Çok haklısınız, hem Doğan hem de Dex neredeyse teksir kağıdına kitap basıyor.
Doğan’ın yanına Can’ı İthaki’yi de koyarım ben (özel baskılarını saymazsak). Murakami gibi bir yazarın telifini alıp sonra da çaput gibi kağıda kitabı basmak okura küfür gibi.
Panzehir olarak Yedi Yayınlarını öneririm, mutlaka bir kitapçıda inceleyin, kapağın sertliği, kağıdın güzelliği kısacası baskı kalitesiyle büyük yayınevlerine ders verir nitelikte.
Yedi yayınlarının da puntolari çok küçük. Onun dışında he şeyleri güzel.
Sanırım hepsi kötü ya. 
Dex aynı şekilde kötü bence. Aylardır çıkacak ama çıkamadı bir türlü. Ayrıca ciltli basacağız dediler ama sonra sizin bütçeniz için karton kapak basacağız dediler. Bunu terbiyesizlik olarak görüyorum. Yav arkadaş sana ne benim bütçemden? Fazladan vereceğim 5-10 liranın tasası sana mı düştü? 
Ayrıca steelheart baskısı ortada kağıtlar baklava yufkası gibi incecikti.
Sanderson’ı ülkede rezil ettiler ya,diyecek pek laf yok. Yahu şu yazarın telifini okuyucunun yüreğini çıkarmayan bir yayınevini hiç mi almaz,Dex’in de Akılçelen’den kalır bir tarafı yok 
Kim alsa bizi sinir edecek. Epsilon’un çalışanlarına yaptığı göz yumulur cinsten değil. İthaki’den memnun olan yok. Altın deseniz sansür uyguluyor, eksik basıyor vs vs. Akılçelen ortada, Dex ortada. İş Bankası fantastikte berbat ve zaten onların ilgi alanlarının dışında. YKY’nın fantastik anlayışı Harry Potter’dan ibaret denebilir. Can vb. yayınevleri fantastiğe hiç bulaşmıyor bile. Pegasus’un fiyat politikası hoş değil ve tutmayan serilerde maalesef yarım bırakılıyor. Liste uzar gider…
Bu durumda baktığımızda işini hakkıyla yapacak bir yayınevi de kalmıyor. Kim alsa sorun yaşayacak ve şikayet edeceğiz. Ne biz uslanırız ne de yayınevleri uslanır. Herkes kendine göre haklı.
Benim yaptığı işleri en beğendim yayınevi şu an için Çınar fakat onların da böyle olmalarının sebebi az kitap çıkartıp çok emek vermeleri. Bu hızla Brandon basarlarsa ben bile mezara girerim. Kaldı ki butik bir yayınevinin bütçesinin Brandon’a yetmesi düşünülemez.
Ben Brandon almayı da okumayı da bıraktım. Kafam rahat.
Ha, bu arada Sanderson’u bilen bir avuç insanız. Neresinden bakarsanız bakın bu böyle. Ne zaman ki Sanderson’un dizileri, filmleri, oyunları çıkar ve sükse yapar işte o zaman bu ülkede bir yere gelir. Dünya çapında ünlü bir yazar olmak istiyorsanız önce ölmeniz, yaşarken bir yere gelmeniz için de sinema veya oyun sektörüne kapak atmanız ve tutulmanız lazım. Biz toplum olarak popüler akımlara zombi gibi saldıran bir ülkedeyiz. Gerçeklerimiz böyle. Gerçeklerin bu derece rahatsız edici olduğu bir noktada bunu eleştirmek boşuna bana kalırsa. Piyasa toplumun ne tükettiğine göre şekillenir ve azınlıklar topluma ayak uydurmakta zorlanıyorsa bu azınlıkların sorunudur.
Dediklerinize katılmakla beraber bazen aklıma geliyor. Acaba Can Yayınları Danilov serisi ile fantastiğe giriş yapacaktı da pek rağbet olmadığı için mi vazgeçti diye. Çünkü seriyi pek bilen yok. Bu forumda bile neredeyse kimse bilmiyordu.
O yüzdendir ki Ithaki aylardır çoğu kişinin beklediği ve sorduğu kitapları değilde kendi aklındakileri çıkariyor.
Söyledikleriniz sonrası alternatif yayınevi önerileriniz varmidir fantastik edebiyat konusunda?
İlk kez şu an duydum basılır umarım. Basılırsa almak için her şeyi yapardım.
Ben buraya genel görüşlerimi yazayım, siz karar verin.
İş Bankası Genç Fantastik kitaplar: Editörlük yok denecek halde. Devam edip etmeyeceklerinden kendilerinin bile haberi olmuyor. Bir dedikleri diğer dediklerini tutmuyor. Son zamanlarda fantastik eser bastıkları yok gibi.
Pegasus Genç ve Genel Fantastik Seriler mümkünse tamamlıyorlar fakat hiç tutmadıysa yarım serileri ucuzdan satıyorlar. Bazen devam edecek serileri de indirime sokarak gündeme getiriyorlar fakat genel baskı hızı bence yavaş. Bir dolu genç fantastik eser yarım ve devam bekliyor. Genelde büyük serilerde senede 1 kitap geliyor. Ben bizim ilgi alanımiza giren eserleri yavaş bastıklarını düşünüyorum. Üstelik fiyat politikası da epey yüksek.
İthaki çok hevesli bir yayınevi. Birçok şey yapmak istiyor ama çok açıldığı için derin sularda boğuluyorlar. Baskı hızı bana kalırsa çoğu kişi itiraz edecek olsa da diğerlerine göre çok çok daha iyi. Çeviri ve editörlük ise yetkin kişilerse iyi diğerlerinde sorunlar var. Özellikle Dost Körpe çevirileri rahatsız edici ve kendisi epey yavaş olduğundan bu kitaplara hiç bulaşmamak, umut etmemek daha mantıklı. Eğer İthaki’den kitap alacaksanız serilerin tamamlanması için sabır lazım. Bunun sebebi fantastik alanında en geniş yelpazeye sahip olmalarıyla alakalı. Bu kadar geniş yelpazede bir şeyler hep yarım kalacaktır.
Delidolu yayınlarının Diskdünya azmi gerçekten tebrik edilesi fakat bizim tercih edebileceğimiz tarzda fantastik eserleri yok denecek kadar az. Genelde çocuk ve genç eserlere yükleniyorlar. Bilimkurgu olarak da adım atmışlıkları var fakat tercih edilmedikleri için arada kayboluyorlar. Çeviri ve editörlük konusunda gerçekten özenliler. Yine de genel fantastik ve bilimkurgu baskı adedi düşünülürse senede dişe dokunur oranda ürün veremiyorlar Diskdünya hariç.
Çınar yayınları güzel bir başlangıç yapsa da senede sunduğu kitaplar genelde telifsiz ve parmakla sayılabilir fakat çeviri, editörlük konusunda başarılılar. Bunun da sebebi az ürün vermeleridir bana kalırsa.
Yky için Harry Potter candır, gerisi heyecandır bakış açısı var diyebiliriz.
Doğan Kitap alt yayınevleriyle birlikte bence büsbütün başarısızdır. Özellikle çocuk veya genç fantastik türde eser vermelerine rağmen editörlük ve çeviride büyük sorunlar var. Hatta ben bir miktar tutucu çeviri olduğunu da düşünüyorum.
Altın kitaplar nispeten istikrarlı olsa da çoğu fantastik serisi yarım. Belli başlı yazarları var ve bunlarla ayakta duruyor fakat o yazarların kitaplarını da kırparak veya çevirileri yumuşatarak kendi bacağına sıkıyor.
Laputa kitap piyasaya çok hızlı girse de gerek baskı gerekse editörlük olarak çok kötü. En azından mümkünse kıyıda köşede kalmış eserlere yöneliyor.
Alfa kitap kimse kusura bakmasın ama bastığı her tür kitabın editörlüğü çok kötü. Böyle köklü, nam salmış, senelerdir piyasada bulunan bir yayınevinin bu denli özensiz olmasını kabul edemiyorum. Ya şu kitapta hiç hata yok denilenlerde bile gözlerim şaşı oldu. Ya okur olarak biz imladan, yazımdan bir haberiz ya da öyle işte… Özellikle bilimkurgu çevirilerinde aşırı zorlama cümleler var. Okurken tıkanıyorsunuz. Cümleyi toplama kabiliyeti zayıf. Bunun yanında baskı hızı gerçekten çok fakat böyle hizmet olursa zaten hızlı olmalı.
Akılçelen yayınlarına hiç bulaşmayın… Çeviriler kötü, editörlük kötü, baskı kalitesi kötü, kısacası çok ama çok kötü.
Ayrıntı yayınları bilimkurgu eserleri çeviri ve editorlük konusunda sabır sınar gerçekten.
Metis fiyat politikası düşündürücü bir yayınevi. Fantastik ve bilimkurgu eserleri şans meselesi. Kiminin her şeyi çok iyiyken kiminin gerçekten kötü. Özellikle Malloryan serisinde göz bozan hatalar var. Fantastik alanında yeniliklere kapalı fazla eser vermeyen bir yayınevi. Sabit eserleri sonsuza dek basmayı tercih ediyorlar.
Monokl nispeten çeviri ve editörlük konusunda daha iyi fakat büyük yayınevlerine göre butik kaldığından yavaş eser veriyor.
Siren, Hep kitap yavaş kitap çıkartan ama işini düzgün yapan yayınevlerinden ama yine butik olduklarından senede sundukları kitap sayısı bizler için az.
Remzi, Can gibi yayınevleri zamanında fantastik alanını denemiş ama okurların kafasındaki genel algıyı kıramadıkları için bu tarzdan ellerini eteklerini çekmiş gibiler.
Salon yayınları genel popüler fantastik eserlere yöneliyor ve bastığı her şeyi şişiriyor. Kitaplarını incelerken daha arka kapak yazısındaki hatalardan dolayı bulaşmaktan vazgeçtim.
Uzun lafın kısası fantastik ve bilimkurgu denildiğinde piyasanın yüzde 87’lik kısmına İthaki sahip. Bu durumda böylesi problemler çok sıradan. Diğerleri senede en fazla üç fantastik ve bilimkurgu eseri verebilirken İthaki belki 50 tane veriyor yenilenen baskılarıyla birlikte. Okur olarak bu noktada çok geç kaldığımızı, kıt bir alışveriş anlayışımızın olduğunu düşünüyorum. Eğer kitaplığınızda bulunan FANTASTİK ve BİLİMKURGU kitaplarınızın yarısından fazlası İthaki ise bence şikayet etme hakkınız yok. Daha fazlasını yeterince araştırmamış ve şans vermemişsiniz demektir. Burada okuma zevkinin de kısıtlı olmasından bahsedebiliriz. Genç fantastik ve bilimkurgu eserlerden uzak duruyorsanız İthaki’nin çoğunluğu oluşturması normal.
Bunlar benim şahsi düşüncelerim olup genellemeler lafın gelişi yazılmıştır.
Stephen King için konuşacak olursam Altın yayınevi artık sansür ya da yumuşatma yapmıyor diye biliyorum. Kırpma da zaten Altın yayınevi ile alakalı değildi. Başka yazarlarda kırpma ya da sansür devam ediyorsa bilmiyorum.
Bu arada fantastik ve bilimkurguda piyasanın %87lik kısmına İthaki sahipse kitaplığımızda onların kitaplarının çok olması gayet doğal. Neden bu yüzden eleştirmeye hakkımız olmasın ki?
@Agape cevap yazdıktan sonra eklemiştim son kısmı. Yumuşatma kısmını hatırlamıyorum ama “O” kitabının sonunu kırpmadan bastıktan sonra yumuşatma olduğunu sanmıyorum. @Ozgur sormuştu yanlış hatırlamıyorsam, küfürler aynen çevrilmişti başka kitapta da.
Son baskıların birisinde de hâlâ yumuşatma vardı. Birkaç ay önce konusu olmuştu ve ispatlanmıştı.
@narpal şimdi siz x markadan kot pantolon alıyorsunuz diyelim ve her seferinde dizleri yırtılıyor veya çıkıyor. Bir daha almazsınız. Başka markalardan kot pantolon alır ve bu dertten kurtulursunuz. Mesela A101 gibi marketlerden kulaklık alınca performans beklemezsiniz çok fazla ama gidip Mediamarkt, Vatan gibi yerlerden alınca veya cart markayı alınca beklenti oluşur. Baktığınızda Vatan’nın 2000 şubesi A101’in 9000 civarı şubesi var. İthaki senede 10 kitap bassaydı her alanda güzel kitaplar verebilirdi fakat bu sefer de bu alanda daha az esere ulaşmış olurduk. Muhtemelen ömrümüz bu kalite beklentisiyle bir avuç esere ulaşarak biterdi. Her şeyin bir getirisi var.
Son olarak şunu da söylemeden geçmeyeyim. Bizim vatandaşımızda işin hakkını vermek diye bir şey yok denecek kadar az. Herkes aldığı maaştan şikayetçi bunu da kendisine sebep edinerek baştan savma iş yapıyor. Halbuki istediği maaşı alsa ne yapacağını da çok bilmiyor. Çeviren günde ne kadar sayfa çevirirse ona göre diğer kitaba daha hızlı geçebilir. Editör ne kadar hızlı kontrol ederse ayda o kadar çok para kazanır. Son okuyucuları gören cennete gidiyor diye biliyorum. 
Şimdi Ithaki’yi övüyor muyuz yoksa son sürat yermeye devam mı ediyoruz? Kafam karıştı 
(Kitaplığımın büyük çoğunluğu İthaki)
Alper burada olksa bana karşı çıkardı muhtemelen ama Küfürleri “Lanet olasıca” diye çeviriyorlar hala ki ve bence bu sansür. Ki bunu 2016 basımı bir Üçün Çekilişi kitabından bahsederek söylüyorum. Ki o kitapta başka bir çeviriden intihal bile vardı sanırım. Şimdi İnkilap baskısını ve Altın baskısını bulmam cidden zor. Zaten bir sinirle elimdeki tüm kitaplarını dağıttım.
Buradan devam ederek okuyabilirsin.
@Agape’nin bahsettiği şeyi bir ara Altın Yayınlar soru hattı açıldığında gündeme getirip göstermiştim, Editör arkadaş artık yapmıyoruz demesine rağmen. Gönül Suveren ve bir çevirmeni daha var onların çevirileri hala “ayıplı” (gerçekten bağlamdan kopmuş, bazı yerlerde cümle, olay atlamış) çeviriler. Hepsini bir gün güncellerler mi bilmiyorum ama Kara Kule’yi Türkçe de okumayı çok isterdim.
Bu benim Türkçe King okumama sebebim. Kitaplığımda sadece Mahşer kitabı var mesela. 780’de 1 yani.
Artık çeviri sorunlarıyla karşılaşınca “Shit here we go again” diyip devam ediyorum. Aquila Yarığının Ötesinde çevirisi o kadar kötüydü ki, kitaptan günde 1 sayfa bile okuyamayıp bıraktım. Ne Zima Mavisini ne de Keşif Uzayını almayacağım. Bu sebeple çekilişe katıldım mesela. Ucuza getirmek için üniversite öğrencisine kitap çevirten yayınevi de gördü bu gözler yani.
Ben imlaya hiç takılmıyorum. Yani cümleye küçük harfle başlamıyorsa, sürekli harf hatası yapmıyorsa çevirinin o kısmı beni ilgilendirmiyor. Ben anlamdan kopmak istemiyorum. Mesela Fahrenayt 451 dilbilgisi anlamında süper. Ama anlam konusunda Ray Bradbury yattığı yerden kalksa Türkçe baskılarını yaktırırdı kitapların. Hoş Dost Körpe’nin dokunup mahvetmediği eser yok. Gormenghast, Dune, Clive Barkerlar, Poe… Tek güzel çevirisi Yüksek şatodaki adam sanırım. O da Metis’in editörlüğü çoğu zaman iyi olduğundan sanırım.
10 belki 15 baskı yaptı Fahrenayt. Yayın evinin zerre kadar bile umrunda değil. Çünkü insanlara yüklenen “Fahrenayt kült bir eser yeaa mutlaka okuman lazım” hype’ı devam ettikçe satmaya devam edecek. İnsanların türü sevmemesi, belki bilimkurguya soğuması ya da distopyayı manasız bulmalarına sebep olması para geldiği sürece, hiç önemli değil.
Umuyorum bir gün çeviriler için de, kitap fiyatları için de hatta kitap reklamları için bile bir denetim olur. Üçüncü parti bir çeviri kontrol platformu olsa mesela harika olur. Divxplanet’te biz dizileri çevirirken orjinal dilin altyazısı ile çevirilerimizi kontrol eder kategorize ederlerdi.
ağır imla hataları/çeviri vasat düzeyde/teknik yapı hataları/onaylı çeviri şeklinde.
Kitaplığımın yüzde 70’i ithaki. Güzel çeviriler de gördüm kötü çeviriler de gördüm. Ama çeviri sorunları İthaki hakkındaki hayal kırıklıklarımızın onda birini bile oluşturmaz.
Ben artık seriye başlayacağım zaman öyle tüm seriyi asla almıyorum. Çok büyük hatalar yaptım çünkü. Elime alıp ilk kitabında pes ettiğim çok kitap oldu çevirinin anlamsızca değiştirilmesinden. Üç beş tane çevirmenim var, onları görünce alıyorum. Yenilere kapattım kapımı. Ve bu dostlar, olabilecek en kötü şey… Çünkü beni okuyacağım kitaplar konusunda tekele itmeleri bir yana, bildiğim şeyler dışında yeni şeylere yönelmemi engelleyerek önyargılı bir insana dömüştürdüler beni… ![]()
Bir de Otomatik Portakal vardı sanırım. Karşılaştırma da yapılmıştı forumda. Çok az bir kısımdı gerçi ama en iyisi Dost Körpe çevirisi gibiydi.
Aslında lanet olasıca yine iyi. “Allah kahretsin!” de olabilirdi. 2011 yılında izlediğim bir dublaj filmde adam “Lanet olası lanet olasıcalar” diyordu.
@isos81 Ne yeriyoruz ne övüyoruz. Olanı söyledim ben.
İsteyen istediği yoldan devam eder.

Samanyolu TV’de (25 yıl önce) Mortal Combat izlemiştim. Son sahnede “Allah’ın selameti ile git kardeşim” diye dublaj yapmışlardı 

