Maalesef aynı durumu ben de yaşıyorum. Hatta bu sadece kitaplar için de geçerli değil. Figürlerde de bu durum söz konusu zira besta cam stand, ışıklandırma, sergilenirse toz alma vb. uğraşsanız dahi en ufak hasarda bu limitli üretim figürler değerinden kaybediyor. O yüzden yarıdan çoğunu sattım geçmişte. Paypal ve Jedbanggillerin figür forumu kapanıp gitmeseydi muhtemelen hepsini satmış olurdum. Bu paragrafı bari koleksiyonerlik hususu açılmışken onunla bitireyim: Bende sinemadan alınma hologram Matrix’ine kadar posterler, 30-50 yıllık yabancı dergiler, McFarlane poster book’undan Alex Ross antoloji kitaplarına çizgi roman multimedyaları, filmlerde kullanılan eşya replikaları vb. sürüsüne bereket koleksiyon mevcut olduğu için bu tabiri kullanmıştım; orijinal dilinde basılmayan eserlerin bizdeki fiyat şişmesine karşın bu değeri taşımadığını ben de biliyorum ancak manevi değeri olduğunun altını çizmiştim A3 detayıyla. Yıllar geçip çizgi roman kültürü kıymete binince insan hayıflanıyor.
Kitaplar konusunda bahsedilmeyen bir detay (detay demeyelim, en önemli husus diyelim) var:
Ülkemizde arşiv kültürü olmadığı için kitaplar da 2 sene içinde tükenip karaborsaya düşüyor. “Ben ihtiyacım olanı ihtiyacım olduğu zaman alırım” diyen bir arkadaşım vardı. Bunu kitaplar için diyemezsiniz. Şu an Sait Faik YKY antolojilerini normal fiyata bulamazsınız mesela. İş Kültür Cyrano cildini belki birkaç yıl önce kelepir fiyata alırdınız, şimdi bulsanız da muhtemelen şömizi falan hasarlı gelecektir. Bu yüzden zorunlu bir biriktiricilik itkisi peydah oluyor bunları gördükçe. Yeniden basılıp basılmayacaklarının karanlığında körlemesine dalıyoruz alım işine. Çok basit bir örnek daha vereyim:
Lisa ve Rüyaları isimli ödüllü bir Ukrayna çocuk kitabı var. Bir kız çocuğu Bruegel’den Dali’ye kadar pek çok ünlü ressamın tablolarının içine dalıyor, çok güzel. Alfa grubundan Büyülü Fener çıkarmış. Denk geldiğimde hiçbir yerde bulamadım, Nadir’de tek yerde vardı, sordum, satıldı ibaresiyle yayından kaldırıldı. Instagram’da Migros’tan aldığını söyleyen mi istersin, 500 liralık amigurumisini alırsam yanında hediye edeceğini söyleyen mi. 2 ayı geçti, ne Nadir’de ne Dolap’ta hiçbir yerde bulamadım, inat ettim her gün bakıyorum. Yanı sıra, elimden çıkan İzmler Kitabı da anasının gözü karaborsada. Yayımcılarla bile konuştum, hiçbiri yeniden basılmayacak. Yine Tanrıların Evi Orion’da vb. bulunsa da yüksek fiyatlardalar. Kelepire aldığım bir kitaptı. Kitaplık boşaltacağım diyen arkadaşlar bunu da göz önünde bulundursunlar.
E-kitap ve Spotify konusuna da bir “yetersizlik” ibaresi eklemek istiyorum. Spotify’ı Bon Jovi Keep the Faith albümünün CD bonusu son eser Save a Prayer’i ve çok sevdiğim Simon & Garfunkel coverlarıyla Grayson & Wonfor’u bulamayınca silmiştim. Ben 25 yıldır cover topluyorum. Audiogalaxyleri, napsterleri, winmxleri gördüm, şimdi Youtube’da bile olmayan eserleri topladık undernet irc’den dahi. Great White’ın Led Zeppelin; Agent of Good Roots’un Dire Straits yorumları da yoktu mesela Youtube’da ve telif nedeniyle buz pateni gala gösterilerinin bile müziksiz yayınlandığına şahidim. Bu telif meselesi insanları müzik hususunda kültürlenmekten alıkoyuyor maalesef. George Michael ve Prince gibi sanatçılar bunun savaşını vermişti geçmişte. Ben de aynı kanaatteyim.
E-kitap’tı, sesli kitap’tı, dönüp dolaşıp zaten aynı kitapları basan bir ülkede, orijinal dilinde okumuyorsanız, sizi daha da dar bir alana hapsedecek alternatifler. Sesli uygulamalar çok övüldüğünde bakmıştım, ne aratsam bulamayıp onu da silmiştim.
Biz Ana Britannicaları, hayvan ve ülke ansiklopedilerini atmıştık ailecek. Şimdi ben tekrar topluyorum, hatta Çernobil kurbanı rahmetli baldızımın başıboş kalınca bir kısmı etrafa dağılan kitaplarının kalanlarını da topladım ve onun adına bir bookshelf’le Goodreads’e kaydettim. Anısını yaşatmak ve sonraki nesillere bırakmak istiyorum, bu bile manevi bir değerdir bence. Bunu e-kitap ile yapamazsınız.
Kitaplar, iyi veya kötü, anılarımıza eşlik ediyor. Müzikler ve filmler gibi, hatta onların da ötesinde. Hayatımızın farklı dönemlerini temsil eden okumalar illaki olmuştur, olmaya da devam etmesinde ben hiçbir sakınca görmüyorum. Kitaplık olsun olmasın, yeter ki dimağlar dolsun, insanlar mutlu olsun.