Projeksiyon cihazındaki ampülün ömrünü uzatmak için parlaklığı kısıyorlar. Hele de karanlık temanın olduğu bir film izleyince fark anlaşılıyor. İmax te bu tür sorun yok diye biliyorum.
No Way Home’da çok çekmiştim ben. İzleyenler hatırlar filmin yaklaşık yarısı karanlık bir mekanda veya gece dışarıda geçiyor. Resmen altyazı hariç bir şey görünmüyordu. Gerçekten sinirlenmiştim.
May halanın öldüğü sahnede karanlıktan kan gözükmüyordu. Gerçekten çok kötüydü.
Sinirlenmemek elde değil haklısınız. Bende 2D deneyimlemiştim ama pişman olmuştum. İmax büyük ekran güzel diyoruz ama onda da hala 3D gözlük olayı var o da sıkıntı oluyor. Resmen ülkede sinemada izleme keyfini baltalayacak bir şey illa ki çıkıyor. Düzeltmemiz gereken çok şey var sinema salonları için.
Tüm bu yukarıda bahsettiklerinizle beraber, beni sinemadan soğutan başka bir büyük etken daha var. Maske… Sırf bu yüzden sinemaya gitmiyorum kolay kolay. Afakanlar basıyor, konfor falan hak getire.
Ha böyle konuşuyorum ama Batman’e biletimi aldım, o da ayrı.
Ben maske takmıyorum. Sağlıklı değil ama çok rahatsız ediyor. Zaten şu zamana kadar sinemada maske takan pek görmedim. Bir iki kişi dışında çoğunluk takmıyor.
Lütfen bu taşı atmayın. Haftasonu on iki saat Yüzüklerin Efendisi izlemek gibi bir durum oluyor. Yazarken bile izlesem mi izlemesem mi diye düşünüyorum.
Önceden ikonik karakterler olurdu. İzleyen onu idolleştirirdi. Şimdi her şey müşteri odaklı. İnternetten her yaş grubu için belli bir karakter profili çizip onu filme koyuyorlar. Gündelik olmayan tek şey absürt senaryo, o da yine fan servis yüzünden özgün şekilde uzayıp kısalamıyor. Çoğu şey iyice bayram şekeri reklamına döndü.
Ben sizin eleştirinize tam olarak katılmıyorum, sinema bir duygunun bize anlatısı gibi olmalı belki de daha çok.
İstediğiniz sinema belki de o kadar hoş değildir bir şeyleri değiştirebilmek açısından iyi akşamlar.