Oxford Üniversitesi’nin, üyeleri arasında J. R . R . Tolkien, C. S. Lew is ve Owen Barfield gibi isimlerin de bulunduğu Inklings topluluğunun bir diğer önemli üyesi Charles Williams, Mutlak Aslan’da gör ünenin arkasındaki dünyayı anlatıyor. Platonik ideaların hayatımızdaki ve gündelik yaşantımızdaki yerinin zannettiğimizden büy ük olduğunu, dünyanın idealler etrafında döndüğünü, elle tutulur somut dünyanın arkasında bir prensipler âlemi bulunduğunu dile getiriyor.
T. S. Eliot’ın deyişiyle eserlerine “ hem anlık heyecanlar hem de kalıcı mesajlar” katan Williams, Mutlak Aslan’da da heyecanı mesaja feda etmiyor ve okurunu sürükleyici bir maceranın içine alıyor. Öyle ki günün birinde, her şey yolunda gözükürken, idealar ve prensipler tecessüm etmeye ve mana âlemi, madde âlemini içine almaya başladığında, biz de karakterler gibi şaşırıyor ve kendimizi kıyamet adım adım yaklaşırken ne yapmamız gerektiğini düşünür buluyoruz…
“Düşündüklerinin tümü doğruydu; güzellikleri ve çirkinlikleri, arada sırada insanı bulan dertleri, alışılmış zevkleriyle, bilinen dünyanın ömrü nihayete ermişti.”
Çeşitleme olmasına karşı değilim. Güzel bir şey. Belki cep boy olanlar bütçe konusunda sorun yaşayan öğrenciler ve kişiler için dost olabilir fakat beklediğimiz onlarca kitap var. Forum olarak da zaten çoğumuzun edindiği bir eser. Haliyle cep boya da pek ihtiyaç duymuyoruz diye düşünüyorum ben.
Kadim Kanunlar devam serisi, İlk İmparatorluk devamı, Enginlik, Malazan filan derken ona odaklanamıyoruz sanırım.
Bu arada, geçtiğimiz gün İnstagramdan İthaki yetkilisine 654783. kez Elric’i sordum, sözleşmeleri uzattıklarını ve sonbaharda tekrar baskı yapacaklarını ifade etti. Umarım “bu kez” söylendiği gibi sonbaharda tekrar basılır kitaplar.
Don Quijote telifsiz bir eser miymiş?? Sadece YKY tarafından basıldığı için telifli sanıyordum.
Şimdiye kadar neden diğer büyük yayınevleri basmadı acaba?
Elbette telifsiz bir eser, Cervantes’in ölümünü dikkate alırsak
Burada aslında önemli olan çevirmen. YKY’nin Roza Hakmen çevirisinin üzerine kimse bu eseri çevirmeye gerek duymuyor. Piyasada böyle bir metin varken basmıyorlar. Ben çevirmene saygı duysam da farklı çevirmenlerden okumakta beis duymam. Bu yüzden sevindim Alfa’ya. Banu Karakaş tanıdığım bir İspanyolca çevirmeni değil. Bu konuda soru işaretleri var kafamda. Bu metin çok daha yetkin bir çevirmene teslim edilmeliydi bana göre.
Basım Tarihi: Ekim 2021
Basım Yeri: Türkiye / İstanbul
Boyutlar: 13,50 x 21,00 cm
Basım Dili: Türkçe
Kağıt Tipi: 2. Hamur
Sayfa Sayısı: 616
Barkod: 9786057001436
Kategoriler:
[Bilim - Mühendislik / Bilim Tarihi]
Bu kitap, şarlatanlar ile dâhilerin bitmek bilmez kavgasının öyküsünü anlatıyor. Neye ‘inanmanız’ değil, neye ‘inanmamanız’ gerektiğini bilim tarihinin en ‘özel’ örnekleriyle sunuyor.
Şarlatan kimdir? Bir bilim insanı ile şarlatanı nasıl ayırt ederiz? Peki astronomlar; ne söyleseler inanmalı mı? Mars’ta hayat var mı? Ya dünya, gerçekten de düz olamaz mı? Burçlar ya da Venüs gerçekten de kalbimize yön verebilirler mi? Paranormal olaylar gerçek olamaz mı?
Pasteur’den Koch’a, Eric von Daniken’den Zakkumcu Doktora; alternatif tıp şarlatanlarından çubuk ile su bulmaya elinizdeki kitap; kökleri ve omurgası ile patolojik bir bilim tarihi okuması sunmaktadır. Şüpheci yaratılışa bir adım daha yaklaşmak ve dogmatik uykularımızdan uyanmamız bu kitabın en büyük dileğidir.
İlk yaptıkları baskılar çok iyiyken 4. kitap Günler Haritası’nın baskısı gerçekten çok kötüydü…Umuyorum 2 küsür yıl beklettikten sonra tatmin edici bir baskısı olur ve sonraki kitap için yine 2 yıl beklemeyiz.