Tartışma Köşesi

Avukatılık yapmış gibi olmayayım ama başarılı ürün Zaman Çarkı 4 cilt 5 yılda zor tükenmiş.

Kitap, dergi, gazete yayıncılığını perakendeciliğe indirger, okuru müşteri etiketine sokarsanız hata ederseniz.

7 Beğeni

Okur, müşteridir. Yayınevi ise kar amaçlı bir kuruluştur. Aksi olsa, maliyet fiyatına kitap alıyor olurduk. Sonuçta 6 aydır şirket para kaybediyor mu? Kaybediyor. Her zaman, satılmasa bile fazla ürünün olmak zorunda. İsterse 3 yıl raflarda dursun. 1 kişi bile alacak olsa o kitabı 3 yıl içinde ürün orada durmalı. Yayınevi çalışanları kitapsever olabilir, ama yayınevi bir şirkettir. Kar amacı vardır, başka bir amaç değil.

5 Beğeni

Yine temel meselede yanılıyorsunuz yayıncılık (yayınevi değil) sadece kar için yapılan bir eylem değildir. Yayınevi kar zarar ediyormuş, beni çok ilgilendirmiyor. Ama bana sordunuz madem cevap vereyim, 6 ay da baskı parasını çıkaramazlardı.

İthakinin asıl sorunu daha önce bastığı ve telifi hala elinde olan kitapları yeniden basmıyor oluşu değil. Devam eden serilerin devam kitaplarını geciktirmesi ve ciddi bir editörlük, son okuma gibi eksikliklerinin olması.

Baskısı bitmiş kitabı yeniden basmak ya da basmamak tam da sizin dediğiniz anlayış kar- zarar meselesi. Buradan yürümeyin, zarar ediyorum basmıyorum diyebilir yayınevi. Müşteriye karşı sorumlulukları nedir bilmem, ben müşteri değilim, okurum. Bana karşı sorumlulukları daha önemli bana devam eden serilerin devam kitaplarını iyi bir çeviri ve editörlükle vermeliler.

13 Beğeni

Bir yayınevi bir kitap 8.000 kopya satar diyorsa, 10.000 kopya basar. %80 oranı. 2000 kopya raflarda dursun diyedir. Tahmin 8.000 kopyadır. Yazarlara da yayınevlerinin avans dediği ücreti 8.000 kopya hesabına göre öderler ama 10.000 kopya basarlar. Ben 2 sene Amerika’da ajansta çalışan biri ile ev arkadaşıydım. New york times bestseller dediğimiz o yayınevlerinin bile iş planı budur. Ben de kendimi okur olarak görüyorum. Onlar seni okur olarak görmüyor.

6 Beğeni

Emre Bey’in zamanında yaptığı bir açıklama vardı. Birbirimiz ile tartışmadan önce gözden geçirmek faydalı olabilir diye düşünüyorum. Bir çok noktaya değinmiş, hak verdiğim ve vermediğim, bir de hak vermek istemediğim yerleri var.

5 Beğeni

Benim anlamadığım şey şu: İthaki, Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öykülerini,sadece şu kadar satacağız ve uzun bir süre yeni baskısı gelmeyecek diyerek kolayca sattı.Neden yayınevleri bu taktiği Zaman Çarkı 4, Gediksavaşları 1 vb gibi baskısı olmayan ancak baskısı olursa serinin hala satılmayan diğer kitaplarını satma olanağı yaratacak kitaplarda uygulamıyor ? En basitinden, Zaman Çarkı 4’ü 1000 adet basacağız ve uzun bir süre yeni baskı gelmeyecek deseler kütüphanem için bir, ileride takaslamak için bir adet olmak üzere ben alırım.Bu forumda bile hiç Zaman Çarkı okumadığı halde ilerde okurum,karaborsa olmadan alayım diyecek çok fazla kişi var.Nadirkitap-zebramo vb yerler sayesinde zaten kısa sürede tükeneceğine(en kötü ihtimalle yayınevini zarara sokmayacak sayıda satılacağına) eminim.
Tabi ben sıradan bir okuyucu olduğum için saçmalıyor olabilirim,bilgili abi/ablalar bunun neden yapılmadığını açıklayabilir mi ?

7 Beğeni

Merhaba, ben de işletme okuyorum. Bir konuda pratik bilgi olmayınca teorik bilginin yanlış öngörülerde bulunduracağını düşünüyorum.

Mesela şöyle düşünün, matbaaların basım hızı sınırlı olduğundan ve tüketicilerin alım güçlerinden dolayı, her ay sınırlı sayıda kitap basabilirsiniz. Ciltli bir Zaman Çarkı’nın maliyeti ve düşük hızda tüketilmesi dolayısıyla, onun yerine her ay getirisi yüksek farklı bir kitap basabilirsiniz. 6 ay sonra da biriken taleple birlikte Zaman Çarkı’nın stoğu daha rahat erir. Eğer tükendiği anda Zaman Çarkı basmış olsaydınız, biriken bir talep olmadığından, normal satış seyri doğrultusunda az satmış olacaktınız, depo masrafınız da artmış olacaktı. İşletme açısından bakarsanız, sizce bu bir başarısızlık mı? Birisinden vazgeçmeniz gerekiyor. Ve de unutmayın, Zaman Çarkı konusunda İthaki bir tekel. Alıcıların başka dil bilmediği sürece alternatifi yok.

Bu bütün yayınevleri için geçerli. Burada bütün yayınevleri bulunsa emin olun durum farklı olmaz. Sadece elimizde örnek olarak gösterecek kimse olmadığı için İthaki’yi böyle suçlamış oluruz.

Genelde çeviri yetişmedi problemi seriler için geçerli oluyor ve orada çevirmen de yayınevi kadar güçlü. Tutup da hiçbir yayınevi Dune serisinin 4 kitabı çevrilmiş ve son 2 kitabı kalmışken, hele bir de Dost Körpe gibi bir ismi çevirmenlikten alamaz. İstese de istemese de çevirmene karşı taviz vermek zorunda. Çünkü serinin ortasında çevirmen değiştirmek, seride oluşabilecek tutarsızlıklarla birlikte müşteriler gözünde daha bir puan kaybettirir.

İşin özüne gelecek olursak bence de İthaki yönetimi çok başarısız.(Yukarıda biraz savunmuş gibi oldum😅) Ciddi bir rakipleri olmadığından çok satmaya devam ediyorlar ve çok kar elde ediyorsan başarılısındır. Tabii bunun sebebinin işlerinde tekel olmaları olduğunu gözardı ettiklerinden, bu kafada devam etmekteler. Bu konuda Alfa’yı beklemek lazım. Belki bilimkurgu ve fantastik alanında piyasayı biraz sarsarlarsa İthaki’de bir şeyler olabilir.

2 Beğeni

Peki sırf kitabı bulamadığı için 2.el alanlar? Evet talep arttığı için ne zaman basarlarsa bassınlar satış yaparlar, lakin beklemeyip 2.el alanları tamamen kaybettiler mesela, para kazanamadılar. (Baskısı olsa da 2.el alacaklardan bahsetmiyorum, sadece baskısı olmadığı için 2.el alanlardan bahsediyorum) Ayrıca okuma listesinde bir sürü seri olan, ya da bir yerde gördüğü için zaman çarkı serisine başlamak isteyip, 15 kitabı birden alamadığı için seriden vazgeçenleri de tamamen kaybettiler. (Herkes seriyi okumayı heyecanla beklemiyor)

Dediğin gibi bir yerden kaybedecekler, ama en başta hesap hatası yapıldığı ortada. Bastıklarının %100 ü satıldı %80i değil. %60 ı satılsaydı yine başarısızlık olurdu, %100 satıldı yine başarısızlık.

Evet ama İthaki özelinde konuşulma nedeni özellikle benim İthaki için konuşma nedenim, en sevdiğim 10 seriden 6 sının haklarının onlarda olması. Ben İthaki’ye zaten para vermiyorum artık. İngilizcesi alıp okuyorum. Bu eleştirilerimin amacı zaten yapıcı olmak aslında. Düzelmelerini istiyorum. Bir okur olarak içtenlikle istiyorum.

1 Beğeni

Yine olay en başta dediğim pratik-teorik olayına geliyor. 2. el kitap piyasasına ne kadar hakimsiniz acaba? Mesela ben son 1 yılda 250’den fazla satış yaptım, o yüzden piyasayı biraz da olsa iyi biliyorum. O tükenmiş kitaplar fahiş fiyatlardan satıldığı için çok az satılabiliyor. Ama baskısı varken o kitabın 2. el piyasası en az 10 kat artıyor. Baskısı yokken 2. elden alanların, basım yapıldıktan sonra da yine 2. el alma ihtimalleri de var.

Teorik bir bilgiye elimde hiçbir istatistiki bilgi olmadan cevap veremem.

Maalesef evdeki hesap çarşıya uymuyor. Yayınevleri için geçen seneki dolar oynaklığında kısa dönem kârı daha önemliydi. Sizin başarısızlık dediğiniz şeyi, o anki durum özelinde, onlar başarısızlık olarak görmeyebilir.

2 Beğeni

Bu yaptığınız hesaplar okur olarak beni ilgilendirmiyor. Bana ne milletin kârından zararından. Okumak istediğim yazarlara serilere ulaşabiliyor muyum . Beni bu bağlar. Gerisi fasafiso.

3 Beğeni

Bu ilgilenmediğin hesaplar yüzünden ulaşamıyorsun. Seni de bağlıyor her ne kadar fasafiso desen de. İlgini çekmiyordur bu konular ona saygı duyuyorum. Ama seni de bağlıyor.

3 Beğeni

Varsayımlar ve sonuçlara bakarak ulaştıkları nedenler üzerinden analizler yapmak son derece anlamsız. Elinizdeki bilgi neredeyse “sıfır” ve varsayımlar üzerinden analiz yapmak anlamsız. Şu sonuçlara bakarak nedenlere ulaşma basitliğinden bir kurtulamadık gitti.

2 Beğeni

Bu bilgiyi nereden edindiniz ? Yüzyılın bilin kurgu öykülerinin basılmama sebebi keyfi bir seçim değil çünkü.

Bu doğru olsaydı Yeni Bahar kitabı da aynı süreçten geçti, baskısının şimdiye kadar bitmiş olması gerekirdi.

1 Beğeni

“Siz” benim adıma da konuşuyorsunuz, bana gerek kalmamış.

2 Beğeni

Siz üniversite kütüphanesinden ya da devlet kütüphanesinden ödünç kitap alıyorsanız, sizin adınıza konuşmuyorum. “Para vererek alıyorsanız”, evet sizin adınıza konuşuyorum. Ne kadar ilgilenmiyor da olsanız, ticari kaygılar ile karar veriyorlar kitap basmaya.

3 Beğeni

Katılmıyorum. Basılmayan bir sürü kitabı var ve Oathbringer tıpkı diğerleri gibi vasat çeviriyle (7 çevirmen kullanılarak) neredeyse 2 senede geldi. Terminoloji kan ağlıyor. Bugün yetkin bir çevirmen 400-450 sayfayı iki ayda gayet güzel çevirebiliyor. Bu kitabı yetkin bir çevirmen aksilikleri de eklersek 8 ayda çevirirdi. Kaldı ki kitaplar yayınevlerine yurtdışında bile çıkmadan aylar önce ulaşıyor. Brandon Sanderson da "Ey, ahali kitabım bitiyor!"diye bağıran birisi. Sen 38 yıllık 7 yayın markalı bir yayıneviyim diyerek millete caka satmadan önce çevirmenini bulacaktın. Kimse kusura bakmasın.

Sen sadece seri olarak bakıyorsun o yüzden sana böyle geliyor. Bir de Kozmer olarak bak işe. Dünya dolusu eksik var. Brandon’u seri olarak değil Kozmer olarak ele almak lazım. @gamora nasıl Zaman Çarkı beklemediyse sen de Oathbringer beklemedin. Sen bir okumaya başla ve mümkünse okurken de orijinalini kenara aç. :slight_smile: Ondan sonra intihar edersen ben sorumlu değilim. Neredeyse iki sene Oathbringer için bekletirken Edgedancer, Skyward vs. yayınlasaydılar bizler de oyalanırdık. Bu kitapların telif haklarına da şerh gibi bir şey koymuşlar. Başka yayınevi de alamıyor. Bekle ki Akılçelen hazretleri çevirsin. Hadi bekledik neyse diyelim. Bu sefer de kaliteden ödün vermeyeceğiz diye insanları teselli ettiler ama kitaplar daha raflarda tel kadayıf gibi dökülmeye başladı. Altın Kitapların karton kapaklı “O” (1216 sayfa) baskısı hayatına hiçbir sıkıntı yaşatmadan devam edebiliyorsa Oathbringer ile mangal yelleyebilmemiz lazım. :sweat_smile:

Hepsini geçtim seri ortası boyut küçültme de ayrı bir dert. Lejyon serisini bile küçülttüler. Bakınca komik duruyor. Bizler büyük baskıları bedavaya almadık. Her yerde kitapların tanesi 15-20 lirayken Brandon Sanderson kitapları 50 lira üstüne satıldı. Resmen eski okuyuculara hakaret ettiler.

Ekleme: Şunu da eklemek isterim. Şahsen benim içim rahat. Akılçelenle maddi ve manevi bağlarımı kestim. Onların da içi rahat diye düşünüyorum. Yazarı katil gibi bıçakladılar ama okurlar şikayet etse de gidip aldı. O yüzden karşılıklı rahatız diye düşünmekteyim.

7 Beğeni

Eğer, ilerleyişinde dünya ile aynı seviyede olmamız bir teselli ise, zaten bu bile yayınevlerimizin ne kadar yetersiz olduğunun kanıtı.
1)yayınevleri “deadline” tabirini umursamıyor. Kitaplar yayınevlerine erken geliyor, hatta bazen çıkış tarihlerini amerika ve türkiye aynı anda yapabiliyor erken çevirmeye başlanıp. Hadi bunu geçelim. Bir çevirmen ortalama bir fantastik seri kitabını 3 ayda çevirir. Ortalama diyorum bakın. Ama akılçelen’in oathbringer’da yaptığı gibi, epsilon’un ateş ve kan da yaptığı, ithaki’nin neredeyse her seride yaptığı gibi sürekli yetişmedi haberi alıyoruz. Ateş ve kan haziran dendi, sonra ağustos dendi, sonra kasım dendi. Oathbringer 2 sene sürdü 2.
Ben de haftaya şirkette toplandı var sunum hazırlamam lazım. Diyeyim patronuma “yetiştiremedim”. Diyebilir miyim böyle bir şey? Deadline ne demek?? O tarihte bitmesi gerek. Nasıl şirket bunlar? Bir çevirmen nasıl kitap yetiştiremez? Yaptırım yok mu buna nasıl rahatlık bu? Tek biz miyiz son ödeme tarihine dikkat eden, son güne kadar bir şeyleri yetiştiren? Bunlar şirket. Bunların sözleşmeleri var. Nasıl bir şirket sürekli çuvallar aklım almıyor. Resmen çeviri yetişmedi diyorlar. Bu nasıl bir bahane? Bunun olmaması gerekir sorun bu. O zaman hepimiz gidelim işlerimizde kaytaralım, faturalarımı ödemeyelim, okuldaki arkadaşlar son teslim tarihi olan projeleri teslim etmesinler, bankalara borçlarımızı yatırmayalın diyelim ki “yetiştiremedik!”

2)sorumluluk. Çevirmen ve yayınevi arasındakileri bir kenara bırakalım. Ama okuyuculara yani müşterilerine yani bize sorumlulukları var.
Mesela Kadim Kanunlar (The First Law) bu kasımda bitecek dendi. Sizde bu söze güvenip 1 kitabı aldınız “paranızı verdiniz”. Ama bu söz tutulmadı. Dolandırıcılık bu. Dolandırıcılık ne? Birini kandırıp parasını alırsın, dolandırırsın. Fark yok bence. Kurallar kurallar

5 Beğeni

Benim kadar bu serinin fanboyu çok yoktur bu forumda. Herşeye rağmen alacağımı söylemiştim ama elinde bu kadar güncel ve kritik bir başka yazar olmayan bir yayınevinin güncel bir şekilde bu kitapları bize aktaramaması tam anlamıyla skandal.

1 Beğeni

Hiç olur mu efendim, Silo kitabını basıp diğer kitapları nadasa bırakmadan 2. kitap mı basılırmış? 2019 bitmeden olabilidiğince seriye başlama bahsine girmişler, devam kitabı mı, o da neymiş?

4 Beğeni

İthaki tartışması her başlığa virüs gibi yayılmaya başladı. Konuyu yaymayın arkadaşlar. Cımbızla mesaj çekmek çok zor oluyor.

1 Beğeni