Sadece anadilden olmaması değil de bir de psikanaliz daha doğrusu Psikoloji biliminin kendisi ve Türkçe kullanımda yer alan terimleri eksik kalıyor bu sebeple sıkıntılı sayılıyordu.
Say Yayınları’ndan çıkan Rüyaların Yorumu mesela Dilman Muradoğlu çevirisiyle anadilden yapıldı bildiğim kadarıyla yine de terim ve mesleğin jargonuna dair önemli eksikleri var denmişti. Bir arkadaşım ise çok büyük problemler olmadığını söylediği için okumaya başlamıştım. Öyle de kaldı
School’u Ekol yerine Okul diye çeviriyorlar mesela. Çok basit nir hata ama gerçekten de yapılan bir hata
Çeviri sırasında meslekten birisinden de yardım alınması iyi olur aslında. Yine de ortak bir terminoloji oluşturmak zor olabilir. Sözel bilimlerde bu tarz terim kavgaları çok oluyor.
Biz normal bir okuyucu olduğumuz için dipnotta terimlerin farklı çevirilerine yer verilirse bizim için yeterli olur.
İthaki bu baskı için bir artı puan daha kazanıyor. Kapak Türü : Ciltli
Bu güzel bir çözüm gibi görünse de öyle olmuyor her zaman. Dipnot oluşturmak yerine mesleki yeterliliği olan araştırmacı bir akademisyenden destek alsalar harika olur. Hem böylelikle belirli jargonları da kalıplaştırmış oluruz. Hem farklı jargon kullanımlarını vesaire de dipnot olarak verirler, çok daha az ve öz dipnot olur.
İş Bankası’na güveniyorum bu konuda ama bakalım.
Eşim psikiyatr ve onunla birlikte okuyacağız bu Freud’ları. Eğer terminoloji olarak bir sıkıntı varsa bu konuda bir ortak çalışma yapabiliriz onunla
Hocam başka bir kitaptan örnek vereyim. Ferdinand De Saussure’ün Genel Dilbilim Dersleri adlı kitabını Berke Vardar çevirmiş. Berke Vardar ülkemizin en büyük dilbilimcisidir. Vardar çevirirken terimler için güzel karşılıklar bulmuş, ama başka dilbilimciler şimdi bu terim çevirilerinin çoğunu eleştiriyorlar. Kitabı akademisyen çevirmesine rağmen bu tarz sorunlar çıkıyor.
Günümüzde bu tarz büyük bilim insanlarının her bir terimi için birden fazla makale yazıyorlar. O yüzden uzlaşmaktan çok farklılaşmaya çalışıyorlar.
Bu nedenle meslek birlikleri ile çalışmaları daha mantıklı olur gibi geliyor bana.
Çevirmen Zehra Aksu Yılmazer’miş ve Almanca’dan çevirilmiş. Daha önce Leonardo’nun Yahudası adlı çevirisini okumuştum. İyi bir çevirmen, ben gönül rahatlığıyla okurum.
Umarım Dickens’ın bütün eserleri çıkar yayınevinden.Adamın kitapları her yayınevinde bölük pörçük halde,tek yayınevinden bütün eserlerini toplamak istiyorum artık.
Evet öyle olacak. Dickens kitaplarının arka kapaklarını bakarsanız. Charles Dickens Bütün Eserleri diyor ve numaralandırılmış.
Umarım eser atlamazlar çünkü mesela Antikacı Dükkanı benim için en iyi kitabıdır ama düzgün hiçbir çevirisi yok şuan,elimdeki sahaftan 90’lardan kalma bir baskı.
Bende bazı kitaplarının Can baskıları olmasına rağmen İş Kültür Bütün Eserler dediği için HAY baskılarını da alıyorum.
Belki kısa zaman içerisinde tüm kitaplarını basmazlar (senede 2-3 kitap olabilir) ama Bütün Eserler dedikleri için Antikacı Dükkanı da basılır bence.
Umarım,klasik olarak okuduğum nadir yazarlardan birisi olur kendileri.
İletişim’in Orvılları pek bi garip. Pembe domuzdan kurtulmaları iyi olmuş ama 84’de kırmızı rengi hikâyede önemli bir yere sahip olduğu için kapak Can’ınkinden çok da farklı hissettirmiyor…
Şu İthaki veya Pegasus kutucusunun adresini Alfa’ya versek de Farseer serisi ciltli baskı çıksa artık
Hayırlı olsun.
Düşünen Makineler
Yaklaşan Yapay Zeka Çağı ve İnsanlığın Geleceği
Etiket Fiyatı : 35,00 ₺ Yüzde 25 indirimli: 26,25 ₺
Yapay zekâ ve robotlar hakkında neler biliyoruz?
1997’de IBM’in Deep Blue bilgisayarı, 1985’ten beri namağlup dünya şampiyonu Garry Kasparov’u satrançta yenince, yapay zekâ halkın gözünde bambaşka bir görüntüye büründü. Acaba Isaac Asimov’un yıllar önce belirlediği üç robot yasası tersine dönebilir miydi? Evet, bu yenilgi insanlık için büyük bir olaydı ama acaba Alan Turing bilgisayarların bir gün insanlar gibi düşünebileceklerini söylerken ne kastediyordu? Yapay zekâlı robotların istilasına o kadar yakın mıydık gerçekten?
Aslına bakılırsa hayır. Ama Kasparov’un yenilgisinden bu yana komplo teorilerinin ardı arkası kesilmedi: Katil robotlar ve yapay zekâ kıyameti gerçek olacak mı? Yapay zekâlı otonom silah sistemleri savaşlarda sivillerle savaşanları ayırt edebilir mi? Bir de işin insani boyutu vardı: Yapay zekâ bilinçlenebilir, hatta acı çekebilir mi?
New Scientist bu kitapta bütün bu soruların cevaplarını, yapay zekânın öyküsünün tüm ayrıntılarıyla veriyor. Ünlü bilim insanlarının alana katkılarından modern çağda yapay zekânın yerine, bilmeniz gereken her şey Düşünen Makineler’de sizi bekliyor.