Rıhtım Kamarası

Bence de bir şey yok. Ha Poseidon ha Foseydon benim için farketrmez. :slight_smile: Benim takıldığım fotoğraf çektirmezsem öbür dünyada rahat edemiyor oluşum.

Hangi öbür dünyaya gideceğine göre değişir. :face_with_hand_over_mouth:

3 Beğeni

Doğru belki de “ara dünya” ya giderim. Tüm Joey Harker’lar ile birlikte “takılırım.” :slight_smile:

2 Beğeni

Ara Dünya ben bilmiyorum ama birçok öte dünya tasviri var. Poseidoncular için mantıklı bir önerme olabilir.

“Tanrım! Beni nasıl cezalandırırsın? Seninle fotoğraf çekilmiştik!”

Poseidon: :flushed:

2 Beğeni

@Arcade Annem daha çok “Ne istiyorsan yap, para harcamak içindir.” gibi fakat ay sonu gelince bu fikirde olmuyor tabii. Ben çok cevap veren bir insandım gençken de. Benimle başa çıkamadı hiç. Odamın dağınıklığı annemi çileden çıkartır ve bütün dolabı yere atardı. Ben de üstünden atlar devam ederdim. Camdan attığı bile oldu. :joy: Açıkçası umursamam. Atmak istiyorsa atabilir. Saygı duydum.

En zayıf noktam kitaplardı. Misilleme yapardım ben de. Kitaplarımı yere attı diye koca nevresim takımında makaslı çalışmalarım olmadı değil. Böyle böyle orta yolu bulduk.

Ben obsesif bir insanım odamın düzeni konusunda.Herşeyin bir yeri vardır,sırası vardır.Annemin dağınıklığa karşı takıntısı var ama onunki şöyle bir şeye takıyor mesela yerde bir eşya mı var,yeri meri önemli değil,bir yere direkt kaldırır sırf yerde olmasın diye ve bunu benim odamda yapınca çıldırıyorum ben yokken.Dolabımdaki tişörtlerin bile sırası vardır yani o bunun üstünde,şu şunun altında gibi.Annem bazen odama geliyor abim salonu ele geçirince benim TV’ye bakmak için ve oraya oturup bir şeyler yapmak için ve çıkarken bir yığıntı bırakıyor ki üstüne kendine göre odanın düzenini değiştiriyor 1 saatliğine beni deli ediyor.

Evden çıkana kadar maalesef anne standartlarına göre yaşamak gerekiyor. Bu sonuçsuz bir savaş. 17 yaşında evden ayrıldım ben. Okudum, çalıştım vs. Sonra evlendim kendi evim oldu. 10 yıldır evliyim ve 10 yıldır -atıyorum- yeşil bardağın bir yeri var. Annem gelir ve o bardağın başka yerde daha mutlu olacağını düşünür. :sweat_smile: Her şeyin yeri değişir. Sonra annemi ararım. Yeşil bardağı sorarım ve eski yerine koyarım. Şimdi ben de böyle yapıyorum çok eğleniyorum. Ne zaman anneme gitsem “Iyyy, bu ev ne kadar havasız hiç cam açmıyor musunuz siz? Ne kadar karanlık böyle hasta olursunuz!(Cart perdeleri açarım) Bu evin hali ne? Sen de kadın olacaksın da ben de göreceğim! Şu mutfağa bak bit pazarı gibi! Bu tabaklar neden burada? (Pat pat değiştiriyorum) Şu koltuklara bir şey ört, hep tüy olmuşlar! Süpürmüyor musun sen evi? Kaç senedir toz almıyorsun sen? Baba n’olacak bu kadının hali?”

Böyle uzayıp gider. Zamanında bana ne diyorsa hep iade ediyorum. Çok gülüyoruz biz. Annem de şimdi “Körle yatan şaşı kalkar,” diyor. Kör ben oluyorum tabii. :joy:

İlginç bir durum ama anneannem de anneme aynısını yapardı. Annem bana benzemeye başlayınca “Bozdunuz benim kızımı,” derdi. Yaşasaydı da deseydi. İkisinin birlikte evime gelip odaları bile değiştirdikleri olmuştur. Eve bir giriyorum koltuk artık başka bir konumda. “Böyle daha iyi yavrum,” diyordu. Bence bunlar tatlı atışmalar. Artık bunu daha iyi anladım. Hiç ellemiyorum. Canı ne isterse yapıyor. Sonra ben yine düzeltiyorum. (Ya da bozuyorum mu demeli?)

Ekleme: Ben de bir de teyze faktörü var. Teyzem de anne gibidir. Eve gelir gelmez yaygara koparır. :joy: “Ay, bu nasıl ev? Salon da ampül yok ayol.” der. Hakikaten yok. Işık da pek sevmem. Kasvetli insanım.

Bilemiyorum… Gençken çok sinir olurdum ama artık bana komik geliyor. Onların taklitlerini de yaparım. Birlikte gülüp eğleniyoruz.

2 Beğeni

Aha :slight_smile: .

1 Beğeni

Teyzem öyle konuşuyorsa demek ki. :face_with_hand_over_mouth:

1 Beğeni

Salon da ampul yok mutfak da.

Salonda ampul nasıl olmaz ya :smile:

1 Beğeni

Hm güzel cevap :slight_smile: .

1 Beğeni

Dümdüz yok. :joy:

Salona salon bile diyemezsiniz zaten. 2 tane bilgisayar masası, 2 duvar kitaplık, araya iliştirilmiş televizyon… Standartlara uyum sağlayamıyorum.

@Blackheart :shushing_face:

4 Beğeni

Ampul komple yok. :smile: İyiymiş. Kazan tam olarak salonun neresinde merak etmedim değil. :smile:

1 Beğeni

Kazan’ın kendi odası var. :joy:

3 Beğeni

Baya da şahsiyet sahibi bir kazanmış. :smile:

Öyledir. :sweat_smile: Ben ciddi anlamda ışık sevmiyorum. Kendini aydınlatma konusunda başarılı bir lambader var. O yetiyor. Bana kalsa onu da açmam ama eşim önünü göremiyormuş. :expressionless:

1 Beğeni

Sanırım Fihrist’te zor durumda. Kendi sitelerinde yüzde 50 indirim var.

5 Beğeni

Orijinal olduğuna emin olduğunuz fakat üzerinde bandrol olmayan kitaplar oldu mu daha önce? Şu an elimde Helikopter Yayınları’na ait bir kitapta böyle bir durum söz konusu. Orijinal olduğundan emin olma dayanağım, sayfa kalitesi ve zaten çok az sayıda basılan ve çok az sayıda satılan bir kitabın korsanının olamayacağı durumu. Ayrıca ilk defa değil bu, yayınevine ait 5 farklı kitapta bunu gözlemledim.

Bir baktım, alım gücüm kalmış mı diye de… Maalesef kalmamış. Eğer olsaydı mutlaka bu fırsatı değerlendirirdim. O zaman Attilâ İlhan’dan gidiyoruz.

Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim

3 Beğeni

Maalesef benim de alım gücüm kalmadı. Yoksa yayınevinden alacağım epey kitap var. Hem desteklemek hem de indirim için alırdım ama kitaplara verecek bir liram bile yok şu sıralar. Belki alacak durumu olanlar için paylaştım. Yayınevi desteklenmeyi hak ediyor bence.

4 Beğeni