Rıhtım Kamarası

İksir tek olduğu için herhalde burada tüm fiyatları fahiş. Geçen yine gittim sıfırının indirimsiz halinden daha fazla söylüyor hep kitaplara.

Hâlâ çok moda. Avcılar, menekşe, florya ya da İstanbul ve çevresi sahillere yazın gidin. Üstelik beyaz paçalı don da hâlâ sahilleri süslüyor. Modası hiç geçmeyen iki iç giyim ürünü.

2 Beğeni

Pasaj2000 artık sadece soru bankası satıyordur herhalde.

1 Beğeni

Bir de iplikçiler var artık :d

Ben bu kadar çok olduğunu bilmiyordum valla. :joy_cat: :joy_cat: Ben hatta en absürtü bu siyahi abi sanıyordum

1 Beğeni
6 Beğeni

Artık hemen her şeyi sadece bir adet alabileceğimiz günler geldi sanırım.

2 Beğeni

Çok kahve tüketen biri olarak kahve fiyatları belimi büküyor. Şaka filan yapmıyorum. Ciddi anlamda kahveyi çok tüketiriz. Günde en az 8 fincan pişiyor. İki günde bir paket bitiyor. Tatları da eskisi gibi değil. Bazen balçık gibi oluyor. Gramajlar değişmedi ama bir tutarsızlık var. Hassas terazim şirkette, unutuyorum hep. Bir gün tartacağım.

Her zaman 5 litre aldığım detarjan 5 litre kabında 3 litre olarak veriliyor. Fiyat aynı fakat litrede eksik. Yarısı boş deterjan alıyorum.

Bulaşık makinesi tabletleri 30 kuruşa geliyordu tanesi, şu an 2.5 lira gibi bir şey. Onu da sıvıya döndüm. Bu gidişle elde yıkama sezonu açacağım, giden suya yazık. İsraf resmen.

Bundan 7 sene önce i7 işlemcili laptopu 3300 liraya aldım. Şu an i3 bulan öpüp başına koyuyor. Şu an benim laptopun i3 olanı 13.500, i7 olanı ise 21.500 lira. Bu biraz uçarı bir örnek, yıl farkı açısından.

Ayçiçek yağları da 5 lt iken 3.5 litreye kadar düştü. Şimdi medyasal olaylar oldu da 4 litreye yükseldi.

Bunlar dikkatimi çeken şeylerden bazıları. Ben mercimek, bulgur gibi şeyleri pazardan alıyorum. Adamla da muhabbetim var. Tesadüf sarı mercimek ve mercimek sormuştum. :slight_smile: Abla getirmiyorum çünkü çok fiyat çekiyorlar. Ellerinde dolu var satmıyorlar, dedi. Bu da yalan değil aslında. Birçok alanda gıda başta olmak üzere kimse satmak istemiyor. Stokçuluk ciddi anlamda çok.

Kendi açımdan un, yağ, meyve ve sebze sorunum yok. Hatta tavuk sorunum da yok. Kırsalın dibinde olunca köylüden de alabiliyor olmam bir yana eşimin arkadaşlarının hepsinin tarlası falan var. Değirmenci var. Un istesem çektirip getiriyor ama hamur işi neredeyse tüketmeyen birisiyim. Yağ istesem geliyor. Bu sene eve gelen domates, mandalina, portakal, kabak, salatalık vs. haddi hesabı yok. Dağıta dağıta bitiremedim. Yani yakın çevreye, eşe dosta var fakat iş ticarete gelince maalesef yok. Hiç olmazsa hayvanlara veriyorlar. İnanılmaz bir israf var bu açıdan bence. Kızmalı mı yoksa kızmamalı mı? Bilmiyorum… 3 liradan satsa yarın 5 liraya alamaz. 5 liradan satsa yarın 7 liradan alabilir mi? Her şey öyle belirsiz ki… Yine de ben israf edilmesine kızıyorum.

Bu sebze işi de biraz kitap işi gibi. Kafa aynı olduğu sürece bir şey değişmez. Adam sebze haline gidiyor 10 lira edecek şeye diyor 3 lira veriyorsan ver, vermiyorsan aha Ahmet veriyor. Kimisi inat ediyor. 3 liraya sana vereceğime hayvanıma yem ederim diyor. Kimisi mecbur veriyor. Bu mantık işçi alımından tutun her alanda var. Bu yüzden de bütün bunlar oluyor.

Neyse çok konuştum. Yine ilginç tesadüf gidip mercimek yemeği yapacaktım, onu ocağa koyayım. :sweat_smile:

Şunu da eklemek istiyorum. Özellikle bizim gibi örümcek kafalı gelişemeyen ülkelerde tarım çok emek isteyen bir iş. Fiyatlarının çok olması da bu açıdan normal. Adamlar yapmışlar bunun makinesini tarladan pat pat topluyorlar fakat biz homo sapiensler nasıl tarım yapıyorsa o şekil devam ediyoruz. :slight_smile:

10 Beğeni

Ben 2-3 gün önce Migros’da 100 GR. Mehmet Efendileri 9 TL’den bulunca 10 adet aldım. Çok değil geçen yıl 4.5 TL idi. Kahve fiyatları 1 yıldır düzenli olarak az az artıyordu ama bir haftada 100 GR kahve 7’lerden 13-14’lere çıktı.

Dediğin gibi esas sorun ise temel gıda fiyatlarında yaşanıyor/yaşanacak.

Bazı şeyler için bir şekilde olmasa olur diyebiliyor insan ama un, yag, mercimek, su, elektrik, temel temizlik ürünleri vs için bunlar denilemiyor.

3 Beğeni

90 TL’ye aldığım 900 gramlık çay bir günde 130 tl olmuş. Alırken çok zoruma gitti. Üstelik fiyatı 130 TL’de durmayacak gibi.

4 Beğeni

Ben çoğu şeyi bıraktım. İçme suyu fiyatları bile bir acayip.

Deterjan işi çok fena. Alerjik bünyem olduğundan çamaşır deterjanı zaten toz kullanmıyordum. Piyasadaki neredeyse tüm sıvı ürünleri deneyip alerji yapmayan birini bulmuştum, ne güzel alıyordum derken fiyatlar saçmaladı. Bir ara yerli bor deterjanları çıktı. Annemler bir heves almışlar. Az denemek için aldım. Bir hafta sonra hepimizi bir kaşıntı tutmaya başladı. Üstelik kedilerde bile görülüyordu. Ben hastanelik oldum tabii. Sonra yine uzun uğraşlar sonucu bir şey buldum. Ucuz olduğundan şu an sorunum yok. Yumuşatıcı var bir tane ama onun da fiyatı uçtu. Sanırım onu da bırakacağım. Kullanabildiğim bir tek o var. Muhtemelen çok su içeren bir şey, o yüzden reaksiyon göstermiyorum.

@Blackheart elimde 75 liradan mis gibi çay var. İsterseniz. :joy: Çay sevmiyorum hiç. Haftada bir bardak içen birisi için bu kadar çay ne olacak evde bilmiyorum. Eşim getiriyor. Annemlere 3 paket verdim hâlâ 3 paket var. :joy:

Ekleme: Asıl sorun mama fiyatları…

4 Beğeni

Ufak bir düzeltme yapayım. Aslında tarım yapma yöntemleri açısındna ülkenin ciddi bir sorunu yok tarımdaki sorunlar çok başka. Bir kısmını sayayım tarım alanlarının imara açılması, tarlalatın bölünmesi, sulama, tedarik zincirinin her yönden rezilliği( alıcı bulamama, akla hayale gelmeyecek dolandırıcılıklar, saçma sapan fiyatlandırmalar vb), gübre fiyatları… Liste uzar gider. Her geçen gün daha kötüye gidiyor.
Bir ek gerçekten ucuza satmaktansa hayvan yemi yapmak daha iyi yem fiyatları aldı başını gitti.

1 Beğeni

@Agape markası ne? :smiley: Yerli çay içemiyorum ben. İlla kaçak çay olması lazım. Ondan soruyorum :slight_smile:

Haftada bir bardak mı :open_mouth: Çok azmış. Ben akşam yemeğinden sonra mutlaka 4-5 bardak içerim.

Nerede yaşıyorsun abla ya değirmenciler, tavuk satan ablalar falan? :joy: İstanbulda biz biraz köhne bir mahalleye gidip tavuk görünce kaplan görmüş gibi oluyoruz valla.

1 Beğeni

Hocam İstanbul’da bir kaç yıl aşırı merkezi bir yerde 25 katlı 500 haneli bir binada yaşadım. Komşularımızın tavuklarıyla selamlaşırdık her sabah. :roll_eyes:

İstanbul’u terk ettim ben geçen sene bu tarihlerde. İzmir’de bana göre kasabada yaşıyorum. :joy: Aldığım en radikal ve en iyi karardı. Herkese tavsiye ederim.

Keşke sadece tavuklar olsa. Tavukların ağaca tünediğini burada öğrendim. Çok şaşırmıştım. İnekler, keçiler, sincaplar, kurbağalar… Ne ararsanız var.

Şöyle göstereyim: (mevsimsel değişimleri de eklemek istedim.)





@Blackheart maalesef yerli.

10 Beğeni

Ben Bahçelievler adlı bahçeli bir ev bile doğru düzgün görmediğim bir yerde oturuyorum. Tek avantajı herhalde toplu taşıma olanaklarının zenginliği şuan.

2 Beğeni

Doğru anladıysam oralarda hiç yağhanesi olmayan Yağhaneler diye bir yer var.

Öyle bir yer duymadım valla :joy::joy:

Orası İzmir değil mi