Rıhtım Kamarası

Bu şaheseri ne zaman Hasan Ali Yücel Klasikleri’ne ekleyecekler, bilginiz var mı? Ona göee alınacaklar listemi güncelleyeceğim.

5 Beğeni

Bu hızla fazla uzun sürmez. Sahi peki şeyin bunlardan haberi var mıdır, Türk Edebiyatının?


8 Beğeni

Sinirlerim bozuldu…

7 Beğeni

“Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?” demişti Nietzsche. Tabuları ve ülkü putlarını yıkmalıydık ona göre. Peki putları yıkarak putların bu alacakaranlığından kurtulduktan sonra ne olacaktı? Kendi alevlerimizde yandıktan sonra kendimizi yenileyemezsek ne olurdu? Nietzsche kitaplarının arkasında uyarı bulunmalı :slight_smile:

6 Beğeni


6 Beğeni




image

image








14 Beğeni

@Atter
:baris: Peki, uzatmayacağım çünkü Zizek taklitçiliği üzerinden değil, kendi özgün fikriniz ise tartışmak istemiştim, sonuçta Zizek’in şiddete bakış açısını az çok biliyorum ve her görüşüne katılmasam da değerli bir düşünür olduğu kanaatindeyim.

Şiddet isimli kitap tanıtımından bir alıntı yaparsak daha açıklayıcı olacaktır.


Zizek’e göre sahte şiddet-karşıtları var. Öznel şiddete karşı savaşırken nefret ettikleri durumun ta kendisini yaratan iki yüzlüler bunlar. Benzer bir şekilde, doğrudan şiddeti alt etmenin bir aracı olan dilin özünde bile bir şiddet yatar.

Şiddeti kesinkes kınamak, “kötü” bir şey olarak lanetlemek ideolojik bir operasyondur, bu operasyonla toplumdaki temel şiddet biçimleri görünmez kılınır. Batı toplumları şiddet türlerine büyük duyarlılık göstermesine rağmen bizi en vahşi şiddet biçimlerine karşı duyarsızlaştırır da. Üstelik bunu kurbanlara gösterilen insancıl sempati kisvesi altında yapar.

Zizek için acımasızlık olmadan sevgi güçsüzdür; sevgiyi meleksi kılan, patetik bir duygusallığın ötesine taşıyan şey sevginin acımasızlığı, yani onun şiddetle olan bağıdır. Sevgiyi “insanın doğal sınırlarının ötesine” yükselten şey işte bu bağdır. Bu kitapta Zizek şiddete doğrudan değil kendi deyimiyle “yamuk” bakıyor ve altı farklı “yan bakış” sunarak yeni bir perspektif açıyor.

Slavoj Zizek - Şiddet

2 Beğeni

Kendi fikirlerim Zizek’inkilerle örtüşüyor olamaz mı lol? İnternetten tanıtımı alıp yapıştırmışsınız. Tebrikler, Google kullanabiliyorsunuz. Asıl size sormalı, neden otorite olmak için bu kadar çabalıyorsunuz? Bilginizin yetmediği, konuyu bilen herhangi bir kişi için çok bariz. Konuya devam etmek istemezseniz, ben de bırakırım burada. Başından beri bunu söylüyorum zaten. Sizin bu konuda söyleyecekleriniz ilgimi çekmiyor, iletişim kurmak istediğim ve düşünsel meselelerde fikrini önemsediğim bir insan değilsiniz. Sürekli devam ettirmeye çalışıyorsunuz.

4 Beğeni

Bu kontrolsüz öfke haliniz bana birisini anımsatıyor ve beni nereden tanıyıp da bu yorumları yapıyorsunuz, cidden çok ilginç. Kişisel atışmalara ayıracak zamanım yok maalesef.

Zizek hayranı olan siz olduğunuza göre, onun görüşleri hakkında benden daha fazlasını biliyor olabilirsiniz, yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere, kendisi her görüşüne katıldığım bir düşünür değildir ve şiddet hakkındaki söylemlerine de kesinlikle katılmıyorum. Şiddet konusunda görüş bildirebilmek için Zizek hayranı olmaya ya da bir filozofun cümleleri ile konuşmaya ihtiyacım olduğunu ise hiç düşünmüyorum.

Kitap kapağının arkasını alıntılamak başka onun görüşleri ile cümle kurmak bambaşka yani bir filozofa sempati duyuyor olabiliriz ve bize katkı da sunuyor olabilir, alıntı da yapabiliriz fakat görüşlerimizi kendi cümlelerimiz ile kurmalıyız ki taklitçilik yapmayalım. Siz bu eleştirime alındınız galiba…

Otorite olmak gibi bir çabam yok. İnsanlara cevap hakkı doğuracak yorumlar yapıp, arkasından da ‘benle muhattap olmayın’ demek biraz çocukça oluyor. Yine de büyüklük bende kalsın, bir daha sizinle diyalog kurmayacağım. İyi forumlar dilerim.

2 Beğeni

Bu gecikmeli ama yine de güzel sonuç için teşekkürler ederim. Umarım sözünüze sadık kalırsınız.

3 Beğeni

Kalırım tabii ki, yorumlarım ile sizi daha fazla köşeye sıkıştırmayı ben de tercih etmiyorum. İyi forumlar.

4 Beğeni

Ofis ortamında çalışmaktan nefret ediyorum.
İnsanlardan, aptal egolarından nefret ediyorum. En çok da birinin dedikosunu yapıp (gerizekalı lan o) sonra da gidip o insanın yüzüne gülenlerden ( ya cidden süpersin, sen olmasan napardık, bilemiyorum) nefret ediyorum.
Birbiri ile ve birbiri olmadan yaşamayı beceremeyen bir canlı türü olmamızdan da nefret ediyorum.

Ama bir saniye,
Şartlar iyi, iş rahat, masa başı (kitap bile okuyabiliyorum; o da bir şey mi, ben oyun bile oynuyorum), her ay başı maaşın aksamadan yatıyor (piyasanın durumu belli), haftasonu tatil. Ohhh, misss… (Pardon bakar mısınız, mutluluk seçeneğini göremiyorum da yardımcı olur musunuz ? )

Hayır efenim kişilik bölünmesi (artık adı her ne haltsa) yok bende, hayır hayır depresyonda da değilim.
Sadece, melankolik (oops) haller benimkisi …

6 Beğeni

image
image
image
image
image
image
image
image
image

15 Beğeni

Şiddetin herhangi bir soruna çözüm olacağını düşünmüyorum. Zizek istediği kadar yamuk ya da yan bakış açısı sunmuş olsun, sonuçta şiddet sadece yıkım getirir.

Hapishane deneyi ya da filmlerinde hep gördüğümüz bir şey vardır; azılı suçluları şiddet kullanarak yola getirme çabaları fakat bu asla sonuç vermez ve sadece daha büyük bir suçlu haline dönüşmelerine sebep olurlar.

Şiddetin olduğu yerde sağlıklı kararlar alınabileceğini düşünmediğim gibi, psikolojik olarak da büyük yıkımlara yol açacağı kanaatindeyim.

Acımasız olanlar zaten güçsüz olanlardır ve bu sebeple, Zizek’in ‘acımasızlık olmadan sevginin güçsüz kalacağı’ iddiası da yine benim bakış açıma ters düşmektedir.

3 Beğeni

1- Ben belirli süreler vermiyorum ancak kitabın kaç sayfası kaldığını sürekli kontrol ediyorum ve kitapları çabucak bitirmem gerektiğini düşünüyorum ve belirttiğin gibi bu alınan edebi hazzı bana göre azaltıyor.
2- Kitapları tekrar okumaktan erinen biri olmadığım için alırım ve okurum, devam kitabı çıktığında tekrar okurum. Hem baskının tükenmesi gibi bir riskte var, sonra kitaplara bir anda %90 zam falan gelir, al bence hiç kaçırma.

2 Beğeni

Genel yaşantımda da hakim bir durum ancak en çok yolda biriyle yürürken tepki alıyorum. En ufacık ses, hareket sıçramama sebep oluyor. Ben alıştım kendime de yanımda biri olunca verdiğim tepkilerden rahatsız oluyor. Özellikle dediğim gibi yolda yürürken kornalar, ani hareket eden insanlar, bir şekilde benim için beklenmedik olaylar adrenalin seviyemi tavan yapıyor. Sırf bunun için her şeyi gözlemlemeye çalışıyorum etrafımdaki ki korkmayayım ama yetmiyor. Abartı tepki verdiğimi söylüyor insanlar ama elimde olsa niye yapayım. Çözümü insan içine çıkmamak mıdır? O da yetmez ya. En azından varsa aynı hisleri yaşayan birini duymak rahatlatır belki diye yazıyorum buraya da.

4 Beğeni

Uzman değilim o yüzden yapacağım öneri: Bir uzmanla görüşmeniz iyi olabilir. Şu ilaç manyağı doktorlardan değil de terapi üzerine gidenlerden. Tabii iyisini bulmak için çok iyi araştırmalısınız ve fiyatlarının fahiş olduğunu da söylemek de fayda var.

Empati kurmada dahi zorlandım. Etrafımda sürekli ani olaylar olabiliyor her birinde böyle tepki versem diğerlerinin ne düşündüğü değil de bunun bana olan zararı ya da götürüsünü düşünürdüm. İleride herhangi bir kalp rahatsızlığına yakalanacak olursanız fiziksel olarak da zarar verebilir ya da bu durum agorafobiye sebep olabilir ve kendinizi eve de kapayabilirsiniz. Bunlar hep farazi tabii, en iyisi uzmanların bu konu hakkında yazdıklarına ulaşıp, bir tanesine danışmak.

3 Beğeni

Beni tanımladığınız için teşekkürler :grinning::grinning: Hem keşke sadece kornaya irkilseydim. Çok hafif dalgın olsam bile yanımdan bir araba geçince irkiliyorum.(tabi ara ara, her zaman değil) Sanırsın adam üzerime üzerime sürüyor. Gerçi sonra gülüp geçiyorum ama kesinlikle sinir bozucu olduğu için …

3 Beğeni

Descartes’in eserlerini Fransızca’ya çevirene yazdığı mektupta kitaplarının nasıl okunması gerektiğini anlatıyor. Diğer kitaplar içinde bu uygulanabilir aslında ama üç kere okumayı kaç insanın yapabileceği merak konusu.

6 Beğeni

10 Beğeni