Yeni nesil forum yazılımlarında “rank” sistremi daha çok “güven” seviyesi olarak tanımlanıyor. Foruma ne kadar katılım sağladığın, forumda ne kadar mesajın spam olarak işaretlendi falan filan
Güzel bir sistem bence, otomatik bir değerlendirme sistemi var.
Bir değişiklik yapılmadıysa güven seviyeleri son 100 günlük forum pratiği üzerinden oluşuyor.
@erce Sen tayfa olmadığın için bilmiyorsun ama forumun tayfa kategorisinde her akşam canlı müzik var . @BiblofilYouTube gitarı ile bize türküler söylüyor.
Anaa benim tayfalık gitmiş sen söyleyince farkettim şimdi. 7 gun 24 saat 365 gün bi fiil forumdayım ben bea ama hiç gitar sesi duymadım beni niye dışlıyorsunuz
. Yok yok forum seviye iyice düştü
Aslında istatistiklerimizi görebileceğimiz bir yer olsa iyi olurdu. Mesela miçodan yolcuya, yolcudan tayfaya geçmek için ne yapmamız gerektiğini gösteren ilerleme çubuğu gibi bir şey.
Ben de, yaklaşık dört beş aydır içeriklere yorum yapamıyorum. Kayıp Rıhtım ana sayfada gördüğüm içeriklere, ister bilgisayarımdan ister telefon internet tarayıcımdan bakıp yorum için foruma yönlendirilsem de; foruma geçiş yapınca o içeriğin yorum sayfası yerine, forumun ana sayfası çıkıyor karşıma hep. Uğraşmayı bıraktım artık, yoruldum ve sadece ana sayfada içerikleri okuyup geçiyorum.
Hem internet üzerinde hem de gerçek hayatta insanları gözlediğimde çoğunun yazışmalarının-konuşmalarının oldukça yüzeysel, kuralsız, içi boş olduğunu görüyorum. Öyle ki bu kişiler görüşlerini dar bir iletişim yolu üzerinden aktarıyor; duygularını, barındırdıkları yoğunluğu asla taşıyamayacak araçlara yüklemeye çalışıyorlar.
Bu dil yetersizliği ortaya anlaşılmama sorunu çıkarıyor. Anlama/anlaşılmanın olmadığı ortamlarda ise kavgalar, kırgınlıklar, kötü düşünceler, türlü türlü olumsuzluk baş gösteriyor.
Anlaşılamama bir yana, kısıtlı dil hakimiyeti aynı zamanda insanların düşünme potansiyellerini de etkiliyor. Öyle ki sözleriyle düşünen bir insan aklında ne kadar söz ve söz bağlantısı taşıyorsa, o kadarını düşünebiliyor. Haliyle dili gelişmemiş bir insanın zihni de gelişmemiş oluyor.
Peki neden Türk toplumunun dili gelişmiyor, yoksa çocuklarımıza verdiğimiz eğitim çok mu yetersiz? Gerçekten kitap okuma oranlarımız çok mu düşük? İnsanlar kendilerini bu konuda geliştirmek için hiç mi istek duymuyorlar? Bunların hepsi mi?
Sözün özü; dilini kullanmayan toplum düşünemeyen toplum, düşünemeyen toplum ise hasta bir toplumdur. Eğer bir toplum en temelden iyileştirilmeye başlanacaksa, ilk adım o topluma düzgün bir dil eğitimi vermek, o toplumun insanlarını gerçek manada okur-yazar yapmaktır.
Abartısız 50-60 yaşına gelmiş bir sürü insan 10 kitap bile okumamıştır. Günümüzde de bu sayı yetişkinlerde de görülebilir. Dolayısıyla, kitap okumamış, birkaç paragraf dahi yazamayacak ebeveynler aynı şeyi çocuklarına da uyguluyor. Okumayı sadece okula gitmek zannediyorlar ne yazık ki.
Hal böyle olunca düşünceleri de kibrit gibi uzun ömürlü olmuyor. Karşısında da konuşabilen, cümle kurabilen ve farklı kelimeler savuran görünce alay eder gibi küçümsüyor. Bunlarınki ciddi anlamda farklı bir cahillik seviyesi. Hele hele kitap okuyanlara boş iş diyenler var ya; tam sopalık.
Eğitim gerçek anlamda çok yetersiz. Sadece Türkçe için değil, bir öğretmen olarak özellikle mat ve fen bilimleri için de aynı şeyi söyleyebilirim.
Kitap kalitesi düşüyor, büyük yayınevleri genelde çok satanlara/acaklara ağırlık veriyor. Detaya girmeden bunlar kaliteli bir edebiyat klasiği değildir genelde. Ve bir editör kontrolünde basıldıklarını düşünmüyorum. Doğrudan çevirmeden basıma gidiyor muhtemelen. (Yoksa bu kadar kötü kullanımım başka bir açıklması olmaz.)
Gençler kitap okumayı öyle önemli bir şey gibi görmüyor. İyi gelirli ailelerde çocuklar iyi bir lise-ünv kazanmak için kitap okuyacağıma test çözerim diyor. Okuyanda gençlik romanları gibi kalitesiz eserler okuyor. Ve bunların dili gerçek anlamda bir çöplük.
Şahsi olarak okuma oranının giderek daha da düşeceğini, dilde daha kötü bir sürecin geleceğini düşünüyorum. Ne yazık ki sadece para kazanma, iş bulma endeksli bir gençlik yetişiyor.
Kitap okumanın iyi olduğunu ama kendisinin kitap okumadığını belirten tanıdıklarım var. Aslında kitap okumamanın asıl sebebi bir çaba gerektirmesi. Genel olarak gördüğüm ise insanlar çaba göstermeyi sevmiyor. Kültürümüzde köşeyi dönmek gibi bir kavram bile var bu durum için. Bu çaba göstermeme durumu için facebook ve instagram güzel örnek. Facebook’da daha çok metin daha az resim, instagram’da ise tam tersi olduğu için instagram şu an daha çok tutuluyor. Keza instagramı hiç kullanmadım, facebook ise hesabımın olduğu ama aklıma düşerse girdiğim yoksa uğramadığım bir alan. Durum değiştiyse bile bilgim yok. Hatta uzun videolardan bile insanlar sıkılıyor diye shorts videolar çıktı. Hayat yavaşlamak yerine son vites hızlanıyor ve insanlar da bu durumdan çok memnun.
@BiblofilYouTube gitarı ile bize türküler söylüyor. 
Hiç farketmedim bak…
sen söyleyince farkettim şimdi. 7 gun 24 saat 365 gün bi fiil forumdayım ben bea ama hiç gitar sesi duymadım beni niye dışlıyorsunuz
