Şu anki kullandığım telefon bile işimi görüyor zaten. Çok düz kullanıyorum. Aldığım model için 6 sene güncelleme sözü vermiş Samsung. O konuda da sıkıntı yok.
Ben A35 ya da A55 almak istiyordum ama bütçeler tam uyuşmadı. Taksite girmek de istemedim açıkçası en uygun A16’yı buldum. 10 bin tl bandında Xiaomi’nin falan daha üst düzey telefonları da vardı ama güncelleme, yazılım gibi konularda Samsung daha iyi olduğundan onu tercih ettim.
Aa hepiniz buradaymışsınız ya zaten, sizi gördüğüme sevindim. @kolombre Aa evet, bunlar benim bebeklerim! @alper Merhaba! Bitmiş iki tanecik çevirim var, ben uzun bir süre ciddi bir durgunluk dönemi yaşadım. Çalışamadım gönlümce. Bitenlerden biri Mundi için bir kişisel gelişim kitabıydı ama bu sene basmayacaklarını öğrendim. Diğeri de Hep Kitap için, Amor Towles’ın son kitabı, A Table for Two. Bakalım, ne zaman gelir…
Evet, taşındık iki sene önce. Alışma sürecinde insan biraz zorlanıyormuş, İş Kültür’den ayrılıp yeniden freelance kitap çevirmenliğine dönmek zor geldi, o arada işte aksadı çeviriler. Ama nihayet alıştım denebilir.
Kitap baskılarına, kâğıt kalitesine ben de hayranım. Üstelik sahaflarda çok kaliteli kitapları çok uyguna bulmak mümkün. Özel baskılar pahalı oluyor zaman zaman, koleksiyonluk. Onun dışında kitap fiyatlarını makul buluyorum. Makul olmayanları da Amazon’dan ya da ikinci el alıyorum. Ya da kütüphaneden. Burada hayatıma yerel kütüphaneler girdi, harika bir şey. Türkiye’de kütüphaneler hep ders çalışmaya gittiğimiz yerler olarak yer etmişti hayatımda. Burada gerçekten çok kıymetli bir kaynak.
Bence en iyisini yapmışsınız, mutluluklar dilerim Bizim burada normal kağıt kapaklar bile pahalılandı bayağı, özel baskılar zaten ateş pahası oldu. Dil bilsem bazı kitaplar Türkçe baskılar ile arasında fazla fark olmadan Amazon’dan vs alınabiliyor ama benim için dil bilmemek çok kötü oldu diyebilirim. Ben bizim buradaki kitapçılardan bile çıkasım gelmeden geziyorum. Huzur veriyor. Bazen karşıma yabancı ülkelerin kitabevleri çıkıyor, muhteşemler ya. Herhalde oralardaki kitapçılarda kamp kurarım, beni zorla güvenlikle falan çıkartırlar
Bunun için bir başlık var mı bulamadım. Kötü bir dönemdeyken kitap okumaya ara verip sonra geri dönmekte zorlanan oldu mu aranızda? Kısa bir ara vereyim demiştim ama geri dönemiyorum. 7 aydır okuduğum tek şey Junji Ito’nun en son çıkan mangası oldu. Ne zaman elime kitabı alsam erteliyorum ya da kafamdaki düşünceler yüzünden okuyasım gelmiyor. Okumayı da özledim aslında. İçimi bir korku kapladı. Sanki tekrar kitap okumaya başlayınca ‘‘okumayı unutmuşum’’ gibi hissedip odaklanamazsam ve bir daha asla eskisi gibi düzenli bir okuyucu olamazsam ne olacak? gibi bir düşünceye kilitlendim. Bir yeteneğin kullanılmayarak körelmesi gibi düşünebiliriz bunu. Bu durumu yaşayan birisi varsa aranızda tavsiye almak isterim.
Sizin ki gibi değil ama bazen bende de doyum oluyor sanırım hiç okuyasım gelmiyor. Bir süre bekledikten sonra geçmezse eğer hedef koyuyorum kendime. Mesela bugün 20 sayfa okuyacağım gibi ve o kadar sayfayı inat edip okuyorum. Sonra okuma isteği tekrar geliyor.
Reading slump şeklinde kullanılan bir tabirdir bu durum, maalesef henüz Türkçeleşip oturmuş bir karşılığı yok. Bildiğim kadarı ile forumda bir başlığı yok ama ara ara konuşulmuştur.
Herkesin kendine göre çıkış yöntemleri oluyor, tek bir yolu yok maalesef. Reading slump şeklinde aratıp bakınabilirsiniz biraz.
Ben kendi adıma çok boş vakit bulduğumda bu kısırlıktan çıkabiliyorum ama çalışma hayatı bu imkanı vermeyince ekstra planlama yaparak azar azar da olsa okumak için boşluklar oluşturuyorum. Gün-gün, saat-saat bir taslak yaşam kuruyorum yani. Çoğu kişiye uyan bir durum değil .
Bende sizin gibi çok çok uzun süre kitap okuyamamıştım ama @periyodiknesriyat’ın bu cümleleri benim içime sinmişti. Artık çok nadir okuyorum hatta en son ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum. Benim için sorun değil ama çünkü okumamak daha rahat geliyor. Kendinizi zorlamayın. Okuma isteğiniz 10 yıl sonra gelirse 10 yıl sonra başlayın okumaya