Rıhtım Kamarası

Karahanlı’nın at tımar ettiği yılları ve Kurtlar Konseyinin kuruluşunu anlatan bir dizi çekilse efsane olur ama takmışlar Polat Alemdar’a.

1 Beğeni

Bu diziye ilişkin en basitinden Kaşif Kozinoğlu tiplemesi ile yaptıkları Samanyolu- zaman gibi “şeylerin” yaptıklarından farklı değildi.

Polat Alemdar denilen dizi karakteri ağzından yıllarca FETÖ kumpaslarını kamuoyu nezdinde meşrulaştırmaya çalıştılar, hiçbirinin de hesabını yargıya vermediler.

Tıpkı yıllarca Aydoğan Vatandaş gibilerinin kitaplarını yayınevlerine bayrak yaprak yayıncılar gibi. Tıpkı sabah - akşam TV’lerde gazetelerde Şemdinli - Atabeyler- Balyoz- Ergenekon- Casusluk kumpaslarını meşrulaştıran gazeteler, yayın yönetmenleri, gazeteciler, televizyoncular gibi. Tıpkı FETO örgütüne insan ve para kaynağı sağlayan şimdilerde büyük - küçük futbol kulüplerinde hocalık yapanlar gibi…

4 Beğeni

Ergenekon’u kumpas diye gecistirmemek lazım bence. Derin devlet yapılanması vardı ve halen var. Üzerine gidilirken ben umutlandim ama ilk başta derin devletin üzerine gidilirken (Veli Küçük vs ) sonradan canlarını sıkan herkesin üzerine gitmeye başladılar. Orada da film koptu.

1 Beğeni

Evet derin devlet yapılanmasının bir gerçek olduğuna dair fikre bir itirazım yok. Can Dündar bu fikrini kumpas mahkemelerinde tanık olarak dinlediği zaman da söylemişti. “Benim anlattığım Ergenekon bu değil” diye.

Tüm o sürece bir bütün olarak bakıldığı zaman FETO’nün ve ortaklarının dertlerinin derin devlet olmadığı düşüncesindeyim. Bu kumpasların ana hedefi TSK idi.

2 Beğeni

Mutabık olabileceğimiz bir şey bulmak için soruyorum: JİTEM 'i ve Veli Küçük 'ü TSK kümesinde mi değerlendiriyorsunuz, yoksa Ergenekon/derin devlet kümesinde mi? Ben ikinci kümede degerlendirdigim için ilk başta derin devletin üzerine gidildiğini düşünüp umutlandim ve sonucunu görmek istedim. Sonuçta Feto ve ortaklarının derdi derin devleti kaldırmak değil yerine geçmek olduğu ortaya çıktı.

Bir de şu var elbette: TSK o kadar iyiydi de neden yetmislerden beri içinde Ergenekon/derin devlet barındırdı?

2 Beğeni

Veli Küçük’ün Jitem’i konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Yine de şunu yazmam gerek kumpasların başlangıcı 2005 Veli Küçük ve onun jitem’i 3-4 yıl sonra dahil ettiler. Danıştay suikastını bile bu kumpas davaları içerisine soktular.

80 öncesi olayları, Maraş’ı 90’ların faili meçhulları v.b yapan yapı ile Ergenekon kumpaslarında yargılanan bu kurmay yapının bir ilgisi olmadığı düşüncesindeyim.

Öncesinde MAH sonrasında TSK içinde derin devlet yapılanmasının barınmasını bence NATO’da eğitim alan, görev alan subayların - kurmayların arasında aramak daha doğru gibi geliyor. Nasıl barınabildiler - örgütlendiler buna benim de bir cevabım yok.

3 Beğeni

1988 yılından bir tartışma. Milli Sinema - Ulusal Sinema

2 Beğeni

İçeriğine değil de etiketine takılmak tam bizlik! :smiley:

2 Beğeni

Ben ilk 97 bölümü de izlemedim, YouTube’un önüme çıkardığı sahneleri izlemekten de geri durmuyorum ama. Bu konuyla ilgisi olmayan insanı bile çeken bir tarafı var o bölümlerin; oyunculuklar, müzikler, konuyu işleyiş biçimleri vs vs… Anladığım kadarıyla ne zaman Polat Alemdar karakterini öne çıkarıp, ilk tarzlarından koptular dizi belli bir kan kaybı yaşamaya başladı.

Bana kalırsa düzgün bir cast oluşturup, ilk konsey üyelerinin gençliğini konu alan bir spin-off dizisi çekseler daha çok ilgi toplarlar. Laz Ziya’nın gençliği, Karahanlı ile Kılıç’ın dostluk serüveni, Karahanlı’nın baron olma sürecini ve Aslan Bey ile aralarında geçenler aktarılsa, eminim “Kurtlar Vadisi ilk 97 bölümünden sonra bitti” diyen seyirciyi de anında kazanmış olurlar.

1 Beğeni

Bence de yapılamaz yani yapılır da başarılı olmaz ama kendilerine göre bir mantığı var vs diyebilirdim.

KVP’nin şöyle saçma sapan bir lore u var. Bu hikayelerle bile rating de 1-2 olmayı başarmış 2014-2015’de. :smiley: :smiley: :smiley: KVP’nin ilk sezonları %20 ratingleri zorlarken final sezonları %4’e kadar düşmüş.

Bu hikayeler çok komik aşırı parodi duruyor. Yine böyle bir şey yapacaklarsa gülmek için 1-2 bölüm izleyebilirim :smiley:

2 Beğeni

3 Beğeni

Aslında biraz uğraşılsa bu evrenden gayet de güzel Light Fantasy hikayesi çıkarmış.

2 Beğeni

Bugün satış elamanı bir arkadaşımın yanına gittim, ne yapıyor diye. Her on müşteriden en az biri yabancı. Kendini üstün görme ve diğerlerini paraları ile satın alma algısı var insanlarda. (Kimse kusura bakmasın ama özellikle erkeklerde.) Çiftler neden birbiri ile sürekli kavga ederek alışveriş yapıyor bilmiyorum. Galiba terapiye gitmek yerine sorunlarını satın alma yolu ile çözmeye çalışıyorlar. Ürünlerde yaşanan kalite düşüşü beni gebertti. İnsanların çoğunun cidden parası yok. Biri öğlen sadece iki ay boyunca işte yemek yersem bunu alacak kadar pay çıkarabilirim dedi. Ebeveynler yalvarıyorum çocuklarınıza bakmayı öğrenin. Dekora tırmandı yaratığı düşüp yaralanacak, görüyor, ne yaptığını hâlâ ürünlere bakıyor??? Yaştan bağımsız hepsinde geçerli bu olay. Dinlemeden yargılıyor, bilmeden yargılıyor, daha kötüsü eksik bilgi ile yargılıyor. Ayrıca büyük firmaların müşteriler ve çalışanlar hakkında bir bok bilmediğinden artık eminim.

1 Beğeni

Dergiye yazı göndermeyi düşünenler varsa bakabilir.

3 Beğeni

Araştırdığıma göre Stephen King’in Kara Kule serisi 8 kitaptan oluşmuyormuş. Bazı sitelere baktım fakat birbirinden farklılar. Genişletilmiş olarak Kara Kule evreninin okuma sırası hakkında bilgi verir misiniz?

1 Beğeni

Kitapların Dönüştürücü Gücü: Okumanın Gizli Faydaları

Kitaplar uzun zaman boyunca ilham, eğitim ve eğlence kaynağı olarak tanıtıldı. Ne var ki kitapların dönüştürücü gücü, görünenin ötesindedir. Okumak, biz farkında bile değilken, hayatlarımız üzerinde derin bir etki bırakır.

Okumanın az bilinen faydalarından biri, bilişsel işlevi geliştirme becerisidir. Çalışmalar, okumanın hafızayı, konsantrasyonu ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirebileceğini göstermiştir. Ayrıca yaşlıların bilişsel gerilemesini yavaşlatır ve Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltır. Okumak, aynı zamanda dil ve sözcük dağarcığı becerilerini geliştirir, dolayısıyla yeni bir dil öğrenmenin mükemmel bir yolu olabilir.

Okumanın ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. Çalışmalar, okumanın stres ve kaygı düzeylerini azaltabileceğini, ruh halini iyileştirebileceğini ve hatta depresyon semptomlarını hafifletebileceğini göstermiştir. Ayrıca okumak, bir hikayedeki karakterlerin yerine geçmemizi sağladığı için empati geliştirmemize yardımcı olur. Bu, başkalarını anlamamızı ve onlarla ilişki kurmamızı sağlar, içsel bağ ve şefkat duygusu geliştirebilir.

Okumanın bir başka yararı da uykumuzu iyileştirmesidir. Sussex Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma, yatmadan önce sadece altı dakika kitap okumanın stres düzeyini %68 oranında azaltabildiğini ve uykuya dalmayı kolaylaştırdığını ortaya çıkardı. Ayrıca kitap okumak, uyku kalitesini artırmaya ve uykuya dalma süresini kısaltmaya da yardımcı olur.

Okumak, hedeflerimize ulaşmamız yolunda da yardımcıdır. Birçok kendi kendine yardım kitabı ve biyografisi, hayatın farklı alanlarında başarıya ulaşmak için değerli içgörüler ve stratejiler sunar. Hedefler belirlememize, büyüme zihniyeti geliştirmemize ve engelleri aşmamıza katkıda bulunur. Ayrıca motive eder, ilham verir ve dileklerimize ulaşmayı kolaylaştırır.

En nihayetinde kitapların dönüştürücü gücü, eğlence ve eğitim sağlamanın ötesine geçiyor. Okuma, bilişsel işlevi, zihinsel sağlığı, uykuyu iyileştiriyor ve hedeflerimize ulaşmamıza katkıda bulunuyor. Pek çok faydasıyla, kitapların yüzyıllardır ilham ve dönüşüm kaynağı olmasına şaşmamalı. O halde bugün bir kitap alın ve kendiniz için okumanın gizli faydalarını keşfedin.

Rachidi Said

(Yazının orijinali İngilizcedir.)

12 Beğeni

Teşekkürler çok güzel bir paylaşım.

2 Beğeni

Yapay zeka kullanarak dublajı, yüz mimikleri ve dudak hareketleriyle senkronize etmek. Bir yandan büyüleyici diğer yandan ürkütücü.

2 Beğeni

Başka site bulamadı mı yok artık ya.

3 Beğeni

Habere başlık yazan bot’a b.k atmış. :slight_smile:

Bot sayesinde site hiç olmadığı kadar ilgi görüyormuş.

Hadi bakalım, :slight_smile: yakında kaparlar bir yerlerden yatırımları.

1 Beğeni