Valla ben senin gibi hedonist bakamıyorum olaya. Daha hiç reread yapmadım ama Malazan Türkçe çıkınca sözüm var, ilk ve son istisnamı yapacağım sanırım.
Bu arada Lawrence’ın SPFBO finalistlerine göz diktim, çok sağlam cevherler var içinde hocam. Sana da şiddetle ve ısrarla Orconomics öneriyorum, “satire” türünde. Ekonomi terimlerine aşina olunca aldığın zevk de katlanarak artıyor.
Haklısınız neredeyse hiçbir liste birbirini tutmuyor, okul okul değişiyor istenenler. En genel şekliyle bir paket hazırlayacağım aklıma suluk ve beslenme çantası gelmemişti hatırlatmanız iyi oldu, teşekkürler.
Arkadaşlara sordum. Olağanüstü bir seri olmasa da geleneksel epik fantezi olarak ortalama üstü olduğunu belirttiler. Ben de severmişim gibi duruyor, bir ara göz atarım.
Bir kere yıkılmanız düşmeniz, bir daha kalkamayacağınız anlamına gelmiyor. Muhtemelen pek çok kere daha düşüecek ve hatta daha kötü düşeceksiniz. İyi tarafı, bir daha düştüğünüzde ya da düşme pozisyonuna geldiğinizde kendinizi daha iyi koruyuacak, daha farklı davranacaksınız, çünkü incinen yerleriniz nasır tutmuş olacaktır. Buna kısaca deneyim diyoruz.
Ama düştüğünüz zaman kurtulmanız gereken öncelikli bir durum var, karamsarlık… Depresyona kadar gidebilecek bir durum için ilk önce kendinizi deşarj etmeniz lazım. Durum çok kötü, asla dönülemeyeceğini düşündüğünüz bir durumdasınız; o zaman gururu bırakın ve ağlayın… Gerçekten ağlayın, salya-sümük , hıçkırarak, varsa sevdiğiniz insanın omuzunda, yastığa gömülerek, kediye sarılarak (bu kadar zaman sonra benden uzak duran kedi kucağımda yatmaya başladı ). Ağlamak , yas tutmak ya da üzülmek ayıp bir şey değildir, başkalarına bakmayın. İyi insanın içinde kötü bir şey kalmamalı (düşünce tabii).
Deşarj oldunuz ama seratonin seviyeniz ekside, hemen dopamine ve adrenalin salgılamamız lazım. Heyecan içeren aktivititeler çok işe yarar. Sakın alkol ya da diğer keyif verici maddelerle bünyenizi uyutmayın.
. İsterseniz roller coaster ya da evde iyi bir korku filmi. Başka bir önerim daha var… (bunun için yetişkin olmanız gerekiyor, poligonlara 18 yaşından küçükleri almıyorlar)
Şimdi stres seviyeniz normale geldiyse hasar kontrolü yapabilir, swot analizinizi çıkartabilirsiniz. Unutmayın hiç bir zaman mükemmel olmak ve mükemmel karar vermek zorunda değilsiniz ama sakın başkalarını da suçlamayın.
Ne olursa olsun, insan kendisi ile yaşar ve yaşamaya devam eder, kendinizle barışmanın yollarını arayın ve kendinize küsmeyin.
Merhaba, kendimi dertlerimi düşünmeye zamanım olmayacak kadar meşgul bir duruma sokuyorum. Şimdiye kadar hep işe yaradı. Hayatta her zaman inişler çıkışlar oluyor. Her zaman pozitif olaylar yaşamıyoruz. Hayatımda çok büyük 2 kırılma noktası oldu. Psikolojik olarak en fazla sarsıldığım olay 2018 yılında babamı kaybetmek oldu. Babamla olan bağım bambaşkaydı. Alelade bir baba-kız ilişkisi değildi; birbirimizin en yakın arkadaşıydık. Onun ölümü benim için dibi görmekle eşdeğerdi. Ama hayatıma devam etmek zorunda olduğum gerçeğine öyle bir tutundum ki o dipten çıkıp günışığını gördüm. Düştüğümüz zamanlarda olabildiğince yalnız kalmamak, pozitif insanlarla beraber olmak gerekiyor. Bolca kitap okuyup, film izleyerek yani farklı dünyaların içine girerek bulunduğumuz gerçeklikten bir nebze de olsa kopmak insana iyi geliyor. Bazen izlediğimiz bir film, okuduğumuz bir kitap hayal gücümüzü tetikleyerek bize yeni amaçlar veriyor. İnsanı ayakta tutan ;amaçları, hedefleri oluyor.
Bazen insan isyan boyutuna gelebiliyor. Hele ki kötü olaylar üst üste geldiyse daha da umutsuz bir ruh haline bürünebiliyoruz. Aradan aylar, yıllar geçince iyi ki o olay/durum olmuş da diyebilecek duruma getiriyor hayat. “Her şerde bir hayır vardır” lafını hatırlatıyor. Toparlayacak olursam bazen hayatın kıymetini anlayabilmek için düşmek gerekiyor.
Bu ara Storytel’de kitap dinlerken seslendirme sanatçılarına ekstra ilgi duymaya başladım. Bunun da temel sebebi, özellikle diyaloglarda sesini değiştirebilen, hatta 2’den fazla ses kullanabilen sanatçıların, seslendirmeyi çok daha etkili olarak sunabilmesi. Birkaç kere yazdım ama bu konuda özellikle Murat Eken ve Umut Tabak çok ama çok başarılılar.
Biraz video bakayım derken TRT’nin Sesin Yüzleri programını gördüm ve sizle de paylaşmak istedim.
Sadece aklımda olan bir kitabı bulabilme umuduyla da gittiğim günler oluyor ama genellikle güzel vakit geçirme, yeni kitaplar keşfetme amacıyla gidiyorum.