Rıhtım Kamarası

Üretkenliği Yitirmek.

Nedendir, Nasıl Geçer?

Aylardır mustarip olduğum bir durum. Bir şeyleri yayınlatmayı geçtim; kendim için, hobi olsun diye yazıyordum, artık onu da yapamıyorum. Aynı şekilde okuma şevkim de ciddi oranda azaldı. Yine bir şeyleri okurken 1-2 bölüm okuyacak tahammülüm az çok var, fakat yazamıyorum. Sanki zihnime kelepçe vurulmuş. Eskiden kendi ürettiğim hikayelere yetişemezdim. Şimdi boş kafa. Yok. Boşluk. Depresyonda mıyım desem, babam kronik olarak depresyonda olduğumu söyler, ki haklıdır da. Her zamanki hallerim. Kumardan yüklü miktarda para mı kaybettim, evet. Gerçi ona alıştım. Kafama takmıyorum. Blackjack’den asla aç kalmadım. Sorun, yazdıklarıma bir geri dönüşün olmaması mı? Bir destek, bir ilgi, herhangi bir eleştiri mi düşlüyorum içten içe? Fark ediyorum, dilimde de bozulmalar var. Genel olarak dağılmış durumdayım. Yazamamak benim için çok ciddi bir sorun. Bir enkazın altında, çocuğundan ayrı kalmış ve onun hıçkırıklı ağlamalarını işiten çaresiz bir anne gibiyim.

Uzunca bir süre okumayı bıraksam diyorum. Sanki okuduğum hikayeler üretkenliğime zincir vuruyormuş gibi. Bir şeylerden esinlenmekten nefret ederim. Farkında olmadan esinlendiysem, olabildiğince özgünleştirmeye çalışırım. Acaba esinlenmemek veya özenmemek için kendimi mi sınırlıyorum bilemedim. Zaten 3-4 aydır hiçbir şey üretemiyorum. Daha önce yazdığım roman ve öyküleri dönüp dolaşıp revize ediyorum.

Bu duruma düşenler illaki olmuştur. Sizi yazmaya iten şey nedir? Yazmaya nasıl devam ettiniz? Neydi size o arzuyu kazandıran itki?

Tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

4 Beğeni

Ben şahsen yazmayı bıraktım. Bunda sebep bir sürü şey var. Beklentileri olan birisi olmadım ben de. Aman birileri okusun da beğensin de yorum yapsın kafam olmadı hiç. Hayat zihnimi bir noktada köreltti. Yozlaştım. Böyle olunca yazmak yorucu gelmeye başladı. Neden yazıyorum ki? Ne için yazıyorum? Kendim için yazıyordum. Yarattığım dünyalarda gezmeyi dolaşmayı seviyordum fakat bu da yitirilen şeylerden biri. Artık hayattan istediğim bir şey yok. Koskoca bir boşluğun içindeyim. Sanki her şey çoktan anlatılmış, yaşanmış, tüketilmiş ve geriye bir şey kalmamış gibi. Sanki ben o hikayelerde okundukça anımsanan bir karaktermişim gibi. Yazıların yaşattığı birisi. Ne zaman biri beni okusa anımsıyormuşum hikayemi gibi geliyor. Yoruldum… Bu yorgunluk da bu tarz konulara sirayet ediyor bence. Ben de sürekli depresif olan birisiyim ya da kafa yapım böyle diyebiliriz. Çocukken de böyleydim. Hayat boş geliyorsa her şeyin içi boşalıyor bir yerde. Ben böyle düşünüyorum. Kendinizi anlatmaya yoruldunuz ya da kendinizi anlatacak şeyler artık ilginizi çekmiyor. Sömürgeci düşünceler zihninizi tüketti. Artık bir şeyler yapmaya ve düşünmeye enerjiniz yok. Ben henüz geri kazanmadım. Artık kazanacağımı da sanmıyorum. Dört ya da beş sene falan oldu. Öyle arada bir birkaç mısra ancak karalıyorum.

6 Beğeni

Sanırım durum tam olarak bu. Uzun süredir kendimden bile haz etmiyorum. Başkası konuşsun, yeter ki zihnim durulsun. Sadece onu dinleyeyim noktasındayım. Saçmalaması bile önemli değil.

Oldukça güzel bir özet aslında yazdıklarıma. Örnek olarak kitaplardan devam edeyim: Kitap incelemekten çok zevk alırım. Okumaya başladığımdan beri güzel bir inceleme yapmaya çalışırım. İyi inceleme, okuduğunu iyi anladığına gelir. Fakat artık oldukça özensiz okumalar yapıyorum. Okuma arzum bile azaldı. Hal böyle olunca, sayfaları tekrar tekrar, hakkını verene kadar okuyorum. Üstünkörü okuduğum kitapların incelemesini forumda paylaşmıyorum. Bu tarz okumalar da kesinlikle yapmam. Ama artık o şevkimi bile yitirdim. Öyle okuduğum bir kitap hakkında bir şeyler söylemek ikiyüzlülük olur. Zaten yarım yamalak okuduğum kitaptan ne anlatabilirim ki?

Umarım benim için de öyledir. Çünkü kendimi birçok kez geri zekalı gibi hissediyorum. Zeki biri olmamak üzer o ayrı. Ama aptallığımın bilincinde bir insanım, bu da beni akıllı yapar diye avutuyorum kendimi çoğu zaman. Kendimi bile kendime kanıtlama gayreti güdüyorum.

Söyledikleriniz çok kıymetli. Hem kendi hislerinizi paylaştığınız, hem de hislerime tercüman olduğunuz için teşekkürler.

3 Beğeni

Şu cümlenin zihnimde yarattığı aydınlanma için size minnettarım.Her konuya/soruna/insana duyarlı bir insan olmama,her konuda bir çözüm fikir üretmek için kendimi zorlamama artık beynim bir dur dedi ve sanırım bilinçaltım bilincimin müdahalesine fırsat vermeksizin bu konuda tuhaf bir bağışıklık geliştirdi.Bir konuda içimden nutuk verirken dışardan kem-küm ediyorum,ne çılgınca okuyup araştırmaya,ne not almaya ne de insanları bilinçlendirmek için kendimi yırtmaya hevesim de yok artık.Saldım ben de.Acaba yaşım ilerledikçe aptallaşıyor muyum diye çok sorguladım ama hayır,anladım ki bunca aptallığın içinde kaybolmamam için ruhum “herkesin içtiği su” dan içmemi istiyormuş.

6 Beğeni

Gece modu veya bir diğer adıyla karanlık mod (dark mode), gerek masaüstü bilgisayarlarda, gerekse mobil cihazlarda kullanıcı arayüzlerinin standart bir özelliği hâline geldi. Birçok kullanıcı, gözlerini daha az yoracağını ve daha az enerji tüketeceğini düşünerek gece modunu kullanıp parlak ekranlarını karartıyor. Uzun yıllardır kullanılan ama iOS 13 ve Android 9.0 sürümleriyle mobil cihazlarda geniş kitlelerin erişimine açılan gece modu, bilgisayarlarda da Chrome tarayıcısı başta olmak üzere birçok uygulama ve yazılım tarafından destekleniyor.

Gece modunun uyku kalitesini artırdığını öne sürenler bile var ama bu özelliği kullanan kişilerle konuştuğumuzda, COVID-19 salgınıyla birlikte artan teknoloji kaynaklı sağlık sorunlarından bir yenisiyle karşı karşıya olduğumuzu düşündük. Çünkü konuştuğumuz birçok kullanıcı, gece modunun ruh hâllerini olumsuz etkilediğini, onları daha “depresif ve karamsar” yaptığını söyledi. Peki gerçekten böyle mi? Bunu da uzmanlara sordu.

4 Beğeni

Bu ne ya, hahahaha. Rahatsız ediyorsa eski haline çevirin. Psikolojiniz bir temaya göre bozulacak kadar hafif mi? Bu dünyada bu hassaslıkla nasıl yaşıyorlar acaba?

3 Beğeni

Dönem dönem PC 'nin power düğmesi bile benim stres ve kaygı düzeyimi artırıyor.

Herhenagi bir şeyi meslek olarak yapanlarda yaptıkları işten kaynaklı birçok farklı şey kaygı ve stres nedeni olabilir.

2 Beğeni

Bilgisayar üzerinden iş yapıyorsanız power tuşu sizin mesai başlangıcınız olduğundan olabilir ama tema çok basit bir şey ve çözümü kolay. Bana pek mantıklı gelmiyor.

1 Beğeni

Güle güle usta.

16 Beğeni

Üzüldüm, çok üzüldüm. Ülkemiz için bizim için, sanat dünyası için büyük bir kayıp.

2 Beğeni

Çok üzüldüm. İbrahim Muzo’nun hasretine dayanamadı.

7 Beğeni

Tiyatroya hizmetleri çok büyük olan iki usta oyuncu. Işıklar içinde uyusunlar.

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, tüm dünyada artan tarım emtia fiyatlarına dikkat çekerken, fiyat artışının ‘en düşük düzeyde’ tutulduğunu söyledi. Külahçıoğlu, şunları söyledi:

“Fiyat artışı gıda enflasyonunun altında. Hatta bizler, ihracatla elde edilen kârları iç piyasayı dengelemek için de kullanıyoruz. Fiyatlara olabilecek en düşük oranları yansıtıyoruz. Mevcutta makarnalık buğday ton fiyatı 3 bin 200 lira, kilo fiyatı 3.2 lira. Buradan bakılacak olursa fiyatın çok olağan olduğu görülebilir.”

‘Üretimde sorun yok’

Külahçıoğlu, kişi başı yıllık makarna tüketiminin 2020’de olduğu gibi 8 kilonun üzerinde seyrettiğini söyledi. Bu oran önceki yıllara göre yüzde 25 daha fazla bir tüketime işaret ediyor.

Makarnalık buğdayda fiyat artışının durduğunu anlatan Külahçıoğlu, bu kapsamda yıl sonuna kadar yeni bir artış öngörülmediğini söyledi.

https://tr.sputniknews.com/20210831/ureticilerden-1-paket-makarna-5-lira-olur-mu-sorusuna-yanit--1048468209.html

5 Beğeni

Tebrikler Filenin Sultanları, bu morale ülkece ihtiyacımız vardı. :clap: :clap: :clap:

15 Beğeni

Voleybol takımımızı izlemek çok büyük bir keyif ve gurur veriyor :smiling_face_with_three_hearts: :tr:.

6 Beğeni

Eğer oyunun adı futbol olsaydı ve bu başarı A milli takıma ait olsaydı, 7 maç oynayan millilerimiz 7 maçın yedisini de kazansaydı üstelik 22 gol atıp sadece 2 gol yeseydi; tüm Türkiye sokaklara dökülmüştü

7 Beğeni

Bu arkadaşa dikkat edin sizi dolandırmaya çalışmasın!!! Dolap’a da mail atacağım.

17 Beğeni

Satıcı mı dolandırıcı alıcı mı?

1 Beğeni