İkinci Dünya savaşı tarihinin kitap boyutu ile birinci Dünya savaşı tarihinin kitap boyutları farklı mı yoksa benim gözlerimde mi problem var ?
İkisi de aynı fakat diğer kitaplara göre biraz büyükler. Okuduğum için diğerinden kaba duruyor olabilir.
Çok rahatladım şu anda. Birinci Dünya savaşı tarihini aynı yayınevinden okumuştum. Gönlüm ferah bir şekilde, İkinci Dünya savaşını alabilirim demek ki. Teşekkürler
Boyut vs ayni ama kalite düşmüş kağıdın gramajı ile birlikte. İki kitap da aynı sayfa sayısında ama yanyana koyunca yenisi daha ince.
Seçim öncesinde istediğim birkaç kitabı almıştım. idefix, iki seferdir kitapları karton kutuya koymadan yolluyor. Bu yüzden eskisi kadar memnun değilim.
Yeni çevirisi ile tekrar raflarda. @mit’in kitap hakkındaki yorumunu da şuraya bırakıyorum;
Tuhaf Kurgu türünün aykırı çocuğu China Mieville’e Arthur C. Clarke Ödülü’nü kazandıran Şehir ve Şehir için yaptığım çeviri düzeltisi nihayet raflardaki yerini aldı.
Yaptığım düzeltmeler ve tamamladığım eksikler sayesinde kitap artık 100 sayfa daha uzun. Eskisi 283 sayfaydı, artık 384 sayfa oldu.
https://www.kitapyurdu.com/…/279440.html&manufacturer…
Çok heyecanlıyım bu kitap için. Normalde kendi çevirdiğim/düzelttiğim kitaplar için pozitif yorum yapmaktan kaçınırım, kendimi övmüş gibi görünmekten çekinirim ama Şehir ve Şehir gerçekten çok güzel oldu bu hâliyle. Kitap boyut atladı, şekil değiştirdi âdeta.
Peki, nedir bu kitabın olayı? Şöyle ki romanda Beszel ve Ul-Qoma adlı iki hayali şehir var. Bunlar sadece birbirine komşu olmakla kalmıyor, ama aynı zamanda caddeleri, sokakları, meydanları ve daha bir sürü bölgesi iç içe geçiyor. Sokaklar birbirini çaprazlama kesiyor. Meydanın bir yarısı bir şehre, öteki yarısı diğer şehre ait olabiliyor. Ve iki şehir halkı da birbirini pek sevmiyor. Ama asıl tuhaf olan birbirlerini “görmelerinin” yasak olması. Bir caddenin sağında Beszel, solunda Ul-Qoma vatandaşları yürüyor diyelim. Birbirlerine bakmaları yasak. Birbirlerini görmeleri bile yasak. Yanlışlıkla omuz omza çarpışırlarsa hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyorlar. Çünkü kanunlar böyle. Çünkü çocukluklarından beri böyle yetiştirilmişler.
Bakarlarsa, kanunları çiğnerlerse ne oluyor? İhlâl! Adını korku dolu fısıltılarla andıkları İhlâl gelip onları götürüyor. Ve bir daha onlardan kimse haber alamıyor.
İşte böyle bir ortamda gizemli bir cinayet işleniyor. Bunu çözmekse başkarakterimiz Dedektif Tyador Borlu’ya kalıyor. Gelin görün ki katili yakalamak istiyorsa dedektifimizin bazı kuralları çiğnemesi ve iki şehrin çetrefilli kurallarıyla mücadele etmesi gerekecektir.
Kitap geçen seferki gibi yine Yordam Kitap etiketiyle çıkıyor. Ama bu sefer yeni kapakla. Düzeltilmiş çeviriyi okumak istiyorsanız yeni kapaklı baskısını tercih etmeye özen gösterin lütfen.
Nasıl 100 sayfa daha uzun olmuş yeni çeviri? Önceki çeviride cevrilmeyen kısımlar mı vardı?
Nasıl 100 sayfa 51 sayfa daha uzun olmuş? Kısa kesilmiş cümleler vardı, tamamladım. Anlaşılmadığı için atlanan ya da yanlış tercüme edilen özel terimler vardı, çevirdim. Yanlış anlaşıldığı için kısa kalan cümleler vardı, düzelttim.
Şöyle:
Eski çeviri:
Sarsılarak yavaşladık, arabaların arkasında durduk. Durduğumuz sokakta antikacı dükkânları vardı.
Yeni çeviri:
Hem yerel hem de öteyer araçlarının arkasında sarsılarak yavaşladık ve Besźel binalarının antikacı dükkânlarından oluştuğu bir çapraz hatta geldik.
Eski çeviri:
Styelim, haneye tecavüz suçundan aranan yaşlı bir adamdı. Bir defasında elindeki İngiliz anahtarıyla çok ciddi şekilde yaralanmıştı.
Yeni çeviri:
Styelim bir gece evini soymaya gelen bir uyuşturucu bağımlısını hazırlıksız yakalayan ama elindeki İngiliz anahtarını ona kaptırıp başına tek bir ölümcül darbe alan yaşlı bir adamdı.
Eski çeviri:
Çevremize bakmaya devam ettiğimizde, nadiren de olsa, bazı gençlerin, ailelerinden farklı olarak daha renkli ve cıvıl cıvıl giyindiklerini fark ettik.
Yeni çeviri:
Birkaç istisna da vardı gerçi. Bunlardan bazıları göz ucuyla gördüğümüz, dolayısıyla da yok saydığımız öteyerdeydi. Ama Besźli gençlerin arasında da ebeveynlerine nazaran daha renkli, daha canlı kıyafetler giyenler de vardı.
Eski çeviri:
Kemerlerin üstünde başka başka binalar yükseliyordu. Aralarında küçük dükkânlar, graffitiyle doldurulmuş duvarlar vardı.
Yeni çeviri:
Kemerlerin üst kısımları, yani rayların geçtiği bölümler öteyerdeydi ama bazılarının ayakları bizim tarafta kalıyordu. Görebildiklerimin aralarında küçük dükkânlar ve duvarları grafitiyle doldurulmuş gecekondular vardı.
Eski çeviri:
İki şehre ait bölgeler ve birbirini çapraz kesen kısımlar gösterilmiş, sınırlar griye boyanmıştı.
Yeni çeviri:
Başları kanunlarla derde girmesin diye iki şehri birbirinden ayıran bütün çizgiler ve tonlamalar – bütünsel bölgeler, dışsal alanlar, çapraz hatlar– yerlerini koruyordu fakat gözle görülür şekilde silik ve grinin belirgin tonlarındaydılar.
Atlanan sayfa, bölüm vs yoktu.
Bir paragraflık yer bir cümleyle çevrilmiş resmen. Elinize emeğinize sağlık.
Yordam benim beğendiğim ve tercih ettiğim bir yayınevi. Bu kitabı almamıştım ama yazarın Kral fare, un lun dun ve demir deniz kitaplarını almıştım. İnşallah onlar da böyle çevrilmemiştir.
Teşekkürler. O kitapları okumadım, bir şey diyemiyorum o yüzden. Ama yazarın yayınevinden çıkan ilk kitapları çeviri anlamında daha iyiydi diye hatırlıyorum. Un Lun Dun ve Kral Fare’yi forumun eski yöneticilerinden Fırtınakıran okumuş, çok beğenmişti mesela.
Demirdenizi’ni ise Elçilik Kenti ve Yeni Paris’in Son Günleri’ni çeviren hanımefendi çevirmiş. O iki kitabın tercümesini pek beğenmemiştim. Zaten bu çeviri düzeltme macerası da o sayede başladı.
İdefix siparişim. Zam gelmeden alayım dedim İdefix’ten indirim kodu olmadan alışveriş yapmaya alışkın değiliz ama sanırım alışmamız gerekiyor bu duruma. Dolores Redondo’nun Salazar serisinin ilk kitabını daha önce almış ve küçük bir bölümünü okumuştum. Konu ve yazarın dili hoşuma gidince kalan iki kitabı da almak istedim. Bask mitolojisinden unsurların da bulunduğu ilginç bir polisiye seri.
Diğer kitaplar Alfa’dan. Kontrol ettim, iç künyede kitap adı doğru yazılmış, hata yok, hayret
PKD Toplu Öyküler-5 de bir an önce gelse güzel olurdu.
Son çıkan bilimkurgu klasikleri kitabının kağıt kalitesi nasıl acaba Holmen yerine artık Mundi kağıda geçmişler de ondan sordum ?
Biçimin ve boşluğun kitabını alıp almamak konusunda kararsız kalmıştım. Okuyan var mı?
İtaat ve Vineland kitaplarından beklentim yüksek.
Graves’in kitaplarını geçmişte almaya çekiniyordum ama nedense rahat okunurmuş gibi hissetmeye başladım. Okumuş olan varsa kitapla ilgili düşüncelerini yazarsa sevinirim.
Ben Cladius müthiş bir roman. Kont Belisarios da öyle.
Evet ben okudum Biçimin ve Boşluğun Kitabı’nı. Konusu ve ilerleyişi bakımından farklı bir kitap diyebilirim. Acı ve kayıpla olgunlaşan bir çocuk, yanında ise annesi. Eşyalara çok farklı bir ilgisi var çocuğun. Kitabı okudukça anlarsınız Yazar Zen Budisti. İyi gelen bir tarafı vardı benim için. Umarım seversiniz