Çocukken hayranıydım bu serinin. Dergileri toplar defalarca okurdum. Bu baskıyı görünce nasıl mutlu oldum anlatamam. Tatlı bir nostalji yaşattı bana.
Uzun süredir kitap almıyordum. Ender’in filmini izlediğim için ilk kitabı okumayı düşünmüyordum. Konuyu ve sonunu bilince kitabı okumak çok zor oluyor benim için. Biraz araştırdığım zaman bu kitabın ayrıca da okunabileceğini öğrendim. Tabii filmi izlemenin de faydası varmış. Serinin en iyi kitabıymış ve de bu kitaptaki dokuyu kolay kolay başka bilim kurgularda bulamazmışız. Yorumlar biraz heyecanlandırdı, ben de aldım. Callahan ise hem forumda okunuyor, hem de goodreads puanı gayet iyi. Merak ettiğim bir kitaptı, onu da ekledim.
Keşke 6.45 baskısı almasaydınız. Çeviri katliamı. Pegasus yakın zamanda tekrar @mit 'in çevirisiyle basacaktı.
Altıkırkbeş çevirilerine temkinli yaklaşıyorum ama bu kitap özelinde çok olumsuz eleştiri görmemiştim. O nedenle aldım.
Bunuysa malesef bilmiyordum.
Ben direkt yayınevi bazında kara listeme aldığım için görmemezlikten geliyorum o yayınevinden kitapları. İsterseniz okumadan bir müddet daha bekleyin, baktınız çıkmıyor denersiniz. Umarım diğer kitaplar gibi bir durum söz konusu değildir de paranız boşa gitmemiş olur.
Çevirisi çok iyi değildi maalesef. Okunmayacak kadar kötü değil ama kelimesi kelimesine çevrilen çok fazla cümle var. Hani bizdeki anlamı nedir, dilimizde nasıl söylenir diye çok düşünmeden ne yazıyorsa bire bir çevirmişler maalesef. Türkçe karşılığı olan takma isimleri İngilizce bırakmışlar vb.
Kitabın giriş paragrafını örnek vereyim:
Rooter, Pequeninoların hem en zoru hem de en yardımseveriydi. Pipo ne zaman bölgelerini ziyarete gelse o hep oradaydı ve yasaların Pipo’ya sormayı yasakladığı soruları cevaplamak için elinden geleni yapıyordu. Pipo ona güveniyordu -belki de gereğinden fazla- fakat Rooter gerçekte olduğu gibi sorumsuz ve soytarı bir çocuk gibi oynamasına rağmen, aynı zamanda izliyor, inceliyor ve sınıyordu. Pipo’nun her zaman Rooter’ın ona kurduğu tuzaklara dikkat etmesi gerekiyordu.
Bu da benim çevirim:
Köksöker, Pequeninoların1 hem en zorlu hem de en faydalı üyesiydi. Pipo ne zaman onların yaşadığı açıklığı ziyaret etse orada oluyor ve yasaların adamı sormaktan men ettiği bütün soruları elinden geldiğince yanıtlıyordu. Pipo ona bel bağlıyordu, hatta belki de gereğinden fazla… Zira Köksöker her ne kadar onun yaşındaki bütün sorumsuz gençler gibi kolayca kandırılabilir biri olsa da bir yandan da izliyor, irdeliyor ve sınıyordu. Pipo onun kurduğu tuzaklara karşı her daim hazır olmak zorundaydı.
1- (Port.) Ufaklık – ç.n.
Bu da kitabın ortasından rastgele bir örnek:
Ama o cevap vermedi. Bunun yerine evin arka tarafından alçak seste gülüşmeler duydu. Novinha sesi takip etti. Evin sonuna kadar tüm odalardan geçti. Miro, Novinha’nın yatağında oturuyor ve Sözcü kapı girişinde duruyordu, birlikte gülüyorlardı. Miro annesini gördü ve gülmeyi kesti. Novinha bir acı hissetti. Onu yıllardır gülerken görmemişti, tıpkı babası gibi gülümsediğinde yüzünün ne kadar güzel olduğunu unutmuştu; ve onun gelişi Miro’nun gülümsemesini silmişti.
Bu çeviri yanlış değil, doğru. Ama dediğim gibi, kitapta nasıl yazıyorsa öyle Türkçeleştirilmiş. Cümleler akıcı hâle getirilmemiş, isim tekrarları atılmamış. “He/she” yazıyorsa direkt “o” yazılmış, Türk okurların kimden bahsedildiğini anlamasını kolaylaştıracak her zamanki ufak, rutin dokunuşlarda bulunulmamış vb.
Bu da yeni çevirisi:
Ama adam cevap vermedi. Novinha onun yerine evin arka tarafından gelen, hafif kahkahalar duydu. Sesi takip etti. Odaları boydan boya kat edip evin en arkasına vardı. Miro onun yatağında oturuyor, eşikte duran Sözcü’yle birlikte bir şeye gülüyordu. Delikanlı onu görünce yüzündeki tebessüm uçup gitti. Novinha’nın içi sızladı. Oğlunun güldüğünü yıllardır görmemiş, bunu yaptığında yüzünün ne kadar güzelleştiğini ve tıpkı babasına benzediğini unutmuştu. Annesini görmekse o gülüşü silmişti.
Pegasus bu aralar kitapları basmaya başlar diye umuyordum ama yaşanan son acı olaylardan sonra bir süre daha beklerler herhalde. Bu ara kimsenin kitap almaya/basmaya para harcayacağını sanmıyorum. Deprem bölgesine yardım yapmak en doğrusu.
Öncelikle elinize,yüreğinize ,dilinize sağlık ihsan bey .Acaba Pegasus ne zaman basacak bu seriyi bide tüm kitapları beraber mi basacak.
Sağ olun, teşekkürler. Gönderinin en altında da dediğim gibi, bilmiyorum. Bu yakınlarda basılacağını zannetmiyorum.
Edessa Kitapevi’nden aldım ama kendi sitelerinden değil Trendyol ile aldım. Kendi sitelerinden alınca inanılmaz bir kargo ücreti çıkıyor ya da çok yüklü alışveriş yapmak lazım ücretsiz kargo için ama Trendyol’da 100TL üzeri alışveriş yapınca kargo bedava oluyor o şekilde kargo ücreti ödememiş oldum. Kendimce bug keşfettim
Pegasus son zamanlarda çok az kitap basıyor ve bunların büyük çoğunluğu da kişisel gelişim veya finans sektörü ile ilgili kitaplar.
Elime ulaşalı bir 10 gün falan oldu, ama paylaşmak isterim:
Muhtemelen bunları hakkıyla okumak yıllarımı alacak, o da sebat edebilirsem. Hayırlısı bakalım
Asi…Asi, ne zamandır istediğim bir kitaptı. Asi Nehri’ni bilirdim ama hiç düşünemedim bu kitapta da bahsedildiğini. Antakya’yı anlatıyormuş kitap. Yorumları okuduğumda herkes kitaptaki anlatımların güzelliği ile Hatay’ı merak ettiklerini ve gitmek istediklerini söylemişler.
O güzellik artık bir yıkıntı. Yazılar ve fotoğraflar kaldı.
Çoğunu Amazon’dan aldım.
Kötü bir haber vermek istemem ancak Makinelerin İmparatorluğu serisinin üçüncü kitabı çıkmayacak gibi.
Bu gerçekten kötü oldu ,yayınevinden bir açıklama mı oldu acaba .Gerçekten artık bitmeyen seri almamak lazım .
Ben geçen sene falan mesaj atmıştım sosyal medyadan, cevap gelmemişti. Devam ederler mi, bilmiyorum. Keşke etseler.