Bir kitapta bilindik markaların olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Örneğin, cümleyi sallıyorum:
Evin arka tarafında siyah bir otomobil bekliyordu.
Evin arka tarafında siyah renkli 91 model Mercedes bekliyordu.
Bir kitapta bilindik markaların olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Örneğin, cümleyi sallıyorum:
Evin arka tarafında siyah bir otomobil bekliyordu.
Evin arka tarafında siyah renkli 91 model Mercedes bekliyordu.
Hayali yer ismi oluşturmaya alternatif bir teknik… Rus yazarlar gerçek bir yer ismi kullanmak istememiş ancak tamamen uydurma bir yer ismi kullanmaktansa, “N… Kasabası”, “S… Sokağı” deyip geçmişler.
Stephen King çok yapar bunu. (Gerçi tam olarak bunu neden yaptığını bilmiyorum. Okurda anlattığı hikayenin gerçeklik algısını pekiştirmek için mi yapıyor, örtülü bir şekilde marka reklamımı yapıyor bilmiyorum)
Amazon’dan sipariş verip prime kargosunu över. İkea’dan mobilya aldırır. vs vs Şimdi isimleri aklıma gelmeyen Amerika’ya özgü birçok markanın, marketin, firmanın vs ismi geçiyor kitaplarında.
Hatta son 7-8 yıl öncesine kadar kitaplarında tüm arabaları Amerikan arabalarıydı. Marka - model yıl adı verir çoğu zaman. Sonraları Avrupa ve Asya otomobilleri de yer buldu kurgularında. Hatta bir Avrupa araba markası bir kitabının ismi bile oldu.
Ben de Jean-Christophe Grangé’ın bir kitabında görmüştüm. (Gerçi sadece bir kitabını okudum. ) Gerçeklik algısını pekiştiriyor ama ürün yerleştirme havası verip okuru itme ihtimali de var. İki tarafı keskin bıçak…
Ruhi Mücerret kitabı geldi aklıma. Coca-Cola treniyle Pepsi gemisi bütün gün kafamda çarpışır artık. Bunlar hep dış minnakların kafamıza yerleştirdiği çipler.
Grange de yapar bunu evet. Genelde suç-gerilim gibi türlerdeki yazarlarda sık görüyorum ben de. Hikayenin gerçek dünya ve şehirlerde geçtiği, detayların önemli olduğu romanlarda yazarlar olur olmaz her şeyin detayını verme güdüsüne giriyor diye düşünüyorum . Atmosferi daha iyi oluşturup okuyucuyu daha derine çeken bir taktik gibi.
Ben detayları seven biri olarak çok rahatsız olmuyorum okurken. Ama bu taktiği şöyle büyük bir sıkıntısı var bence; eser basıldığı zaman güncel olarak okunduğunda sorun olmuyor ama üzerinden yıllar geçince markalar ve ürünler acayip demode kalıyor . İster istemez okurken takılınıyor buna biraz.
Örnek vermek gerekirse “Motorola araç telefonunu kaldırdı”, “Ericsson telefonunun antenini çıkardı” , “Schaub Lorenz renkli TV si üstüne düştü” gibi garip garip şeyler hatırlıyorum ben aklımda kalan . Sorsan hangi kitaptır bilmiyorum ama bu kısımlarını net hatırlıyorum
.
Genelde polisiye-gerilim türü kitaplarda böyle detaylar verilir. Beni rahatsız etmiyor. Yerli polisiyelerde de bazen böyle detaylar veriliyor (Örn: Ahmet Ümit) ama nedense eğreti duruyor.
Ben de şimdi Paribu ile baktım daha ucuzmuş. Muhtemelen 3D giderim.
Diğer filmleri bilemem ama Avatar 3D izlenlenmesi daha iyi oluyor.
Ben ilkine gitmemiştim ama bunu kaçırmayacağım. Umarım az biraz gelişme vardır 3D’de.
Ben de aynı şekilde ilk filme gidememiştim. İmax ile iyi bir deneyim yaşarım umarım. Yoksa verdiğim paraya üzülülürüm. En az 4 kitap parası
Adana’da imax var şansınızı oradan yana kullanın normal perdelerde ışık kalitesi düşük. İmax Adana avm de 100 TL olarak gördüm ekstra gözlük parasıyla 110 ya da 115 TL olabilir. Aradaki fiyat farkı için imax deneyimleyin derim.
Fiyatlara Avatar için zam yapıldı. Sanırım artık hit film hangisi olursa ona göre zam geliyor sinemalara. İstanbul özelinde konuşursam ilçeden ilçeye fiyat değişiyor 2D normal filmler 60 TL den başlıyor İmax de 100 - 132 TL fiyat aralığında değişiyor. Şu rakamları yazarken bile yoruldum maalesef.
7 lira mıymış öğrenci indirimi, yazık valla hiç yapmasalarmış. Öğrenci indiriminin işe yaradığı bir ulaşım bir sinema hatırlarım öğrenciliğimden, şu 7 lira düşüşle ne cazibesi ne avantajı olacak öğrenciye…
Şu an kültürel olarak erdemli mal ve hizmet üretecek biri yok. Bir müze kart uygun. (1 yılda aynı müzeye yanlızca iki kere gidebilme şartıyla)
@SALAZAR ile yarın Avatar 2 filmine gideceğiz arkadaşlar. 14.00 seansını kendi aramızda uygun gördük. Adana’da olan ve gelmek isteyen varsa mesaj atabilir. Saat 1 gibi buluşup filme kadar sohbet edeceğiz. Filmden sonra da yemek yiyip kahve içeriz ve biraz daha sohbet ettikten sonra eski monoton hayatımıza geri döneriz diye düşünüyorum.
Bir makalede okumuştum, sonrasında da deneyimlerimle anladığım bir olaydır bu Avatarın 3D durumu. Yazı ya göre sinema dünyasında ilk ve son 3D film, Avatar 1 miş. Cameron tüm filmi 3D çekim özelliği olan kameralarla yapmış. Hatta makalede ilk filmin maliyeti dönemine göre oldukça yüksek olan 500M dolar gibi bir rakama mal olmuş.
İlk film benim bayağı hoşuma gitmişti.
“Son 3D” diyorum çünkü daha sonra yapılan filmler yine makaleye göre bilgisayar yardımı ile bir bakıma “suni” olarak 3D ye çevrildiği yönünde bilgi vardı. Bende zaten daha sonra gittiğim hiçbir filmden Avatar daki 3D havasını alamamıştım
Geçenlerde okuduğum bir yazıda Cameron un bu film ile yeni bir teknolojiyi sinema dünyasına sunacağı söylenmişti. Bu sebeple bende bu pazar gitmeyi düşünüyorum.
İyi seyirler…
Bakalım nasıl olmuş yarın öğreneceğiz. Pişman olmayayım gittiğime bana yeter.