Rıhtım Kamarası

İşte bu. Bence “Cehalet” konulmalı. Belki baka baka biraz akıllanırlar. Cehalet’i gördüm. Cehalet’e bakıyorum.

2 Beğeni

Yaşar Çoruhlu ve Bahaeddin Ögel’i ben yazacaktım ki, sizin yazdığınızı gördüm :slight_smile:

3 Beğeni

Bu cümleniz hatalı. Türkler büyük bir ulustur; yeryüzünde tarihi en eski olan iki ulustan biridir (ötekisi Çinliler’dir). Ve Türkler de bütün büyük uluslar gibi başka uluslarla kültürel etkileşim içine girmişlerdir. Bu, gelişkin kültüre sahip her ulus için zorunlu bir durumdur. Ama “fazlasıyla etkilenmek” deyimini sıradan bir biçimde kullanırsanız, ortaya Türk kültürünün başka kültürlerden unsurları kendi kültürünü zedeleyecek biçimde aldığı sonucu çıkar ortaya. Böyle bir şey söz konusu değildir. Türkler de başka uluslar gibi çeşitli kültürel ögeleri kendi yapılarına sindirerek aldılar, o ögeleri Türkleştirdiler. Bu, kültürlerin gelişiminin ana unsurudur zaten.

Ayrıca Türkler’in çoğunlukla Anadolu’da yerleşik yaşama geçmeleri söz konusu değildir. Daha önce Büyük Uygur Kağanlığı ve diğer Uygur devletleri döneminde, keza Karahanlılar çağında, hatta çok daha öncesi Hazar Kağanlığı devrinde Türkler yerleşik yaşıyorlardı. Göçebelik, Orta Asya iklim ve coğrafyasının getirdiği bir zorunluluktu. Ayrıca Türklerin göçebeliği Bedevilerin, Tuareglerin göçebeliği gibi değil, yaylak ve kışlaklar arasında gidip gelme yönteminde (ekonomilerinin hayvan besiciliğine dayalı olmasından ötürü) yarı göçebe diye tanımlayabileceğimiz bir yapıdadır.

3 Beğeni

İşte bu nedenlerden ötürü hocam, Türkler göçebe değil, konar-göçer’dir. Türklerin yaşam tarzı konar-göçer olarak adlandırılıyor. Yaylak ve kışlakları var. Sadece iklimsel nedenlerden dolayı zaman zaman göç etmek, yaşadıkları coğrafyayı değiştirmek zorunda kalmışlardır.

2 Beğeni

Türkler derken Anadolu’ya göç eden ve çoğunluğunu Oğuz boylarına mensup olan insanların oluşturduğu topluluğu kastediyorum, yukarıda açıklamamışım.

Uygurların filan daha önce yerleşik hayata geçtiğini bende biliyorum ama bu diğer Türki toplulukların Türkiye toplumunun gelişimine katkıları sıfır. Mesela şöyle bir örnek vereyim: bir grup mağara adamı düşünelim. Bu gruptan birisi ateşi keşfediyor ama bu keşfinden diğerlerini haberdar etmeyip bu bilgiyi kendisine saklıyor ve yavaş yavaş gruptan uzaklaşıyor. Sonra gruptan başka bir insan daha aynı şeyi gerçekleştiriyor. Böyle böyle sonunda hepsi ateşi keşfediyorlar. Şimdi siz diye bilir misiniz ateşi son keşfeden kişi ateşi ilk keşfedenden kişiden öğrenip bu eylemi gerçekleştirdiğini. Tabiki diyemezsiniz çünkü herkes kendi keşfetti. Oğuzların, Uygurlarla ve diğer Türki kavimlerle olan ilişki yukarıdaki gibidir.

Aslında buradaki yanlış anlaşılma Türk boylarının tarihin derinliklerinden beri aynı adla var olduklarını düşünmekten kaynaklanıyor. Türk boy sistemi böyle değildir, yani -bir karşılaştırma yaparsak- Kızılderili kabile sistemi gibi değildir. Boy adları Türk soyundan gelen, Türk kültürünü yaşayan, Türkçe konuşan insanların oluşturduğu siyasi birliği ifade eder. Bu yüzden sanki birçok Türk boyu tarihte yok olmuş, bir çoğu da pıtırak gibi ortaya çıkmış gözükür. Aslında değişik boy adları taşıyan insanlar birbirlerinin devamıdırlar. Boy birliği dağılınca aynı insanlar başka bir boy adıyla yeniden siyasi birlik oluştururdu. Örnek olarak Anadolu Türkleri’nin adlarını geriye doğru izleyelim:

Türk -> Türkmen -> Oguz -> Türgiş -> Onok -> Kök Türk -> Töles -> Kun (Hun)

Görüleceği üzere ortada farklı insanlar yoktur. Aynı insanların oluşturduğu siyasi birlikler ve bu birliklerin aldığı adlar vardır ki biz de bu adları boy adı olarak ele alıyoruz.

Bütün bunlara bağlı olarak da eski Uygur, Karahanlı, Hazar kağanlıklarını ve o kağanlıkları oluşturan halkları ne Oğuzlar’dan ne de başka boylardan ayrı düşünemezsiniz. Hepsi birbirinin devamıdır. Örneğin Göktürk Devleti’nin son döneminden önce Uygur adı taşıyan bir boy yoktur. Bu dönemde bir araya gelen çeşitli Türk halkları bir siyasi birliktelik oluşturdular ve bu birliktelik de Uygur adını aldı.

Anadolu’daki Türkler’in önemli bir kısmı Oğuz = Türkmen soyundan gelebilir. Ama önemli miktarda başka boylardan Türkler Anadolu’ya yerleşmiştir. Mesela Eretnaoğulları Uygur’dur. Keza Balkan Türkleri büyük oranda Kuman, Kıpçak, Peçenek ve Uz soyundan gelir ki bunların önemli bir bölümü de Bulgar zulmü zamanında Anadolu’ya gelip yerleşmişlerdir. Ayrıca Anadolu’da Kara Tatar soyundan gelenler de vardır. Kırım Türkleri’ni saymıyorum bile.

Bütün bu yanlış anlaşılmalar günümüz Türkologlarınca artık yavaş yavaş gideriliyor, Türk tarihi daha doğru bir biçimde yorumlanabiliyor. Başta Ahmet Taşağıl, Ali Ahmetbeyoğlu gibi Türkologlar bu konularda yetkin çalışmalar yapmaktadırlar…

3 Beğeni

Günümüzden geriye gidersek Türkiye Cumhuriyeti-Osmanlı İmparatorluğu-Anadolu Selçuklu Sultanlığı-Büyük Selçuklu Devleti-Oğuz Yabgu Devleti şeklinde ilerliyor Türkiye Türkleri’nin kökeni. Oğuz Yabgu Devleti’nden önce ise bildiğimiz kadarıyla çeşitli devletlerin tebası konumundalar, bu devletlerde etken bir rol oynamadılar.

Oğuzlar fırsat bulunca zenginleşen köylü gibiler ama bu zenginleşme Karadenizli müteahhit şeklinde değil daha çok Koç, Sabancı aileleri örneklerinde oldukları gibi hızlıca kurumsallaşan, kendilerini bir standarta oturtan türdededir. Vehbi Koç’tan önce Koç Ailesi hakkında ne biliyoruz? Hiçbir şey çünkü adlarını duyuracak bir fırsat bulamamışlar, adlarını duyuramamaları daha önce var olmadıkları anlamına gelmiyor. Yani Oğuzlar bir anda devletleşiyorlar ama bir anda ortaya çıkmıyorlar.

Ataları kabul ettikleri Oğuz Kağan’ın, Mete Han ile aynı kişi oldukları iddaları ise tamamen propaganda ürünü. Tarihte devletler arka planlarını güçlendirmek için bu tarz bağlantılar kurmayı severler. Kutsal Roma Germen İmparatorluğu kendilerini Roma İmparatorluğu’nun devamı kabul ediyorlardı ama alakaları bile yoktu. Romalılar ise kökenlerini Truva/Troya Prensi Aeneas’a dayandırıyorlardı.

Yani Oğuzlar geçmişin tebası günümüzün sultanı konumundalar. İktidarı elde etmek için soylu olarak doğmak gerekmiyor. Tarihte kölelerin kurduğu devlet örnekleri bile var.

Yazdıklarınızdan katılmadığım bölümleri yukarıda alıntıladım. Biraz açıklama yapmak istiyorum…

  • Siz devlet bazında geriye doğru bir gidişe işaret etmişsiniz, ben ise boy bazında konuyu ele aldım. Türkiye Türkleri’nin kökeni, sizin de belirttiğiniz biçimde geriye doğru izlenir (ama tamamen değil, önceki mesajımda belirttiğim üzere başka Türk boylarının katılımı da söz konusudur). Ama Türkiye Türkleri’nin kökenini Oğuz Yabgu Devleti ile sınırlamak doğru değildir. Onun öncesi Türgişler, onun öncesi Onoklar, onun öncesi Batı Göktürkler, onun öncesi Tölesler, onun da öncesi Hunlar’dır. Dolayısıyla bu eski dönemlerden günümüze değin Oğuzlar teba değil, asli unsur olmuşlardır. Zaten önceki mesajımda da açıkladığım üzere (bknz.) Oğuz sözcüğü diğer Türkler’den ayrı bir kabileyi anlatmaz, birleşip Oğuz adında siyasi bir oluşum ortaya koyan Türkleri diğer Türkler’den ayırt etmek için kullanılmıştır. Keza zaten Oğuz sözcüğü de boylar, kabileler anlamına gelir (ok=boy, “u” kaynaştırma harfi, “z” çoğul eki).

  • Oğuz Han ile Mete Han’ın aynı kişi olmaları siyasi propagandanın sonucu değil, bilimsel araştırmaların sonucudur. Elbette kesin de değildir; ama Oğuz Han’ın efsanevi kişilik ve yaşamı ile Mete Han’ın kişilik ve yaşamı arasında kayda değer benzerlikler vardır. Bilginleri böyle düşünmeye yönelten de bu benzerliklerdir. Türkleri’n başka uluslar gibi efsaneleri kendilerine göre yorumlamaya ihtiyaçları yoktur; zaten her şey yerli yerine oturmuş durumdadır. Ama tekrar ediyorum, Oğuz Han ile Mete Han eşitliği tam olarak doğru olmayabilir de…

  • Bütün bu yazdıklarıma bağlı olarak da Oğuzlar teba değil asli unsurdur (başka ad taşıyan kardeş boylarla birlikte tabi). Bunu Göktürk Anıtları’ndan da gözlemleyebiliriz. Bilge Kagan diğer Türk boylarını Aşına/Göktürk boyundan ayrı görmeyerek şöyle der:

Tokuz Oguz bodun, kentü bodunum erti. = Dokuz Oğuz ulusu kendi ulusum idi.
Türgiş kagan Türküm, bodunum erti. = Türgiş kağanı Türküm, ulusum idi.

Not: Bu güzel ve düzeyli fikir tartışması için size özellikle teşekkür ediyorum.

5 Beğeni

Ek: Hunlar’dan geriye gidersek de İskitler (Sakalar) vardır.

Elbette… Daha geriye gidersek Andronovo (MÖ 2500-900) kültürüne, daha da geriye gidersek Afanasyevo (MÖ 3000-2500) kültürüne ulaşırız.

3 Beğeni

Edit: Mesajı yazarken kronolojiyi biraz karıştırmışım. O yüzden yanlış bilginin önüne geçmek adına önceki mesajımı sildim. Yeni baştan aynı şeyleri yazmak istemediğim için konuşmayı burada sonlandırıyorum.

1 Beğeni

resim resim resim resim resim resim resim resim resim resim resim resim resim resim

Yukarıdaki kitaplar ellerinde olan varsa künye sayfasından hemen sonraki sayfada sağ üst tarafta bir numara yer alacak aşağıdaki gibi.

resim

Ben yukarıdaki bazı kitapların bu künye bilgilerine ulaştım ancak karşılaştırmak istiyorum. Sonrasında bu kitaplar ile ilgili yayınevi ile iletişime geçeceğim. :slight_smile:

@Strenergy

Peter Pan - Edebiyat 184
Zadig - Edebiyat 161
Micromegas - Edebiyat 165
Babil Prensi - Edebiyat 162
Anabasis - Felsefe 54
Zamanımızın Kahramanı - Klasik 41
Mark Twain - çok arkada ama @Agape almıştı. olmazsa müsait zaman çıkarırım
Hınç ve Hayalet süvarı de vardı ama baktım bulamadım, bulursam yazarım.

2 Beğeni

Çok teşekkürler bir eksik daha kapanmış oldu. :+1:

Şimdi sırada Alfa’ya kapağa klasik yazıp künye ve dizi numarasını neden edebiyat olarak yazdığını sormak var. :thinking:

Zamanımızın Kahramanı - Klasik 41 yanındaki 4 haneli numarayı da alabilir miyim? (3002-3009 arası birşey olmalı) Yayınevi ile teyit etmek için bu bilgileri de giriyorum excel tablosuna. :slight_smile:

1 Beğeni

3008

Alfa ciddi anlamda ne yaptığını bilmemiş, muhtemelen çok editör değişikliği olmuş.

1 Beğeni

Bilim serisinden fazla uğraştıracak bizi. :slight_smile:

1 Beğeni

Öyle gözüküyor uğraştıracak sizi ama ALFA’nın en güzel kapakları bunlar, boyut ve kapak olarak Alfa’nın bu baskılarını ben seviyorum. Bu kitapların bazılarının baskısı bulunmuyor galiba.

1 Beğeni

Bu kapak ile devam etselermiş keşke hep. Sık kapak değişikliği de bu tarz uzun dizilerde liste sıralamasını yaparken zorluyor beni.

Umarım listeyi tamamlayıp eksiksiz konuyu açabiliriz. :slight_smile:

1 Beğeni

Mark Twain’e yaptıkları ortada, ben 4 kitap sonrasını almadım, resmen kitaptan soğuttu beni ALFA, Kapak değişebilir itirazım yok, ama bitirin de değiştirin.

1 Beğeni

1 Beğeni