https://www.cinairoman.com/writers/19
Buradan Türkçeye çevrilen kitaplarına bakabilirsiniz.
Pardon, ne kadar da unutkanım . Hatırlatma için teşekkür ederim.
Ferit Edgü Everest baskılar çıkmış. Toplu öyküler olan “Leş” kitabını görmek ve çıkan tüm ciltlerin bez cilt gelmesine sevindim.
@alper sen biliyorsun zaten ancak bilmeyenler için hatırlatalım, LEŞ tüm öyküler değil toplu öyküler kitabı. Yanılmıyorsam 7 adet öykü kitabını seçme olarak bizzat Edgü birleştirmiş.
Benim söylediğim; yayınevleri de diğer tüm ticaret yapan şirketler gibi kar odaklıdır. Ürünlerini mümkün olan en yüksek fiyata satmak isterler. Yayınevlerinin hissedarları ve üst düzey yöneticilerin çoğunluğu yılda 10 kitap dahi okumazlar. Para kazanmak için profesyonel iş olarak görüyorlar.
Anlaşılan; kitaplar pahalı değilmiş, ucuzmuş. Kitaplar pahalı demeyecekmişiz ve aşağıdaki alıntıladığım kısım.
Ne söylerseniz söyleyin karşınızdaki anlamak istediğini anlıyor…
Kitaplar pahalı değil diye bir şey söylediği yok kimsenin ki dolar üzerinden hesap yaparsanız pahalı da değil, 10 yıl önceki fiyatlarla şimdiki fiyatları dolar üzerinden karşılaştırın ve dolar enflasyonunu ekleyin fiyatların zamlanmadığını görürsünüz. Elinde eski basım 2000-2001 yılı ithaki kitapları olanlar arkadaki etiket fiyatına ve kitap basıldığı yılki dolar kuruna bakarak hesaplayabilirler. Tabii “neden dolar üzerinden hesaplıyorsun, biz türkiyede değil miyiz? Neden Türk lirası ile hesaplamıyorsun?” denilebilir ve haklı bir sorudur, hesaplaması kolay olduğu için bunu söyledim. Aynı hesabı bileşik ÜFE yani üretici enflasyonu ile de yapabilirsiniz. Yine ÜFE’nin çok üzerinde bir zam olmadığını görürsünüz. Muhtemelen ÜFE’nin dahi altında çıkar.
Neyse benim odaklandığım konu bu değil.
Söylediğim şey; fiyat belirleme ve kar hesabının buradaki arkadaşların hayal ettikleri gibi bir şey değil. Sayfa başı maliyet vs. yayınevlerinde konuşulmuyor bile, bunlar sizlerin düşünceleriniz veya varsayımlarınız. 20k kopya basılan 500 sayfalık kitabın matbaa maliyetiyle 2k basılan 500 sayfalık kitabın maliyeti çok çok farklı. Kaç kopyalık baskı yaptığınız maliyeti direkt etkiliyor ve sürekli değişen daha farklı etkenler de var. Matbaaya ödeme yapış şekliniz vade miktarı bile baskı için ödeyeceğiniz fiyatı çok değiştiriyor. Her yayınevinin farklı farklı anlaşması oluyor matbaalarla. Kağıt ve baskı için sabit bir fiyat yok yani. Matbaa konusu bile çok karışık ki kitabın tek maliyeti matbaa değil.
Eyvah, dikkatleri üzerime çektim. Neyse, olan oldu.
Buna siz de dahilsiniz.
Bunun aksini kim iddia etti ki bu argümanla geldiniz? Bu kadar zamandır forumdayım, yayınevleri dostumuzdur, yayınevleri kar odaklı değildir sivil toplum kuruluşudur gibi bir argüman görmedim. Siz gördüyseniz alıntılayın lütfen.
Amacınızı anlıyorum ama kitap fiyatları artmadan da bize pahalı gelebilir (bu yayınevlerinin sebep olduğu bir şey değil, biliyoruz). Belki biz kitap fiyatlarına göre fakirleşmişizdir de kitap fiyatlarının pahalandığını hissediyoruzdur? İnsanlar bunun eleştirisini yapamaz mı? Her “fiyatı bana pahalı geldi” diyene “hayır pahalanmadı, sen hesap bilmiyorsun” diye yetişmenize gerek var mı emin değilim.
Buna katılıyorum zira fiyatlandırmada zilyon tane parametre olduğuna eminim (sayfa kalitesi, hedef satış sayısı gibi) ama öyle üst perdeden, öyle hakaretvari kelimelerle konuşuyorsunuz ki insanları rahatsız ediyorsunuz, fikirlerinizi görmezden gelmemize yol açıyorsunuz. Kısacası yazdıklarınız hiçbir işe yaramıyor. Üstelik bu yazdıklarınızı gayet güzel bir dille aktarabilmeniz de mümkünken. Neden bile bile sivri bir dille yazıyorsunuz anlamıyorum.
Örnek:
Oldukça basit ama tamamen farklı bir ifadeyle:
Söylediğim şey; fiyat belirleme ve kar hesabının buradaki arkadaşların düşündükleri gibi bir şey değil. Sayfa başı maliyet vs. yayınevlerinde konuşulmuyor bile. Fiyatlandırmada önemli olan parametreler param1, param2, param3…."
Edit: Ben yazarken siz de editlemişsiniz gönderinizi ve tam da üstte söylediğim şekilde olmuş. Belki bundan sonra ortak noktada buluşabiliriz.
Bez cilt harika. Telifini ellerinde bulundurdukları diğer yazarları bu baskıyla görmek güzel olurdu. Orhan Kemal gibi… Bu arada en çok Everest’in basmasına sevindim.
Leş toplu öykülerden sen geçen aylarda eski baskıyı sahafta bulunca haberdar olmuştum. Neyse ki Everest üzmedi bizi iyi bir baskı ile geldi kitap.
Evet ben almıştım bu kitabın eski baskısını ancak ferit edgü diğer eserlerini bekliyordum ben de güzel bir baskıyla.
Bu anlattıklarınızı buradaki çoğu kişi biliyor zaten. Ürünün gerçek fiyatını maliyeti değil arz talep dengesi belirler. Firmanın belirlediği değil kitabın satıldığı fiyat önemlidir. Basılan kitapların neredeyse hiçbirinin etiket fiyatından satılamaması, alımların %40-60 gibi indirimlerle olması ve tahminim o ki kitap satış rakamlarının düşmesi fiyatlamanın optimum şekilde yapılmadığını gösteriyor zaten. Her sektörün karlılıkları farklıdır. Okurun alım gücü düşüyor kimse dolar enflasyonuyla hesaplanmış maaş zammı almıyor maalesef. Okura bu fiyattan alıyorsan alırsın gibi bir bakışın benzerini okur da firmaya yapabilir “ ülke şartlarına uygun fiyatlarla daha düşük karlılığa basarsan basarsın” diyebilir. Bunu bugün ithaki veya x bir Türk firması yapamazsa yarın global yayınevleri TR telifleri alıp yüksek hacimli ve düşük maliyetli kitapları basar ve okuyucu ucuz kitaba ulaşır. Süpermarket bakkal hikayesini kitap sektöründe de yaşarız. Kitap sektöründen çok daha düşük karlılıkla çalışan ama yüksek hacimli satışlar ile daha fazla ciro elde eden bir sürü sektör var. Yayınevleri artık az kitap yüksek karlılıkla ilerleyemez kanımca. Daha az karlılık daha fazla satış hacmini hedeflemeleri daha doğru bir finansal hedef olabilir ülkenin bugünkü şartlarında
Ciltli ve Şömizli bir baskı olmuş. Uzun zamandır bekliyordum, benim için sevindirici oldu. Önden karton kapak çıkarıp aylarca özel baskı, koleksiyon baskı, yılbaşı baskısı bekletmemiş olmaları şaşırttı, Epsilon’dan alışık olmadığım hamleler
Ateş ve Kan’da o dediğinizi yapmışlar ve büyük tepki çekmişlerdi. Önden ısrarla ciltli baskı çıkmayacak deyip sonradan çıkarmışlardı.
Yedi Krallık Şövalyesi “Dunk and Egg Tales” değil mi? Silmarillion’a ne gibi benzerliği var?
Evet, GRRM’nin Dunk ve Egg’in hikayelerini anlattığı üç ayrı novellası tek bir cillte toplanarak çizimler eşliğinde sunulmuş.
Silmarillion ile tek benzerliği ikisinin de geçmişteki olayları anlatıyor olması yoksa birisi mitolojik diğeri insani bir anlatı.
Ateş ve Kan için de GRRM’nin Silmarillion’u yorumları yapılıyordu. Her ne kadar Tolkien ile Martin’in evrenleri birbirine benzemese de Tolkien’e benzetme çabası var. Yurtdışında özellikle.
Hem reklam hem de insanların kitapta geçmişte yaşanan olayların anlatıldığını anlamaları için sanırım. Biraz fazlaca basitleştirme diyebiliriz sanırım
Bizimkiler kademeli baskı olayını tamamen yanlış anlıyorlar.
Yurtdışında önce
cepboy karton kapak (çok ucuz olur 5-10$ arası, kağıt kalitesi 3.hamur 60gr vs…)
ardından normal boy karton kapak
normal boy ciltli
deluxe edition denilen içinde çizimli büyük boy ciltli
koleksiyon baskısı denilen bez ciltli büyük boy, illustrasyonlu, yazarındna ön sözlü, ek bölümlerin olduğu en son ve en pahalı baskıyı yaparlar
Ha bu her kitapta olmaz ama satacağından emin oldukları kitaplarda bunu yaparlar. Ama bizim ince düşünen yayınevlerimiz laaapsss karton kapak sattırırlar ardından bastıkları alakasız 4-5 kitabı toplayıp “bişey serisi” diye allayıp pullayıp, sadece kapağını değiştirip 2-3 katına tekrar satarlar, ardından bir daha laaappss bu sefer ciltli falan, okuyucu mal, okuyucu şaşkın, okuyucu fakir
Ama dediğiniz gibi Epsilon normalde böyle yapmazdı
Evet bunu bazıları açık açık söylüyor zaten. Çizgi romanda tüm seri tamamlandıktan sonra veya normal baskı bittikten sonra ciltli koleksiyon baskı çıkar diyor bazı yayınevleri.
İthaki mesela seri tamamlandıktan sonra ciltli çıkarsa çıkar diyor bazı eserler için.
Herkes kendine göre haklı yapacak bişey yok açıkcası. Yayınevi de “biz de avrupadaki gibi euro ile satış yapabilsek, onlar kadar çok kopya satabilsek, onlar gibi baskılar biz de yaparız” diyebilir.
Örneğin boyutu küçük olan kralların yolu 21 Euro Bookdepository’de. Yıllardır Rüzgarın Adı 10. yıl özel baskısını bekliyorum, basılmıyor. Avrupa satış fiyatı 47 Euro. Bizim için 480 Lira civarında bir para yapıyor.
Her şey bize pahalı geliyor çünkü alım gücümüz kalmadı. 5-6 yıl önce rahatlıkla kıyafet aldığım yabancı markalardan artık %50 indirim zamanında dahi zar zor, taksit yaparak alıyorum. 60-70 liraya kazak, gömlek vs. alırdım Mango’dan, şimdi sezon fiyatları 400 liradan başlıyor sezon sonu %50 indiriminde dahi çok pahalı geliyor.
Neredeyse her sektörden örnek vermek mümkün. Yayınevleri kendilerini şartlara uyarlıyorlar, bizim ülkemizin ekonomisi de avrupa gibi yönetilse fiyat istikrarı olsa, geniş orta sınıf ve alım gücü olsa, yayınevlerinin yine şuanki gibi davranacaklarını sanmıyorum.
Önce Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin resimli baskılarına devam etmek yerine yazarın bambaşka bir kitabını basmaları tam da Epsilon’dan beklenebilecek bir hamle.
Yurtdışında baskı yaptıkça çıkartıyorlar diye biliyorum.