Ben maalesef saat takamıyorum. Çok denedim ama bir türlü alışamadım. Yüzük bile yok, herhangi bir şey fazlalık gibi geliyor. Ama çok güzel bir aksesuar olduğuna katılıyorum.
Takabilsem muhtemelen Seiko tercih ederdim. Ya da belki Bomberg. Bir de evde hediye gelen 1. sınıf taklit olan Breitling Bentley modeli var. Şöyle bir şeydi:
Aynı durum bende de var. Ne saat ne yüzük ne başka bir aksesuar takabiliyordum. Kayinpederim vefat edince onun anısına onun hediye ettiği saati takmaya başladım ama her fırsatta çıkarıyorum. Dayanamıyorum.
Bir ara tam saat manyağıydım. Quartz mı, mekanik mi, otomatik mi diye zaman geçirir, mekanizmalrına kadar bilirdim. Japon saatleri ile İsviçre saatlerinin farklarına, markalara da çok hakimdim ki bu şekilde az saat satışı yapan kişileri zorlamamıştım (genelde kazıklama üzerine kurulu oldukları için). Arkadaşlarım saat alacakları zaman falan direkt bana danışırlardı (hala da danışırlar). Neyse ki artık sıradan bir kullanıcıyım. İki adet seiko bir adet de hamilton marka otomatik saatim var, gül gibi geçinip gidiyoruz.
Ha saat takmadan dışarı çıkmışım ha pantolon giymeden çıkmışım. Bir farkı yok. İlk stajımda (tahmini 2010-2011 yılları) ilk harçlığımla ya 40 ya da 50 liraya Daniel Klein marka siyah renkte bir saat almıştım. Hala onu kullanıyorum.
Seiko Honda racing F1 team watch
Casio protrek prg 270
Casio Protrek 240 1-dr
Tissot T127.407.16.041.00
Tissot pr 50
Hislon 3166-11312
Evvelce babam yaşında citizen lerin çeşitli kinetiklerin hareketle kendini kurmalıların dede yadigarı altın kösteklilerin vs lerin olduğu çok çaplı bir koleksiyonum vardı lakin iradem dışında lağvedilince sadece bunlar kaldı.
Zatende hevesim kaçtı sonra.
Sağlak olduğum ve saati sağ koluma takdığım için bayağı yıprandı, ama başkasıyla değiştirmeye yüreğim el vermiyor, rakamları yerinde basit matematik soruları olması hoşuma gitmişti :))
Takmayınca daha çok rahatsız oluyorum. Bilezik, bileklik vs kullanmıyorum, zaten saati de aksesuar amacıyla değil, zamanı herdaim bilmek amacıyla takıyorum.