Alfa’nın güzel işler yaptığına katılıyorum bu arada. Evet harf,kelime yanlışı vs var ama çok rahatsız edici değil. Aden kitabında birkaç tane varken Yıldızlardan Dönüş kitabında neredeyse hiç yoktu.
Doğru yoldalar bence, desteklemeye devam.
Dominant ve agresif yayın politikasından kastınızı ve bunun ne gibi bir zararı olduğunu tam olarak anlayamadım ama Alfa oldukça kaliteli işlere imza atıyor ve bunu yaparken, özellikle de serilerde araya okurun değil kitabın konusunu, okuduğunu bile unutacağı kadar uzun süreler koymadan yapıyor.
İthaki değil de Alfa’ya eleştiriniz galiba, Alfa’nın hangi kitaplarında oluyor bu dediğiniz.
@Lucifer@BiblofilYouTube adına konuşmuş olacağım ama olumsuz bir anlamda kullanmamış, Dominat ve agresif ile, çok kitap basıyor, iyi kitaplar basıyor, kuralları kendi koyuyor (örneğin tüm çeviriler bitmeden yayınlamaya geçmiyor gibi, çevirisi biten ama yayın sırası gelmeyen 2 yıl bekleyen kitap oluyor Alfa’da)
Kötü anlamda söylemedim. Bunlar global ekonomide kullanılan terimler esasen @alper çok doğru analiz etmiş söylediğimi. Aynen onu kastediyorum.
Piyasaya hakim olmalarını kastettim. İstedikleri yazarları alabiliyorlar, istedikleri serileri basabiliyorlar. Kafaya koyduklarında onların elinden bir eseri alabilmek çok zor. Bu kötü bir şey değil ben takdir ediyorum. Piyasayı domine eden yayınevlerinden biri bu grup.
Ayrıca serilere bu hızla devam etmelerine ben de hayranım çok beğeniyorum ama o özensizlik nedir anlamak mümkün değil. Bunu da söylemek zorundayız. Pkd kitapları falan gerçekten çok kötü durumda. Profesyonelliklerine yakışmıyor. Everest de aynı grubun yayınevi ama çok daha düzgün editörlükler görüyorum. Hata yine var ama az.
Alfa’nın özellikle harf ve kelime hatalarının çokluğundan ve okurken keyif kaçırmasından muzdariptim bende. Sanki son 2 ayda çıkan kitaplarda, (özellikle Lem ve Verne kitaplarını okudum) daha dikkatliler gibi geldi bana.
"Okuyacağınız bu modern klasik, Filiz adındaki tavuğun öyküsüdür. Filiz artık emir üzerine yumurtlamak ve tüm yumurtalarının pazara satılmaya götürülmesini izlemek istemez. Her Sabah çiftliğin kapısından geleceğine göz atar, özgürce dolaşan hayvanları izler ve vahşi doğaya kaçarak kendisi için bir yumurta yumurtlamanın hayalini kurar.
Özgürlüğü, bireyselliği ve anneliği temel alarak çiftliğin geleneklere sarılı dünyasına başkaldıran, yürekli ve ilham sahibi bir dişi kahramanın hikâyesini anlatan Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk, aynı zamanda evrensel yankının romanıdır ve dünya çapında milyonlarca okura ulaşmıştır. Tavuk, ördek, horoz, köpek, gelincik gibi hayvan karakterleriyle, Hayvan Çiftliği ve Charlotte’nin Ağı gibi İngiliz klasiklerini akla getirir. Sun-mi Hwang’ın günümüz için kaleme aldığı bu fabl, dünya edebiyatı içinde yerini almış unutulmaz bir karakterin yolculuğunu anlatır."
“Kimya alanında layık görüldüğü Nobel Ödülü’nü almak üzere bekliyor. Törene sadece birkaç saat kalmış. Ve o sırada Lise Meitner beliriyor süitinde: Otuz yılı aşkın bir süredir birlikte çalıştığı eski dostu, meslektaşı, tecrübeli bir bilim insanı.
Fakat Lise, Otto’yu tebrik etmek için orada bulunmuyor. Onun meselesi geçmiş ve dolayısıyla gelecek. Lise sadece hesaplaşmak istiyor. Ömrünü adadığı işin hayattaki karşılığıyla yüzleşmek… Kapalı kapılar ardında, bir otel odasında olup bitiyor her şey. Karlı ve soğuk bir günde. Cyril Gély, tiyatrodan gelen ustalığını diyaloglar üzerinden akan bu hikâyede konuşturuyor: Tarihle, vicdanla, insanlıkla boğuşan iki bilim insanının gerçeğiyle yüzleşiyor.”
Zweig basmayın! Basacaksanız da Bilinmeyen Gacının Mektubunu bi rahat bırakın artık. Alırsak İş Bankası mis gibi kapak yapmış, onu alırız. Siz daha neyi zorluyorsunuz.