Ben de bu çizgiye geldim 2 3 sene önce. GOT finalinden sonra bitmemiş hiçbir dizi, kitap ve çizgi romana başlamayacağım diye yemin ettim. Çok mutluyum artık. Hayal kırıklığı ve sinir oluşmuyor artık
Yok hocam okulun kütüphanesi fazla büyüktü, her gelen kütüphane sorumlusu eski sistemi beğenmeyip kendi sistemini getirmeye çalışıp tamamlayamadan öldüğü için tam bir kaos içerisindeydi kütüphane
Buldum nihayet…
Ne alakaysa Aquila Yarığı’nın Ötesi’ne saklanmış.
@Kenan sanırım 2006 ya da 2007 gibi takip ettiğim serilerin devam kitaplarını senelerce beklemem ve çıktıklarında da ulaşabilmek için ayrıca zorluk çekmem sebebiyle bıraktım ben.
Eskiden okumayı düşündüklerimin devam kitapları çıktıkça seri bitene kadar alırdım. Şimdi onu da bıraktım. Bu ekonomide alıp kenara atmak bir lüks artık.
Geçen yıl paylaştığım goodreads olayını yap bence. Ben hala kullanıyorum ve hala da iş görüyor.
O beni sinir ediyor çok. Daha okuduğum kitabı okuturken çıldırıyorum. Excel’de raf 1-2 diye sayfa açıp yapsam daha kolayıma gidiyor. Goodreads arayüz olarak çok ağır ve ben yavaş çalışan şeylerde sinir krizine girebiliyorum. Bu tip konularda gerçekten sabrım yok. Kitaplığı da değiştirdim zaten o iş bana hiç gelmez. Kaldı ki ben kitabın hangi rafta olduğunu biliyorum fakat nerede olduğunu tam kestiremiyorum. Kütüphanelerdeki gibi numarayla şak diye bulabileceğim bir sistem peşindeyim. Zaten sen onu nasıl yaptın hâlâ aklım almıyor bu üşengeçlikle.
Bazen bir heves geliyor tutamıyorum kendimi Reelsa sardım mesela gördün mü bilmiyorum ama
Kitaplığın yüzde biri karşılığında kolay erişim imkanı sağlayacak, tasnif ve etiketleme hizmeti yapabilirim. (Seo uyumlu yazı yazabilirim bin kelime bir kuruş der gibi oldu :// )
Ara ara izliyorum fakat İnstagram’dan öyk geldi. O yüzden kaçırıyorum ama arada gereksiz bilgi dozlarımı alıyorum ama gereksiz diye unutuyorum o ayrı.
@Howl e-he!
Sanırım bana bir robot lazım. “Yavrum, evladım oradan bana Can baskısı 1984 uzatıver çocuğum.” deyince bik bik bik, vıj vıj vıj falan deyip uzatacak. Tam olarak üşengeçlik seviyemle uyumlu bir sistem. Gelemedi gitti şu robot çağı.
Son yıllarda neden çoğu edebiyat ödülü kadın yazarlara gidiyor diye merak ediyorsanız okumanızı öneririm.
Bu işler bence gittikçe iğrenç bir hal alıyor. Bu skor tutma işinin kimseye faydasının olmadığını bence insanlık olarak anlamamız lazım. Mesela şuna benzer konuşmalar son bir kaç yılda etrafımda bir kaç kez geçti benim:
-Arkadaş da Google’da işe başladı o yüzden burda değil
+Ooo iyiymiş.
-Arkadaş kadındı.
+Ha okey o zaman.
Arkamdan böyle konuşmalar geçse ben kafayı yerim yahu. Ya da bulunduğum yere sırf erkek olduğum için daha düşük standartlara tabi tutularak gelsem. Ne bileyim.
Bence bu skor tutma işlerine hiç girmemek lazım direk. İşinde gücünde beyaz erkek yazar sayısını tutturmak zorunda olmamalıyız; biseksüel hintli “xer” zamirli insan sayısı tutturmak zorunda olmadığımız gibi.
Diğer yandan bu diversiveness mevzusunun da cılkı net çıkıyor gibi. Daha yeni şirket email imzama tercih ettiğim zamirleri falan ekledim yahu, şirket politikasıymış hahah. Ama piyasa bunu istiyorsa bunu verecek yazarlara yönelinmesi de normal gibi. Diğer yandan bariz bir ideoloji ittirme olayı da var.
Sonuçta karışık işler ne bileyim. Tartışma çok su götürür ama insanlar rakip takımlardalarmış gibi skor tutma mevzusunun kimseye faydası olmadığından eminim.
Buna katılıyorum ama yazıda bir yazardan alıntılanan şu kısma da katılıyorum:
“Women and black people have been under-represented in fiction for decades and it doesn’t get sorted. But people get a whiff that men might be under-represented for even a year and it’s very urgent that we do something about it. Is this a genuine concern or is this about the dominant culture reasserting itself when it feels under threat?”
Yüzyıllardır söz hakkı tanınmamış insanların nihayet sesini duyurabildikleri bir dönemdeyiz. Skorun eşitlenmesi de pek mümkün değil ama zamanla bir denge noktası oluşacaktır sanırım.
Meseleye ben herhangi bir insanın veya grubun daha az temsil edilmesi olarak bakmıyorum. Meseleye bakış açım şu: Belirli gruplara geçmişte haksızlık edildi diye şimdi bir iltimas mı geçiliyor? Onlardan çok daha yetkin isimler ve eserler varken onlar belirli bir grupta olmadığı için gözardı ediliyor da kriterlere uyan kişiler ve eserleri vasat olsalar da öne mi taşınıyor? Ez cümle: Bazı insanların seslerini duyurabilmeleri için iyiyi yerip vasatlığı mı ödüllendiriyoruz?
Ha benim için kıstas okur ve zamandır aslına bakarsanız. Okuru beğeniyor mu, zamana direnebiliyor mu, o önemli bence. Kim ne ödülü almış, neymiş, neciymiş pek ilgilenmez okur. Zamanında ne ödüller almış insanlar da kaybolup gittiler.
Dürüst olursam ben geçmişte haksızlık edilmiş gruplara şu an iltimas geçildiğine inanıyorum ama bu beyaz erkeğin yazdığı çok yetkin roman yerine siyahi kadının vasat romanını basalım derecesinde midir bilmiyorum. Sadece hazır onları dinlemek isteyen daha çokken şu an onlara söz hakkı vermeyi mantıklı buluyor olabilir yayımcılar.
Kurbağa olsa olmaz mı yani?
En üst raflara zıplarken gülmenizi de sağlar hem.
Birincisi onları dinlemek isteyen insanların daha çok olduğundan şüpheliyim. Daha doğrusu, “Ne zamandır bir trans/kadın/siyahi yazar okumadım, sıra onlarda,” diyecek okur sayısının az olduğunu düşünüyorum. (Ayrıca şunu da belirtmem lazım: Kesinlikle ve kesinlikle beyaz erkeklerin yazdıkları çok yetkindir, siyahi kadının yazdığı vasattır, gibi bir düşünce içerisinde değilim.)
İkincisi de bu tarz belirli gruplara iltimas geçilmesinin farklı bir kıyafet içinde de olsa ırkçılık ve cinsiyetçiliğin devam ettirilmesi olduğunu düşünüyorum. “Sen bu ödüle siyahi/kadın olduğun için layık görüldün,” denilmesindense; “Ten rengin ve cinsiyetin umrumda değil. Sen bu ödüle iyi olduğun için layık görüldün,” denilmesi bence çok daha anlamlı ve her türlü ırkçılıktan fersah fersah uzak. İşte bu yüzden okurun ve zamanın beğenisini bu tarz politikleşmiş ödüllerden çok daha anlamlı buluyorum. Ve Oscar Wilde’dan tutun Zadie Smith’ine kadar birçok kadın/LGBT/siyahi yazar da bu şekilde okurun teveccühünü kazanmıştır.
Kesinlikle öyle ve varacağımız nokta da bu olacaktır diye umuyorum.
Tehlikenin farkında mısınız arkadaşlar?
Belediye çalışıyor.
Keşke sustursaydın. Foruma girebilir ama mesaj yazamazdı. Nedense daha çok seviyorum susturmayı.
Herkes senin gibi değil. Görmek istemeyenler de var benim gibi.