Ryan Reynolds ve Jodie Comer’in başrolde olduğu, komedi macera filmi Free Guy filminin ikinci fragmanı yayınlandı.
İlk fragmandan pek ilgimi çekmemişti. Ready Player One’daki video oyun dünyası mantığıyla dalga geçen bir iş gibi gelmişti. Aksiyonu da roller coster tarzı bir eğlence vadediyordu. Aksiyon var var olmasına da, neden öyle, sadece eğlenceli geldiği için mi? Belirsizdi.
Şahsen, basit de olsa hikâye ile aksiyon arasında bir bağ olmasını tercih edenlerdenim. O yüzden ilk fragmana, dolayısıyla da filme, burun kıvırmıştım.
Yeni fragmandaysa her şey değişti. Asgari ölçekteki beklentilerimi ziyadesiyle karşılayacağa benziyor.
Rutinlerden bunalıp hayatın anlamı sorgulayan NPC. Gerçek oyuncuların eğlenmek için kaosa sürüklediği sanal dünya. Sanal karakter (NPC’miz) kahramana dönüşmeye çalışınca yaşanan karmaşa. Sanal dünyada kötülerin (Gerçek oyuncuların) haddini bildirmenin gerçek dünyada kaos yaratması. Sanal dünyada abuk kaçmayan aksiyon ve mizah.
Evet, fazla tanıdık, bir o kadar da tahmin edilebilir bir senaryo. Ama yine de güzel. Tahmin edilebilirliğin ve klişelerin yarattığı güvenli alandan nemalanarak, hafif varoşcu, biraz sorgulayıcı, tatlı ve tadında bir macera vadediyor gibi.
Online rekabetçi oyunlardaki dinamiklerine ve etkisini farklı bir yönden işliyor.
Biraz Truman Show, biraz Scott Pilgrim vs. the World, Biraz The Lego Movie, üstüne Ready Player One. Kendi tarzlarında yoğurup bir tür tatlı çıkarmışlar gibiler.
Apple Tv +'a özel, hoş bir fantastik animasyon filmi geliyor, Wolfwalkers
Konusu kısaca şöyle: Babası gibi avcı olmak isteyen genç kız, onunla birlikte İrlanda’ya gelir. Avcı baba, civardaki son kurt sürüsünü avlamak için tutulmuştur. Babasıyla ava katılan genç kız çok geçmeden sürünün gizemli üyesiyle tanışır. Bu üye, dilediğinde kurt formuna dönüşebilen vahşi genç kızdır. İkili arasında kurulan bağ zamanla gelişir ve kurtlar ile insanlar arasındaki savaşta kritik rol oynar.
Tomm Moore’a Avrupa’nın Ghibli’si yakıştırması çok yapılıyor. Elinden çıkan her şey izlemeye değer bence.
Bu arada fragman boyunca, karakterin dış görünüşü ve İrlanda aksanı sebebiyle herhalde “Kesin Saoirse Ronan seslendirmiştir” dedim. Çok benziyor ama o değilmiş .
Altın Portakal ödülleri dün verilmiş ama 10 ekime dair bir anma yapılmamasına üzüldüm açıkçası. Kırgınız. En iyi film ödülünü alan Hayaletler ve jüri özel ödülünü alan Çatlak filmini çok merak ediyorum çünkü baya övülmüş bu filmler. İkisi de hala vizyona girmemiş galiba bulamadım umarım kısa bir süre içerisinde vizyona girer de izleyebiliriz.
Gal Gadot, yeni ‘Cleopatra’ biyografisinde Kleopatra’yı canlandıracakmış. Filmi, Patty Jenkins (Wonder Woman) yönetecek ve senaryosunu da Laeta Kalogridis yazacakmış.
İsrailli yahudi oyuncunun, Yunan asıllı bir Mısır kraliçesini oynamasına şimdiden gürültüler çıkmaya başladı.
Benim bildiğim, Pulitzer ödüllü yazar Stacy Schiff’in Kleopatra biyografisinin adaptasyonu yapım aşamasındaydı. Hatta yönetmenliğin de Denis Villeneuve yapacaktı. Duyurulan bu film, o filmi nasıl etkileyecek ya da Villeneuve’in filmi iptal mi oldu, bilmiyorum.
Stanley Kubrick’in rüyası gerçek oluyor, sonunda bir Napoleon epiği geliyor: “Kitbag”. Hem de başrolde Joaquin Phoenix, yönetmen koltuğunda da Ridley Scott var.
Filmin ismi olan kitbag yani asker çantasının esprisi ise, “Her askerin çantasında bir mareşal asası hayali saklıdır.” sözünden geliyor.
Film, Napoleon’un kökenlerine, imparatorluğa hızlı ve acımasızca tırmanışını, gerçek aşkı Josephine’e olan bağımlılık ilişkisini konu alacakmış.
Şimdi Josephine’i de Rooney Mara oynasa, bal dök yala olur bu film. Hadi bakalım .
Alan Moore’un senaryosunu yazdığı ve oynadığı “The Show” filminden fragman gelmiş.
Hiç haberim yoktu bu filmin varlığından ama fragman buram buram tuhaflık kokuyor. Ayrıca film, Moore’un aşık olduğu memleketi, Northampton’da çekilmiş.
Almanya’dan yepyeni filmler seçkisi bu sene çevrimiçi imiş. Filmlere kayıt yaptırarak mail adresinize gelen linkten erişebilirsiniz. Gösterilecek filmler ve gösterim tarihleri aşağıdaki linkin içinde.
Pandemi sebebiyle pek çok filmin gösterim tarihi ertelendi. Bir kısmı direnmeyi bırakıp stream platformlarında yayınlandı.
MonsterVerse evreninin şimdilik son halkası olan ve iki efsanevi canavarın (Godzilla ve King Kong) kapışacağı Godzilla vs. Kong’un durumu belirsizdi. Pandemi olmasaydı, film geçtiğimiz haftalarda gösterime girecekti.
Filmin stream platformunda yayınlanabileceği ihtimali hayranlar arasında ufak çapta fırtınalar kopardı.
Kaijucular da iki arada bir derede kaldı. Sinemaya gelmesini sabredelim diyen de var, yeter gayrı gelsin izleyelim diyen de var, stream platformuna gelirse Monsterverse biter diyen de var…
Daha geçen “Salgın olmayaydı, şimdiye filmi izlediydik.” diye dert yanmışlardı.
Durum netlik kazanmış değil. Yapımcı Legendary’nin önceliği sinema. Bakalım, şartlara göre pes mi edecekler, yoksa hibrit bir çözüm mü bulacaklar?
Eski Spider Man filmlerinde Dr Octopus rolünde ki Alfred Molina yeni Spider Man 3 filminde de aynı rolde olacakmış. SpiderVerse olayına girecekler galiba.
Hele şükür, Godzilla vs. Kong fragmanı yayınlamaya karar verdiler. Pazar günü, Kral Severlerin başa sarıp tekrar tekrar izleyeceği fragman yayınlanacak:
Güncelleme: Fragmandan önce teasecıklar gelmeye başladı. Kong hakkında epeyi bir şey belirginleşti.
Kong’un kristal baltası resmileşmekle kalmadı, Godzilla karşısında Kong’a sağladığı avantaj da ortaya çıktı gibi.
Kong allem edilip kallem edilip yine insanların tutsağı oluyor. 1962 tarihli filmdeki gibi gemiyle taşınıyor; yine o filmdeki gibi, seyir halindeki gemiye Godzilla saldırıyor.
Kong ile çocuk arasındaki bağ Godzillacıları biraz kıllandırdı. Godzilla’nın ilk iki filmde oluşan imajının Kong’u sempatikleştirmek adına silinmesinden endişeliler.