Düştüğünüz zamanlarda nasıl, neler yaparak kalkabiliyorsunuz? Mecazi anlamda.
Olumlu düşünerek, benden daha kötü şeylerle yüzleşenlerin de olduğunu düşünerek ve tabii ki tavsiye edilmeyebilir ama isyan ederek.
Sizin isminizin tam tersini yapıyorum, yani insanlarla bağımı arttırıyorum (connect). Yalnız kalmıyorum, acımı / derdimi dostlarım ile paylaşıyorum.
Aslında her iki yöntemi de (yalnız kalıp içime kapanmayı ve hiç yalnız kalmayıp sürekli arkadaşlarla dışarıda olmayı) denedim ve ikincisi insanın iyileşme sürecine pozitif etki yaparken, ilki dipteyim dediğin yere teleskopla baktırıyor.
Kaçıyorum, saklanıyorum. Durumu kurtarmıyor ama kafa toplamaya birebir.
@connected Haklısınız ne diyeyim Bırakmaya çalıştığım bir tavır. Fırsat bulursam daha iyi olabilecek alternatifleri de denerim.
Çok çok canımı sıkan durum olduğunda aklıma kızım geliyor…
Ama her durumda hayat mottom " Bizi öldürmeyen şeyin, bizi güçlendirdiği…" oluşudur.
Bu bazen mümkün olamıyor.
İsyan/şikayet insanı daha da dibe götürmez mi?
Bunun gerçekten olumlu etkisi oluyor. Doğru insanlarla tabii. Ama o insanlar hep yanımızda olamıyor ki. Genelde uzaktalar. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin yüz yüze sohbetin rahatlatıcı etkisini hiçbir şey veremiyor.
Bence bunun tek olumlu yanı, durumu düşünmekten bunalıp başka şeyler yapmaya dair bir itki oluşturabilme potansiyeli. Ama her zaman böyle sonuçlanmıyor.
Ünlü filozof Emre Aydın’ın şu mısralarda çok güzel betimlediği
(Bitiyorum her nefeste/Ne halim varsa gördüm/Çok koştum çok yoruldum/Ve şimdi ben de düştüm)
çökkünlük durumunda cümlelerin ayağa kaldırıcı etkisi pek olmuyor
Benim tek bulabildiğim çözüm, insanlarla iç içe olmak, sohbet vs. Ama o da bir yere kadar. Günün sonu yine malum.
O yüzden tavsiye edilmiyor dedim ya. Beni hırslandırıyor isyan etmek açıkçası. İnatlaşıyorum olaylarla.
Kamp kuruyorum düştüğüm yerde. Aşağısı sakin oluyor, yukarısı çok kalabalık. Ben aşağıda yaşamaya uyum sağladım. Herkesin bir gün mutlaka geleceği yerde bekliyorum.
Gün doğumunu ve temiz havayı özlemiyor musunuz?
Hayır. Gün doğumundan nefret ederim. Temiz hava… Yukarıda temiz hava olduğunu sanmıyorum.
Merhaba. Geçmişte bir kere düştüm hatta yerle bir oldum diyebilirim. Tam olarak diplerdeydim ve benim için korkunç bir süreçti. Bir daha tekrar ederse muhtemelen akıl ve ruh sağlığımı toparlayamayacağım için artık meselelere o derece ilerlemeden çözüm bulmaya çalışıyorum.
Kısaca bahsetmek gerekirse o diplerdeki dönemi kendim gibi davranmayarak atlatmıştım. Burada bahsettiğim şey rol yapmak gibi değil, tamamen değişik bir hayat tarzı yaşamak beni kendime getirmişti.
Mesela normalde arkadaşlarımda kalmayı sevmem, rahatsız olurum ya da evimi bırakmak istemem, çıktım aylarca arkadaşlarımda yaşadım. Gece dışarı çıkmam 23:00’de giyinip süslenip dışarı çıktım. Korkak sayılabilecek kadar yabancılarla konuşmayan biriyimdir evsiz insanlarla bile konuştum muhabbet ettim pek çok insanla iletişim kurdum. Taksiye yolcu koltuğunda binince bile kemer takarım tuttum hız motoru olan arkadaşımın motoruyla otobanda hız yaptım. Ben o düşüşten galiba kendi hayatımdan dışarı çıkarak kurtuldum. Geri döndüğümde iyisiyle kötüsüyle tüm acılarımı kabul edebilmiş bir haldeydim.
Kısacası bu herkesin farklı tecrübe ettiği, kısa ya da uzun bilemem ama kesinlikle geçici bir süreç. Eğer bir düşüş yaşıyorsanız geçici bir süreçte olduğunuzun farkında olmanızı ve düşüşlerin güçlü yükselişlere sebep olabildiğini hatırlamanızı tavsiye ederim.
Çok teşekkür ederimm
Goodreads’te sıkça yorumlarını gördüğüm Petrik kullanıcısı Youtube kanalı açmış ve favori 15 serisini paylaşmış.
-
John Gwynne - The Faithful and the Fallen Series & Of Blood and Bone Series
The Faithful and the Fallen Series by John Gwynne
Of Blood and Bone Series by John Gwynne -
Steven Erikson - Malazan Book of the Fallen Series
Malazan Book of the Fallen Series by Steven Erikson -
Robin Hobb - Realm of the Elderlings Series
The Realm of the Elderlings Series by Robin Hobb -
Brandon Sanderson - Mistborn Series
The Mistborn Saga by Brandon Sanderson -
James Islington - The Licanius Trilogy
The Licanius Trilogy by James Islington -
Joe Abercrombie - First Law Series (Bigger World List)
First Law World Series by Joe Abercrombie -
Richard Nell - Ash and Sand Series
Ash and Sand Series by Richard Nell -
Robert Jackson Bennett - The Divine Cities Series
The Divine Cities Series by Robert Jackson Bennett -
R.F. Kuang - The Poppy War Series
The Poppy War Series by R.F. Kuang -
Jen Williams - The Winnowing Flame Trilogy
The Winnowing Flame Trilogy by Jen Williams -
Dyrk Ashton - Paternus Trilogy
Paternus Trilogy by Dyrk Ashton -
R.J. Barker - The Wounded Kingdom Series
The Wounded Kingdom Series by R.J. Barker -
Jay Kristoff - The Nevernight Chronicle Series
The Nevernight Chronicle Series by Jay Kristoff -
Mark Lawrence - Book of the Ancestor Series
Book of the Ancestor Series by Mark Lawrence -
Michael J. Sullivan - The Riyria Revelations Series
The Riyria Revelations Series by Michael J. Sullivan
Sıralama önemli mi? Eğer önemliyse 1. sıradaki seriyi okudunuz mu? Daha önce duymuştum ama türkçeye çevrilen ve bildiğimiz bütün serilerin üstünde görünce daha çok merak ettim.
Kendi sıralaması bu şekilde. İlk seriyi duymamıştım bile ama bazı seriler kişilerde farklı etkiler yapabiliyor. Mesela 11. sıradaki Paternus benim ilk 5’imi zorlarken, Nevernight ilk 20’me bile girmez.
Ya da belki sponsorludur bilemiyorum.
Ben övüldüğünü duymuştum sponsorlu olduğunu sanmıyorum. Demin bir daha baktım bildiğimiz kanalların videolarını bırakıyorum.
Bazı öğretmenler pastel, sulu boya tarzı ekipmanlar için liste verebiliyor almadan önce haberiniz olsun bence. Bunun dışında beslenme çantası, kalemlik, suluk, okul çantası, okul forması geldi aklıma.
Beyefendinin listesinde okumadığım hatta bilmediğim bir sürü seri varmış. Bu liste beni heyecanlandırdı hocam. Malazan’ı okuyup 2 numarasına koyması beni işkillendirdi bayağı, belli ki birinciyi ilk fırsatta bulup okuyacağız Tabii ki şu anki reread bittikten sonra…
Sonuçta öznel sıralamalar hocam. Yine de çeşitlilik iyidir, güzeldir. Ben de bir ara bakarım diyeceğim ama TBR listem uzadı gitti.
TBR listesini artık kayıp bir dava olarak görüyorum hocam ben. Sanırım bu noktada non-fiction’ları da dahil edersek kalan ömrüm muhtemelen TBR listemden kısadır desem o kadar da abartmış olmam. Koyverdim, o an canımın istediğini okuyorum artık hahah. Bu da ekseriyetle Malazan oluyor fakat oh well.