@isos81 @Erdal_01 bir kalıp sabun alıp balkonlara çıkın arkadaşlar yağmur boşuna yağmasın iyice yıkanalım.
Valla düğündeyim, yağmurdan faydalanamıyorum ama serinliği yeter
Hocam kimse yorum yapmamış da siz ne yaptınız, aldınız mı? Aldıysanız Videoları nasıl sizce? Ben de şu an Youtube’dan öğrenmeye çalışıyorum İngilizceyi.
Bir yayınevinin ilk baskıda kitaptan kaç adet bastığını öğrenmenin bir yolu var mı acaba?
(kitabın başında yazmıyor
Eser sahibi kaç adet bandrol alındığını sorgulayarak öğrenebilir ama bizim okur olarak künyede yazmıyorsa öğreneceğimiz bir yer yok.
Anladım teşekkürler.
Ben bahçedeydim, bir selam verip gitti yağmur.
Dün yanıyorduk, bugün donuyoruz. Hava da ülke gibi kafayı sıyırdı.
Ankara’da hortum çıkmış. İstanbul’un bir ilçesinde sel olmuş. Falanca ülke sıcaktan eriyor. Filanca ülkede sıcaktan ölenler olmuş. Delta varyantı çiftetelli oynuyor. Bazı iller için yarın da uyarı verilmiş. Arabalara zam gelmiş… Beş dakika mola verip şöyle bir baktım. Şimdi gidip kitabımdaki daha kasvetli evrende huzur bulacağım.
Merhaba Alfa Yayınları ile iletişiminiz oldu mu? Eğer olmadıysa izin verirseniz mail ve sosyal medya üzerinden çektiğiniz görsel ile kendilerine ulaşmayı deneyeceğim. Alfa’nın yazım hataları benim de çok canımı sıkıyor. Hatalar somut bir şekilde gösterildiğinde reaksiyonları ne olacak merak ediyorum.
Henüz olmadı. Pek vakit bulamadım. İsterseniz iletişime geçmeyi deneyebilirsiniz. Aşağıdaki görsel kitabın bitmiş halidir.
Zamanında Bay Uzay Gemisi’ni Büyülü Fener’den almış fakat okuyamamıştım. Berbat bir edisyondu. Daha sonra Alfa hiçbir düzeltiye gitmeden kitabı tüm hatalarıyla tekrar bastı. Bu rezalet bir durum. Daha önce de birkaç kez belirtmiştim bu durumu. PKD’yi çok merak etmeme rağmen henüz hiçbir kitabını okuyamadım. Bazı romanları nispeten sorunsuz sanırım. Elimde Alfa Ayının Kabileleri var. Umarım editörlük ve son okuma yönünden yine hayal kırıklığı olmaz.
Hem kurumsal mail adreslerine hem de Mustafa Küpüşoğlu’na mail attım. Bakalım cevap verecekler mi?
Çeviriyi o kadar kötü bulmadım. Editörlük kötü sadece. Zorlayıcı mı? Kişiye göre değişir. Kişinin takıntı seviyesine göre değişir. Ben okunabilir olduğu ve çok saçmalamadıkları sürece takılmıyorum. Piyasadaki çoğu çeviri nasılsa bu da öyleydi. Bir kez daha son okuma yapılsa derli toplu olurdu. Kitap hoşuma gitti. Konu da güzeldi. Kitaptaki karakterlerin kişisel özelliklerini sevdim. Yazarın anlatım tarzı da hoşuma gitti. Bunlar da hataları görmezden gelmeme yardım etti.
@murgul Çok umudum yok. Daha önce defalarca belirttim.
@annihilator Evet, editörlük yok. Editörlüğü değerlendirecek olursam 10 üzerinden eksi 10 veririm. Bu bile az ama öyküler o kadar güzel ki. Okumasaydım pişman olurdum. Piyasa ortada, okuyucu profili ortada, alıcılar belli. Bu ortamda daha iyisinin bir gün olabileceğine inanmıyorum. O bir gün ben yaşıyor olacak mıyım, bilmiyorum. Aldığım zevke odaklanmaya çalışıyorum. Kapaklarda bile düzen tutturamayan bir yayınevi Alfa. PKD konusunda istisnalar olmadıkça kötü. Hatta Verne de büsbütün böyle. İnsanın görmezden geleceği hataların da bir sınırı var. Çok takıntılıysanız hiç bulaşmayın derim. Ben kendimce kabullendim. Diyorum ki Alfa seriyi abuk subuk kapak değişimleriyle de olsa tamamlar. Çevirisi iyi olur ama editörleri camdan atlamıştır. Eskiden çevirisi olanları alırsa yüzde 92 aynı şekilde basar, umursamaz. Gerçekleri kabul etmek lazım. Alfa böyle. Yani “Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.” bakış açısını benimsedim. Künyeye beş altı kişinin adını yazıp bu kişiler de birleşip kitabı adam etmiyorsa bu benim problemim olmamalı. Ek olarak Uzay Piyangosu da bu şekilde içler acısı. Okuduğum için söylemek istedim. Almayı düşünecek olursanız diye.
Alfa’dan PKD okusaydınız İthaki’ye tapardınız editörlük konusunda.
Saçmalık saçmalık. PKD ismi sayesinde kazanıyorlar hepsi bu. Ellerine yüzlerine bulaştımışlar tüm külliyatı. Umarım kimse almaz da vazgeçerler şu hazırcılıktan.
Bir farkı yok ki. Zaten bir kısmı 6.45’den alınan çeviriler ve Alfa kendi bünyesinde 6.45 çevirmenlerini de kullanıyor.
Bu entryi görünce Kerem Sanatel sandım Nedir okurun bu çevirmenlerden, editörlerden çektiği? Dur diyen de yok.
Bir tanesi vardı Hemingway ve S. King dahil yüzlerce kitap çevirmiş, İngilizce iyi konuşamıyorum ama çok hızlı çeviriyorum diyordu Abi çevirmiyor kitapları kendisi yazıyor
Yayınevlerinin de umrunda değil Kontrol mekanizması yok, ahbap çavuş ilişkisi yürüyor anlaşılan bu sektörde de. Öyle kitaplar var ki (Zaman Çarkı 2. Cilt gibi) editörün çevirmenden gelen metni okumadığı son derece bariz ortada. Her sayfada yazım hatası mevcut.
Kitabın telifini almışlar nasıl olsa okur ne yapabilir, el mahkum alacaklar diyorlar. Düşünce şekli kesinlikle bu şekilde. Dikkat ederseniz böyle evlere şenlik absürt durumlar büyük çoğunlukla telifli ve satacağı belli olan eserlerde oluyor çünkü okur nasıl olsa alacak diye düşünüyorlar.
Telifi olmayan klasiklerde çok daha özenli davranıyorlar bence.
Kerem Sanatel yüzünden Gene Wolfe’un serisini, Dost Körpe yüzünden Gormenghast üçlemesini okumuyorum. Yazar yerine çevirmen takip ediyorum. Böyle yapınca kafa daha rahat oluyor.
Yeni nesil okuduğu şeye bakıyor. İçerik, çeviri, editörlük vs. umurlarında değil. Bilmiyorlar zaten o yüzden de çok önemsemiyorlar. İnsan bilmediği şeyi fark edemez. Alım yüzdesi bu kişilerde yoğunlaştığından sistemin değişeceğini beklemek boşa vakit kaybı.
O halde stratejim doğru. Sadece editörlük ve son okuma görmüş PKD’leri alacağım. Çünkü belli bir yerden sonra yazım yanlışlarının fazlalığı okuma zevkimi sıfıra indiriyor. Eskiden böyle değildim ama artık katlanma seviyem çok düştü.