bir şehir. İzmir ile de Antalya benzer özellikler gösteriyor. Kendi deneyimimden yola çıkarak İzmir’den Sakarya’ya gelen biri burayı çok özlüyorsa Kayseri’de de bir süreliğine yaşayabilir diye düşündüm.
Bir gece yatakta karısı Nasrettin Hocaya “Efendi biraz ileri gider misin?” der. Hoca üstünü başını toplar, giyinir ve yola düşer. Epey bir yol aldıktan sonra sabahleyin bir tanıdığına rastlar. Adam:
“Yahu Hocam böyle sabah sabah nereye gidiyorsun?” der. Hoca da şöyle seslenir adama:
"Vallahi bilmiyorum, yalnız sen bizim eve git, hanıma sor bakalım; daha gideyim mi, gitmeyeyim mi?
Günümüz. Nasrettin Hoca İtalya’da…
Eşiyle tartışıp sakinleşmek için 450 kilometre yürüyen adam yakalandı
Eşiyle tartışıp sakinleşmek için yürüyen adam, yiyecek ve ekipman olmadan günde 64 kilometre yürüdü.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/esiyle-tartisip-sakinlesmek-icin-450-kilometre-yuruyen-adam-yakalandi-1796495
@Ozgur bahsettiklerine göre Sakarya, Kayseri’den çok çok üstte bir yer. Eğlence mekanı olsun, piknik alanları, deniz seçeneği olsun gayet güzel yerler var. Rock/Metal Müzik çalan barlar da var meyhaneler de. Biz kafe ya da barlara çok takılmazdık öğrencilikte de misal, Poyrazlar Gölü, Karasu Sahili, Kefken Denizi uygun zaman buldukça toplu taşıma ile kaçardık. Bekara ev muhabbeti de yaşanmadı. Gayet en muhafazakar yerde de ev bulabiliyorlar. Sadece öğrenci olan yerlerde değil, birçok ilçesinde güzel yerler var hem kafe hem gezilecek yer bakımından.
Öyle olabilir elbette, ben Kayseri’yi hiç görmedim. Benim arkadaşım Kayseri’den Sakarya’ya taşınınca Kayseri’nin daha güzel olduğunu söylemişti. Burası ona daha küçük geliyormuş. Ben de onun söylemiyle aşağı yukarı benzer olduklarını düşünmüştüm.
Sait Faik’in 9 kanunuevvel 1929’da Milliyet Gazetesinde yayınlanan ilk öyküsü Uçurtmalar.
ve bu vesileyle şu güzel sayfayı da paylaşayım
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/GAZETE/index.php#gazete
Başlığa arka arkaya yazıyorum ama bu yukarıdakinden farklı bir haber.
Aslında Trump bunu açıklamak üzereydi. Ancak Galaktik Federasyon’daki uzaylılar, ‘Bekleyin, önce insanlar sakinleşsin’ dediler. Kitlesel bir histeri başlatmak istemiyorlar. Önce anlayışlı olmamızı ve aklımızın başımıza gelmesini istiyorlar.
ABD yönetimi ve uzaylılar arasında anlaşma yapıldı. Burada deneyler yapmak için bizimle bir sözleşme imzaladılar. Onlar da araştırıyorlar ve evrenin bütün dokusunu anlamaya çalışıyor, bize yardımcı olarak istiyorlar.
Mars’ın derinliklerinde bir yer altı üsleri var. Orada temsilcileri bulunuyor. Bizim de ABD’li astronotlarımız var orada.
Karanlık Cevher serisinin son kitabı Kehribar Dürbün’ün bazı sayfaları yarım basılmış bende. Başka fark eden oldu mu acaba? Genel bir basım hatası mı yoksa sadece bana mı denk geldi anlayamadım.
Yarım basılan sayfalar şu şekilde: 14, 15, 16, 44, 52, 53, 62, 73, 74, 87, 88, 102, 103.
O sayfalar kitap içerisinde birbirinin devamı şeklinde. Yani yarım basılan sayfa yok; kitap öyle. Sayfaları gösterdiğiniz sıra ile okursanız birbirinin devam olduğunu görürsünüz.
Şimdi anladım, ben de okumaya başlamadan önce karıştırırken görünce fark ettim. O yüzden baskı hatası olduğunu düşünüp üzülmüştüm.Çok teşekkürler bilgilendirdiğiniz için.
Felsefe okumak isteyen arkadaşlar için yardımcı olması için burada paylaşıyorum, “Felsefe ne okuyalım” gibi soru sorulan bir başlık vardı ama bulamadım.
Kaan Ökten hoca “Yeni Çağ Felsefesinin Ana Konu ve Düşünürleri” diyerek şöyle bir şey hazırlamış.
İstanbul için kitap bağışı alan kurum vs. var mı bildiğiniz, tavsiye edebileceğiniz?
@Agape çok teşekkür ediyorum, kutu çok güzel, senin üretimlerinden diye tahmin ediyorum. Eline sağlık, hediye için tekrar çok teşekkür ediyorum.
Bu arada unutmadan kurbağa çorbasını içemedim, kargocu içmiş galiba, elleri perdeli ve yeşil bir arkadaş getirdi kargoyu
Perdeli günlerde kullan. Kapağı fazla açıp kapatma yoksa olacaklardan cadı sorumlu değildir. Kazan hiç değildir. Çorba için üzüldüm, oysa kiviyle ne güzel giderdi…
Oysaki senin önerin üzerine çorbada kullanmak üzere limon yerine kivi alacaktım.
Neyse ki almamışsın…