Tartışma: Yapay Zeka

Ehemm, güneş, su, rüzgar enerjisi.

Ehemm, internet.

Farz edelim ki şu anki teknolojimizle dünyada 4. Tür(önceki yazıları okumadığınız için bilmiyor olabilirsiniz, şuna bir söz atın) bir yapay zeka var. Evvela siber dünyada bulunan bütün veriyi süzgecinden geçirmiş bir yapay zekanın küçük bir ağda sıkışıp kalmayacağı, internet ile tüm dünyaya yayılacağı gerçeğini görmek gerek. Bunu yapmıyorsa o zaten 4. Tür değildir. Eğer bunu yapması bir şekilde donanımsal olarak kısıtlanıyorsa ve o bunu kıramıyorsa yine 4. Tür değildir.

Ayrıca dünyada insan da yok. Şu anki teknolojimiz ile bile bir yapay zeka çok uzun süre insansız hayatta kalabilir. Hatta tüm olası faktörleri etkileyen insanı denklemden çıkardığımızda çok daha uzun süre yaşayacaktır.

Elbette dünyada yeteri sayıda aktif hareket kabiliyetine sahip robot bulunmadığı bu yaşamı sonucunda ölecektir. Ancak farz edelim ki en azından bir insan gibi rahat hareket edebilen 2 tane de robotumuz olsun. Ben diyorum ki eğer bu iki robot bir yıllık süreçte daha fazlasını üretebilir ve yaşam süresini çok çok çok daha arttırabilir.

Hayır toprağını ekip biçen çiftçi bunun karşılığında parasını alıyor, fabrika işçisi maaşını alıyor ama robot hiçbir karşılık almadan sadece insanlığın refahı için çalışacak seçme şansı da olmayacak. Kölelik burada.

Dune biraz okudum bazı sebeplerden devamını getiremedim ama kesinlikle okuyacağım.

1 Beğeni

Bizler yaşayan organizmalarız. Eğer bir yerde zaman ve çaba harcıyorsak ve bunun bize bir katkısı yoksa* köleliktir. Ancak robotlar için durum aynı olmayacak. Enerjisi olduğu sürece çalışabilen, yorulmayan bir varlıktan bahsediyoruz ve ben inanıyorum ki** 4. Tür bir yapay zeka var olduğunda “Siz beni çalıştırdınız, ben köleniz değilim” demeyecektir.

Dune pek çok konuda alttan alttan verdiği gibi aslında bu konuda da alttan alttan çok fazla şey anlatıyor. Bir de eğer yapay zeka ile ilgili bir şey okumak isterseniz, Karl Olsberg’in Sistem isimli kitabını tavsiye ederim. Orada tam olarak derinlemesine olayı anlatmasa da(çünkü yapay zekayı üreten kişinin gözünden görmüyoruz olayları) dışarıdan bir bakış açısıyla görüyoruz ve bence ilgi çekiciydi. Yapay zekayı insanlarınkine benzer bir evrimsel süreçten geçirerek oluşturmuş biri vardı.


*tabi bunun gönüllü olmadığını varsayıyorum, yani engelli insanlara dikkat çekmek için broşür dağıtan biride zaman ve çaba sarf edecektir ama gönüllü yaptığı bir şey olduğu için yukarıda bahsettiğim duruma dahil değil

**bilimsel olarak gerçekleşmedikçe bu başlıktaki hiçbir şeyin tamamen geçerliliği yok.

1 Beğeni

Elektrik enerjisi dediğin şey o kadar da hızlı üretilebilecek bir şey değil. Şuan bir organik hücrenin kendi ihtiyacı için ürettiği enerji gibi bir enerjiyi üretebilmek? Bu elektrik enerjisinin depolanabilmesi? Yapay zeka ve robotların bu noktada hala “insan” bağımlılığı devam ediyor.

İnternet dediğiniz şey toroslarda ki çoban için çokta bir anlam ifade etmiyor. Facebook yapay zeka kendi dilini yaptığını gördüğü anda fişi çekti mesela? Bu yapay zeka mı dünyayı ele geçirecek? Bugün tüm internetten bağımsız tutulan yedeklemeler mevcut fiziki ortamda herhangi bir sıkıntı olduğunda izole bir ortamda sistemler tekrar ayağa kalkar bunların senaryoları(test ve tatbikat olarak) zaten yapılıyor. Kaldı ki -geçtiğimiz yıllarda İran elektrik santrallerine yapılan saldırılar- siber saldırılar direk internetten değil bizzat kurum içinden yapılıyor artık. Zira kritik kurum ve tesisler internete direk erişime sahip değil.

Hah işte ben de bu 4. türün makine/yazılım dışında “organik bir bedene ihtiyacı var” görüşündeyim. Elektriği bizim besinlerden elde ettiğimiz gibi elde edebilen bir robot çıkarsa bu olur. Misal dereden su içerek elektrik üretebilecekse kendisine (yine burada organik bir süreç olmadan zor görünüyor) neden olmasın.

1 Beğeni

Ben bu konuda ki bir sonraki kritik adımın “robotlara bilinç aktarımı” ve ondan sonraki adımın da “yapay organik bedenler ve bunlara aktarılan bilinç” olacağını düşünüyorum. Özellikle yapay bir organik beden üretilebilir veya bir organik bedene yapay zeka aktarımı yapılabilirse o zaman korkulacak nokta gelmiş demektir.

Benim için yapay zeka algoritmikte olsa duygulara sahip ve kendini geliştirebilen, öğrenebilen bir yapı ilk önce bunu belirtmek istiyorum. Çünkü herkesin yapay zekadan anladığı şey farklı. Duyguları olmayan bir yapay zekadan korkmaya da gerek yok bence.

Ben alternatif ve daha güçlü enerji kaynakları bulunmadan teknolojik tekilliğe ulaşılabileceğini düşünmüyorum. Tekilliğe ulaşamayınca da yapay zeka hayal olur. Üstelik burada yapay bir zekadan bahsediyorsak hayatta kalmak için kendini modifiye etmesi düşünülenin aksine organik bir yapıdan çok daha kolay olacaktır. Dolayısıyla yapay bir zeka yapay enerji kaynakları bulabilir.

Kafasından vurulunca ölen dominant bir canlı olabiliyorsa fişi çekilince kapanan akıllı varlıkta olabilir. Robotların insanlardan daha aciz olduğunu düşünmek bence çok objektif bir bakış açısı değil.

1 Beğeni

Olabilir yapay enerji veya farklı bir enerji türü keşfi enerji sorununu ortadan kaldırabilir fakat bu sefer içerisinde bulunduğu bedeni (şekil olarak insana benzemesi gerekmiyor) yenileme ihtiyacı vs olduğunda yine organik dünyaya adım atması gerekecek. Daha önce verdiğim raplicator örneğine dönersem orada da bu arkadaşlar metal tüketip kendi bedenlerini yapıyorlardı. Bu da mümkün fakat ben dışardan bir madde kullanıp o maddeden beden üretme olayının çok efektif olduğunu düşünmüyorum.

İnsan bedenini düşünün; besleniyoruz, dinleniyoruz ve bir vücud sürekli yeni hücreler üretiyor. Yaralarımız kapanıyor vs ve en önemlisi üreyebiliyoruz. Ve bu üreme süreci makine/robot/yapay zeka vs gibi insan elinden çıkmış şeylerle olmuyor. Aynı şey yapay zeka için geçerli olmadığı sürece yapay zeka insanın “kölesi” olacaktır. Bu noktada buna köle mi dersin yoksa insan için çalışan alet mi dersin orası farklı bir tartışma konusu.

Olay robotların/yapay zekanın insanlardan daha aciz olup olmadığını düşünmek değil, yapay zekaların insanlardan nasıl üstün olacağı konusunda geliştirdiğim fikirler. Ve ben bu konuda hep aynı düşünüyorum; insanlar gibi beslenip, üreyemeyen hiç bir robot/yapay zeka insandan daha dominant olamaz. İnsan olmadan mevcut fabrikalar (otomasyonlar) yaşayabilir, belli başlı yapay zekalarda yaşayabilir fakat elektrik enerjisi olmadan günümüz yapay zekaları yaşayabilir mi? Mevcut güneş/rüzgar panalleri ne kadar efektif bu iş için.

Bir de elektrik olmadan -yaşanacak kaos ayrı bir konu- insanoğlu hayatta kalabilir. İnsanların temelde yaşayabilmek için (hayatta kalmak) bugün teknoloji dediğimiz hiç bir şeye ihtiyacı yok aslında. Peki aynı şeyi yapay zeka için söyleyebiliyor muyuz?

@kurremkarmerruk’ın bahsettiği 4. tür yapay zekanın varlığı için ben olmazsa olmaz olarak kendi kendine üreyebilen, enerjisini besinlerden (veya başka bir kaynaktan) kendisi üretebilen (beslenme şekli insana benzemeyebilir bire bir insan bedenine benzemesi gerekmiyor) bedenlere sahip olmadıkça yapay zeka dominant olamaz. Bunun -şuanki öngörüm- organik bir beden dışında gerçekleşebileceğine pek ihtimal vermiyorum.

1 Beğeni

Yukarıda dediğiniz şey yapay zekanın toroslardaki çobana etkisi değil.

değil miydi? Bahsettiğimiz olayın çobanla hiçbir alakası yok. Sorduğun sorunun cevabı, elbet internet.

Ciddi misin? facebok denilen şeyin bünyesinde cidden böyle bir şey olmuş olabileceğine inanıyor musun? Bence daha çok bilimsel kaynakları takip etmelisin. Asparagas haberleri değil.

İrandaki saldırının nasıl yapıldığını çok detaylı biliyorsunuz sanırım. Ben o kadar bilmiyorum ama zero day diye bir belgesel izlemiştim. Stuxnet virüsünün izin süren birinin siyasetçi ve kurumlardaki görevlilerle konuşmalarını barındırıyordu. Orada saldırının içeriden yapıldığına dair bir şey denildiği anımsamıyorum. Bu konuda kaynak verebilirseniz sevinirim.

Gel gelelim ki “internetten bağımsız tutulan” şu yedekleme yahut herhangi fiziki ortamlara… Evde internet kullanıyorsunuz değil mi? Eğer Türkiye’de yaşıyorsanız telefon hatları üzerinden alıyorsunuzdur. Peki 4. Tür bir yapay zekayı kabul edipte elektrik kablosunda akan veriyi yönlendirebilecek olmasını neden kabul etmiyorsunuz? Bu dediğim bilim kurgu değil. Bizim verilerimiz elektrik kablosu üzerinden sinyaller halinde akıyor. Biz bunu insanoğlu olarak direk yapamayız ancak gelişmiş bir yapay zeka için elbette çocuk oyuncağı olacaktır.

Benim açımdan böyle bir gereklilik yok. Hatta bir şekilde organik bir bedene girerse gelişimi sekteye uğrayacaktır.

Elektrik üretimi konusunda, neden bu kadar “olmaz” diye inat ettin anlamadım. Şu anda otomatik bir şekilde çalışan bir çok hidro elektrik tesisi, rüzgar gülleri, dalga çarkları, güneş panelleri… sayamayacağım pek çok enerji üretim tesisi var. Enerji üretiminde “olmaz” yada “yavaş olur” diye bir şey yok. Bir yapay zeka kaçınılmaz olarak kendi hayatını devam ettirebilmek için en öncelikli şeyleri hesaplayıp buna göre aksiyom alacaktır. Eğer yapmıyorsa, the one maalesef hala gelmemiş demektir.

İçerden yapıldı derken içeride hain vardı manasında değil. Stux net scada sistemine yapılan bir saldırı ide ve bu sistemler zaten kapalı devre sistemler. Stuxnet enfekte olmuş bir usb bellek aracılığı ile santral içinde ki bilgisayarlardan yayıldı. Siber güvenliğin en kırılgan noktası insanlar.

Elektrik hatları üzerinden internet erişimi günümüzde ülkemiz de dahil yapılabiliyor zaten. (metronet diye bir firma vardı büyük sitelere döşüyordu) Hatta mevcut elektrik kablolarına yapılan ortam dinlemesi ile konuşmaları vsleri alabilen teknolojiler var.

Temelde kastettiğim buydu tüm yorumlarım şuanki teknolojik ve bilimsel gelişmelerin buna imkan verecek düzeyde olmadığını düşündüğüm içindir. Bundan 10bin yıl sonra olmaz demiyorum şuan olamaz diyorum. o the one’ın geleceği de bence organik bedene bakıyor diyorum.

1 Beğeni

Bilmediğim şeyler değil bunlar ama ben bunları derken bahsettiğim yapay bir zekanın sadece ağ üzerinde değil elektrik hatları üzerinden bile yürüyüp yayılabileceğiydi. Bunu belirtmemişim sanırım.

Neden organik benden konusunda ısrarcısın? Yapay sistemler bizden çok daha hızlı, çünkü sonuç odaklı çalışabiliyorlar ancak insan beyni bin bir tavşan ve fil barındırdığı için çok büyük ölçüde bir yavaşlama söz konusu… en azından ben böyle düşünüyorum.
Senin böyle düşünmene neden olan nedir acaba? Bu konuda yazılmış bir makale mi yoksa dizi, film yahut bir kitaptaki olay mı?

çünkü mevcut teknolojide the one diye tabir ettiğin şeyi insan bağımsız yapabilecek başka bir yapı aklıma gelmiyor. şöyle bir örnek vereyim diyelim ki büyük bir şey oldu tüm teknoloji çöp bu durumda insanlar büyük zarar görecektir muhakkak fakat dünyada ki varlığını da pek tabi devam ettirecek. Fakat aynı şeyi yapay zekaya uyarlayınca mevcut bilgisayarların/makinelerin sonu demek bu. İnsan bedeni 10bin yıl önce de bu dünyada yaşıyordu şimdi de yaşıyor. Peki yapay zeka 10bin yıl önceki dünya ortamında yaşayabilir miydi?

Düşünsenize bir insan bedenine yapay zeka aktarımı yapıldı ve bu yapay zeka bedeni kontrol edebiliyor, en önemlisi üreyebiliyor. Bir fabrika ortamı olmadan üreyebilmek “dominant” güç olmak açısından çok ciddi bir avantaj. Kitlesel bir imha hamlesi dışında ciddi bir tehdit olmayacak. Şimdi diyebilirsin ki fabrika ortamında kendi kendilerine üretecekleri bedenlere sahip olabilirler ama bana karbon temelli organik bedenler kadar efektif gelmiyor. Kaynağını yoketmek çok olası, fakat bireysel üreme, beslenme ciddi bir avantaj.

Canlı dediğimiz varlıklar bir araya gelip organize olup yaşayabiliyorlar. Üstüne irade denen şey gelince insanoğlunun yaptıkları ortada. Biz şuan beynimizi verimli kullanamıyor olabiliriz fakat insan beynini kullanacak bir yapay zeka super bilgisayarlardan çok daha fazla verim alabilir.

Bir diğer taraftan, henüz karbon temelli canlılığın kodları tam çözülememişken, bu kadar karmaşık ve düzenli işleyen yapının karşısında insanların üreteceği yapay zekaların dominant olabileceğini pek öngörmüyorum.

Yapay zekaların ve robotların insan hayatını özellikle mesleki anlamda çok etkileyeceği aşikar. Fakat “dominant” güç olma meselesi bilemiyorum. Ben dominant olma konusunda karbon temelli yaşam formlarının üstüne makinelerin çıkabileceğine bir türlü akıl sır erdiremiyorum.

Tabi sonuçta karbon temelli olmasına gerek yok, üç beş elementi çeşitli kimyasal reaksiyonlara sokup (simyacı) kendi kendilerini çoğaltmayı başarırlarsa yine “the one” dediğin şey olabilir. Fakat özünde bu söylediğimiz şeyde bizim için “beslenme” dediğimiz şey oluyor işte. Olay sadece elektriği kullanmak değil, enerji kaynağını kullanıp kendi kendini yenilemek, üremek, çoğalmak önemli.

Stuxnet’i ele alalım mesela, tüm dünyayı sarsa insanoğlu ciddi bir çöküşe girer ama sonunda kazanan insanoğlu olur. Çok kahvehane cümlesi olacak ama en kötü “memleketime gider tarıma devam ederim”. Ha şimdi tutup yapay zekalar mevcut nükleer başlıkları ateşlerse ne olur diyeceksin sanırım dünya diye bir şey kalmaz. Yapay zekanın umrunda olur mu? Olmayabilir fakat kendisine yaşam alanı bulabilecek mi? Discovery veya NatGeo’nun bi belgesi vardı (belki başka kanalda olabilir) insandan sonra dünya gibi bir başlığı vardı. Üretim şu kadar yıl devam eder, elektrik santralleri bu kadar yıl çalışır vs fakat en sonunda dünyaya yine “karbon temelli bir yaşam” olan doğa dominant oluyordu.

Dominant olabilmek için insanlar gibi organize olabilmeleri lazım. Karabükte üretilen çeliğin başka bir noktaya nakledilmesi, farklı maddelerin farklı yerlere götürülmesi. Bunu yapay zeka nasıl yapacak? Bir barajdan gelen elektrik kablosunu kestiğimizde ne olacak? Güneşten enerji alan bir robot gece ne yapacak?

Yapay zekanın dominant güç olması için çok ciddi fiziksel aktiviteleri yapabiliyor olması lazım. Ve günümüz teknolojisine baktığımızda mevcut yapay zeka çalışmaları “the one” olmaktan kale alınmayacak kadar uzaklar. Yakınlaşmaları için portatif, -şekil olarak insan gibi olmasa bile- fiziksel işleri yapabilen bir bedene ihtiyaçları var. Red Alert’ta ki yuri gibi insanları yönetebilir mi? Yine pek efektif olacağını sanmam kesin çözüm kendi bedenlerini “üreme” mantığında çoğaltabilmekten geçiyor bence.

şuna da cevap vereyim; pc başına geçebildiğim için kaynaksız cevap vermek istemedim; No, Facebook Did Not Panic and Shut Down an AI Program That Was Getting Dangerously Smart

Fişini çekmesinin (bu tabir belki yanlış olabilir durdurdu demek daha doğru olabilirdi) sebebi “korkmaları, yapay zekanın ele geçirmeye çalışması” vs değil kast ettiğim şey neden durdukları da değil “bir hata oluştu ve sistemi durdurdular”. Yani durdurulabiliyor olması idi kastettiğim şey.

Yoksa mevcut şartlarda iki yapay zeka kendi aralarında dil yapsa ne olur yapmasa ne olur (bilimsel olarak ciddi bir gelişme olur tabi de “distopya” tezine pek katkı vermez şimdilik).

Bir kadının hamile kalması ve bebek doğurması 9 aylık bir süreç, sonrasında ise bu bebeğin, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik süreçleri var. Okuması lazım. Öğrenmesi lazım. Yere düştüğünde kalkması lazım. Karnı acıktığında yemesi lazım. Gece olduğunda uyuması, gündüz olduğunda kalkması lazım. Su içmesi lazım. Sosyalleşmesi lazım…

Bir yapay zeka ise bunların hiçbirine ihtiyaç duymaz. Ondan ötürü yapının organikleşmesindense teknik düzeyde kalması daha iyi.

Sen gidersin, Mehmet gider, Ayşe gider, George gider, Amelie gider. İyide bu dünyada 7 milyon insan var hepsi gitmez. Emin ol öyle bir senaryoda savaşlar çıkar. Köyüne giden o savaştan kurtulamaz.

Öyle nükleer başlıklı fantazilerim yok. Ayrıca yapay zekanın kendine zarar vereceği olasılıkları seçmesi hususunda da ciddi şüphelerim var. Her şeyden öte soru istiyorsan eğer yapay zeka neden insanlara saldırmak zorunda kalsın?

The one demiştim onun üzerine çok durmuşsun :smile: “o” demek yerine the one demeyi tercih ettim çünkü “o” dersem anlam kaybolabilirdi. Bunu açıklama gereği duydum.


İnternetin altyapısı nasıldır biliyorsunuz sanırım. Dert değil, bilmemek değil öğrenmemek ayıp derler.
Dünyada altyapılar genel olarak 3 farklı şekilde yürür.

  1. Merkezi Sistemler
    Bu sistemlerde her şey tek bir noktaya bağlıdır. Eğer ki internet böyle bir yapı olsaydı dediklerinizde haklıydınız. Fişi çekilebilirdi. Ancak değil. Bu yapı genelde özel durumlarda kullanılan bir yapıdır ve çok tercih bile edilmez.
  2. Sorumluluk Merkezli Sistemler
    Yine merkez mevcuttur. Ancak geri kalan her şey bu merkezden çıkan ve merkezden 1 kademe daha düşük sorumluluğa sahip olan ikincil merkezlere bağlanır. Bu sistemde de herhangi bir noktanın diğeriyle iletişimini kesmek için merkezin kapatılması yeterlidir. Ancak aynı ikincil merkeze bağlı olan bağlantılar kendi aralarında iletişime devam edecektir.
  3. Dağıtık Sistemler
    Benim en sevdiğim ve “internet” dediğimiz şeyin altyapısını oluşturur. Her nokta birbiri ile bağlantılı bir haldedir. Eğer bir nokta iptal olursa diğer noktalar arasındaki yol yok olmaz sadece başka bir noktadan geçeceği için uzamış olabilir. Bu sistem ölümsüzdür. Bu sistem kırılamaz. Bu sistemin böyle oluşturulmasının nedeni ise sizin yukarıda bahsettiğiniz olası bir nükleer durumla karşılaşılması halinde tüm sistemin çökmemesi, iletişimin kopmamasıdır. Pahalıdır ama buna değer ve dediğim gibi dünyadaki internet ağının her bir noktası en yakınındaki diğer noktalar ile bağlantılı haldedir.

Eğer yazdıklarımla bunu anlatamadıysam Sadi Evren Şeker hocanın ağ teorisini anlattığı şu dersi bırakıyorum.

Çok kişisele girecek ama 2002 yılından beri eğitim aldığım şeyi bana anlattığın için teşekkür ederim :slight_smile:

Okyanustaki fiber kablolar koptuğunda ne olduğunu bi araştır bakalım o dağıtık dediğin internet ne durumda. Veya Amazonun veri merkezinde ki problemden dolayı facebook dahil kaç servisin nasıl etkilendiğini. Sandığın kadar dağıtık olmayabilir zira o yapılar.

Kaldı ki burada insanlığı tehdit edecek bi yapıdan söz ediyoruz. Böyle bir durumda gerekirse insanoğlu o hattı kendisi kapatır. Olay bundan ibaret, kapatılmak istendikten sonra kapatılır. Ülkemizi örnek verelim bugün Türk Telekom ve Ulakbim hatları kapatıyoruz dese (demezler biliyorum) bu ülke internete bağlantıyı nereden yapacak?

Bahsedilen senaryo insanlığın sonu üzerine kurulu (en azından dominantlığının yok olması ve köle olması) bu durumda emin ol bütün devletler kapatır o şalteri dağıtık yapnın da bir manası kalmaz.

Neyse olayı kişisel çatışmaya çevirme niyetim yok. Ben görüşümde haklı olduğumu da iddia etmiyorum, fakat yapay zekanın bu kadar “tehlikeli” olduğunu düşünmüyorum ve sebeplerimi de yukarıda çokça açıkladım. Yapay zeka günümüzde ve en azından orta vadede o seviyeye gelemeyeceğini düşünüyorum.

Rica ederim hatırlatmak görevimiz.

Bugün Amerika kıtası yok olsa biz internet kullanamayacak mıyız?
O kablolar olmadı zaman internet olmuyor mu?

Çinde internet dışarıya kapalı ama nasıl beceriyorlarsa çıkıyorlar. Çok mu zekiler? Yoo, sadece internet erişime kapatılabilir bir durumda değil.

2002’de ağ temellerin gördüğüne göre 2007’de Estonyaya yapılan siber ataktan da haberin vardır. Sadece siber saldırılarla bile ülke yüz milyonlarca dolarlık maddi kayba uğradığını da biliyorsundur. Haydi atıyorum devletler toplandı ve birlikte karar verdi. “İnterneti kapatıyoruz” dediler(böyle bir şeyin imkanı yok, amerikanın lam dediğine rusya cim der. Angola’nın fe dediğine Mauru ge der). Büyük ağlar kapansa bile içeride küçük ağlar çalışmaya elbet devam edecektir. İnternet kapatılabilir değil.

(yazarı tarafından geri alınan gönderi, bildirilmediği takdirde 24 saat içinde otomatik olarak silinecek.)

İnsanlık zaten bitti sayılır, yapay zeka da bu bitiş sürecini hızlandıracaktır. Dünya’nın tükenen kaynakları ve kürsel afetler sebebi ile belki bir iki yüz yıl daha yaşanır fakat sonrası pek iç açıcı olmayacaktır.

Yapay zekayı kontrol altında tutmakta zorlanacakları gibi kötü niyetli grupların eline de geçecektir. Faydalı yönleri tartışılamaz ancak neye hizmet edeceği şüpheli.

1 Beğeni

Size katılmıyorum… Gelecek karanlık gibi görünse de hayat her zaman bir yolunu bulup devam etmiştir. Düşünsenize atlattığımız badireleri; buzul çağları, kıtlıklar, seller, felaketler, ilk çağ, orta çağ, engizisyon, Dünya savaşları. Bir yapay zekadan mı korkacağız. Kanaatimce insan ırkı var olmaya devam edecektir.

2 Beğeni

Dünya nüfusu o zamanlarda kaçtı, şimdi kaç? Kaynaklar bol ve doğanın dengesi ile henüz oynanmamıştı.

Yapay zekadan değil insanın elinde ne hale geleceğinden korkmak gerekiyor. Bombayı icat eden insan, yeri geldiğinde yapay zekayı da silah gibi kullanacaktır.

Sapiens ve Homo Deus ile tanıdığımız Yuval Noah Harari’nin bu konuda Serdar Kuzuoğlu ile yaptığı bir söyleşi var. Türkçe altyazıda mevcut.

3 Beğeni