ABD ve onun taşeronu AB 500 yıllık hegomanyaları sürsün diye ha bire Putin ve Xİ amcayı sıkıştırıyorlar, böyle devam ederlerse 2077’ye kalmayacak gibi 2 saat sürecek o büyük savaş.
Yapacaklarsa bir an önce savaşsınlar, bitirsinler. Kıyamet de ya hemen kopsun, ya da hiç kopmasın. Boşu boşuna çalışmak sgk ödemek istemiyorum. Emekli maaşı alamadan kıyamet koparsa çok üzülürüm.
Sonu geliyorsa da seri gelsin vallahi yorulduk.
Evin yaşı biraz artınca sorun çıkmasın diye elektrik tesisatını değiştirelim dedim ve neler çıktı neler.
Bu duvardan çıkan kablo.
Kabloyu döeyip üstüne beton atmışlar. Hemen hemen evin her yerinde.
Bunların dışında mutfak dolabının arkasında hiçbir işaret konulmamış buat. Sebepsiz yere üstü tamamen kapatılmış priz. Evin altı üstü geldi kısaca.
Bu işi yapan elektrikçiye en içten dualarımı gönderiyorum.
Nasıl yani, bidiğin kolon veya perde duvarın içerisinden elektrik hattı mı çekmişler yoksa ben mi yanlış anladım?
Duvarda. Bazı yerlerde borusu bile yok. Doğrudan betonun içinden kablo geçiyor.Kablolarda soyulmuş. Yan yana duruyorlar. Değseler doğrudan yangın.
Not: artık kitaplığımın yanında bir karışlık bir delik var. Ustayada şimdi elektrik çarptı ![]()
Ustaları bir türlü anlayamıyorum. Hem zar zor geliyorlar hem de yaptıkları işi baştan savma yapıyorlar. İstisna olanı bulmak zaten imkansız gibi bir şey artık. Biz de bir mobilya tamir ettireceğiz, geldim geleceğim yaparım yapacağız deniliyor ama mobilya hala kırık. Usta da amcamın oğlu. ![]()
Amca oğlu gel şu mobilyayı tamir et sana bir ufak rakı alacağım dersen belki gelir.
Öyle birisi değil ama usta işte. Ustalar çok değişik. Biraz “Kediye pisliğin derman demişler, eşmiş eşmiş kuma gömmüş.” halleri var.
Mobilya ustaları birde kalifiye ise burnundan kıl aldırmaz çünkü arkadan yetişen yok. Bu aebeple bu tavırları. Bende Ataması yapılmamış mobilya öğretmeniyim bazen başlarım beyaz yakasını ustalığa döneyim diyorum.
Selamlar, Monste Cristo Kontu’nu alacağım da, acaba Hasan Ali Yücel klasiklerinden mi önerirsiniz yoksa İthaki’den mi? HSY çevirilerinin kaliteli olduğunu düşünüyorum kesinlikle fakat İthaki’nin acaba geri kalır bir yanı var mı merak ediyorum bir yandan da. Aralarında 265 sayfa fark var.
Hsy ya da İthaki hakkında bilgim yok. Ben Alfa’dan almıştım. İsmail Yerguz çevirisiydi. Ciltli baskısını tercih ettim, çünkü tek ciltti. Kâğıt kalitesi harika, içerisinde konularla bağlantılı çizimler de bulunuyor. Keyifle okumuştum.
Forumdaki başlığı bulamadığımdan buraya yazıyorum, birisi söyleyebilirse o başlığa taşırım.
Adını hatırlamadığım 2010-2011 gibi okuduğum bir vampir kitabı vardı. Hatırladığım tek şey bir erkek vampirden kanı zorla alınıyordu çünkü bu vampir kanı afrodizyak olarak kullanılıyordu ya da böyle bir şey. Hatta karakter bir kadına kullan artık istersen alındı zaten kan bir kere gibi bir şey diyordu asgffhdjk.
Full thrash okuduğum ilkokul yıllarımdan aklıma geldi, hatırlayan denk gelmiş olan varsa lütfen yardımcı olun hatırlayamadığım için aklımı çıldıracağım. ![]()
![]()
![]()
Şu anda piyasada bulunuyorsa bu baskıyı da araştırayım bi. Teşekkürler ![]()
Proust seven eşine, Proust’lu not yazan canım eşim
Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun ![]()
@SMTZHR
Proust sevgimi bilen ve önemseyen eşimden böyle bir sürpriz görmek beni çok mutlu etti, sizlerle de paylaşmak istedim bu yüzden
Edebiyatla ilgilenmeme, kitap sevgime her daim destek olan bir eşim var, iyi ki var. Benim kadar okumasa bile ilgi alanlarımla benden daha fazla alakadar olması, anlattıklarımı dinlemesi, araştırma yapması… Gerçekten de mutluluk verici.
İki yıllık evliyiz, hâlâ yolun başındayız ama öğrendiğim bir şey var: Ortak noktalarınız olmasa bile sevgi diliniz güçlüyse ve anlayışlı biriyseniz, üstelik yıkıcı olmak yerine yapıcı olmayı tercih ediyorsanız çözülmeyecek bir problem yok. O oyun oynamayı seviyor, ben de kitap okumayı. Yeri geliyor ben de oyun oynuyorum, o da kitap okuyor. Mesele sevmek ve anlaşmak ![]()
HAY’den okumuştum çevirisinde bir sıkıntı görmedim, keyifle okumuştum. Aralarındaki sayfa sayısı farkı punto ve kitap boyutundan kaynaklı. İthaki baskısı hem daha uzun hem de puntosu küçük.
Ben bu ciltlerin Üç silahşörler baskısını aldım. Citler tuhaf bir materyalden yapıldığı için yapış yapış oluyor. Bu yönden çok hoşuma gitmedi.
Üç Silahşörlerin beş cildi de var ben de, ama rahatsız eden bir şey olmadı beni.
Yapışkan gibi bir materyal olan doku diğerleri neyse de Orwell baskılarında çok rahatsız edici.
Üç Silahşör ciltleri ya da Monte Cristo Kontu ciltlerinde benim için çok rahatsız edici değil. Orwell ciltlerinde ise bu materyal nedeniyle hem ciltlere toz yapışıyor hem ciltler birbirine yapışıyor hem de ele yapışkan bir his veriyor.
Bu materyal nedir bilmiyorum ama ben de pek hoşlanmıyorum. ![]()




